tag:blogger.com,1999:blog-84264883342601250692024-03-05T08:54:59.303+03:00meslekiresulvahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.comBlogger366125tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-5473959595849663722020-11-10T10:07:00.000+03:002020-11-10T10:07:59.869+03:00 ON KASIM’da Atatürk’ü anarken <div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"> <span style="font-family: Arial, sans-serif; letter-spacing: 0pt; text-indent: 22.7pt;"> </span><span style="font-family: Arial, sans-serif; letter-spacing: 0pt; text-indent: 22.7pt;">Allah’a hamd, resulü Muhammed’e (sav) ve ehli
beytine / evlâdı resule selam olsun. Rabbim bizleri onlardan ayrı komasın.</span></div>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> Dinimiz İslâm’a
göre, bu âlemden ölümle ayrılan bir kul’un son nefesini Allah diyerek vermesi,
pek muteberdir. Bu itibarla, çeşitli nedenlerle yapılan tüm dua ve niyazlarda, müminler
son nefeste Allah diyerek çene kapamayı nasip etmesi için Allah’a yakarıp dua
ederler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Ömrünün önemli bir
kısmı savaşlarda ve cephede geçen Mustafa Kemal Atatürk, <b>“Gazi’dir:”</b> <u>Ki gazi; şehit olmayı göze alarak, vatan millet
uğruna gayret mücadele eden demektir. Ve şehitliğe ait bütün değerlere gaziler
de mazhar olduğundan, şehitlik mertebesi hiç şüphesiz gazilerin de mertebesidir</u>.
Bunu ifadeyle Hz. resulıllah (sav) efendimiz; <b><i>“Bir kimse Allah yolunda şehit olmayı
canı gönülden isterse, yatağında ölse dahi Allah onu şehitler derecesine
ulaştırır.”</i></b> Diyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> Ki bazı iddialara göre, <u>yanlış tedavi
uygulamalarıyla yavaş yavaş öldürülen Atatürk; “<b>şehit”</b>lik mertebesiyle de şereflenerek son nefesinde, <b>“ve aleykümselam”</b> diyerek ruh’unu
Hakk’a teslim etmiştir.</u> Bunu beyanla hadisi şerifte; <b><i>“siz nasıl yaşarsanız öyle
ölürsünüz nasıl ölürseniz öyle haşr olursunuz”</i></b> buyrulur. İslâm dini
esaslarına göre Atatürk; son derece muteber ve her müminin özenip gıpta ettiği
bir şekilde ölerek bu âlemden ayrılmıştır. Atatürk’ün ölümünün bu şekilde
Allah’ın <b>“selâm”</b> ismini zikrederek
gerçekleşmiş olmasını, <u>bazı mahfiller Türk milletinden gizleyerek, “Atatürk
son nefesinde saat kaç” diyerek öldü demişlerdir. <o:p></o:p></u></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> Her yıl <b>on
kasım</b> olan ölüm yıldönümünde kimilerince samimiyet gözyaşlarıyla,
kimilerince ikiyüzlülük fışkıran nutuklarla anılan Atatürk’ün, böyle şanlı ve şerefli
bir şekilde ölmesi milletimizden gizlendiği gibi, Atatürk’ün gerçek kimliği bazıları
tarafından engellenerek milletimize tanıtılmadı. Ve Atatürk; Atatürkçü olduğunu
iddia eden bazıları tarafından leblebiyle rakı içen, başında melon şapka, frak
gibi kıyafetlerden başka kıyafet giymeyen, din’le iman’la hiçbir alâkası olmayan,
laikliği tam bir dinsizlik olarak yaşayan bir kişi olarak bu millete lânse
ederek gösterdiler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> Diğer taraftan bazı muhafazakâr ve dindar
olduğunu iddia edenler ise; gece gündüz içkiden başını kaldırmayıp her türlü
nefsani zevki sefa peşinde ömür tüketen. Müslümanlara her türlü eziyeti yapmayı
revâ gören. Ve bu asrın (yüzyılın) en büyük din düşmanı olarak Atatürk’ü ifade
ederler. Hatta bazı mahfillerde gizlice yapılan toplantılarda Atatürk’e ve onun
önderliğiyle kurulan cumhuriyete en galiz hakaretlerle aşağılayıp saldıran, Atatürk
ve cumhuriyete olan nefret ve kin’lerini din haline getirmiş olan bazı
kimselerin, bu tür söylemlerle millete tanıttıkları Atatürk ile gerçek
Atatürk’ün hiçbir alakası yoktur. Ki bu tanıtım ve ifadelerin hiç birisi Atatürk’ün
gerçek vasıflarını ifade etmeyen yalan, dolan ve iftira yüklü beyanlardır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Atatürk’ü
tanıyabilmek, onun gerçek kişiliğini anlayabilmek için bir kimsenin <b>deli olmayıp aklı başında olması yeterlidir.</b>
Ve en evvela, İslam peygamberine vahiy olan <b>Kur’anı Kerim’in tercümesini okumakla beraber, çok değil biraz da İslam
tarihini bilmesi kâfidir.</b> <o:p></o:p></span></u></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Bu gün yüzlerce Alim
tarafından Türkçeye tercüme edilen Kuranı kerim, Türkiye cumhuriyeti kurulana
kadar İngilizce, Fransızca, Rusça hatta Boşnakça vb. gibi diğer birçok dillere
tercüme edilmesine rağmen Türkçeye tercüme edilmemişti. Ve Elmalılı Hamdi
Yazır’ın Türkçe tercüme ve tefsir ettiği Kuranla, Müslüm’ün 13 cilt olan hadis
külliyatı Türkçeye, Türkiye cumhuriyeti kurulduktan sonra tercüme edilmiştir. Ve
milletimizin Kuran’ı ve Peygamber Efendimizin hadislerini anlayarak okuması
sağlanmıştır. Ki bu tercüme işlerine devletten bütçe ayrılmış olmasına rağmen <b>Atatürk, kendi şahsi parasından vererek </b>katkı
sağlamıştır.<o:p></o:p></span></u></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> Ayrıca Kuran’da çokça, sıklıkla bahsedilmesine
rağmen, bu gün hepimizin toplum olarak tam ilgi ve hasasiyet gösteremediğimiz yetimlerin,
öksüzlerin korunup gözetilmesi hususunda da <b>Atatürk, tam bir Kuran mümini gibi hareket etmiş</b> ve birçok yetimin
bakım ve eğitimini sağlamıştır. Ve bunları halka göstermeden gizlilik içinde yapmıştır. <o:p></o:p></span></u></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> Atatürk’ü
anlayıp tanımak için; asrısaadette Hz. peygamber efendimizin ve ashabının
uygulamalarına şöyle kabaca bakmak bile yeterlidir. Buna göre Hz. Muhammed,
(s.a.v) içinde bulunmuş olduğu toplumun kabileler, aşiretler tarafından
yönetilmesini Kur’an’ın; <b><i>“İş ve yönetim konusunda onlarla da şuraya git/onlara
danış/istişare et..”</i></b><i> (Al-i İmran,
159) <b>“işleri, yönetimleri aralarında bir
şuradır/ aralarında istişare iledir…”</b> (Şura, 38)</i> emri gereğince
kaldırarak, kabile aşiret yönetimine son verip şurayı, yani <b>halk meclisini</b> kurmuş ve meclisin kararları
doğrultusunda yönetim oluşturmuştur. Ve yine Kuran’ın <b><i>“Şu bir gerçek ki, Allah size,
emanetleri onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde
adaletle hükmetmenizi emreder.”</i></b><i>(Nisa-58)</i>
buyruğu doğrultusunda, belli aşiret mensuplarına değil, liyâkata değer vermiş
ve her işe ırkı, cinsi, rengi ne olursa olsun ehil olanları getirmiştir. <u>İşte
çok özet olarak ifade ettiğimiz bu değerler cumhuriyet ilkeleri olup, Hz. Resulullah
efendimiz bu esaslarla halkı yönettiği gibi Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman
ve Hz. Ali bu şekilde halkı yönetmişlerdir.</u> Çünkü <u>Cumhuriyet; belli bir
sınıfın belli bir kabile ve aşiretin yönetimini reddeden, halkın kendi
kendisini liyakatle, yani ehil olanlar ile yönetmesidir. <o:p></o:p></u></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Hz. Resulullah Efendimizin
zuhuruna kadar aşiretler, kabileler ve onların reisleri toplumu yönetiyordu. Ve
onlar ne derlerse o oluyordu, kendilerinden sonra oğulları emir, reis, padişah
vb. oluyor ve bu şekilde halk idare ediliyordu. Hz. Resulullah bu yönetim
şeklini kaldırdı ve hiç bir kimsenin soyundan sopundan dolayı üstün
olmayacağını söyledi, her türlü emanetin ehil / layık olanlar tarafından tasarruf
edilmesini buyurdu ve uyguladı. Hz. Peygamber Efendimiz, bu uygulamalarıyla
cahiliye Arap geleneği olan kabileciliği ve aşiretçiliği kaldırdı. <u>Kendisinden
sonra halkı yönetecek olan emir veya reisi işaret ederek, şu sahabe veya bu
sahabe devletin reisi olsun demedi.</u> Şurayı/meclisi, yani halkın ehil/layık
olanı seçerek emir el mümin’in, yani halkın başkanı olunmasını tavsiye ve
işaret etti. <u>Halbûki o zaman Hz. Peygamber her kimi işaret etse idi,
tereddütsüz o kimse emir-el mümin yani devletin başkanı olurdu. <o:p></o:p></u></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Hz. Peygamber
Efendimizden sonra Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, hatta Hz.
Hasan’ın altı ay süren emirliği / başkanlığı, hep şura / meclis kararıyla olmuştur.
Bunların hiç birisi kendinden sonra oğlunu veya kardeşini veya soyundan geleni
tavsiye etmemiş ve emir / başkan yapmamıştır. Hatta Hz. Ali yaralı olup vefat
etmeden önce kendisine; <b><i>“Oğlun Hasan’ı emir yapalım mı?”</i></b>
diye sorduklarında, Hz. Ali cevaben; <b><i>“Benim oğlum olduğu için yapmayın, layık ve ehil
ise öyle yapın.”</i></b> demiştir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Bu uygulama <b>Muaviye</b> emir/başkan oluncaya kadar devam
etmiştir. Ve Muaviye, Kur’an buyruğu olup Hz. Peygamberin uyguladığı şurayı/meclisi,
yani halka danışmayı kaldırarak oğlu <b>Yezid’i</b>
kendisinden sonra emir/padişah yaptı. Muaviye, Kur’an’ın emri ve Hz. Peygamber’in
apaçık uyguladığı şura/meclis mirasını, cümle ehl-i kemal olan sahabelerin ve
ehl-i irfanın itirazlarına rağmen Hz. Hasan’ın zehirletilerek, Hz. Hüseyin’in
ve Ehl-i Beytin kerbelâda şehit edilmeleri pahasına, şahsı ve kabilesinin/aşiretinin
menfaati için yıkıp iptal etti. Buna karşı gelenlerin kimilerini sürgün etti,
kimilerini de şehit etti. <o:p></o:p></span></u></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Emevi’</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">lerden sonra kurulan İslam devletlerindeki yönetim ve idareler,
genellikle kabile ve aşireti esas olan bir yapı üzerine kuruldu. Ve bu
uygulama, yaklaşık 1300 yıl, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar
devam etti. Cumhuriyet kurulduğunda Atatürk’ün emri ile TBMM dışına pankartlarla;
<b><i>“işleri,
yönetimleri aralarında bir şuradır / aralarında istişare iledir…”</i> </b>Ve <b><i>‘Emanetin
ehillere verilmesi...’</i></b> mahiyetindeki ayetler ve hadisler asılarak, meclis’in
ve cumhuriyet sisteminin Kur’an emri ve Hz. resulullah efendimizin uygulaması
olduğu vurgulanmıştır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Böylece Kur’an’ın
emri olup Hz. Resulullah’ın, Hz. Ebubekir’in, Hz. Ömer’in, Hz. Osman’ın, Hz.
Ali’nin ve Hz. Hasan’ın uyguladığı şura’ya/meclis’e yani halka danışarak,
herkesin seçme ve seçilme hakkının olduğu ve <b>Muaviyenin yıktığı cumhuriyet idaresi; Mustafa kemal Atatürk’ün
liderlik yaptığı kadrolar tarafından tekrar Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile
kurulmuş oldu.</b> <o:p></o:p></span></u></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Bu itibarla Cumhuriyet;<b> Kur’an emridir.</b> Cumhuriyet <b>Hz. Resulullah’ın (sav) mirasıdır.</b>
Cumhuriyet <b>Ehli Beytin, Evladı Resul’ün
davasıdır.</b> Cumhuriyet <b>Atatürk ve
arkadaşlarının Türk milletine hediyesidir.</b> <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ni kuran kadrolardan, başta 10 Kasım’da <b>“ve aleykümselâm</b> diyerek iman edenlerin gıpta ettiği bir şekilde bu
dünyadan bekâ’ya göçen <b><u>Gazi</u></b> Mustafa
Kemal Atatürk olmak üzere, cümlesinden Allah razı olsun, ruhları şad olsun.
Makamları peygamberlerin mukarriplerin sıddıkların şehitlerin rızıklandıkları makam
olsun. Vesselâm.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;">
Nejdet Şahin<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> 05 Kasım 2010 Cuma<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> </span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> </span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 22.7pt;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; letter-spacing: 0pt;"> </span></b></p>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-49133393224654304572020-10-26T20:42:00.000+03:002020-10-27T19:20:52.548+03:00Kutlu Doğum Haftası !!! Peygamber Efendimizin Doğumu<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Hicri takvimin Rebiul Evvel ayının 12 sinde kutlanan
mevlit kandili, isminden de açıkça anlaşıldığı gibi, Hz. Muhammed’in (s.a.v) bu
âleme <b>unsur bedeni</b>ile doğmasını ifade eder. Mevlitarapça bir kelime olup
Türkçe, <b>doğum / doğuş</b> demektir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-language: TR;">Bu doğuş peygamber
efendimizin babası Abdullah ve annesi Âmine validemizden beşer olarak unsur
bedeniyle doğmuş olmasıyla beraber, sıradan bir doğum değildir.Bilindiği gibi
bu doğumla beraber zahiren yani aleni olarak birçok harikulade (olağanüstü)
hadiseler olmuştur. Ki o zaman İran’a bağlı bir yerleşim olan Mekke’de tahakkuk
eden bu doğumla beraber, İran’da Mecusilerin (Ateşe tapanların) bin yıldır
sönmeyen ateşi sönmüş, krallarının sarayı yıkılmıştır. Suriye’de save nehrinin
bin yıldır kuru olup su görmeyen yatağı sularla dolup taşarak akmıştır. Hz. Resulullah’ın
doğumu esnasında doğuma yardımcı olan kadınlar da açıkça birçok
harikuladeliklere (olağanüstü hadiselere) muhatap olmuşlardır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNoSpacing"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-language: TR;">Resulullah Efendimizin
annesi Âmine validemiz ise, doğumla beraber <b><i>“Biri doğuda biri batıda
biride Kâbe’nin damında olmak üzere üç bayrak dikildiğini gördüm”</i></b>
demiştir. Bunlar akla ilk gelen mucizelerdir</span>.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Soru</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">: Fakat Hz. Muhammed’in (s.a.v)
doğumu denildiğinde acaba anlamamız gereken sadece bu âleme zahiren
gelmesimidir? Hadisi şerifte<b><i>“Allah evvela benim nurumu yarattı” </i></b> Başka bir Hadiste ise, <b><i>“Âdem su ile
toprak arasında iken ben nebi idim”</i></b> gibi ifadelerden anlaşılması
gereken nedir? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: red; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><u><span style="color: #333333; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Cevap</span></u></b><span style="color: #333333; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">:B</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">u ve benzer
beyanlardan anlaşıldığı gibi <u>Hz. Resulullah Efendimizin, her bir varlıktan
ve cümle âlemlerden önce yaratılmış olan “vücudu nur-u Muhammed” kimliği şahsiyeti vardır. Ve nur-u
Muhammed Hz. Âdem’de ve cümle peygamberlerde hidayet davetçiliği olarak zahir
olmuş. Tüm peygamberler nuru Muhammed mazhariyetiyle insanlara yol gösterip
onları irşat etmişler. Ve her peygamber nur-u Muhammed’in, unsur yani beşeri bir bedenle insan olarak bu
yeryüzü âleminde doğup zahir olacağını ümmetlerine haber vermişlerdir.<o:p></o:p></u></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> Bunu
ifadeyle insanı kâmil zincirinin altın halkalarından olan Süleyman çelebi Hz.
