18 Mayıs 2014 Pazar

FELEKLER RİSALESİNİN SADELEŞMESİ


                                      BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Şimdi bu risalede Hak’kın vücudu ve halkın vücudunun her birisine ait olan  feleklerin açıklanmasıdır.

                                              BİRİNCİ   FELEK

Feleki evvel;Zat feleğidir.Bilinmelidir ki,sırf (mutlak) zat,idrak,ilmi ve açıkta olan görüntüdeki kayıtlardan beri ve temizdir.çünkü,görme,gerek dünyada gerekse ahrette ancak rububiyetin tecellisi ile olur. Yani,Hak’kın cemali ancak zahir olan  eserlerindeki rububiyet  ile zevk olunur.Cenabı hak, kıyamet suresinin 22 ve23.ayetinde buyurur: “yüzler vardır o gün parıltılı,rabbine doğru bakan.” Bu konudaki hadisi şerif ise; O gün rabbınızı,ayın ondördü görüldüğü gibi göreceksiniz,O’na bakarken izdiham ve sıkışıklık duymayacaksınız.”

 

                                ( Varlığa ancak Allah’ın zatı tesir eder.) 

 

Allah’ı  görme ve bilme hazreti rububiyetle ilgilidir.Mutlak zatı ile ilgili değildir.Cenabı hak,    Ali İmran suresinin 30. ayetinde buyurur; Allah zatından sizi korkutur.Allah kullarına çok şefkatlidir.” Yani, Allah’ın zatı şöylemi dir? Böylemidir? Diye düşünmek yasaktır. Allah kullarını bu tür düşüncelerden men etmiştir. Çünkü Allah’ın mutlak  zatını görmek ve ilimle bilmek mümkün değildir.Görme ve bilme ancak zatının tecellisi ile gerçekleşir.Tecelliyat üçtür.Birincisi:Ef’al tecellisidir.İkincisi:Sıfat tecellisidir.Üçüncüsü:Zat tecellisidir.

Hidayet ancak Allah’tandır ve O merhametlilerin en merhametlisidir.

 

                                        

                                                İKİNCİ   FELEK  

Şimdi,ikinci felek,tecellinin evveli olan sıfat tecellisidir.Bilinmelidir ki,zatı ilahiyenin sıfatları 

hudutlanmış değildir.Onların başlangıcı yoktur.Ana hatları ile yedidir ki, bunlar;Hayat,ilim, irade,kudret,semi,basar ve kelam dır.Bu sıfatların her birisi tek dir,çoğalmaz.Hak’kı zatının tek olduğu gibi..Bu sıfatlar tek başına şekil ve suretten ayrı düşünülen bir manadır.O’nun yüce zatında sabit olmalarından dolayı herhangi bir fazlalık oluşturmazlar.O zatıyla yine tektir. Sıfatlar manaları gereği açığa çıkma istidatı gösterirler.Açığa çıkmaları ilahi isimlerle olur. İlahi isimler de sonsuzdur,sıfatların sonu olmadığı gibi..Şöyle bir soru sorulursa;Sıfat ve isimlerin başlangıcı ve sonu yoktur,Oysa onlar ilme tabidir,sıfat ve isimlerinin kuşatılması söz konusu değildir.

Cevap olarak denir ki,Sabit sıfatlarının ve isimlerinin sonu olmadığından  Allah’ın ilmine tabidir.Yani kuşatma söz konusu yapılamaz.Ancak eser ve fiillerinin kuşatılmasından söz edilebilir.Allah yüce kitabında Fussilet suresinin 54.ayetinde buyurur; “Haberiniz olsun ki, Allah her şeyi kuşatmıştır.” Yine Meryem suresinin 94.ayetinde buyurur; “O’nun her şeyi kuşatması adet itibarıyladır.” Sual olunursa;İlmullah sıfat  ve isimleri kuşatamaz ve  adet’e gelmez. Çünkü ilmin kuşatması ve ilgisi sayı yönüyledir. Cevap;Sabit sıfat ve isimlere ilmin ilgisi olağanüstüdür.Enbiyaların mucizeleri gibi,velilerin kerametleri gibidir.Hidayet edici ve doğru yola ileten ancak Allah’tır.

