3 Haziran 2013 Pazartesi

MİRAÇ KANDİLİN’DEKİ HİKMETLER

Kullarını kendine kavuşup vuslat etsinler diye yaratan Allah, övülmeye layık olandır. Selama layık olan ise, Hz. Muhammed ve evladı Resul’dur.
Miraç kandili hicri takvime göre recep ayının son haftasında kutlanır. Çünkü Hz. Resulullah efendimizin miracı, “Recep Allah’ın ayıdır…” hadisi şerifinde ifade edilen recep ayında tahakkuk etmiştir. Miraç, kulu Rabbin’den ayıran ve onun dünyası olan cümle gayrıyetten kurtulup, Rabbi’ne vuslat etmesidir, yani kulun Rabbi’ne kavuşmasıdır.
Hz. Peygamber Efendimizin miracı cismani ve ruhani olmak üzere ikidir. Cismani Miraç Kuran’da; “Bütün varlıkların tesbihi o kudretedir ki kulunu gecenin birinde mescid-i haramdan çevresini bereketlendirdiğimiz mescid-i aksaya yürütmüştür, bu ayetlerimizden bir kısmını o kulumuza göstermek/onu ayetlerimizden biri olarak göstermemiz içindir…”(İsra-1)Ayetiyle beyan edilir. Bu miraç mucize olarak gerçekleşen ve Hz Peygamber sav’in, ‘âlemleri şereflendirmek için yaptığı miraçtır. Bu miraç sadece ve sadece, yalnızca Hz.Resulullah Efendimize mahsus’ tur. Çünkü Hz Peygamber efendimizin Nur-u vücudu cümle alemlerin aslı olduğu için, alemler varlıklarını muhtaç olduğu o yüce şahsiyeti görüp onunla, yani Hz. Muhammed s.a.v ile şeref bulmak istedikleri için, bu cismani miraç mucize olarak vukua gelmiştir.
Diğer Miraç ise Hz. Resulullah Efendimizin Ruhani Miracı’dır ki, bu miraç Necm Suresinde “Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın beraberliği gibi belki ondan da yakın. Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini, kalp yalanlamadı gördüğünü” (Necm- 8, 9, 10, 11) “Andolsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü” (Necm-18) “ Ayetleriyle Beyan olunan Miraçtır. İşte bu Hz. Resulullah’ın Ruhani miracını, cümle Peygamberler yaptığı gibi, cümle İnsanı Kamil olan Veliler de yaparlar. Çünkü bu Ruhani Miraç, kulun nefsinin/kendinin ve eşyanın hakikatına yönelip Rabbi’ne vasıl olmasıdır, yani Rabbi’ne kavuşmasıdır. Her kim ki kendine ve cümle âleme nisbet ettiği varlıkların yokluğuna, yani eşyanın fenasına Allah’ın makamlarının müşahadesiyle arif olursa o kul, kendinde ve cümle eşyada mevcut olan Rabbı’na kavuşarak miraç yapar.
Her insanın miraca ulaşma potansiyel ve kabiliyeti olmasına rağmen bazı kullar, kendine ve cümle eşyaya vücut nispet ederek Rabbin’den gaflet edip, cehaletiyle onu Rabbin’den ayıran dünya perdesini oluşturur
ve dünya ehli olur. Böyle bir kimse kurandaki “…O zahirdir…” (Hadid-3) Hz. Peygamber Efendimizin ise ”Rabbınız apaçıktır. O’nu örtecek hiçbir şey yoktur” Beyanlarına rağmen, Rabbi’ni göremeyip onu müşahade edemez ve miracın hakikatı hikmetine ulaşamaz. Halbûki Hz. Resulullah efendimiz, “Allah’ım bana bu eşyanın içyüzünü öğret” buyurmuştur. Ki, eşyanın mahiyetini bilmesine rağmen Hz. Resulullah, bu beyanın da, kinaye ile ümmetinin, yani bizlerin eşyanın hakikatına arif olmamızı tembih ediyor. Çünkü kendisine Rabbi’ni nasıl bildin diye sorulduğunda, Hz. peygamber efendimiz; “Rabbi’mi eşya ile bildim” demiştir.
Velhasıl her insanda var olan Rabbi’ne kavuşma potansiyelinin, açığa çıkıp o kulu miraç keyfiyetine eriştirmesi mümkündür. Ancak, bunun için o kulun evvela, mevlid kandilinin ledduni manası olan irşad aydınlığına kavuşup, “Allah’ın ayı” olan recep ayındaki regaip kandilinin ledduni hikmeti gereğince kalbi, mayayı Muhammed olan Allah’ın zikri ile şereflenmesi gerekir. Ki, sonra yine recep ayında, miraç kandilinin ledduni anlamı gereğince o kul, Rabbini mertebelerinde müşahade ile gayrıyetten kurtularak, Rabbi’ne kavuşup Miracı’nı yapar.
Bu ruhani miraç; kulun yokluğunda Hakk’ın varlığı ile var olmak olduğundan, miraca ulaşan kulun müşahedesinde Hak’tan gayrı bir şey olmaz. Bu itibarla Hz. Resulullah efendimizin “Recep Allah’ın ayıdır” beyanındaki hikmet gereği miraç kandili, recep ayında tüm İslam âleminde çeşitli hidayete yönelik etkinliklerle kutlanır. Fakat arif ve ehli kemal ruhani miracı, Rabbi’ne vuslat zevkine mazhar olan kullukla her zamanda ve her yerde yaşayarak kutlarlar. Miraç kandilinin hikmetine dair beyan hatalarıyla beraber tamamlanmıştır. Allah her şeyi en iyi bilendir.

07 ağustos 2009 Salihli
Nejdet Şahin