Mevlidi şerifinde; <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></i></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Hak taalâçün yarattı âdemi </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Kıldı âdemle müzeyyen âlemi </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(âdemle bezeyip süsledi âlemi)</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Âdeme kıldı ferişthler sücut </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(âdeme melekler secde etti)</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Hem ona çok kıldı Lütfi ol ıssı cut</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(cömert olan Allah lütfetti)</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Mustafa <b>nur’</b>un alnında kodu </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bil habibin <b>nuru</b><u>’</u>dur bu <b>nur</b> dedi.</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Kıldı ol <b>nur</b> anın ile nice ruzigar</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(devir, zaman)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Sonra Havva alnına nakletti bil</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Durdu onda dahi nice ayu yıl </span></i><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(ay ve seneler)</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Şit doğdu ona nakletti <b>nur</b></span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Onun alnında tecelli kıldı <b>nur</b></span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Erdi İbrahimeİsmaile hem</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Söz uzanır geri kalan der isem</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">İş bu resmile müselsel muttasıf </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(bu şekildeki silsile ile
vasıflanmış olan)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Ta olunca Mustafa’ya muntakil</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(intikâl edince)</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Geldi çünrahmetellil âlemin </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(âlemlerin rahmeti)</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Vardı <b>nur </b>karar etti hemin</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Tut kulak efsafına ey yâri din </span></i><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(kulak ver ey dinini seven)</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bilesin kimdir o fahrülmürselin. </span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 9.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">(bilesin iftihar edilen elçi
Hz.Muhammed’in kim olduğunu)</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">buyurmuştur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">İşte mevlidi şerifteki bu beyanlardan da açıkça
anlaşıldığı gibi rebiul evvel ayının 12 sinde vukuu bulan doğum / mevlit,<b><u>nur-u
Muhammed’in; Resulullah’ın unsur / beşeri bedeni ile buluşup, bu yeryüzü
alemini şereflendirmesini ifade eder.</u></b> Ve bu doğum, İslam âleminde
mevlit kandili olarak Müslümanlar tarafından çeşitli hidayete yönelik ibadetler
ve etkinliklerle açıkça kutlanır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: red; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Soru:</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> Kutlu doğum senede bir haftamı
yoksa hergünmü kutlanmalı?Kutlama için özel bir mekâna ihtiyaç varmıdır?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><u><span style="color: #333333; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Cevap:</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">İslamın ledduni
hakikatına ulaşmış olan <u>arifibillâh ve ehli kemâl, bu kandili hem zahirine
hem de batınına uygun olarak, nur-u Muhammed kulluğuna mazhariyet gayreti ile
yaşayarak <b>sadece bir gece bir hafta değil, her zamanda ve her yerde
kutlarlar<span style="color: #333333;">.</span></b></u><span style="color: #333333;"><o:p></o:p></span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Soru:</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Nur-u Muhammed Nerelerde açığa
çıkar?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: red; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Cevap:</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Cümle peygamberlerde zahir olup
açığa çıkan nur-u Muhammed,<b><i> “Âlimler peygamberlerin varisidir” </i></b>Hadisi
şerifindeki hikmet gereği, Resulullah Efendimizin unsur bedeniyle yeryüzünden
ayrılmasıyla da, Resulullah’ın varisi olan âlimler ve mürşidi kâmilde devam eder.
Ki <b>İmamı Azam, İmamı Şafii, İmamı Malik, İmamı Hanbel, İmamı Gazali,
Muhiddini Arabî, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Niyazi Mısri, Muhammed Nur’ul Arabî vb.</b> gibi peygamber
varisi olan âlim ve ehli kemalin irşat ve tebliğinde Nur-u Muhammed açığa
çıkarak insanlığı aydınlatmaya devam etmiş, günümüzde de devam etmektedir.
Kıyamete kadar yeryüzünde hidayet davetçiliği olarak devam edecektir. Her zaman
da yeryüzü âleminde mevcut olan bu hidayet davetçisi veli ve âlimlerin irşat ve
yol göstermeleriyle, İslam dininin zahir ve batın yönü kemâl bularak yeryüzünde
insanlığı aydınlatmış, halen de aydınlatmakta ve kıyamete kadarda
aydınlatacaktır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Sonuç olarak:<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> Hz.
Resulullah Efendimiz: <b><i>“Beni ararsanız varisim olan âlimleri bulun, ben
orada bulunurum”</i></b>buyurmuşlardır. Ki bu <b><u>“peygamber varisi” </u></b><u>olan
velilerin ve âlimlerin yeryüzünde her zamanda var olmaları ve onların irşadıyla
Hidayeti nuru Muhammed’in açığa çıkması <b>Muhammedi doğuşun, yani mevlit
kandilinin leddun-i hikmetini ifade eder. </b>Onların irşadından aydınlanmak
ise, <b>mevlid kandiline erişerek kandilin ruhaniyetinden istifadelenmeyi ve
Muhammed-i kullukla yaşamayı ifade eder.</b></u><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bu itibarla her kim mevlit kandilinin ledduni
hikmetine mazhar olursa o, sadece kandil gecesi değil, her zaman ve her yer de
ebediyen mevlit kandili aydınlığıyla yaşar, Allahu âlem. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Her zamanda mevcut olan Nur-u Muhammed doğuşuna
erişip, o doğumun irşad-ı aydınlığına mazhar olmamızı rabbimizden niyaz ederiz.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> Necdet Şahin</span></b><a name="_MailAutoSig"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-fareast-theme-font: minor-fareast; mso-no-proof: yes;"><o:p></o:p></span></b></a></p></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-90978324144765539032020-08-31T12:30:00.001+03:002020-08-31T20:28:49.190+03:00MUHARREM AYI, KERBELA, ŞEHİTLER ŞAH-I HZ. HÜSEYİN<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span face="" style="mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"></span></div><div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<br /></div><div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;"><p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamt, resulü
Muhammed Mustafa’ya (sav) ve evlatlarına / ehli beytine selâm olsun. O evlâdı
resul ki, her zamanda mevcut ve sağ olup insanlığı aydınlatmaktadırlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Yüce
Allah’ın Kuran’daki; <b><i>“İş ve yönetim konusunda onlarla da şuraya
git / onlara danış / istişare et...”</i></b><i>
(Al-i İmran-159) Ve <b>“işleri, yönetimleri
aralarında bir şuradır/ aralarında istişare iledir…”</b> (Şura-38)</i> Beyan ve
buyruğu gereğince Hz. Muhammed; insanların kabileler, aşiretler tarafından
yönetilmesini kaldırıp <b>“şurayı /
meclisi”,</b> yani <b><u>halkın meclisini</u></b>
kurmuş ve o meclisin kararları doğrultusunda yönetim oluşturmuştur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Yine <b><i>“Şu bir gerçek ki, Allah size
emanetleri onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde
adaletle hükmetmenizi emreder.” </i></b><i>(Nisa-58)</i>
Allah’ın emri doğrultusunda Hz. Peygamber Efendimiz; belli aşiret mensuplarına
değil liyâkata yani işin ehli olan kişilere değer vermiş ve her işin başına
ırkı, cinsi, rengi ne olursa olsun ehil olanları getirmiştir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Çünkü
Hz. Resulullah’ın zuhuruna kadar aşiret, kabile reisleri toplumu yönetiyor ve onlar
ne derlerse o oluyordu. Aşiret reislerinin kendilerinden sonra oğulları emir,
reis, padişah oluyor ve bu şekilde halk idare ediliyordu. İşte Hz. Peygamber Efendimiz,
Allah’ın emri doğrultusunda bu yönetim şeklini kaldırdı ve hiç bir kimsenin
soyundan, aşiretinden dolayı üstün olmayacağını ilan etti. Ve her türlü
emanetin ehil / lâyık olanlar tarafından tasarruf edilmesini buyurduğu gibi, kendisi
de bizzat uyguladı. Ve böylece Allah’ın elçisi Hz. Muhammed, cahiliye Arap
geleneği olan kabileciliği ve aşiretçiliği kaldırdı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Bu uygulama Hz. Peygamber Efendimiz’den
sonra Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hasan’ın altı ay süren
emirliği / başkanlığı müddetince devam etti. Ve bunların hiç birisi,
kendisinden sonra oğlunu kardeşini veya kendi aşiret ve soyundan geleni kendi
yerine emir / başkan yapmamıştır. Hatta Hz. Ali yaralı olup vefat etmeden önce
kendisine; <b><i>“Oğlun Hasan’ı emir seçelim mi”?</i></b> Diye sorduklarında Hz. Ali
cevaben; <b><i>“Benim oğlum olduğu için seçmeyin, lâyık ve ehil ise öyle seçin”</i> </b>demiştir.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> <u>Bu itibarla <b>şuranın / meclisin,</b> yani halk meclisinin <b>ehil / lâyık</b> olanı seçmesiyle emirül Mümin’in (devlet başkanının)
tespit edilmesi, yüce Allah’ın kuran kaynaklı açık emri olduğu için Hz.
Resulullah Efendimiz; kendisinden sonra halkı yönetecek olan emir / başkan şu
veya bu kişi olsun demedi. Halbûki o zaman, Hz. Peygamber kendisinden sonraki emir
/ başkan olarak hangi sahabeyi ifade etse idi o kimse tereddütsüz emirül mümin,
yani devletin başkanı olurdu. <o:p></o:p></u></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Halk meclisinin ehil / lâyık olanı
seçme uygulaması, <b>Muaviye</b> emir / başkan
oluncaya kadar devam etmiştir. Ki, Allah’ın emri olan ve Hz. Resulullah’ın, Hz.
Ebubekir’in, Hz. Ömer’in, Hz. Osman’ın, Hz. Ali’nin ve Hz. Hasan’ın uyguladığı seçici
halk şurasını / meclisini Muaviye kaldırıp lâğvettiği gibi; <u>ehli kemal ve ehli
irfan olan sahabe ve müminlerin itirazlarına rağmen Muaviye, oğlu olan <b>Yezit’i</b> kendisinden sonra emir / padişah
yaptı. Ve Resulullah Efendimizin kaldırdığı cahiliye geleneği olan aşiretçiliği
kabileciliği tekrar ihya edip diriltti. Muaviye; buna karşı gelen Resulullah’ın
sahabelerini ve müminlerin kimilerini şehit, kimilerini de sürgün ettirdiği
gibi, Hz. Hasan’ı da karısına zehirlettirdi.</u> <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Bu şekildeki oldubitti ile <b>Muaviye oğlu</b> <b>Yezit’in</b> emir / padişah olmasını kabul etmeyen küfe halkı, emir el
mümini (müminlerin reisini) seçmek üzere toplayacakları halk meclisine başkanlık
yapması için, Hz. Hüseyin’i küfe şehrine davet ettiler. Ve Hz. Hüseyin’in ve beraberindekilerin
can mal güvenliğini sağlamayı da taahhüt ettiler. Fakat küfeliler, maalesef bu
taahhütlerini yerine getiremediler. Ve Hz. Hüseyin’le beraberindekiler, toplanacak
olan halk meclisine başkanlık (reislik) etmek için Medine’den küfeye giderken <b>kerbelâ</b> mevkiinde, Muaviye’nin padişah
olarak atadığı oğlu Yezit’e bağlı zorba katiller tarafından şehit edildiler. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Kısaca özetlediğimiz ve İslâm
dünyasında derin bir üzüntü ve keder hisleriyle malûm olan bu <b>kerbelâ </b>hadisesi, çok kimselerce çok
değişik açılardan değerlendirilmiş ve hâlen de değerlendirilmektedir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Günümüzde
de her hicri takvim yılının <b>muharrem </b>ayında
bu kerbelâ hadisesi çeşitli etkinliklerle yâd edilip anılmakta, oruçlar tutulup,
perhizler yapılıp, aşure dağıtılarak ziyaretler yapılmakla beraber, Hz. Hüseyin
ve ehli beytin şehit edilişleri vaazlar ve sohbetler yapılarak tekraren
hatırlatılır. Ayrıca, küfe halkının Hz. Hüseyin’e yaptıkları koruma taahhütlerini
yerine getirememe üzüntüsüyle kendilerini döverek / dövünerek yas etmelerini, günümüzde
de bazı müminler devam ettirerek kendilerini dövüp kendilerine eziyet edip kanlarını
akıtmak gibi abartılı yas törenleri de düzenlerler.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Bazıları
ise; Camilerde vaaz-ı nasihat edip Cuma hutbelerinde hutbe verirken, sanki bu
yas törenlerine alternatif olarak, ‘<i>Hz. Âdem’le
Havva validemiz muharrem ayında Arafat ta buluştular; Hz. Nuh tufandan bu
muharrem ayında kurtuldu; Yunus as. Balığın karnından bu ayda karaya çıktı’</i>
vb. gibi peygamber kıssalarını ön plana çıkarıp, kerbelâ hadisesinden de etliye
sütlüye dokunmadan kısaca bahsederler. Bunlar vaazlarında, o zaman Şam şehrinde
vali olan Muaviye’nin emirül mümin Hz. Ali’ye isyan eden bir asi olmasını; Muaviye’nin
Hz. Hasan’ı karısına zehirleterek öldürüp şehit ettiren bir azmettirici olmasını
da söylemedikleri gibi; <b><i>“De ki bu tebliğime karşılık sizden yakın
akrabamı / ehli beytimi sevmeniz dışında bir şey istemiyorum…” </i></b><i>(Şura- 23) </i>Kuran beyanı ile yüce
Allah’ın sevmemizi buyurduğu ehli beyti Hz. Hüseyin ile beraber katledenlerin baş
katilinin <b>Muaviye oğlu Yezit</b> olduğundan
da hiç bahsetmeden, güya kerbelâyı da kısaca anlatıyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Maalesef günümüzde baktığımızda, her hicri
yılın muharrem ayında Hz. Hüseyin ve ehli beytin şehit edildiği kerbelâ etkinliği
olarak müşahede edilen manzara, aşağı yukarı böyledir. Oysa kerbelâ hadisesinin
zahiri ve tarihi yönü haricinde leddûn-i manevi yönüne bir bakılsa, nice
hikmetler olduğu müşahede edilir. Ki biz kerbelâ hadisesini <b>leddûn-i hikmetleri</b> açısından
değerlendirmeye çalışacağız. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Buna göre; rivayet olur ki, Hz. Ali ile
Hz. Fatma ilmi tevhidi hakikiden, yani tevhidin hakikat yönünden bahisle kendi
aralarında sohbet ederken, onları dinleyen oğul Hz. Hüseyin; <b><i>“Ey
benim anam babam siz ne konuşuyorsunuz ki ben dinlediğim halde hiçbir şey anlamıyorum”.
</i></b> Deyince Hz. Ali;<i> <b>“biz
annenle bir ilim tahtında ki buna kuşdili derler. Bu lisanla konuştuğumuz için
sen konuştuklarımızı anlamadın. Eğer bu ilmi öğrenmek istersen dedene (Hz.
resulullaha) git bu durumu söyle”</b></i> diyor. Ve rivayet olunur ki Hz.
Hüseyin ağlaya ağlaya resulullah efendimize gidip durumu anlatınca Hz.
peygamber; <b><i>“var babana selâmımı söyle sana bu Kuşdili olan ilmi öğretsin”</i></b>
buyuruyor. Ve babasına gelen Hz. Hüseyin selâmı söyleyip keyfiyeti anlatınca
Hz. Ali, teveccüh açıp bir defa da mesleki resul seyri süluku’nun tamamını Hz.