 

                                            ÜÇÜNCÜ     FELEK

Üçüncü felek;İkinci tecelli olan,esma tecellisidir.Öncelikle söylemek gerekirse Allah’ın isimlerinin sonu yoktur.Ana hatlarıyla yedi dir.Kadir,mürid,alim,hay,semi,basir ve mütekellim dir.İsimlerin her birisinin ilgi alanları vardır.Kadir ismi;(imkan) eserin icadı ve yok edilmesi ile ilgilidir.Vacib ve imkansız olanla ilgisi yoktur.Vacib iki kısımdır:Vacibi bizzat ve vacibi bilgayr.Yani gerekli olan ve gerekli olmayan.Vacibi bizzat da iki kısımdır: Vacibi mutlak ve vacibi mukid’dir.( gıda ve rızık veren gibidir.)Vacibi mutlak;Zatullah, sıfatullah ve Allah’ın isimleridir.Kadir isminin bunlara ilgisi olmaz.Çünkü bunların başlangıcı yoktur.Vacibi mukid;Hayr gibi.Çünkü hayır cismin vücuduyla kayıtlıdır.Vacibi bilgayra yani gereksiz olana kadir ismi tesir eder.Ancak,akli değerlere kadirin tesiri yoktur.Akli değer demek;Akıl katında vücudu olmayan demektir.Bir anda,bir cisimde,hem sükun hem de hareket olması gibi. Şimdi vacibi bilgayr olan(gereksiz) asar mevcud olduğu anda, ilmullaha göre yok olmaları aklın gereğidir.Yokluğun vücudu O’n da gizli kalmaz.Çünkü, bütün nefislere hakimdir.Ancak,kadir isminin,vücut yönüne ilgisi yoktur.Yokluk yönüne alakası vardır.Vücutla ilgilenmez.Mürid ismi de böyledir.Fakat,tercihle ilgisi vardır.İcadla alakalı değildir.Tercih yedidir:Vücud,adem,sıfat,mukadir,ezmine(zamanlar),emkine(mekanlar) ve cihat…

Hidayet edici ancak Hak’tır.

 

                                          DÖRDÜNCÜ     FELEK

       Dördüncü felek;Aklı kül feleğidir.şimdi aklı kül feleği,ilahi isimlerin,zati sıfatların ve zatı kutsiye mazharıdır.İlk halkiyettir.Muhtelif  isimleri vardır.Bunlar akıl, ruh,nur,kalem gibi isimlerdir.Hadisi şerifte beyan edildiği gibi;

          (Allah evvela nurumu yarattı

           Allah evvela ruhumu   yarattı                         

Allah evvela kalemi   yarattı

Allah evvela aklı  yarattı

Allah evvela arşı  yarattı   )

İdrak itibarıyla akıl,zahir olması yönüyle nur,icad itibarıyla kalem,her şeye hayat vermesi yönüyle de ruh denildi.Aklı evvel “ bedii”isminin mazharıdır.Bedii;Eşi benzeri olmayan,

icada yönelik olan ismidir.Mükevven (yaratan) ve halık isimleri gibi.Bu isim bütün sıfatları içine alır.Gerek nefsi ve sülbi sıfatları gerekse sabit sıfatları gerekse zati safatları ki,bunların sayısı yirmi olup cümlesini bedii ismi içine alır.Çünkü bedi ismi bu sıfatlarla vasıflanmıştır.

Yirmi sıfat:Vücut,kıdem,beka,vahdaniyet,kıyam bi nefsihi,muhalefetün lilhavadis. Hayat, ilim,irade,kudret,semi,basar,kelam.Kadir olmak,mürit olmak,alim olmak,hay olmak,semi olmak,basir olmak ve mütekellim olmaktır.Çünkü Bedii;halık demektir.Halık:Mevcut olmak,kadim olmak,baki olmak,vesair isimlerle vasıflanma gerekliliğidir.Buradan da anlaşılıyor ki,Ruhu Muhammed,Allah’ın zatına,sıfatına ve ilahi isimlerine mazhar ve camidir. O’ndan önce eser olarak mazhar yoktu.Ebu Zerin el Ukayli (ra) ‘dan rivayet edilen hadisi şerif: “Allah önce nurumu yarattı ya Cabir!” Sözünü işittiğimizde resulullah (sav) efendimize sorduk. “Senin ruhunu yaratmadan önce rabbımız nerede idi.”hazreti resulullah buyurdu ki, “altında hava üstünde hava bulunan ama’da idi.”

Ama’dan kasıt,İlmiyle açığa çıkmasıdır.Başarı Allah’tandır…….