Hüseyin’e telkin edip onu irşat ediyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Hz. Ali’nin kuşdili olarak ifade ettiği
ilim, tevhidi hakiki ilmi irfanı olup bu ilim kuranda; <b>“leddun ilmi”</b> (Kehf-65) olarak beyan edilir. <u>İmi leddûn açısından
<b>muharrem ayı;</b> Hz. Ali’nin imamı
olduğu velâyet makamını remzeder. Leddun-i yönden <b>kerbelâ:</b> İnsanı velâyet makamı keşfi irfanına eriştiren mesleki
resul seyri sülukunu ifade eder. Ledduni açıdan <b>Kerbelâ da şehit olmak</b> ise: Velâyet irşadı ile şehitlik mertebesine
ulaşmayı remiz eder.</u> <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Kuran’ı Kerim’de şehitlik mertebesini ifadeyle,
<b><i>“Ant
olsun eğer Allah yolunda <u>öldürülür</u> veya <u>ölürseniz,</u> Allah’ın bağışlaması
ve rahmeti onların topladıklarından daha hayırlıdır. <u>Ölseniz</u> de <u>öldürülseniz</u>
de mutlaka Allah’ta / Allah katında Haşr olacaksınız / toplanacaksınız.”</i></b><i> (Ali imran-157,158)</i> Buyrulur ki bu kuran
beyanından açıkça anlaşıldığı gibi şehitlik; Allah yolunda <b><i><u>ölenler</u></i></b><i> ve <b><u>öldürülenler</u></b></i>
olmakla iki kısımdır; <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Buna göre <b><i>“Allah yolunda öldürülenler;</i></b><i>”</i> kılıç şehidi olup, bu şehitler din
vatan uğruna canını feda edip öldürülerek şehitlik makamına yükselenlerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><b><i><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> “Allah yolunda ölen”</span></i></b><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> şehitler ise;
bu yeryüzü olan imtihan âleminde <b><i>“ölmeden evvel ölenlerdir.”</i></b> (Hadisi
şerif) Bunu beyanla Hz. Resulullah Efendimiz, <b><i>“İnsanlar gaflettedir öldükleri
zaman uyanırlar.”</i></b> deyince, meclisteki bazı sahabelerin; <b><i>“Ya Resulullah
ölümle uyanacağımız gafletten kurtulmak için ne yapalım?”</i></b> sorularına
cevaben Hz. Peygamber Efendimiz; <b><i>“<u>Ölmeden evvel ölün.</u> Sizin gibi yer,
içer, gezer fakat ölmeden evvel ölenlerden birini size göstereyim mi? Ebu Bekir’e
bakın o, onlardandır.”</i></b> Buyurmuşlardır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> İşte
her kim bu imtihan âleminde <b><i>“ölmeden evvel ölürse”</i></b> o, Şah’ı Hz.
Hüseyin olan şehitler katına / mertebesine yükselir. Çünkü şehit, şahit olmak
demek olup, bu şahitlik kul’un kendinde ve cümle eşyada mevcut olan<b><i>
“Allah’ta / Allah katında Haşır olması, toplanmasıdır.”</i></b><i> (Ali imran-158)</i> Ve insanın rabbin
cemalini müşahede ederek şahit olmasıdır. Bu şahitlik / şehitlik için, zamanın
kâmil mürşidinin irşadıyla Hz. Ali’nin imam olduğu velâyet mertebesi keşfi
irfanına ulaşmak icap eder. Ki buna ulaşmak için <b>Kerbelâyı </b>remiz eden fenafillâh makamlarının fenayı efal, fenayı
sıfat ve fenayı zat keşfi irfanıyla kulun kendine nispet ettiği varlığını fena
edip yokluğa eriştirmesi gerekir. Ve her kim nispet varlığını fenaya / yokluğa
eriştirirse o kişi, Hz. Ali’nin “<b><i>kuşdili</i></b>” dediği tevhidi hakiki irfanına,
yani tevhidi ef’al, tevhidi sıfat ve tevhidi zat keşfi irfanıyla rabbine kavuşup,
rabbin <b>vahdet-i cemaline </b>şahit / şehit
olur. Ve <b><i>“ölmeden evvel ölen”</i></b> şehitlerle beraber Hz. Hüseyin’in şah ve
sancaktarı olduğu şehitler mertebesine dâhil olur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> Bu itibarla şehitler şahı Hz. Hüseyin’e
yakın olup onun ruhaniyetini hoşnut etmek, muharrem ayında peygamber kıssalarını
anlatmak, perhizler yapmak veya kendini dövmekle değil, şehitlik makamına
yükselerek şehitler Şah’ı Hz. Hüseyin sancağı altına dâhil olmakla mümkündür. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> <u>Bunun için bir insan; leddun-i
yönden <b>muharrem </b>velâyet irşad-ı
aydınlığına <b>kerbelâ</b> seyri süluku ile
erişip, <b>ölmeden evvel ölürse</b> ancak şehitlik
makamına yükselir. Ve <b>Hz. Hüseyin’e</b> yakın
olup onun ruhaniyetini hoşnut eder.</u> Vesselam. Her şeyi en iyi bilen ancak Allah’tır.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><b><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";">
<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><b><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";">
Nejdet Şahin <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><b><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";">
25Aralık2010
cumartesi<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> </span></p></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify; text-indent: 22.7pt;">
</div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-17570038747175865162020-08-10T10:15:00.000+03:002020-08-10T10:15:03.824+03:00VELAYET ELÇİSİ HACI ÖMER LÜTFİ HZ.LERİ<p> <span style="font-family: Arial; font-size: 12pt;">Kosova Devletinin
Prizren şehrinde ikamet eden Mesleki Resulü Melami hizmetkârı,Mürşidi kâmil
Abdullah RAHTE Efendinin biricik evlâdı, kızımız Maide RAHTE hanımefendiye
yadigârdır</span></p><p><span style="font-family: Arial; font-size: 12pt;"><br /></span></p><p></p><p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yüce yaratıcı olan
Allah, yarattığı insanları resulleri/elçileri vasıtasıyla uyararak onlara neyin
doğru ve faydalı, neyin yanlış ve zararlı olduğunu öğretir. Her kim bu elçilerin
tebliğine inanarak itaat ederse o kimse, dünya ahiret ebedi huzur ve felaha
kavuşur. Çünkü Hz. Muhammed (sav) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“huzur ve mutluluk İslam’dadır”</i></b>
buyurmuşlardır. Ki insanlara faydalı olmak için tebliğ ve irşatta bulunan bu
elçilerin bir kısmı<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>peygamber</u>,</b>
diğerleri <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>veli</u></b> olmakla iki
kısımdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Peygamber elçiler;</span></b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> insanı kâmil arasından Allah
tarafından seçilirler ve peygamberlere Cebrail meleği tarafından vahiy gelir.
Ki gelen vahiy doğrultusunda peygamberler insanlığı aydınlatırlar. Kurandaki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Muhammed
sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o
nebilerin/peygamberlerin sonuncusudur…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ahzab-40) </i>beyanından açıkça anlaşıldığı gibi Hz. Muhammed,
insanlığa gelen peygamberlerin sonuncusu olup onun şahsında inzal olan kuran ve
İslâm dini, kıyamet kopuncaya kadar yeryüzü olan bu imtihan âlemine gelmiş ve
gelecek tüm insanlığa hitap eder. Bu itibarla her insan dünya ahiret ebedi
mutluluk huzur ve felahı için,Hz. Muhammed’e vahiy olunan kuran ve İslam dini
irşadı aydınlığına muhtaçtır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Veli elçiler;</span></b><u><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Velayet tebliğ ve irşadıyla</span></u><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> insanlığı
aydınlatarak hizmet ederler ki, bu Veli’leri ifadeyle kuranda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Gözünüzü
açın Allah’ın velileri için hiçbir korku yoktur onlar mahzun olmayacaklardır
da.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Yunus-62)</i>buyrulur.
Veli; kelime anlamı itibarıyla <u>dost ve sığınılacak kimse</u> anlamında olup
İnsanı kâmil Veliler, Hz. Muhammed’e vahiy olunan İslam dininin zahiri olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>şeriatına</u></b><u> ve batını olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tarikat, hakikat</b> ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">marifet</b> ilimlerine</u> vakıf ve mazhar
olurlar. Ve bu mazhariyetleriyle insanlığa Resulullah Efendimizin kulluğunu tebliğ
ederek müminlerin, Muhammed-i kulluk ile Muhammed çe yaşamalarının irşadını
yaparlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Velayet irşadı
yapan insanı kâmile, mürşidi kâmil denir ki mürşidi kâmil; bu irşat
faaliyetlerinde asla ve kat’a kuran haricine çıkmayan kuran müminidir. Yüce
yaratıcı olan Allah; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Cinleri ve İnsanları ancak bana
ibadet/kulluk etsinler diye yarattım.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Zariyat-56)</i> buyurur ki, sahabe <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İbni Abbas</b> (ra) bu ayetteki kulluğu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">‘Arifibillâh ve ehli tevhit
olmaktır’</i></b> diye tefsir etmiştir (yorumlamıştır). <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hacı Kâmil Tosko</b> Hz.leri ise; Bu ayette bahsedilen kullukta <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ameli
Salih, yakaza ve tevhidi mabut olmakla üç hikmet vardır.”</i></b> buyurmuştur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Ameli Salih hikmeti;</span></b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Allah’ın emir ve yasaklarına itaat
etmek olup rabbimizin,yapın ve yapmayın dediği güzel işleri yapmaktır. <br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yakaza hikmeti;</b>ameli Salih’le
beraber, yani Allah’ın emir ve yasaklarına kesinlikle itaat edenkulun kalbinin,
zikri daim ile uyanmasıdır. <br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Tevhidi mabut hikmeti</b> ise; Allah’ın
emir ve yasaklarına itaat ve zikri daim ile uyanık olankulun, tevhit makamları
keşfi irfanıyla bu âlemde rabbine kavuşup, rabbin katına yükselmesidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Gerek İbn-i Abbas (ra)gerekse Hacı
Kâmil ToskoHazeratlarının bu beyanlarından açıkça anlaşıldığı gibi, insanın
yaratılışının yüce amacı yeryüzü olan bu imtihan âleminde rabbine arif olup
rabbine kavuşmasıdır. İşte bir kulun bu yüce hedefe erişip ulaşabilmesi ancak,
zamanın velayet irşadı yapan mürşidi kâmilinin tebliğ ve irşadı ile mümkündür.
Bunu ifadeyle</span><span style="font-family: "Arial TUR"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";">Kuran’da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…eğer
bilmiyorsanız, zikir ehlinden sorun.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Nahl-43) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“…sorun zikir ehline,
eğer bilmiyorsanız”</b>(Enbiya-17)</i></span><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">buyrulduğu gibi bu konuda Yunus Emre Hz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Gel ey kardeş Hakk’ı bulayım dersen<br />
Mürşidi kâmile varmadan olmaz<br />
Resulün cemalini göreyim dersen <br />
Mürşidi kâmile varmadan olmaz,</span></i></b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">der.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Velayet irşadı
yapan mürşidi kâmil tüm zamanlarda yeryüzünde var olup kıyamete kadar bu
imtihan âleminde, insanların Muhammed-i kullukla yaratılış yüce gayesine
erişmelerinintebliğ ve irşat faaliyeti ileyaşar.Ki velayet irşadı yapan zamanın
kâmil mürşidinin tebliğ ve irşadı ile aydınlanmayan şeriat ehli bir kimse,
işlediği ameli Salih’le yani Allah’ın emir ve yasaklarına itaat etmekle
ahirette amel cennetine girerek nefsini o cennetin huri, Gilman, köşk vb.
nimetleriyle lezzetlendirse de o kişi, dünya ve ahiret rabbine kavuşamaz,
rabbin katına erişmekten ebediyen mahrum olur. Bunu beyanla yüce Allah
Kuran’da; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Dünyada ama/kör olan Ahirette de amadır/kördür…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(İsra-72)</i> buyurur.<br />
İşte <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hacı Ömer Lütfi Hz.</b>leri,
yaşadığı zaman diliminde insanların yaratılış yüce gayesine erişip rabbine
kavuşma tebliğ ve irşadı yapmış, velayet elçisi olan mürşidi kâmildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Kikendisi zamanında
<u>Prizren<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Melami</b> tekkesinin şeyhi</u>
olarak insanlığı aydınlatmış, bıraktığı eserleri ise günümüzde de insanlığı
aydınlattığı gibi kıyamete kadar aydınlatmaya devam edecektir.Hacı Ömer Lütfi,<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Mesleki resulü Melami piri Seyit Muhammed
Nur’ulArabî Hz.nin</b> halifelerindendir. Ki bunu ifadeyle Hacı Ömer Lütfi;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Sensin ashabı dilin müntehabı<br />
Medet ey Hazreti Nur’ulArabî<br />
Sensin ol varisi esrarı nebi<br />
Medet ey Hazreti Nur’ulArabî,</span></i></b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">buyurduğu gibi başka bir şiirinde:<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><br />
<br />
Muhammed Nur’a biz bir bende olduk<br />
Gönüldenuru feyzi Hakk’ı bulduk<br />
Şarabı zevki tevhit ile dolduk<br />
Melami’yiz Melami’yiz Melami,</i></b>diyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Bu ifadelerinden de
açıkça anlaşıldığı gibi <u>Hacı Ömer Lütfi; Pir seyyit Muhammed Nur Hz. ne
bağlılığını vemesleki resulü Melami’ye aidiyetini<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>beyan ediyor.</u><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Pir Seyyit Muhammed
Nur Hz.nin şahsında tasnifi (düzenlenmesi) açığa çıkan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Melami’lik,</b>bir tarikat yapılanması değildir. <u>Melamilik, Hz.
Adem’den (as) kıyamete kadar gelmiş ve gelecek tüm İnsanı kâmil veli’lerin
müşterek marifet-i neşesidir</u>. Bu itibarla, yeryüzü olan bu imtihan âlemine
gelmiş geçmiş ve gelecek olan <u>insanı kâmil velilerin tamamıMelami’dirler</u>.
Bunu ifadeyle; değişik zamanlardave değişik coğrafyada yaşamış, değişik
tarikata mensup olan tüm insanı kâmil velilerin hepsi Melami olduklarını beyan
ederler.Mesela;<span style="mso-bidi-font-weight: bold;">12 inci ve13 üncü yüz
yılda yaşayan Şeyh-ül Ekber Muhiddin Arabî Hazretleri, Fütuhat-ı Mekkiye adlı
eserinde;<b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Melâmîler, bunlara
melâmetçiler de denir. Bu ad dahi lügat yönünden, bunlar için zayıf bir kelime
olmuş olur. Bu gibi kişiler, Allah yolunun efendileri ve önderleridir. Bütün
âlemin tek efendisi bunların arasındadır. İşte o büyük efendi de Resulullah
Muhammed (sav) Efendimizdir. Bunlar, Hak Teâlâ’nın emir ve yasaklarını bu
âlemde yerleştirdiler, kuvvetlendirdiler. Sebeplerini yerli yerinde
açıkladılar. Yaramayanların da nedenlerini anlattılar. Dünya evine yarayacak
hacetleri dünyaya bıraktılar, ahiret gününün hacetlerini de ahirete bıraktılar.
Eşyaya Allah’ın baktığı nazarla baktılar, gerçekleri birbirine
karıştırmadılar.”</i></b> buyurur</span>.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yine 12 inci yüz yılda yaşamış olan Hoca
AhmedYesevi Hz:<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Aşk
kapısını mevlâm çalınca bana değdi<br />
Toprak eyleyip hazır ol deyip boynumu eğdi<br />
Yağmur gibi <u>Melâmetin</u> oku değdi<br />
Ok saplanıp yürek bağrımı deştim ben işte,</i></b> diyor.<br />
<br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[endif]--><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">13 üncü yüz yılda yaşayan Yunus Emre Hz;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kanaat
hırkası içre <br />
Selamet başını çektim<br />
<u>Melamet</u> gömleğin biçtim<br />
Arif olup giyen gelsin,</i></b> der.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">15 inci yüzyılda yaşayan Hz. Nesimi;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ben
<u>Melamet</u> Hırkasını<br />
Kendim giydim eynime<br />
Aru namus şişesini <br />
Taşa çaldım kime ne, </i></b>buyurduğu gibi.<br />
<br />
Yine 15 inci yüzyılda yaşayan Eşref oğlu Rumi Hz;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>Melamet</u>
yolunu tuttum<br />
Selamet mülküne yettim<br />
Bu aşıklar makamıdır<br />
Komazlar buna ranayı, </i></b>ve<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">“Enelhak” sırrını eylerim faş<br />
<u>Melamet</u> olurum pinhan gerekmez,</span></i></b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> demiştir.<br />
<br />
16 ıncı yüz yılda yaşayanİsmail Maşuki Hz. ise;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Terk
edip namu nişanı giy <u>Melamet</u> hırkasın<br />
Bu <u>Melamet</u> hırkasında nice sultan gizlidir,</i></b> diyor.<br />
<br />
Yine 16 ıncı yüzyılda yaşayan Fuzuli Hz;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ey
Fuzuli <u>Melamet</u> mülkünün sultanıyım<br />
Berki ahım tac-ı zer simsirişkim tahtı ac, </i></b>dediği gibi başka bir
beytinde ise;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ey
Fuzuli ben <u>Melamet</u> gevherinin genciyim<br />
Ejderhadır kim yatar çevremde zenciri cünun,</i></b> buyurur.<br />
<br />
17 inci yüzyılda yaşayan Niyazi Mısri Hz. de;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ar
u namusun bırak şöhret kabasından soyun<br />
Giy <u>Melamet</u> hırkasın kim ol nihan etsin seni,</i></b> demiştir.<br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br style="mso-special-character: line-break;" />
<!--[endif]--><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">19 uncu ve 20 inci yüz yılda yaşamış
Abdulmalik Hilmi Hz;<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Giymişiz
çünkü <u>Melami</u> hırkasını hem şalını<br />
Ol hakikat şehridir seyranımız meydanımız,</i></b> ve<br />
<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bahri
aşka daldım türlü gevher aldım<br />
<u>Melamet</u> deryada hayret içre kaldım,</i></b> buyurur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yirminci yüz yılda yaşamış Hasan Fehmi (TEZDOĞAN) Hz. de<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Zümre-i
ehli <u>Melamet</u> dersi Hak’tan aldılar<br />
Zevklerine yok nihayet çünkü Hay’dan aldılar, </i></b>der.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br />
İşte ancak bazılarını aktarabildiğimiz İnsanı kâmil velilerin bu ve benzeri
kıymetli beyanlarından açıkça anlaşıldığı gibi,<u>Hacı Ömer Lütfi Hz.nin
mensubu olduğu Melamilik, bir tarikat oluşumu değildir. Melamilik, tüm
zamanlarda yeryüzü <a name="_GoBack"></a>olan bu imtihan âleminde var olan ve
Muhammed-i kullukla rabbin katına ulaşıp rabbine kavuşmayı insanlığa telkin
eden,zamanınvelayet elçisiMürşidi kâmilin kimliğidir/hüviyetidir</u>. Bizim
açıklamaktan ve ifade etmekten aciz kaldığımız bu hüviyetin kıymet/değer ve
mahiyetini ifadeyle mürşidi kâmil Hacı Ömer Lütfi Hz;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Lütfi
ihsanı hüdadan olmasınmı müstefid </span></i></b><span style="font-family: Arial;">(istifadelenen/faydalanan)</span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br />
Zübde-i fahri risalettir Melami zümresi.</span></i></b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Buyurmakla Melamilik hüviyetinin/kimliğinin,
fahri kâinat efendimiz Hz. Muhammed (sav) ile zahir olan resullüğün/elçiliğin
özü olduğunu söylüyor. Yüce rabbimizden bizleri de; Hacı Ömer Lütfi gibi
Melamet marifeti neşesiyle gelmiş geçmiş ehli kemâlin ruhaniyet ve himmetine
mazhar etmesini ve bizleri de zamanın velayet elçisi olan mürşidi kâmilin
tebliği irşadından nasiplenenlerden kılıp, böyle nasiplilerin meclisinden
mahrum ve mahcup etmemesini niyaz ederiz. Vesselam.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="tab-stops: 233.9pt; text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">21Temmuz2014pazartesi<br />
(24Ramazan)<br />
Nejdet ŞAHİN <o:p></o:p></span></b></p><span style="font-family: Arial; font-size: 12pt;"></span><p></p>vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-31174591448808495562020-07-12T13:00:00.000+03:002020-07-12T15:27:04.136+03:00KURBAN BAYRAMIN’IN HİKMETİ<br />
<div class="MsoNormal" style="margin-top: 12.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Cümle âlemleri ve
âlemlerdeki her şeyi mutlak varlığından var edip yaratan yüce Allah’a
hamdolsun. Resulü/elçisi Muhammed’e (S.A.V) ve ehl-i beytine selam olsun.
Rabbim bizleri onlardan ayrı kalmaktan muhafaza etsin. Ey mümin kardeşim! <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rabbin
için namaz kıl ve kurban kes” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Kevser-2)</i>
ayet hükmünce bayram namazını kılmak ve kurban kesmekle dört gün kutladığımız
kurban bayramı,ilmi şeriata göre <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>vacip</u></b>
ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>sünnet</u></b> kabul edilerek
kutlanır. Kurban bayramını zahiren kutlamak, hem şahsi hem de sosyal /
toplumsal birçok faydalar içerir. Ki bu faydaları, ilmi şeriat âlimleri zahiri
yönleriyle izah ederek bizleri aydınlatırlar. Fakat gerek fitre bayramı gerekse
kurban bayramı sadece şeriata ait zahiri toplumsal yönü olan ibadetlerden
ibaret olmayıp, bu bayramlar İslâm’ın batın/içyüzüyle ilgili olan sayısız leddun-i
hikmetler içerir. Ki <u>biz kurban bayramını, islâm’ın batın / iç yönü olan
ilmi tarikat, ilmi hakikat ve ilmi marifet ışığında değerlendireceğiz</u>. Buna
döre; k<span style="color: black; mso-bidi-font-weight: bold;">urban bayramının ilk
gününe <b>“kurban günü,”</b> (yevmi nahr) diğer üç gününe ise <b>“teşrik/doğuş
günleri”</b> (eyyamitteşrik) denir. Bayramdan bir önceki güne de, <b>“arefe
günü”</b> denir.</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-top: 12.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Mümin kardeşim!
Kurban; kelime olarak <u>kurbiyet, yakınlık</u> demektir. Ki bu <u>kurbiyet/yakınlık,</u>
kendinde ve cümle eşyada mevcut olan rabbin makamlarına erişen kul’un rabbi ile
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">beka / ebediyet</b> bulmasının <u>yakınlığıdır</u>.
Ve bu yakınlığı beyanla; A<span style="color: black; mso-bidi-font-weight: bold;">refe
günü sabah namazı ile başlayıp bayram müddetince her namazla devam edilerek beş
gün boyunca; <b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allahuekber Allahuekber,
lâilâheillallahuvallahuekber, Allahuekber velillâhilhamd” </i></b>tekbiri
getirilir. </span>Ki b<span style="color: black; mso-bidi-font-weight: bold;">eş
gün getirilen bu tekbirlerin anlamı şöyledir: <b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allahuekber Allahuekber;” </i></b>M<i style="mso-bidi-font-style: normal;">evcut
olup gözüken şahadet âleminde Allah ekberdir / büyüktür. Gözükmeyen âlemlerde de
Allah, ekberdir/büyüktür. </i><b>“L<i style="mso-bidi-font-style: normal;">âilâheillallahuvallahuekber;
”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Görünen ve görünmeyen tüm
âlemlerde ekber/büyük olan Allah’tan gayrı hiçbir varlık yoktur. <b>“Allahuekber
velillâhilhamd;” </b>Büyük/ekber olup cümle âlemlerde kendisinden başka hiçbir
varlık olmayan Allah, hamd edilip öğülmeye yegâne lâyık olandır<b>.” </b></i>Demektir.
</span><br />
<span style="color: black; mso-bidi-font-weight: bold;">Bu tekbirlerin beş gün
müddetince getirilmesinin mana ve hikmeti ise;<b>“Hafa, ruh, nefs, kalp</b>ve<b>
sır”</b>olan <u>beş manevi vücut </u>mertebeleri zuhurunda rabbinden gayrı
görmeyip rabbin bekasına/ebediyetine kavuşan kulun, rabbin müşahedesiyle
hemhâlolmasını ifade eder.</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-weight: bold;">Bunu
beyanla bir insan, kendinin ve cümle âlemin nispet varlığının
fenasına/yokluğuna arif olmakla, kurban bayramı öncesindeki manevi vücudun <b>“Hafa”
</b>mertebesinin <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>remzettiği arefe günü
hakikatine ulaşır. Ve arefe gününün hakikatine erişmekle nispet varlığının
oluşturduğu gizli şirkten arınan bir kul, manevi vücudun<b> “ruh”</b>tecellisine
mazhar olmakla, vahdeti Hakk’ı zahir/apaçık müşahede ederek kurban bayramının
birinci gününü ilmi hakikat idrakiyla kutlar. Sonra vahdetin
kesretine/çokluğuna terekki edip yükselmekle, manevi vücudun <b>“nefs”</b>
tecellisini müşahede marifetiyle bayramın ikinci gününü marifetullah üzere
idrak eder. Ki marifetullah idrakine erişen bir kul’a, bayramın üçüncü gününü
remzeden<b>“kalp”</b> mertebesinin kapıları açılır. Ve böyle bir kul Hakk’ı
mutlak ve mukayyet tecellilerinde müşahede ederek, bayramın dördüncü gününü
ifade eden sırf zat <b>“sırrı”</b>na erişir. Böylece,<b>“hafa”</b>nın remzettiği
fena/yokluk “arefe’sine” ulaşan bir kul, Hakk’ın <b>“ruh, nefs, kalp </b>ve<b>
sır”</b>olan dört beka tecellileri mazhariyetiyle yakınlık/kurban bayramını
ebediyen kutlar.</span><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br />
Ey mümin kardeşim! Kurban kesmenin hakikati ise şöyledir; Kurban kesmek
kelimesi, <u>yakini / yakınlığı kesmek</u> demektir. Ki bayramın birinci gününü
remzeden vahdet-i <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ruh”</b>
müşahedesiyle zahirde hep Hakk’a nazar etmek, rabbimizin </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial TUR"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";">“ve kulum bana kendisine <u>farz</u> kıldığım şeyden bana
daha sevimli hiçbir şeyle <u>yaklaşmaz</u>,”</span></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: black; font-family: "Arial TUR"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> (Hadisi kutsi)</span></i><span style="color: black; font-family: "Arial TUR"; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> beyanı gereğince kulun, Hakk’ın
farz yakınlığına </span><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">erişmesidir. İşte kurban kesmenin ledduni hikmeti, kulun eriştiği
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“farz
yakınlık” </i></b>müşahedesinden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“<u>kesilerek,</u>”</b>
bayramın ikinci gününün remzettiği vahdetin kesreti olan<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefs” </i></b>mertebesine yükselip,
ilmi hakikatten ilmi marifet <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“doğuşlarına/teşrikine”</b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(yevmi nahr’deneyyamitteşrike) </i>terakki
etmesidir. Ve böyle bir marifetullaha yükselip terakki eden kul, vahdetin kesreti/çokluğu
olan halk’ı zahirde apaçık müşahedeyle mazhar olduğu marifet zenginliğini,
insanlığa infak edip dağıtarak marifetullahın fakirlerini ve muhtaçlarını irşad
edip aydınlatır.<br />
Buna göre; İlmi şeriatta kesilen kurban etinin bir kısmı zenginin kendisi
tüketip rızıklanması, bir kısmı zenginin yakınlarıyla birlikte tüketip
rızıklanması, bir kısmı da muhtaç ve fakir olanların rızıklannması için üçe
taksim olunması gibi; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hafa’</b>ın remzettiği
yokluk arefe’sinin ve kurban bayramının dört gününü remzeden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ruh, nefs, kalp, sır </b>mazhariyetiyle
rabbin bekasına (ebediyetine) ulaşan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanı
kâmilin, </b>marifet ve kemalât zenginliğinden evvela kendi rızıklanır. İkinci
olarak kâmilin yakın çevresi olan meclisi nasiplenip rızıklanır. Üçüncü olarak
ise; Marifetullah irşadına muhtaç olan ilim irfan fakir ve fukarası nasiplenip
rızıklanır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Ey mümin kardeşim! Gafil olup ihmâl etme
sakın, yeryüzü olan bu imtihan âleminde ne yap ne et, Hakk’a yakınlık/kurban
bayramının hakikatinden rızıklanan nasiplilerden ol. Ki o zaman sende, her yerde
ve her zamanda rabbin bekası ile zevklenip bayram edersin.Vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-top: 12.0pt; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-weight: bold;">Kurban bayramının ledduni hikmeti yönüyle
değerlendirilmesi hatalarıyla beraber tamamlandı. Allah her şeyi en iyi
bilendir. </span><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Velhamdülillâhirrabbilâlemin.<span style="color: black; mso-bidi-font-weight: bold;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Nejdet Şahin <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">11- Ekim 2012 <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Salihli<o:p></o:p></span></b></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-51717217699072469002020-05-17T16:54:00.001+03:002020-05-17T16:54:24.075+03:00İsmi ne şeker, ne Ramazan olan FİTRE BAYRAMI ve FİTRE sadakasının hikmeti<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Yarattıkları
içinde sadece insana Hakk’a vuslat / kavuşma <b>fıtratını</b> lütuf ve ihsan eden Allaha hamdolsun. Resulu Muhammed (sav)
ve ehli beyte selam olsun, Rabbim bizleri onların meclisinden mahrum etmesin. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <b><u>Fitre
</u></b><u>veya <b>fıtır </b>olarak ifade
olunan <b>fitre sadakasını </b>vermek, <b>Fitre bayramını </b>idrâk etmek <b>vacip</b> ibadetlerdendir.</u> Fitre
sadakasını vermek ve fitre bayramı namazını kılıp bayramı kutlamayı beyanla Cenab-ı
Hak Kuran’da; <b><i>“Nefsini/benliğini temizleyip/arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir.