 

                                            BEŞİNCİ     FELEK

Beşinci felek,nefsi kül feleğidir.Şimdi nefsi kül’e şer’i alimler katında levhi mahfuz,kitabı mübin ve kitabların anası derler.Bilinmelidir ki,Kutsi olan hazreti zat’ın,sıfatlarına,celal ve cemaline ve de ilahi isimlerine yönelmesi ile aklı kül zuhura geldi.İlahi isimlerin akla yönelmesi ile nefsi kül açığa çıktı.yani nuri Muhammedi, bilinmezliği  ve karanlığı yok eden manevi nur olarak zuhura geldi ve nefsi kül zahir oldu.Şimdi,Hak’kın mertebeleri ve halk, aklı külün vasıtasıyla cümlesi nefsi külde toplandılar.Ancak tafsil yoluyla manevi olarak zahir oldular.Nefsi kül,Bais (dirilten) isminin mazharıdır.Kendisinde toplanmış olan Hak’ka ve halka ait tecellileri bais ismi ile zahir eyledi.Bu ismin yönelmesi ile nefsi rahman  olan tabiat zuhur etti.Başarı ve hayır Allah’tandır…………..

 

                                           ALTINCI     FELEK 

Altıncı felek,tabiat feleğidir.Bilinmeli ki,tabiat,nefsi külün yönelmesiyle manevi zuhur ile zahir olan nefesi rahmandır.Çünkü nefes,nefsden alınmıştır.tabiatta asıl olan hararet ve rutubettir.Çünkü,bir kimse nefsinin aslını hararet ve rutubet olduğunu anlar,tabiatta herhangi bir maddenin şekillenebilmesi için hararet ve rutubetten yardım alması gerektiğini bilir.Yine nefs haricide böyledir.Velhasıl,tabiat feleğinde hararet ve rutubet asıl,burudet (soğukluk) ve yubuset (kuruluk) geçicidir.Tabiat,batın isminin mazharıdır.Katımızda,zahir olan ve şekle kabiliyeti olan bir maddeye heyula ve heba ismi verilir.Yardım Allah’tandır……

 

                (Bizden batın,bize zahir olan zatı tenzih ederim.)

 

                                              YEDİNCİ      FELEK

Yedinci felek,heyula feleğidir.Bilinmeli ki,heyula,küllü manevinin emridir ki,kendisinde suretlerin zahir olmaya kabiliyeti vardır.Şu demektir,şekil ile şekillenmiş ve suret ile suretlenmiş olanların maddesidir.İmamı Ali (ra) ,heyulayı,heba olarak isimlendirdi.Ayeti kerimede buyruldu;Vakıa-6; “Toz gibi dağıldığı zaman.” Buradan da anlaşılıyor ki,

Cümle eşyanın maddesi,suret ile zahir olan küllü hakikattır.Kesin bir görüşle,suretle zahir olmaya yani şekil almaya kabiliyeti olan madde heba ismini aldı.Mesela,teknede bulunan hamurun çeşitli şekiller almaya kabiliyeti vardır.Ondan,yuvarlak,dört köşeli,uzun ve geniş gibi şekillerde hamur yapmak mümkündür.Fakat örneği verilen hamur hissidir,heba ise manevidir.Benzetme maneviyatın his yönüdür.Hidayet edici Allah’tır…….

 

 

(O’ndan başka sonu olmayanı tenzih ederim.O’nun sonu yoktur.Herşey fani olduktan sonra baki kalan yine O’dur.)

                                                    SEKİZİNCİ     FELEK

Sekizinci felek,şekil feleğidir.Bilinmeli ki,şekil manevidir.Şekil,manevi olan her şeyin kabiliyeti yönünden heba’da sabit olması demektir.Ayeti kerimede buyurulur;(İsra-84): “de ki,herkes kendi varlık yapısına göre iş görür.” Açığa çıkma yapısı hangi sıfatla ise kendisi ve ameli o sıfatla zahir olur.Bu şekil,haricde oluşmak istediğinden cisim talep etti.Cismi kül de şeklin manevi isbatını gerekli kıldı.Hidayet Allah’tandır…….

 

(Zahir olan ve her şeyi açık eden,bizden gizli olanı tenzih ederim ki,hiçbir şey O’nu gizleyemez.)