Rabbini zikretmiş ve namazı kılmıştır o.” </i></b><i>(Ala,14-15)</i> buyurur. Ki, bu ayetler fitre sadakası ile temizlenen
kulun felâh ve kurtuluşa ulaşma sevinci ile neşelenerek, zikrullah mazhariyetiyle
bayram namazını kılmalarını ifade eder. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 414.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <u>Fitre bayramı; Bu yeryüzü âlemine doğmakla/doğuşla
alâkalı bir bayram olup, halk arasında şeker ya da Ramazan bayramı olarak
adlandırılır. Ki, bu bayramı şeker veya ramazan isimleriyle ifade etmek yanlıştır.</u>
Çünkü oruç aylık ibadettir ve ramazan oruç ayıdır. Nasıl ki günün beş vakti ile
namaz kayıtlı ise, ömür vakti ile hac kayıtlı ise, yıl vakti ile zekât kayıtlı
ise, oruçta Ramazan ayı vakti ile kayıtlı bir ibadettir. Bu sebepten ramazan
ayı bayram ayı değil, oruç ayıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 414.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <u>Bu
itibarla hicri takvimin on iki ayından birisi olan ramazan ayının girmesi ile
gündüz, yani imsak ile iftar arasında özrü olmayan her mümin’in, ister o gün
niyet etsin isterse niyet etmesin oruç tutması farzdır. Çünkü ayla kayıtlı olan
bir ibadet, günlük niyetlerle sıhhat bulmaz. Yani günlük niyet aylık ibadet
olan orucu bağlamadığından, ramazan ayı içerisinde bir mümin eğer özrü olmadan
o gün oruç tutmaya niyet etmedim diye yiyip içerse haram işlemiş olur. <o:p></o:p></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Hicri takvime göre <b>ramazan ayı, arefe günü akşam namazının vaktinin girmesiyle biter. Ve akşam
namazıyla yeni ay olan şevval ayına girilir. Bu itibarla eğer bayram ay ismi
ile ifade edilecekse, şevval ismi ile ifade etmek icap eder.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;">Velhasıl,
<u>fitre bayramını hemen oruç ayı ramazanın arkasından gelen ayın başında
olmasından dolayı Ramazan bayramı, bayramlarda tatlı yenilmesinden dolayı şeker
bayramı olarak ifade edilmesi çok ucuz, yüzeysel ve tefekkürden mahrum tutarsız
bir anlayıştır. Bu tutarsız anlayış, bayramların ledduni hikmetinden gaflet ve
cahil olunmasının beyanıdır.</u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Şeriata
göre Fitre bayramı, fitre sadakasını verdikten sonra kutlanılan bir bayram
olduğu için, fitre sadakasının muhakkak bayram namazından önce verilmesi
gerekir.<b> Fitre / Fıtır, bu yeryüzü âlemine doğup ta hayatta
olmak anlamını ifade ettiğinden, fitre hayatta olup yaşayan bir insanın vücudunun
sadakasıdır. Bundan dolayı bu yeryüzü âlemine doğan bir günlük bebeğin dahi fitre
sadakası verilir. Yani fitre sadakası fakir veya zengin, bu âlemde hayatta olup
yaşayan herkesin vermekle yükümlü olduğu vücut varlığının sadakasıdır.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <u>Bazıları,
yüzeysel basit ve tefekkürden mahrum bir mukayase ile fitre sadakasını,
zekattaki gibi zenginlik sınırına ulaşan zenginler tarafından verilmesi gerektiğini
söyleseler de bu doğru değildir.</u> Çünkü bu âleme doğmuş ve bu yeryüzünde yaşayan
bir kimsenin, yaşamasının bedeli olan bir sadaka olduğu için fitre, zengin
olsun olmasın hayatta olup yaşayan herkes tarafından az veya çok yaşamasının
bedeli niyetiyle, nakit veya ayni olarak verilir. <u>Bu sebepten çocukların
hatta yeni doğmuş bir günlük bebeğin dahi fitresi verilir.</u> Bu itibarla
fitre sadakasının hesaplanması, zekâttaki zenginlik hesabı gibi olmayıp, <b>Cenab-ı Hakk’ın bir kimseye verdiği vücudunun
hacmi ile eş değerdeki bir topraktan elde edilecek arpa, buğday veya üzüm hurma
vb. mahsul ile ölçülerek yapılır.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">
</span></b><span style="font-family: Arial;"> Mesela, <u>yaklaşık bir insan bedeni kadar
topraktan elde edilecek arpa buğday, o zamanın fiyatları ile kaç para ederse o
fiyat, o yılın fitre bedeli olur. Ki, bu hesaplamaya göre bir insan vücudu
kadar topraktan, yaklaşık <st1:metricconverter productid="2,9 kg" w:st="on">2,9
kg</st1:metricconverter> arpa, <st1:metricconverter productid="1.5 kg" w:st="on">1.5
kg</st1:metricconverter> buğday, <st1:metricconverter productid="2.9 kg" w:st="on">2.9 kg</st1:metricconverter> üzüm ve hurma elde edilebilir kabul
edildiği için, bu miktarlardaki arpanın, buğdayın, üzümün, hurmanın vb. mahsulün
o zamanın fiyatlarıyla kaç para ederse, bu para arpaya buğdaya vb. mahsule göre
verilecek o yılki fitre bedelini oluşturur.</u> Fakat her infakta olduğu gibi bu
hesaplamalarla sınırlı kalınmayıp, istenilen oranda daha kıymetli mahsuller ölçü
alınarak daha fazla da verilebilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Bu
itibarla fitre sadakası; yaşayan bir kulun vücut varlığının sadakası olup,
zenginler tarafından fazla fazla verilebildiği gibi, <b><u>fakir muhtaç olan müminlerin de bir zeytin tanesi de olsa, bir
bardak su da olsa fitre niyeti ile muhakkak vermeleri gereken bir sadakadır.</u>
<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Buna göre bu sadakayı bayram namazından
önce veren zengin veya fakir her mümin, bayram namazını kılarak herkesle
bayramlaşarak üç gün bayram neşesi ile tatlı yer tatlı konuşur. Büyüklerin
elini öperek onları ziyaret eder, küçüklere bahşişler verilerek büyük küçük
cümle müminler bayram sevincini paylaşırlar. Bu sevinci ifadeyle yeni elbiseler
giyilerek, şarkıların türkülerin neşeli olanları ve oyun havaları söylenerek
oyunlar oynanır. <u>Hatta bazı Türk yurtlarında özellikle Türkistan ana
yurdundaki bayram kutlamalarında, cami’lerin mescit’lerin üstüne ve duvarlarına
davul zurnalar yerleştirilir. Ve bayram namazı kılındıktan hemen sonra bu davul
ve zurnalar eşliğinde tüm cemaat oyun oynayarak camiden çıkarlar. Ve cami
avlusunda herkes oyunlar oynayarak bayramın ruhaniyetine uygun kutlamalar
yaparak bayramlaşılır. Vesselam.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;">Buraya
kadar bahsettiklerimiz fitre sadakasının ve bayramının şeriat yönüne, yani zahirine
ait değerlendirmelerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <b>Fıtır sadakası ve bayramı, mana yönü ile değerlendirildiğinde
ise, birçok hikmetler ve ledduni sırlar içerir: </b>Bunu beyanla Hz. Resulullah
(sav) Efendimiz’in İbni Abbas’a <b><i>“Vücudunu kayırma”</i> </b>demesi üzerine,
İbn-i Abbas; <b><i>“Ya Resûlullah, vücudum kusur mudur?”</i></b> dedi. Resûlullah
Efendimiz de cevaben; <b><i>“Vücut günahı hiçbir günahla mukayese
olunmayan bir günahtır.”</i></b> buyurmuştur. Ki, bu hadisi şerifte ifade
edilen vücut, et ve kemikten ibaret olan insan bedeni değildir. Bu vücut; Kulun
cehaletle var olduğunu zannederek kendine nispet ettiği ve <b>gizli şirk</b> olan vücudu varlığıdır. Bunu ifade ile Hz. Resulullah Efendimiz;<i> <b>“Ben
ümmetimin açık şirkinden değil gizli şirkinden korkarım.”</b></i><b> </b> buyurmuştur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Buna göre; leddun-i yönüyle fitre
sadakası, kulun <b><i>“vücut günahı”</i></b> olan <b><i>“gizli şirk”</i></b> ten temizlenmesini ve
arınmasını ifade eder. Bu sebepten fitre bayramı namazında imamlar Fatiha’dan
sonra, zammı süre olarak genellikle <b><i>“Nefsini / benliğini temizleyip / arındıran
gerçekten kurtuluşa ermiştir.” </i></b><i>(Ala,
14)</i> ayeti veya benzeri ayetleri okurlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> İşte bu temizlik ve arınma, zahiri olarak
yani şeriata göre sadaka verilerek yapılır. Ve sadakalar kulun bedenini ve
malını temizler, fakat kul’un gizli şirk pisliğini temizleyemez. Bunu beyanla Kuran’da;
<b><i>“…müşrikler pistir…” </i></b><i>(Tevbe,
28)</i> buyrulur. Ki Şirk
pisliği, aynı zamanda Kuranı Kerim’deki; <b><i>“Allah kendisine ortak/şirk koşulmasını
affetmez”</i></b><i> (Nisa-48-116)</i><b> </b>ifadesinde olduğu gibi, affedilmeyen
bir günahtır. Ve affedilmeyen günah olan şirk için yine kuranın <b><i>“…Allah’a
şirk koşma, çünkü Allah’a şirk koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür.” </i></b><i>(Lukman, 13)</i> beyanından anlaşıldığı gibi
büyük zulümdür. İşte <u>hiçbir günahla mukayese olunmayan vücut günahı, büyük
zulüm, affedilmeyen günah ve pislik olan şirk’ten kulun temizlenip arınmasının
çaresi tevhittir. Ve Hadisi şerifte buyrulduğu gibi, nasıl açık ve gizli
olmakla şirk iki kısım ise, tevhit te <b>şeriat
tevhidi</b> ve <b>tevhidi hakiki</b> olmak
üzere iki kısımdır.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Buna göre <b>şeriat tevhidi,</b> kelimeyi tevhidi kalbi ile tasdik edip dil ile
söylemekten ibarettir. Ki bir kimse, <b><i>“</i></b><i>La
ilahe illallah Muhammeden Resulullah<b> /
Allah’tan başka ilâh yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir.”</b></i> kelimesini
kalbiyle tasdik edip dili ile söylemekle açık şirkten (müşriklikten) arınır. Ve
şeriat tevhidine girerek, gayrı Müslimlikten (İslam dışılıktan) kurtularak,
İslam dininin mümini olur. Bunu ifade ile Cenab-ı Hak, Şeriat tevhidinin
dışında kalmış olan ehli kitaba, yani Hırıstiyan ve Yahudilere hitaben; <b><i>“De
ki ey ehli kitap sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze/kelimeye gelin. Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah‘ı bırakıp
ta birbirimizi rab’ler edinmeye-lim”</i></b><i>
(Ali İmran, 64)</i> buyurur ki, bu ayetin muhtevası tevhittir. Çünkü ehli kitap
ve müşrikler Hz. Resulullah’a iman etmediklerinden, yani <b><i>“</i></b><i>Muhammeden Resulullah<b>- Muhammed
Allah’ın elçisidir.”</b></i> demedikleri için, hatem / son peygamber olan Hz Muhammed’in
(sav) tebliğindeki tevhit’ten mahrum kalıp, <b><i>“</i></b><i>la ilahe illallah<b>–Allah’tan
başka ilâh yoktur.”</b></i> diyemiyorlar. Ve onlar Allah’ı beşer’e yani insana
benzettiği için, Allah’a açıkça şirk koşuyor ve müşrik oluyorlar. Bunu ifade
ile Kuranda; <b><i>“Yahudiler Üzeyir Allah’ın oğludur dediler, Hıristiyanlarda Mesih,
Allah’ın oğludur dediler…” </i></b><i>(Tevbe,
30)</i> buyrulur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> İşte
böyle açık şirk ehli olan gayrı Müslim (İslam dışı) müşrikler, <b><i>“…Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah‘ı bırakıp
ta birbirimizi Rabb’ler edinmeyelim…”</i></b><i> (Ali İmran, 64)</i> Kur’an-ı Kerim’in davetine uyarlarsa, onlarda Hz
Muhammed’in tebliğine uymuş olup <b><i>“Lailahe illallah Muhammeden Resulullah”</i>
</b>ikrarı ile tevhit dininin mümini olurlar. Ve açık şirkten kurtulup, şeriat’ın
tevhidine dâhil olurlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <u>Böyle
şeriat tevhidine dâhil olup ta açık şirkten arınan bir kul, gizli şirkten ise kurtulmuş
olmaz</u>. Kul’un gizli şirkten kurtulması için, <b><u>tevhidin hakikatine</u></b><u> daim zikir uyanıklığı ve meratibi
ilahi olan tevhit makamları müşahedesi ile ulaşması gerekir. Ki, ancak o zaman
kul <b>tevhidi hakiki irfanı</b> ile gizli
şirk’ten arınıp kurtulur.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Vücut günahı olan gizli şirkten kul’u
temizleyerek kurtaran tevhidi hakikiyi ifadeyle Hz Peygamber Efendimiz; <i>'<b>'El
fakr’u fahri, el fakru fahri, el fakru fahri / fakirlik benim iftiharımdır, fakirlik benim
iftiharımdır, fakirlik benim iftiharımdır.”</b></i> buyurmuştur ki, <u>bu hadisi
şerifte beyan edilen fakirlik, mal mülk fakirliği değildir. Çünkü Hz. Resulullah
(sav) maddi yönden zengin bir kimse idi ve ticarat yapan bir tüccardı. Hiç
fakir kimse sermayesi olmadan tüccarlık yapabilir mi? Yapamaz. </u>Ayrıca
Kuran’da; <b><i>“Seni fakir buldu da zengin etmedi mi?”</i></b><i> (Duha, 8)</i> beyanı vardır. Pir Seyit Muhammed Nur Hz; <b><i>“Resulullah
efendimiz için, bazı kimseler madden fakirdi, yok hasırda yatardı, ekmek bulur
katık bulamazdı derler. Bunların hepsi uydurma, yalan olup Hz. Peygambere
iftiradır.”</i></b> diyor. Velhasıl <u>Hz. Resulullah Efendimize madden fakirdi
demek, yukarıdaki ayeti inkar etmek olur ki, Hz. Peygamberin iftihar ettiği fakirlik,
tevhidi hakikinin fenafillah keşfi irfanıyla, gizli şirk ve vücut günahı olan
nispet varlığının fenası / yokluğu olan fakirliktir.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Bu fakirliği Hz. Resulullah’ın üç defa
tekrar etmesi ise, <b>nisbet varlığın üç
tesir ile kulda gizli şirk oluşturmasındandır.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;">Bu
tesirin <b>birincisi,</b> kulun kendine ve
âleme nispet ettiği fiiller yönündendir. <b>İkincisi,</b>
kendine ve âleme nispet ettiği sıfatlar yönündendir. <b>Üçüncüsü</b> ise kendine ve âleme nispet ettiği vücut yönündendir.
Velhasıl <u>Hz. Resulullah nispet fiilinin, sıfatlarının ve vücudunun olmaması
itibarıyla fakirdi ve bu fakirliği ile iftihar etti</u><b>. <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> İşte bir kimse bu varlıklar Hakk’ın iken,
cehaletle bunlara sahip çıkıp cümle faaliyette Allah Fail iken ben Fail’im,
cümle sıfatta Mefsuf Allah iken, ben Mefsuf’um, cümle varlıkta cenabı Hak Mevcut
iken, cehaletle kendi nispetlerini var zannetmesi onun <b>vücut günahıdır.</b> Ve kul’un <u>cehaletle var zannederek işlediği
vücut günahını, tevhid-i hakiki irfanı ile fena / yok etmesi, onun ledduni
yönden fitre vermesi olup, <b><i>“gizli şirk”</i></b> pisliğinden arınıp</u> <b><i>“Nefsini
/ benliğini temizleyip / arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir.” </i></b><i>(Ala, 14)</i> <u>beyanındaki ledduni hikmet gereğince
temizlenmesidir. Ve ilmi hakikate göre fitre sadakasının verilmesidir.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> İşte böyle h<u>akikate göre fitre veren
bir kul ancak bayram namazının hakikatine ulaşıp, rabbi<i>ne</i> vuslat neşesi ve zevki ilahi ile zevklenerek bayram eder.</u> Ki
böyle irfana mazhar olan arif ve kâmil bir kulun nazarında Hakk’ın hüsnü
cemalinden (güzel yüzünden) başka bir müşahede olmaz. Çünkü onun kendi nispet
varlığı fena / yok olduğundan o yokluğuyla Hakk’ın mevcuttaki zuhuru
müşahedesine erişir. Ve Kuran’ın; <b><i>“…Siz yüzünüzü nereye çevirirseniz çevirin
Allah’ın yüzü oradadır.”</i></b><i> (Bakara,
115)</i> beyanı mazhariyetiyle o, her nereye baksa Hakk’ın veçhinden / yüzünden
başka bir şey görmez. Ve daima rabbin hüsnü cemali (güzel yüzü) müşahedesi ile bayram
yapar. Ki bunu ifadeyle Hacı Bayramı Veli Hz; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">“El fakru fahri el fakru fahri”<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">Demedi mi âlemler fahri<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">Fahrinin zikrin fahrinin zikrin<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">Mahv u fena da buldu bu gönlüm<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">Bayramım imdi bayramım imdi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Arial;">Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm </span></b><span style="font-family: Arial;">diyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <u>Ayrıca
Bu bayramın üç gün olması Rabbin vechinin zat, sıfat ve ef’al tecellileriyle
kuluna gözükmesinden dolayıdır.</u> Ki, bu üç tecelli müşahedesine ulaşan bir
kul, ebediyen cümle âlemlerde rabbini müşahede bayramının neşe ve zevki ile
yaşar. Allah her şeyi en iyi bilendir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> Fitre sadakasının ve bayramının ledduni
hikmetin dair açıklama burada hatalarıyla beraber tamamlanmıştır. Fitre sadakasının
ve bayramının hakikatine ulaşmayı ihsan etmesi niyazıyla âlemlerin Rabbine hamd,
Hz. Muhammed’e (sav) ve evladı resule selam olsun. <u> </u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: Arial;"> <b>Nejdet Şahin <o:p></o:p></b></span></div>
<b><span style="font-family: Arial; font-size: 12.0pt; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-language: AR-SA; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></b>vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-87304292640013410222020-04-25T10:23:00.000+03:002020-04-25T22:17:16.561+03:00 RAMAZAN AYI (Abdulmalik Hilmi divanı şerhinden/açıklamasından)<br />
<div align="center" class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: center;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">BİSMİLLÂHİRRAHMANİRRAHİM<o:p></o:p></span></b></div>
<div align="center" class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hamdulillah kim yetişti
ramazan<o:p></o:p></span></b></div>
<div align="center" class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: center;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">Kalbimiz buldu hayat ve Cavidan</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">Cavidan;
</span></b><span style="color: black; font-family: "arial";">daimi, kalıcı, ebedî
demektir. Hac ibadeti insanın ömrüyle, zekât ibadeti seneyle, (yılla) namaz her
gün beş vakit saatle kayıtlı olduğu gibi oruç, ramazan ayı ile kayıtlı İslam’ın
beş şartından/farzından biri olan ibadettir. Bunu beyanla kuranda;<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u><span style="font-family: "arial";">Ramazan o aydır</span></u></i></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "arial";"> ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla
hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız
onu <u>oruçlu geçirsin</u>…”</span></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "arial";"> (Bakara- 185)</span></i><span style="font-family: "arial";"> Buyrulur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İ<span style="color: black;">slam dininin her temel değerinin ilmi şeriat ile alâkalı
zahir/dış yönü olduğu gibi,ilmi hakikat ile alâkalı batıni içeriği de vardır. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<u><span style="color: black; font-family: "arial";">Orucun şeriat ile ilgili zahiri yönü</span></u><span style="color: black; font-family: "arial";">: Ramazan ayına ulaşan müminin ramazan ayı
bitene kadar, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sahur</b>vakti olan
sabahtan akşam olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">iftar</b> vaktine
kadar yemekten, içmekten ve orucu bozacak şeylerden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">imsak </b>etmesidir.(kesilmesidir) Yani orucu bozacak şeylerden kesilip
uzak kalmasıdır. Her kim bu şekilde ramazan ayında oruç tutarsa o kimse, ilmi şeriata
göre Allah’ın emri olan oruç farziyetini yerine getirmiş olur. Vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<u><span style="color: black; font-family: "arial";">Orucun hakikati ile ilgili batıni içerik
yönü ise</span></u><span style="color: black; font-family: "arial";">; Kul’u
rabbinden ayıran masivadan/gayriyetten imsak edilmesidir. Yani Hak’tan ayrı
olan her şeyden kulun uzak kalıp kesilmesidir. Ki bu oruç, ramazan ayı ile kayıtlı
olmayıp her zamanda tutulan daimi oruçtur. Bir kimse ancak bu oruçla Hakk’ın
gayrısı olan masivadan, yani kulu rabbinden ayıran her bir şeyden imsak edip
kesilir ise, rabbine kavuşmakla iftar eder. Bunu ifadeyle Hz. resulullah
efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Oruçlunun iki sevinci vardır, biri iftar ettiği zaman, biri de <u>rabbine
kavuştuğu</u> zamandır”</i></b> Diyor. Ki <u>hadiste ifade edilen sevincin
biri, şeriat orucunu tutan müminin iftar ettiği andaki sevincidir. Diğeri ise,
hakikat orucunu tutan müminin rabbine vuslat etmesinin, yani rabbine kavuşmasının
sevincidir.</u><o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Gelmiş geçmiş ve mevcut olan cümle ehli kemal ve arifibillâh, hem
ramazan ayında yemekten içmekten ve orucu bozacak şeylerden imsak ederek şeriat
orucunu tuttuğu gibi, orucun hakikati icabınca tüm masiva ve gayriyetten daima
imsak ederek Hakk’a vuslatla/kavuşmakla iftar etmişlerdir. Ve hadisi şerifte
buyrulan oruçlunun her iki sevincini tatmışlardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu itibarla; mesleki resul-u Melami salikleri ve kâmili, muhakkak
ramazan ayında orucunu tatmakla beraber, orucun hakikati gereği cümle gayriyetten
imsak ederek rabbine vuslat iftarı ile yaşadıkları için Malik Efendi Hz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Allaha hamdolsun </b>ki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ramazan</b> ayı gelip <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">yetişti</b> de, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kalbimiz hayatı
câvidan buldu</b> diyor. Yani ramazan orucunu zahiren tutmakla beraber, orucun
hakikati gereği Hakk’a kavuşma iftarıyla rabbin ebedi ve daimi diriliği ile
kalbimiz hayat buldu, demektir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Serteser hep nurula doldu
cihan <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Arş u ala hem zemin ve
asuman</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">Serteser;
</span></b><span style="color: black; font-family: "arial";">baştanbaşa. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Zemin;</b> yeryüzü. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Asuman;</b> Gökyüzü, sema.Demektir.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";">Ki Ramazan ayı geldiğinde tüm İslam
âleminde iyiliklere, rahmeti rahime yönelik değişiklikler olur. Ve bu değişiklikle
müminler hayır ve hasenata daha çok rağbet ederek önem verirler. Bu itibarla
zekâtlar, sadaklar, infaklar genellikle ramazan ayında verilmeye gayret edilir
ve bu ayda oruçlu olunduğu için günahlardan uzak kalmaya daha dikkat edilir. Bu
ve benzer davranışların sergilendiği ramazan ayının gelmesi, müminler için
hidayet yüklü rahmeti rahimin galip ve hâkim olduğu bir iklimi oluşturur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ramazan ayına mahsus olan orucun hakikati
mazhariyetiyle gayriyet ve masivadan imsak ederek, Hakk’a kavuşmakla iftar
etmek ise; Kişinin müşahedesinde kendinde ve cümle âlemde Hak’tan gayrı bir şey
bırakmadığından kul, her nereye baksa Hak’tan gayrı görmez. Ve böyle bir kulun
nazarında </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "arial";">“Allah göklerin ve yerlerin nurudur…”</span></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "arial";"> (Nur- 35)</span></i><span style="font-family: "arial";"> beyanı hikmetince, daima rabbini müşahede nur-u aydınlığı
hâkim olur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunu
ifadeyle; Ramazan gelince <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black;">serteser </span></b><span style="color: black;">(baştanbaşa)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> hep nurula doldu cihan. 'Arş u ala hem zemin
</b>(yeryüzü) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ve asuman </b>(sema,
gökyüzü) buyruluyor. </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Masiva savmını kim tuttu
ey can <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Oldu Hak maksûdı onun bi
güman</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">Masiva;
</span></b><span style="color: black; font-family: "arial";">Gayriyet, Hak’tan ayrı
olanlar, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Maksud;</b> istenen şey, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">savm; </b>oruç, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bigüman; </b>şeksiz şüphesiz, anlamlarına gelir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";">Bu itibarla; Orucun leddun-i hakikati
gereğince <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">masivadan,</b> yani Hak’tan
gayrı olan cümle varlıktan imsak ederek (kesilerek) hakikat <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">savmını</b>/orucunu her <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kim tuttu </b>ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bigüman </b>yani şeksiz ve süphesiz ehli zikrin ve ariflerin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">maksadı </b>olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hakk’a </b>vuslat (kavuşmak) o kişinin iftarı <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">oldu,</b> deniliyor. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Perhiz olan
variyetten bil heman<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>"Vahtisaba" sırrı bildi sadıkan</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Perhiz; </span></b><span style="color: black; font-family: "arial";">Var olan nimetlerden yasaklı olarak onlardan uzak olmak ve
yememek içmemek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">variyet; </b>varlıklar,
nispet varlıklar, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vaktisaba; </b>sabah,
imsak vakti, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sadıkan; </b>sadıklar,
anlamındadır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";">İlmi hakikate göre<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> vaktisaba,</b> kulun cehaletle kendinin ve cümle âlemin var olduğunu
zannettiği nispet varlıklardan/<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">variyetten
perhiz</b> etme vaktidir. Ki bu vakit fenafillâh mertebeleri olan tevhidi efal,
tevhidi sıfat ve tevhidi zat makamlarıdır. Ve gelmiş geçmiş cümle ehli kemal ve
sadıklar bu fenafillâh makamlarının keşfi irfanına mazhar olmuşlardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";">Bunu ifadeyle <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vaktisaba sırrı</b>nı, yani imsak ve sabah vaktinin sırrını cümle
mesleki resul <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sadıkları bilip</b> arif
oldular demektir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Canın içre dinle Mâlik
ramazan </span></b><span style="color: black; font-family: "arial";"><o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şafak verir hem nur-ı
iman tâlian</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">İman:
</span></b><span style="color: black; font-family: "arial";">imanı taklit, imanı
istidlâl (delilli iman) ve hakiki (kâmil) iman olmakla iman üç kısımdır. Ki
hakiki imana mensup olan kâmil müminlerin nazarında hep Hak olur. Ve onlar,
Hak’tan başka bir şey görmezler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";">Bunu beyanla <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Malik </b>ef. Hz. kendini muhatap ederek bizlere; Ramazan ayındaki şeriat
orucunu kesinlikle, muhakkak tut. Fakat bu orucu tutmakla yetinmeyip hakikat
orucunu da tut. Ve bu orucu görmek, işitmek, tatmak, dokunmak, koklamak, akıl
etmek, idrak etmek, hıfzetmek, hayal ve vehimetmek olan tüm zahir batın hislerinle/duyularınla
rabbini müşahede ederek <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">canında/</b>ruhunda
hisset. O zaman </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "arial";">“Allah
göklerin ve yerlerin nurudur…”</span></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "arial";"> (Nur- 35) </span></i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">imanının
şafağına</span></b><span style="color: black; font-family: "arial";"> yani yerlerde
göklerde, cümle âlemlerde ve kendi varlığında vahdet-i zat tecellisinin nur-u
aydınlığına kavuşup, hakiki/kâmil iman <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tulûuna</b>/doğuşuna
mazhar olursun, diyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<span style="color: black; font-family: "arial";">Allah her şeyi en iyi bilen ve açıklayandır.
Vesselam.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="color: black; font-family: "arial";">Şiir:
Abdulmalik Hilmi Hz. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><span style="color: black; font-family: "arial";">Şerh/açıklama: Nejdet ŞAHİN<o:p></o:p></span></u></b></div>
<div class="normal" style="background: white; mso-pagination: none; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="normal">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-89255188251692443912020-04-07T23:32:00.000+03:002020-04-07T20:08:15.369+03:00 BERAT KANDİLİN’DEKİ HİKMETLER <br />
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "sans-serif";">Kullarına,
Hz. Muhammed (sav) kulluğuna erişebilmeyi ve manevi evlad-ı Resule / ehli beyte
dâhil olabilmeyi lütfeden Allah’a hamdolsun.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "sans-serif";">Hicri
takvime göre şaban ayının onbeşindeki Berat Kandili, zahiren yani şeriat
âlimleri tarafından günahlardan af olunup berat etmek olarak değerlendirilerek
kutlanır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ehli kemâl ve ehli irfan ise Kur’an’daki;
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ha
mim o ayan beyan/apaçık gösteren kitaba yemin olsun ki biz onu mübarek/ kutlu/
bereketli bir gecede indirdik hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt
edilir.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Duhan suresi, 1-4) ayet
b</i>eyanlarında geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“mübarek / kutlu gece” </i></b>den maksadın
berat gecesi olduğu, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Mübarek gecede inen”</i></b>den maksadın
ise “Nur-u Muhammed” (sav) olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca birinci ayetteki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ha”</i></b>ve<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Mim”</i></b>
harflerinden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ha”</i></b>nınCenab-ı Hakk’ı, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Mim”</i></b>in ise Hz. Muhammed’i remiz
ettiği ifade edilerek; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hak tecelli ederek Muhammedi zuhura getirdi.”</b></i>
veya <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Hak,
Muhammed yüzü ile göründü.</i>” </b>diyerek, bu ayetlere mana vermişlerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bizim de aynen katıldığımız bu ehli irfan
ve ehli kemal beyanları ışığında, berat gecesinin leddun-i manası şöyledir: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<u><span style="font-family: "arial" , "sans-serif";">Mevlid
kandilinde halk kesreti / çokluğu içinde Nur-u Muhammed zuhuru aydınlığını
bulan bir kulun, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Regaip’ </b>le kalbine sirayet
eden “<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zikrullah Muhammed mayasının”</b>
kabarıp, o kulun zahir ve batın bütün duygu ve hislerini kaplayarak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kulluğunda, Nur-u Muhammed’in hakim
olmasının berat’ını</b> ifade eder.Çünkü Berat bir rüşt olgunluk erişimidir. Bu
rüşd yani kemalât kulun Nur-u Muhammed mazhariyetine ulaşıp, Muhammed-i bir
kullukla, yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Muhammed’çe yaşamasıdır</b>.Ki
bu aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“şaban benim ayımdır,”</b>
hadisi şerifindeki hikmetin, Muhammed-i kulluk marifetiyle kulda açığa çıkıp
etrafını aydınlatışıdır.</span></u><span style="font-family: "arial" , "sans-serif";"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "arial" , "sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Berat gecesinde Hz. Peygamber Efendimiz
secdede iken, yüksek ve duyulacak bir sesle; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Azabından affına, gazabından
rızana, senden yine sana sığınıyorum, ben seni lâyıkıyla övemem sen kendini
övdüğün gibi yücesin.”</i></b> buyurmuş. Ve bu duayı <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hz. Ayşe </b>validemizden etrafına yayıp duyurmasını istemiştir. Ehli
kemal olan arifler, bu duası ile <u>Hz. Resulullah’ın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“azabından affına”</i></b>
dediğinde ilmi şeriat’a göre, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gazabından rızana”</i></b> dediğinde ilmi
tarikat gereğince,<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“senden yine sana”</i></b> dediğinde ilmi hakikat icabınca,</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ben
seni lâyıkıyla övemem sen kendini övdüğün gibi yücesin.”</i></b><u>Dediğinde
ise ilmi marifet hikmetince Allah’a sığındığını beyan etmişlerdir.</u> Bu
itibarla berat kandilinin leddu<a href="https://www.blogger.com/u/3/null" name="_GoBack"></a>ni manasına ulaşan bir
kul, şeriat, tarikat, hakikat ve marifet’in sırlarına aşina bir kemale
erişerek, Muhammed-i kulluk marifetiyle Cenabı Hakk’ın halk zuhurunu, yani
vahdetin kesreti olan tecellilerini müşahede eder. Ve böyle bir kul, ayetteki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Hikmetlerle
dolu her iş ve oluş o gece ayırt edilir”</i></b> beyan gereği vahdetin
kesretini oluşturan her tecelliyi, kemalâtıyla yerli yerinde ayırt ederek
tanır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<u><span style="font-family: "arial" , "sans-serif";">İşte
böyle berat kandilinin hikmetine ulaşmış Muhammed’çe yaşayan bir kul’da, hidayeti
nur-u Muhammed marifetinin<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Berat’ı</b>,
ayın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bedir</b> yani ayın tam yuvarlak
(dolunay) olarak açığa çıktığı zaman ki gibi parladığından, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">berat kandili şaban ayının 15 inde
kutlanır.</b></span></u><span style="font-family: "arial" , "sans-serif";"> Allah
her şeyi en iyi bilendir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial" , "sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>10 Ağustos 2009 Salihli<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "arial" , "sans-serif";">Nejdet
Şahin<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: 1.35pt;">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-77919560908514652702020-01-30T09:24:00.000+03:002020-01-30T09:24:10.648+03:00NAS SURESİ<br />
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bismillahirrahmanirrahim<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“De
ki: Cinlerden ve insanlardan; kıvrılıp kıvrılıp saklanan sinip sinip gizlenen vesveseden,
o sinsi vesvesecinin kötülüğünden / şerrinden, insanların Rabbine, insanların
Melik’ine, insanların ilâh’ına sığınırım.” <br />
(Nas-1,2,3,4,5,6)<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">NAS SURESİNİN YORUMU AÇIKLAMASI <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Rahman ve Rahim Allah'ın
adıyla...<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Övünmek, cümle
âlemleri zatından yaratan ve o yarattıklarında mevcut iken kendini gizleyen
âlemlerin Rabbine mahsustur. Selama lâyık olan ise, Allah’ın kulu ve elçisi Hz.