 

                                                 DOKUZUNCU    FELEK

Dokuzuncu felek,cismi kül feleğidir .Şimdi,cismi kül manevidir.Şekillerle şekillenmiş olan cüziyatın zuhura gelmelerine yardım eder.Hakim isminin mazharıdır.Hakim ismi;Herşeyin kabiliyetine göre muamele eder ve yerli yerine koyar.Hikmetinden sual olmaz,ve her şeyi hikmetiyle icad eder.Vallahül alem……..

 

                (Yasin 1-2; “Ey insan! Hikmet dolu bir Kur’ansın.”

 

                                                     ONUNCU     FELEK

      Onuncu felek,Arş feleğidir.Şimdi arş,azimdir,azamet (büyüklük) feleğidir.Cismi külün cüzünden bir cüzdür ve şekli küreseldir.Muhit(kuşatan) isminin mazharıdır.Rahman isminin tasarrufu bu felek ile olur.Bütün işler,irade ve vücut bulacak her şey ondan hasıl olur.Ayette buyrulur; (Taha-5): “Rahman arşı kapladı.”

 

   (Zat,sıfat ve esmasıyla her şeyi kuşatanı tenzih ederim.)

 

                                                     ON BİRİNCİ    FELEK

Onbirinci felek,feleki kürsidir.Ayette buyrulur;(Bakara-255) :“O’nun kürsüsü,gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır.” Feleki kürsü,şükür isminin mazharıdır.Bütün şükredenlerin şükürleri bu feleğin yönelmesiyle gerçekleşir.Kadirin mazharı olup aynı zamanda celal ve cemal mazharıdır. Bu felek, şükür isminin sureti olduğundan bütün şükredenler bu feleğin üzerinde olur.Sekiz cennet ahalisi mükafat bulur,bu mükafatı hak etmeleri için daima ibadetleri şükür olması gerekir.Bu sekiz cennetin dördüne amel cenneti derler, huri, gılman, ağaçlar,nehirlerler bunlarda bulunur.Diğer dört cennet ise amel cennetlerinden farklıdır, bunlara da irfan cenneti denir. Biri vesile dedikleri cennet dir ki,Resulullah (sav) efendimize mahsustur.Bu cennete hazreti kuddüs de derler.Bütün cennetlerden yücedir.Altında olan cennet,bütün enbiya ve mürsel peygamberlerin cennetidir.Bunun altında olan cennet,halife olan kamillerin cennetleridir. Bunun altında olan cennet ise şehitlerin ve evliyanın cennetleridir.Bu dört cennette cemalullah’ın seyri vardır.Bu dört cennet ehilleri amel cennetlerine inerek buranın yiyecek ve içecekleri ile lezzetlenirler.Amel cennetlerinin ahalisine cemalullah seyri ihsan olunduğunda yüce olan cennetlere yükselirler ve cemalullah ile şereflenirler.Bütün cennet ehilleri hazreti kuddüs olan vesile cennetine Cuma günü yükselirler ve Allah’ın ziyafeti ile şereflenirler. Resulullah(sav) hazretlerine konuk olurlar.O makamda Hak’kın cemali ile şereflenirler.     Hidayet edici ancak Allah’tır…………..

  (Zatına şükür ve verdiği nimetlere şükür gereken zatı tenzih ederim.)                                                              

 

                                                 ON İKİNCİ    FELEK

Onikinci felek, Atlas feleğidir. Bu feleğe burc feleği de derler.Maddesi arş olarak isimlenir. Sureti, atlas ve burc feleği olarak isim alır. Atlas feleği denilmesi, seyir ve hareketinin iz ve belirtisi olmamasındandır. Burc denilmesi ise,Allah’ın  O’nda kale burcları gibi oniki burc halketmesindendir. Onların vücutları meleklerdendir. Bu meleklerin kimi ciddi, kimi deli kimisi de kendi tabiatlarında olduklarından bu isimleri aldılar. Kimi ateş, kimi soğuk, kimi kuru,kimisi de bu karakterlere uygun olduklarından dolayı böyle isimlendiler.Asla hayvan şekillerinde değildir ve her birisi altında olan on iki feleğe hizmet ederler ve de her birisi bir feleğe tasarrufta bulunur.Ancak tasarrufları yardım şeklindedir.Tasarruf kullandıkları felekte bulunmaları şart değildir.Bu felek cennetlerin tacıdır.Cennet toplulukları bu feleğin nuru ile nurlanırlar.Atlas feleği olan bu felek gani isminin mazharıdır.Bütün isimler ona muhtaçtır. Onun ise hiçbir isme ihtiyacı yoktur. Ayette buyurulur;( Ali İmran-97): “Allah bütün alemlerden ganidir.” Bu ismin manası uluhiyettir.Uluhiyet demek;Allahü tealanın cümleden gani olması,herkesin O’na muhtaç olmasıdır.Bundan dolayı diğer feleklerin hareketi bu feleğin hareketine bağlıdır.Bu feleğin hareket yönü aşkın iradesiyledir.Diğerlerinin  ise zorunlu harekettir ancak başka hareket yönleri de vardır.Bu şekilde beyan olunur.Hidayet Allah’tandır…….