Muhammed (sav) ve evladı resuldür. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“De
ki: Cinlerden ve insanlardan; kıvrılıp kıvrılıp saklanan sinip sinip gizlenen vesveseden,
o sinsi vesvesecinin kötülüğünden / şerrinden,</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Arapça okunuşunda ayette geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“hannas”</b> ifadesi, şeytanın sinsilik vasfı/özelliği
olup geri çekilerek, büzülerek, sinerek, fırsat bulunca da vesvese vermek için dönüp
gelen, Besmeleyi, Allah zikrini işitince kaçan, gaflete dalınca tekrar musallat
olan şeytanı ifade eder. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Her insanda <i style="mso-bidi-font-style: normal;">görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama</i> olan beş zahir
Hissi/duyusu olduğu gibi <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Akıl, idrak,
hafıza, hayâl, vehim</i> olan beş batın hissi/duyusu vardır. Ve her insan bu
hisler/duyular ile etkilenip müteessir olur. Şeytan; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">hannas</b> özelliği ile daha ziyade insandaki vehim hissinde barınır. Ki,
eğer bir kişi ilim tahsil ettiği akıl hissini işleterek şeriat ilmini tahsil
ile abdestli olarak kuranın emir ve yasaklarına uyarsa. Tarikat ilmini tahsil
ile de kâmil mürşidin zikri daim telkini kalbine yerleşirse. O kişinin her
nefesi zikrullah ile alınıp verildiğinden şeytan, böyle bir kula musallat
olamadığı gibi, onu görünce o kulun olduğu yerden uzaklaşıp kaçar. İşte böyle
bir insan ancak, kuran kaynaklı ilmi şeriata ilmi tarikata itaat etmekle yüce
Allah’a sığınmış olur.<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeytan/İblis insanlara <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kötülüğü/şerri</b> kendi suretiyle görünüp veremez. Çünkü iblis cin taifesindendir
ve cinlerin kendine ait suret ve şekli olmaz. Bundan dolayı Şeytan, vehim
duyusundaki vesveseyi genellikle falcılık, büyücülük, astrolog vb. gibi gelecekten
gaipten haber verme işleri ile uğraşanlar suretinde verdiği gibi, nakıs sahte
kâmil olmayan mürşid, irfanı olmayan arif/âlim vb. insan suretlerinde görünerek
te verir. Şöyle ki:<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeytan Falcı suretinde
göründüğünde; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">‘üç vakte beş vakte kadar
sen şöyle olacaksın böyle olacaksın gibi vb. söylemlerle...’ </i><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeytan Büyücü sureti ile göründüğünde; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">‘sana şöyle şöyle büyü yapılmış, bu büyüyü
bozmazsan hastalanrsın, işlerin olumsuz olur gibi vb. ifadelerle…’</i> Şeytan
astrolog suretinde göründüğünde; ‘<i style="mso-bidi-font-style: normal;">bu yıl
veya önümüzdeki zamanda şöyle şöyle olaylar olacak, falanca kişi ölecek,
falanca burçtakiler sevinecek, falanca burçtan olanlar üzülecek gibi vb.
ifadelerle…’ </i>Şeytan; zamanın evliyası, zamanın gavsı, zamanın kâmili,
arifi, âlimi, dervişi ve mürşidi vb. suretlerle göründüğünde; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">‘şahsının veya kontrolündeki organizasyona
maddi yardım ve hizmet etmezsen zillete uğrarsın, başın belâdan kurtulmaz. Eğer
hizmet eder yardım yaparsan olumsuzluklar senden uzaklaşır vb. gibi telkin ve
söylemlerle…’</i> Şeytan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">evham</b> / <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vesvese</b> vererek insana tesir eder. <br />
Bu bahsettiğimiz vb. türdeki vesveseler; şeytanın/İblisin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İnsan</b> suretinde görünmesiyle oluşan vesveselerdir. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeytanın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Cin</b> olarak tesir edip vesvese vermesi ise şöyledir: <br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Cin;</b> latif, yani cisim ve şekil ve
suretle alakası olmadan kalbimize gelip vesveseyi / evhamı hareketlendiren
havatırlar, yani akıl ve ilimden yoksun/mahrum olan fikir ve düşüncelerdir. İnsandaki
Vehim hissi; akıl ile değil de hayâl hissi ile birleşip ittifak ederse, o kişinin
vesvese yüklü havatırları hayalinde şekillenip suretlenmekle o kişi cinlere
karışır. Ve böyle bir insan Allah’ın Resulünün yolundan uzak kalır. Eğer bir
insan akıl hissini işleterek kuran kaynaklı şeriata ve daim zikre mazhar olmaz
ise, o kulun vehim hissinde <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">hannas / </b>sinsi
vasfı ile barınan şeytan onu her an sapkınlığa, Allah’a ve elçisine asi olma
kötülüğüne / şerrine yönlendirir. İşte bu ayetlerde gerek <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insan suretinde, </b>gerekse<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> cin
</b>olarak açığa çıkan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vesvesenin, o
sinsi vesvesecinin /</b> şeytanın bu tür <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kötülükleri</b>/<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerleri</b> ifade ediliyor… <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ve devamındaki ayetlerde Şeytanın bu şer ve kötülüklerinden
insanın korunmasını beyanla:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“İnsanların
Rabbine, insanların Melik’ine, insanların ilâh’ına sığınırım.”</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"> Buyruluyor.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu ayetlerde özellikle
ifade edilen insanın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rabbine, Melikine, İlâhına</b>
sığınmasının izahı ise şöyledir: <br />
Kuran kaynaklı şeriat ve tarikat ilimleri olduğu gibi Hakikat ve marifet
ilimleri de vardır. Bunu ifadeyle Pir Seyyid Muhammed Nur Hz: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Kuran şeriat, tarikat, hakikat, marifet ve
yedi mertebe üzerine inzâl olmuştur”</i>. Diyor. Yunus Emre Hz. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“şeriat tarikat yoldur varana hakikat
marifet ondan içeri”.</i> Ve Niyazi Mısri Hz. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Şeriatın sözleri hakikatsız bilinmez, marifetin sırları tarikatsız
bulunmaz”</i> buyurmuşlardır. <br />
Rivayet olunur ki: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hz. Resulullah
efendimiz mescidin kapısında gördüğü iblise ne işin var burada der, İblis;
içerde namaz kılanın namazını bozacağım fakat orada uyuyandan dolayı
giremiyorum diyor. O uyuyan kişinin daim zikir ve hikmet ehli birisi olduğunu
gören Hz. Resulullah; “hikmet ehlinin uykusu cahilin ibadetinden efdaldir” </i><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>buyuruyor. Ki <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hikmet ehli;</i> şeriat, tarikat, hakikat ve marifete mazhar olup her
tecellide Rabbini tanıyan insanı Kâmil’dir. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunu beyanla; kuran kaynaklı şeriat
ve tarikat ilimlerine mazhar olmak insandan şeytanı uzaklaştırdığı gibi, Hakikat
ve marifet ilimlerine Mazhar olmak ise, insanı Hakk’a kavuşturup her
tecellisinde Rabbini müşahedeye eriştirir. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hakikate göre; Rabbine arif olup
Rabbine Kavuşmak için yaratılan <u>insanı; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Gözünün
gördükleri, sahibi oldukları, muhabbet ettiği / sevdiği şeylerin tesiri Hak’tan
ayırır</i></u>. Ve insanı Hak’tan ayıran bu şeylere masiva, yani kulu cenabı
Hak’tan ayıran gayrıyet denir. Ki bir <u>kulun</u> bu masivadan / gayrıyetten
kurtulabilmesi için; <u>Gözünün Hakk’ın gayrısı olarak gördüklerinden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanların</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rabbine.</b> Kendine ve halka nisbet ederek zan ile sahiplendiklerinden
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanların</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Malikine.</b> Hakk’ın gayrısına muhabbet ederek sevdiklerinden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanların</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İlâhına</b> sığınması icap eder.</u> Şöyle ki: <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><br />
İnsanın Rabbine sığınması</u>:</b> <br />
<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Cümle âlemleri kendi zat-ı mevcudiyetinden
yaratan/halkeden yüce Allah’ın, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vahdet’</b>inden
(Bir’liğinden) kesret/çokluk âlemindeki zahir olup açığa çıkışı Rububiyetidir. Ve
bunu ifadeyle; Hadisi şerifte; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rabbiniz apaçıktır
onu örtecek bir şey yoktur”</i> buyrulduğu gibi kuranda<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> “… o zahirdir/apaçıktır…” (Hadid-3)</i> beyanı ve benzer beyanlar
vardır. Pir seyyid Muhammed Nur Hz: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Rububiyet
mevcudata hastır”</i> diyor. Ki ehli kemal; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rububiyet
umumi Rab ve özel Rab olmakla tesir eder. Umumi olan Rab âlemlerin rabbi’dir,
özel olan Rab ise her insanın hiç kimseye benzemeyen kendine ait özelliğidir”</i>
demişlerdir. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bir insanın gözünün gördüğü
masivadan/gayrıyet tesirinden arınıp <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rabbine
sığınabilmesi</b> için; insanın gerek enfusunda (kendinde), gerekse afakında
(kendisinin haricinde) cümle eşyada Rububiyetiyle mevcut ve zahir olan <u>Rabbine
itaat etmesi, zikri daim uyanıklığıyla gafletten uyanması, tevhidi Hakiki
irfanıyla cehaletten arınıp, Rabbine arif olması ve Rabbine kavuşması icap eder…
</u><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><br />
İnsanın Melikine sığınması:</u></b><u> </u><br />
<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Melik;</b> mülkün sahibi demektir. Ki bunu beyanla Kuranı kerimde; “<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: black;">O gün onlar ortaya
çıkarlar. Hiçbir şeyleri Allah'a gizli kalmaz. Kimindir bugün mülk/saltanat? O
Vâhid/Bir ve Kahhâr olan Allah'ın!” (Mümin-16) </span></i>Buyrulur. Yüce Allah
Rububiyetiyle cümle varlıkta mevcut ve zahir olduğu gibi, insanın ve cümle
varlığın / mülkün sahibi olmakla da<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
Malik’tir.</b> Çünkü cenabı Hak Hz.leri zat’ı tekliğinden sıfatlarını,
sıfatlarından isimleri ve fiilleri ile tecelli etmesiyle cümle âlemler yaratıldı
ve halen yaratılmakta. Ki dünyada ahrette görünen ve görünmeyen cümle varlıklarda
yüce tanrı zatı ile mevcuttur. Eğer Hakk’ın zat’ı mevcudiyeti olmasa hiçbir şey
var olmaz. Her şey Hakk’ın zatı ile var olup zindedir. Bu itibarla yüce Allah cümle
mülkün varlığın hükümdarıdır<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> Maliki’</b>dir.
<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Fakat insan; kendine nisbet ettiği
vücudu varlığına, sosyal çevresine, mal mülk ve makamına gaflet ve cehaletle
sahip / Malik olduğunu zannetmekle, masivayı/gayrıyeti Hakk’a perde yapar. Ve
Malik olan Allah’tan gaflet ederek Cenabı Hakk’a kavuşamaz. İşte bu ayette
insanın kendinde ve cümle varlık ve mülkte Malik olan Allah’ı, ilmi <u>tevhid marifetiyle
tanıyıp, ona vuslat edip kavuşmasını ifadeyle; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İnsanın Malikine sığınması</b> beyan olunuyor...</u><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><br />
İnsanın ilâhına sığınması:</u></b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kuranı kerimde<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: #969696;"> “</span><span style="color: black;">Yerde Gökte Allah’tan başka ilâhlar olsa idi ikisi de fâsid
olmuş gitmişti…”</span> (Enbiya- 22) </i>Buyrulur. Bu ve benzer ayet
beyanlarından anlaşıldığı gibi Allah’tan başka, Allah’tan gayrı ilah yoktur.
Fakat insan cehaletle gaflete düşer ve Allah’tan gayrısını ilâh edinir ki, bunu
ifadeyle kuranda; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“şu arzusunu/hevasını
ilâh edineni gördünmü”</i> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">(casiye-23,
Furkan-43)</i> buyrulur. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bir kişinin hevasını / arzusunu
ilâh edinmesinin izahı şöyledir: <br />
İnsan, nefsinde/kendinde ve cümle âlemlerde mevcut olan cenabı Hak’tan başka
şeylere yönelerek Hakk’ın gayrısına zannıyla muhabbet ederse, o muhabbet ettiği
/ sevdiği şeyi kişi ilâh edinmiş olur. Bunu beyanla ehli kemal; “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">her kalpte insanın nefsine hoş gelen
şeylerin muhabbeti (sevgisi) vardır, bunların hangisi kalpte galip olursa insan
o galip olanla meşgul olmakla, o muhabbet edip sevdiği şey doğrultusunda kulluk
yapar,”</i> demişlerdir. Hz. Mevlana ise; “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Göz
nereye bakar gönül oraya akar, Gönül nereye akar ayak oraya koşar</i>.”
Buyurmuştur.<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Oysa Hakikat’a göre insan, Yüce
Allah’a Kuran kaynaklı ilmi şeriatla itaat, kuran kaynaklı ilmi tarikatla muhabbet
edip, onu tevhidi hakiki marifetiyle tanıyarak Hakk’a kavuşması için yaratıldı.