 

 

                                                     ON ÜÇÜNCÜ    FELEK

Onüçüncü felek,menazil feleğidir.Sabit felek ve mükevkeb(yıldız) feleği olarak da ismi vardır.Bu feleğin maddesi kürsi olup sureti menazil feleği olarak isimlenir.Mukadder isminin mazharıdır.Bütün feleklerin hareketi,ömürleri,erzakların paylaştırılması,cennet ehlinin mertebelerinin taksim edilmesi ve cehennem ehlinin derecelerinin belirlenmesi bu feleğin ruhaniyetinin yüz göstermesi ile olur.Bütün cennet ehlinin bulunduğu hakikat şehri ve tabiat denizi bu feleğin üzerindedir.Cennet ehli cennete girmeden önce tabiat denizine dalarlar. Cisimleri,tabi oldukları yerin cismine has şekle dönüşür.Yani melekler gibi cesedleri nurdan olur.Hakikat şehrinin halkı girdikleri cennetlerde zevk ve sefa ile seyre dalarlar.Bütün  gökler ve yer ve de cennet halkı bir odada toplanmış halkalar gibidir.Sevk edildikleri cennet bu feleğin üzerindedir.Adı geçen bu dört feleğin cisimleri ittifak üzere kendilerine özgüdür. Melekleri de kendilerine uygundur.Bir hadisi şerifte söylendiği gibi,bir kimse resulullah (sav) efendimize selam ve övgüde bulunduğunda tabiat denizine bir melek dalar ve bu denizin her damlasından bir melek halk olur,selam ve övgüde bulunana daima dua ederler.Bu alemlerde bulunanlar  yapılarından dolayı ihtiyarlamak,uyumak,keyifsiz olmak  gibi halleri yoktur ve her türlü kederden uzaktırlar.Çünkü bu özellikler unsur gerektirir.Ayette buyrulur;      (Yunus-25): “Allah dilediğini doğru yola iletir.”     

 

                                                      ON DÖRDÜNCÜ    FELEK

Ondördüncü felek,keyvan feleğidir.Merkez anlamındadır.Bu feleğe aynı zamanda kırmızı felek ve Zuhal feleği de denir.Bu felek rab isminin mazharıdır.Alemde bulunan varlıkların gerek maddi gerekse manevi rızıklarının karşılanması ve cismaniyetlerinin devamının sağlanması bu feleğin yüz göstermesi ile olur.İbrahim aleyhisselam bu feleğe yükseldi.Bu feleğin ruhaniyeti Mikail aleyhisselamdır.Erzak işleri ile görevlidir.İbrahim (as) misafirlerini kızartılmış buzağı ile beslediği gibi her ihtiyaç sahibine erzak yetiştirir.Mikail (as)’ın  orduları çoktur,bunların sayılarını ancak Allahü teala bilir.Herbir taneyi bir melek korur ve ona hizmet eder.İnsan ve hayvan ayırımı yapmaksızın onların yiyeceklerine bir tehlike ve kayıp gelmeksizin  rızıklarını onlara teslim ettikten sonra Zühal feleğinde kürsi üzerine otururlar ve Hak’kı överler.Bir daha o meleklere nöbet gelmez.(Bakara-20) “Allah her şeye kadirdir.” Başarı Allah’tandır……

                                       (Herşeyden yüce olanı tenzih ederim.)

                                               

                                          ON BEŞİNCİ      FELEK

Onbeşinci felek,Bercis feleği ve müşteri feleği de denir.Bu felek ilim isminin mazharıdır. Alemdeki bütün ilim ve ilmin gerekli kıldığı oluşumlar bu feleğin yüz vermesi ile olur.İsmail (as) bu feleğe yükselmiştir.Ruhaniyeti İsrafil (as) dır.İsrafil (as) kalbi Muhammed (sav) suretidir.Tıpkı Mikail (as)’ın himmeti Muhammediye sureti olduğu gibi.Başarı Allah’tandır…

 

     (Allah her şeyi bilir.Allah göklerin ve yerin nurudur.Nur-35)

 

                                               ON ALTINCI    FELEK

Onaltıncı felek,Behram feleği denir.İntikam sahibidir.Bu feleğe Merih feleği de denir. Kahir isminin mazharıdır.Bu feleğin ruhaniyeti Musa (as) ve Azrail (as)’dır.Bu feleğin tasarrufu celal’dir.Savaşlar,uygunsuzluklar,karşı gelmeler ve depremler bu feleğin yüz göstermesi ile olur.Ulul azim peygamberlerin,krallar ve sultanların savaş ile görevlendirilmeleri bu feleğin tasarrufu ile olur.Ayette buyrulur;( Enam-61) “O kulları üzerinde egemenlik sahibi kahir’dir.”

 

                                                     ON YEDİNCİ       FELEK

Onyedinci felek,Yuh feleğidir.Güneş feleği de denir.Bütün feleklerin kutbudur.Nur isminin mazharıdır.Bütün mevcudatın maneviyatlarının ve hislerinin açığa çıkması bu feleğin yüz vermesi ile olur.İdris (as) durağıdır ve Cebrail (as)’ın ruhaniyeti bu felektedir. Muhammed (sav)’in aklının sureti Cebrail (as)’dır.Bundan dolayı sahibi vahiy oldu.Azrail (as)’ın ruhları tutmakla görevli olduğu gibi.Ayette buyrulur; (Rahman-17) “İki doğunun ve iki batının rabbi O’dur.” Gerçek manası şudur ki,Suretlerin hissi olarak nur ismi ile  açığa çıkması bir doğu,suretlerin vücutlarının nur ismi ile zahir olmaları bir doğudur.İki doğu bu şekilde olduğu gibi iki batı da böyledir.Yani suretlerin yok olması ve nur isminin Adem’de gizlenmesidir.

Ayette buyrurlur;(Hadid-4): “O ilktir,sondur,zahirdir ve batındır.O her şeyi bilendir.”

                               (Allah,göklerin ve yerin nurudur.Nur-35)

 

                                                   ON SEKİZİNCİ      FELEK

Onsekizinci felek,Zühre feleğidir.Hazreti Musavvir (suretlenmiş) isminin suretidir.Bu feleğin ruhaniyeti semsemail (as) dır.Bilinmelidir ki,Zühre feleğinin ruhaniyeti olan musavvir isminin yönelmesi ile cisimler alemindeki suretler meydana gelir.Hissi suretlere aşık olmak ve meyl etmek bu feleğin ruhaniyeti ile olur.Bundan dolayı Yusuf (as)’ın durağı oldu.O’nun zamanında  insan cinsinin en güzel surette olanı Yusuf (as) dı.Bunun için Yusuf (as)’ın talihi Zühre oldu ve bütün yaratılanlar O’nun güzelliğine aşık oldular.Bu cümleden hareketle Züleyha hazretlerinin Yusuf (as)’a olan aşkı malumdur.Yakup (as)’ın mizacı güzel suretlere meyilli olduğundan güzel suret ve olgun bir yaratılışla Hak, Yusuf (as)’ı O’na hediye etti. 

Yakup (as)’ın nazarında Yusuf (as) kaybolduğunda,yollara çıkıp gelene geçene O’nu sorardı.

Hatta evlatları gelip O’na şöyle dediler:(Yusuf-85): “Allah’a yemin ederiz ki,sen hala Yusuf’u anıp duruyorsun.Sonunda üzüntüden eriyip gideceksin veya helak olacaksın dediler.” Yani,yollarda oturup Yusuf’un adını anarak haberini beklersin ,bunda ısrar edersen bir hastalığa tutulursun ya da helak olur gidersin dediler.Yakup (as) onlara cevaplarında buyurdu ki,(Yusuf-86): “Benim şikayetim ve üzüntüm yalnız Allah’a dır.” Yani,ey oğullarım!kalbimde olan hüznü,gelene gidene ifade ettiğimi görüyorsunuz lakin benim müşahedem ve zevkimde Allah’tan başkası yoktur.Benim bu halime ve sözlerime aşina

değilsiniz.Hidayet Allah’tandır…………….           

 

                                      ON DOKUZUNCU          FELEK

Ondokuzuncu felek,Katip feleğidir.Diğer adı ise Utarid’tir.Bu feleğin ruhaniyeti muhsi( sayı sayan) ismidir.Yine bu feleğin ruhaniyeti sağsabaildir (ölümsüz).Hazreti İsa (as)’ın durağıdır.

Ayette buyurulur;(Nisa-157/158) “O’nu öldürmediler ve asmadılar,sadece O onlara benzer gösterildi.Tam aksine Allah O’nu kendine yükseltti.” Bilinmelidir ki,her şeyin sayılabilir olması,bütün olması ve suretlenmesi muhsi ismi ile olur.Bütün katiplerin katipliği, her şeyin isimlerinin sayısı ve özelliği bu feleğin ruhaniyeti olan muhsi isminin yüz göstermesi ile olur. Bundan dolayı,Hazreti İsa(as) ahir zamanda Muammaed (as)’ın halifesi olarak  gelir.Hem nübüvvet  hemde halife olarak bunların arasındaki tüm değerleri kendinde toplayarak zahir olur.Kıyamet gününde O’nun iki haşrı olur.Birisi enbiyaların sancağında diğeri de halifeler sancağında olur ve umumi velayetin de sonu olur.Hidayet Allahtandır…

 

                                              YİRMİNCİ         FELEK

Yirminci felek,Ay feleğidir.Şimdi bu feleğin ruhaniyeti mübin (Hak’kı gereğince açık eden) isminin mazharıdır.Hazreti Adem (as)’ın durağıdır.Ruhaniyeti Dükail (as)’dır.Bütün maden, bitki,hayvan ve insan ve de üç doğumu açık eden,onların büyüyüp gelişmeleri ay feleğinin ruhaniyeti olan mübin isminin yüz vermesi ile olur.Bundan dolayı insanlığın babası olan Adem (as)’ın durağı bu felek oldu.Suların tatlı ve tuzlu olarak zıtlık göstermesi,yağmurların yağması ve buharın oluşması ay feleğinin yakınlık göstermesi ile gerçekleşir.Adem (as)’ın sureti Mekke ile Taif arasında yapılıp ona ruh üflendiğinde,yeryüzünde bulunan melekler secde ettiler.Batında,insan suretinde olan nesline “Elestü birabbiküm” (Ben sizin rabbınız değilmiyim?) ilahi hitabı olundu,onlarda evet dediler.Sonra Adem (as)’ın zuhurunda yeryüzüne indiler ve meskenleri bu yer oldu.Başka yerde insan yoktur.Bundan dolayı hazreti Adem (as)’ın durağı Ay feleği oldu.Hidayet ve başarı yalnız Allah’tandır………..

 

   (Şaşılacak bütün alemi,bize boyun eğdireni tenzih ederim.)

 

                                                

                                                  YİRMİ BİRİNCİ     FELEK

  Yirmibirinci felek,Esir feleğidir.Bu feleğe ateş feleği de denir.Bilinmelidir ki,Allah’ü Teala Ay feleğinin altında ateş feleğini yaratmıştır.Bunun hikmeti şudur ki,eğer ateş feleği,Ay feleğinin altında yaratılmasaydı bu alem basit  olurdu ve soğuktan donardı.Ne bitkilerin ne hayvanların ne de insanların barınacak yerleri olmazdı ve insanın yeryüzünde kullanacak yetkisi de bulunmazdı.Esir feleği,kabız (tutan) isminin mazharıdır.Bu alemin soğuktan donmasını engelleyen ve tutan bu feleğin ruhaniyeti olan kabz ismidir.Yüce Allah ateş küreden,cinlerin babası olan canı yaratmıştır.Adem (as)’ı topraktan yarattığı gibi.Adem (as)’ın kendisinden,eşi olan Havva’nın yaratılması gibi,can’dan da böyle bir eş yaratılmamıştır.Bundaki ilahi hikmet ise;Adem (as),Allah’ın celal ve cemal isimlerine mazhardır.Kendinde olan cemalullahı Havva aynasında seyretmek istedi ve Havva vücuda geldi.Fakat,cinlerin babası olan can sırf celaldir.Yaratılışı hünsa (çift cinsiyetli) şeklinde oldu. Evlatları da dişiliğinden meydana geldi.İlk evladı hırs babası olan iblis oldu.Bunların yemeleri ve içmeleri latif şeylerin koklanması gibi olur.Meleklerin beslenmesi,hisleri yoluyla bakmak, içmeleri ise güzel kokuları koklamak şeklinde olur.Cin topluluğu uzun ömürlü olurlar ve ölürler.Fakat,ölümleri meleklerin üflemesi olur,melekler üflemeden onların ölümleri gerçekleşmez.Cin topluluğu üreyebilir,onlardan müslüman ve kafir olan vardır,birbirleri ile savaş yaparlar,savaştıkları bölgelerde kasırga oluşur. 

Ayette buyrulur:(Tahrim-6): “Ey iman edenler! kendinizive ailenizi,yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyunuz.”

 

                                           YİRMİ İKİNCİ        FELEK

Yirmiikinci felek,hava feleğidir.Şimdi hava feleği ,ateş küresi ile su küresi arasındaki bölgede etkilidir.Hay isminin mazharıdır.Bütün her şeyin hayatı,sıhhatı ve sağlığı bu feleğin ruhaniyeti olan hay isminin yüz vermesi ile olur.Bu felekte Güneşin ısısı ve Ay’ın soğukluğu  birbirine karışmış olduğundan hay isminin mazharı oldu.Güneşin ısısıyla suların buharlaşıp yükselmesi onlarda suyun azalmasına sebebiyet verir.Fakat bu noksanlık  ayın soğukluğu ile yerine gelir. Görmezmisin ki,denizler Güneşin ısısı ile azalırlar,Ay’ın soğukluğu ile bu azalma yerine gelir.Havaya yükselmiş olan buhar,altı sebep oluşmadan yükselmez.Afakta çeşitli yönlerden hareket eder.Mazharı hay olan hava,kuzey tarafından estiğinde bulutları yürütür,güney tarafından estiğinde bulutları yoğunlaştırır,batı tarafından eserse bulutları sulandırır,doğu tarafından estiğinde bulutların sularını tatlandırıp yağdırır.Hay,kayyum ve kadir olan Allah’ı tenzih ederim.Allah her şeye kadirdir.Ayette buyrulur;(Furkan-48): “Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O’dur.”

 

                                             YİRMİ ÜÇÜNCÜ       FELEK 

Yirmi üçüncü felek,su feleğidir.Muhyi (hayat veren) isminin mazharıdır.Su ,tatlı ve leziz olarak yaratılmıştır.Fakat yedi denizin suları kimi acı,kimi ekşi,kimi tuzlu,kimi sodalı, kimi de değişik tat ve vasıflardadır.Bulundukları yerden dolayı tuzlu ,ekşi  vs.olmuşlardır.Su feleği her şeyin hayatıdır.(hay külli şey’i).Hayvan,bitki,maden ve diğerlerin cümlesi sudur.Maden olan,altın,gümüş,bakır,kalay,kurşun ve civayı ateşe koysan hepsi erir su olur.Fakat bazılarının erimesi geç,bazılarının ise çabuk olur.Hepsinden yavaş eriyen taştır.Buradan da bilindi ki, her şeyin aslı ve hayatı sudur.Dediler ki,unsurların (ateş,hava,su,toprak) aslı su ve ateştir.Çünkü Rahman’ın nefsi olan tabiatın aslı hararet ve rutubettir.Öncelikle toprak ve hava,unsurlar içinde geçicidir,soğukluk ve kuruluk mizacında olanların geçici olduğu gibi.Başarı Allah’tandır……….

 

                                            YİRMİ DÖRDÜNCÜ      FELEK

Yirmi dördüncü felek,Toprak feleğidir.Mümit (öldüren) isminin mazharıdır.Herşeyin ölümü bu feleğin ruhaniyeti olan mümit isminin yönelmesiyledir.Bu feleğin tasarrufu kadir ismidir. Bundan dolayı,maden,bitki,hayvan ve insanın kemal derecesi ile meydana gelmesi bu isim ile olur.Hava feleğinde tasarrufta bulunan isim ilim,ateş feleğinde tasarrufta bulunan isim de mürid dir.Su feleğinde tasarrufta bulunan ismin muhyi olması gibi.Bunların birleşiminden Adem (as) halk olundu.Cümle tasarrufat da Adem (as)’ın sırrında toplandı.Ayette buyruldu; (Bakara-31): “Allah Adem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti.” Amma,Adem’den başkasında bu cemiyet mevcut olmadı.Allah dilediğini doğru yola iletir.(Enam-39)

Allah O'dur ki, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yaratmıştır. Emir/iş ve oluş onlar arasında sürekli iner ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın bilgi bakımından her şeyi kuşattığını bilesiniz. (Talak-12)