Ve bunun için insan bu yeryüzü âleminde imtihan oluyor. Eğer bir insan, <u>zikri
daim ve tevhidi hakiki keşfi irfanıyla kalbindeki gayrıyet muhabbetlerine Allah’ın
muhabbetini galip kılarsa, o insanın ilâhı o zaman Allah olur. Ve o kul kendinde
ve cümle eşyada mevcut olan Allah’a muhabbetle itaat ederek, vuslat edip kavuşur
ve Hakk’ın Beka’sı ile ebedi beka bulur.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
</b>Ve böylece <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanların ilâhı olan
Allah’a</b> sığınır…</u> Vesselam. <br />
<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl; Baştan sona muazzam bir
dua / niyaz olan Nas suresinin yorumu / açıklaması hatalarıyla beraber
tamamlandı. Yüce Allah her şeyi en iyi bilendir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Nejdet ŞAHİN<br />
<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>14 Ocak 2020</u><o:p></o:p></span></b></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-20477922452114324622020-01-30T09:21:00.002+03:002020-01-30T09:21:51.547+03:00FELÂK SURESİ<br />
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bismillâhirrahmanirrahim<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“De
ki: </span></i></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Yarattıklarının/Halk
ettiklerinin şerrinden, Çöktüğü zaman karanlığın şerrinden! Düğümlere üfleyip
tüküren üfürükçülerin şerrinden, Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden,<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine
sığınırım!</i> ..."(Felak-1,2,3,4,5)<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></i></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">SURENİN YORUMU AÇIKLAMASI<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Allaha hamd
Resulüne ehlibeytine/evladı resule selam olsun, Rabbim bizleri onlardan ve
meclisinden ayrı kalma şerrinden muhafaza etsin <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“De
ki: </span></i></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Yarattıklarının/Halk
ettiklerinin şerrinden,”</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Allah
tarafından <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yaratılan / halkedilen</b> herhangi
bir şey, eğer insanı Muhammedi kulluktan alıkoyar ve uzaklaştırır ise, o zaman <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerdir / </b>kötüdür. Şöyle ki: <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yüce Allah kendini ve resulünü/elçisini
dinleyip itaat etmesi ve rabbine vasıl olup kavuşması için insanı yaratmıştır.</span><span style="color: black; font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"> Bunu ifadeyle</span><span style="color: black; font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> kuranda,</span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="color: black; font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">“</span></i><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-theme-font: minor-bidi;">Allah’a
itaat edin Resule/elçiye itaat edin ve onlara itaatsizlikten sakının...” (Maide
- 92) </span></i><span style="font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-theme-font: minor-bidi;">Ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">"</i></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri
eğlenmek için yaratmadık. İkisini de sadece Hakk’ı göstermek üzere yarattık…”<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>(Duhan- 38,39)</span></i><span style="font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">
Buyrulduğu gibi, kutsi beyanında</span><span style="color: black; font-family: "Arial TUR",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> ise yüce Allah; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ben bir gizli hazine idim, bilinmekliğime muhabbet ettim / âşık oldum
halkı yarattım.” (Hadisi kutsi)</i> diyor.</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla açığa çıkan bir
yaratılış / halkıyet eğer insanı Allah ve elçisinin buyurduğu emir ve yasaklara
itaat etmekten, Allah ve elçisinden uzaklaştırıp alıkoyar ise, işte o yaratılış
/ halkıyet kul için <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şer’</b>dir. Çünkü
Allah’a ve elçisine itaat etmeyip isyan etmek, o kulun <u>ahret âlemindeki amel
cehennemini</u> oluşturur. Eğer bir yaratılış / halkıyet insanın kendinde ve
cümle âlemde zahir / apaçık olan rabbine kavuşmasına perde olur da, onu cenabı
Hak’tan ayrı koyarsa, o yaratılış o halkıyet her ne olursa olsun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şer’</b>dir. Çünkü <u>insanın kendinde ve
cümle eşyada mevcut ve zahir / apaçık olan rabbine bu imtihan âleminde kavuşamadan
rabbinden ayrı kalması, insanın dünya ve ahret ebedi olan cehalet cehennemini</u>
oluşturur. Ki böyle bir insan dünya ve ahiret rabbine vuslat/kavuşma
rahmetinden ebediyen mahrum kalma <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerrine</b>
/ kötülüğüne mazhar olur, Allah muhafaza etsin. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla, insanı Allah’a ve
resulüne itaatten alıkoyup uzaklaştıran, ve insanın rabbine kavuşmasına mani
engel olan her <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">halkıyet / yaratılış
şerdir </b>/ kötüdür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“Çöktüğü
zaman karanlığın şerrinden!”<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Karanlığın şerri:</b> Cehalet karanlığından
meydana gelip hasıl olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerlerdir</b>.
Ki bir kulun başına dünya ve ahrete ait her ne olumsuzluk kötülük gelirse
gelsin, onun kaynağı muhakkak cehalettir. Bunu ifadeyle Hz. Resulullah (sav)
efendimiz <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Cehalet her kötülüğün
anasıdır”</i> buyurmuştur. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte bu cehalet karanlığından bir insan
ancak ilim ve irfan tahsil etmekle kurtulur. Bunu ifadeyle Hadisi şerifte <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti
isteyen ilme sarılsın, her ikisini isteyen de ilme sarılsın,”</i> buyrulur ki,
ilim tahsil edilen okullar üçtür: <br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Birincisi;</u></b> çocukların tahsil
gördüğü ilkokul dengi okuldur ki, orada harfler, rakamlar, okuma yazma
öğrenilir. <br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>İkincisi</u></b><u>;</u> eskiden
medrese denilen şimdiki meslek öğrenilen ihtisas tahsil edilen yüksek okul
fakülte ve üniversitelerdir. <br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Üçüncüsü;</u></b> İrfan mektebidir / okuludur.
Bu okul; zamanın kâmil mürşidinden insanın zikri daim ve tevhidi hakiki tahsili
görmesidir. Ki bu okulda insan kendinin ve eşyanın hakikatine arif olur. Ve
kendinde ve cümle eşyada mevcut ve zahir (apaçık) olan rabbine vasıl olup
kavuşur. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bir insan irfan mektebinde kâmil mürşidin irşadıyla
aydınlanırsa ancak, cehalet <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">karanlığı
şerrinden</b> kurtulup insanı kâmil mertebesine yükselir. Ve Muhammedi kulluk
üzere dünya ahret var olur. <br />
Ki, <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Yunus emre, Hacı bektaşı veli, hacı
bayramı veli, Mevlana, Niyazi mısri, Pir seyyid Muhammed nur, Hasan Fehmi
tezdoğan, Abdülmalik Hilmi Hazeratları</i> vb. Gibi daha nice insanı kâmil Hak âşıkları
Bu irfan mektabinde yetişmişlerdir. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl; bir kulu ilim ve irfan
tahsil etmekten alıkoyan her türlü <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">halkıyet
</b>/ <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">yaratılış</b>, cehalet <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">karanlığının şerridir / </b>kötülüğüdür.
Vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“Düğümlere
üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden!” </span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 6.0cm;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu ayette geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">üfürükçülerin şerrini</b> / kötülüğünü ifadeyle yüce Allah; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ey iman edenler! Uyuşturucu / şarap, kumar,
tapılmak için dikilen taşlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir; bunlardan
uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.(Maide-90)</i> Ve</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Büyücülerin kurtuluşu yoktur."</i></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">
(Yunus-77)</span></i><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"> Buyrur. Bu ve benzeri ayet beyanlarında açıkça ifade
edildiği gibi Bu düğümlere üfleyip tüküren üfürükçüler: Her türdeki <u>Falcılık,
astrolog, büyü, tılısım vb</u>. gibi işler yaparak gelecekten ve gaipten haber
verdiğini ifade edenlerden meydana gelen kötülük ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerlerdir</b>. <br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunlara ilaveten bazı nakıs/eksik
kâmil olmayan mürşidlerden hasıl olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şer</b>
/ kötülük vardır. Ki bunlar, kendilerini hayalen veya resimlerini taraftarlarına
rabıta yaptırırlar. Ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;">‘şeyhin / mürşidin
senin her halini bilir, gece yatakta sağa sola döndüğünü bilir, görür’</i>
derler. ‘<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ve o taraftarlarına bir iyilik
gelirse bu mürşidin himmeti/yardımıdır’</i> derler. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Eğer bir olumsuzluk gelirse senin sadakatsızlığındandır, hizmet
etmediğindendir, rabıtanı veya virdlerini az eksik yaptığındandır</i>’ gibi vb.
telkin ve söylemlerle, taraftarı olan insanları evhama vesveseye sürükleyerek
onlardan siyasi, ekonomik vb. beşeri menfaatler sağlarlar. İşte böyle kâmil
olmayan eksik / nakıs mürşidlerin bu gibi vb. faaliyetleri de insanı doğru
yolundan alıkoyup uzaklaştıran <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerdir /</b>
kötülüktür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">“Kıskandığı
zaman hasetçinin şerrinden..."<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hasetçi</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">:
Başkasında var olan nefsani bir değerin, yalnızca kendinde olmasını isteyip,
bunun için didinip çaba gösteren kişidir. Böyle haset kişilerde tamahkârlık
galip gelir ve o tamahkârlık o insana asla fayda vermez. Çünkü hased ve tamah
insanın potansiyelindeki hırs, kin, nefret vb. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şer</b> / kötü huyları hasletleri açığa çıkarır. Ki, bu huy ve
hasletler o insanın başına her çeşit <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şer</b>
yüklü dert ve bela getirir. İşte bu ayette beyan olunan şer, böyle hasetçilerin
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerridir / </b>kötülüğüdür. Vesselam. <br />
<br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>"Yarılan karanlıktan çıkan sabahın
Rabbine sığınırım!”</i></b>.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yani; tüm
şerlerin kötülüklerin kaynağı olan cehalet <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">karanlığından
</b>kullarını çıkarıp, hidayet-i nur-u Muhammed <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sabahı </b>aydınlığına<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>eriştiren
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rabbine</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sığınırım</b> de, demektir. <br />
Ki bu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sığınma</b>: Yüce Allah’ın emir ve
yasaklarına itaat etmesiyle beraber insanın; kendinde ve cümle varlıkta rububiyetiyle
mevcut ve zahir (apaçık) olan Rabbini, daim zikir uyanıklığı ve Tevhidi hakiki
irfanıyla tanıyıp, Rabbine kavuşmasıyla mümkün olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Felak suresinin
yorumu açıklaması hatalarıyla beraber tamamlandı. Her şeyi en iyi bilen ancak
Allah’tır. <s><o:p></o:p></s></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Nejdet ŞAHİN<br />
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>12 OCAK 2020</u><o:p></o:p></span></b></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-60967673703935898642019-09-24T22:30:00.000+03:002019-09-25T00:36:57.328+03:00EHL-İ BEYT/ EVLADI RESUL kimlerdir?<div class="MsoNormal">
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Allah’a
hamd, Resulü / elçisi Hz. Muhammed’e ve onun evlatlarına ehli beytine selam
olsun. Rabbim bizleri de evladı Resule dâhil edip onlardan asla ayırmasın.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Kur’an-ı
Kerim’de;<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…De ki ben bu tebliğime karşılık sizden yakın akrabamı / ehli beytimi
sevmeniz dışında bir şey istemiyorum…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Şura, 23)</i> buyrulduğundan, ehli beyti / evladı Resul’u sevmek Kuran
emridir. Ayrıca birçok hadisi şerifte ehli beyti sevmemiz onlara yakın olmamız
ifade edilir. Ki bu hadislerin en meşhurlarından biri, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“gadir-i hum”</b> vadisinde büyük bir kalabalığa hitaben Hz. Resulullah
Efendimiz’in; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Âlemlerin rabbi olan Allah benim mevlâmdır, ben kimin mevlâsı isem ebu
talib’in oğlu Ali onun mevlâsıdır. Ali’yi seven beni sever, Aliye düşmanlık
eden bana düşmanlık eder. Size kuran ve ehli beytim olan iki emanet bırakıyorum,
bu emanetlere sahip olun, çünkü bunlar cennetin Kevser havuzunda birleşirler.”</i></b>
hitabı beyanıdır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hz. Resulullah Efendimiz’in bu hitabı, kalabalık
bir kitleye karşı yapıldığından ve çok kimseler duyduğu için senedi en kuvvetli
hadislerden olup asla yalanlanamaz. Yine Hz. Resulullah Efendimiz’in başka
seçkin sahabeler için söylediği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“bendendir”</i></b> beyanını Hz. Ali için ve
Hz. Hüseyin içinde söylemiş olup, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ali bendendir ben Ali’den”</i></b> dediği
gibi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Hüseyin
bendendir Hüseyin’den ben”</i></b> buyurmuşlardır. Daha başka birçok
rivayetlerde kıymeti ve değeri ifade edilen ehli beyti / evladı Resul’u hangi
mezhep, tarikat, meşrep olursa olsun cümle İslam dini mensubu olan müminler
severler. Ve ehli beytin isimlerini çoluk çocuğuna takarak yaşatırlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Fakat ehli beyit / evladı Resul kimliği,
özellikle bu günkü kimliği hakkında cümle müminlerin kafası karışıktır. Çünkü geçmişte
ve günümüzde bir kimsenin soy silsilesi Hz. Hasan’a dayanırsa o kişi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“şerif,”</b> Hz. Hüseyin’e dayanırsa <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“seyit”</b> kabul edildiğinden, bir cemaat
şeyhi çıkıp benim atalarımın seceresi (soy silsilesi) Hz. Hasan’dan geliyor ve
ben <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şerif’im</b> diyor. Bir diğeri ise
benim secerem Hz. Hüseyin’den geliyor ve ben <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">seyit’im</b> diyor. Ve bu yolla müminlerin ehli beyte olan muhabbetleri
suistimâl edilerek, müminlerden istifade edilip beşeri menfaat sağlanıyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu kısa yazı; müminlerin evladı Resul
hakkındaki kafa karışıklıklarını giderip ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bunu
beyanla Pir Seyit Muhammed Nur Hz.leri;<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Evladı resul biri soy, ikincisi manevi,
üçüncüsü ise hem soy hem de manevi olmakla üç kısımdır.”</b></i> diyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Soy itibarıyla ehli
beyt olanlar:<o:p></o:p></span></u></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunlar Hz. peygamber efendimizin tüm ev
halkı, eşleri, amcaları gibi yakın akrabalarıdır. Ki bu akrabalıkla, yani soy
yönü ile ehli beyit olmak o kimseye bir yarar getirmez. Bunu ifadeyle Hz.
Resulullah Efendimiz’in kızı Hz. Fatma’yı; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ey kızım Fatma güzel kızım baban peygamber
diye güvenme kıyamet günü herkes kendi amelinden hesaba çekilecek haydi sabah
namazına”</i></b> diyerek uyarmıştır. Meselâ Resulullah’ın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ümmü gülsüm </b>ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rükiyye</b>
isimlerindeki iki kızlarının kocası Resulullah Efendimizin amcaoğlu olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Utbe</b> ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Uteybe</b> isimli kardeşlerdir. Ve bu Resulullah’ın amcaoğlu ve damatları
olan bu iki kardeş Hz. Resulullah’a iman etmediler ve iki resul kızını
boşadılar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hatta rivayet edilir ki bunlar iki
peygamber kızına eziyet ettikleri gibi <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Uteybe’</b>nin, Hz. Resulullah’ın
elbisesini çekiştirerek Resulullah Efendimiz’e hakaret ettiğinde Hz. Peygamber Efendimiz;
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Seni canavar parçalasın.”</b> </i>buyurur.
Ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Uteybe</b> Şam yolunda tüm koruma
tedbirlerine rağmen bir aslan tarafından parçalanarak ölür.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla eğer Resulullah’ın amcaoğlu
vb. gibi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">soy secere </b>yakını olmak
veya Resulullah’ın damadı olmak fayda etseydi, bu iki amcaoğlu ve resul damadı olanlara
fayda ederdi. Ki bu iki resul damadı, Hz. Peygamber Efendimizin amcası olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ebu Leheb’in </b>oğulları olup Ebu Leheb
hakkında; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Elleri kurusun Ebu Leheb’in nitekim kurudu da. Onun malı ve kazandığı
kendisine hiçbir fayda vermeyecektir. Yakında alevli ateşe girecektir. Odun
taşıyıcısı olan karısı da. Boynunda hurma lifinden bir iple.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Tebbet, 1…5)</i> ayetleri inzal olmuştur.
Ve bu ayetler Resulullah’ın amcasının açıkça cehennem ehli olduğunu beyan eder.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="color: black; font-family: "Arial",sans-serif; mso-color-alt: windowtext;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bunun için, Resulullah’ın ev halkı ve yakın akrabası olmak o kimseye
fayda vermediğinden, bir kimsenin bu gün çıkıp ben <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“şerifim” </b>ben <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“seyidim”</b>
diyerek secere (soy silsilesi) ile Resulullah’ın ailesinden olduğunu söylemesi,
o kimsenin avantajı olmaz ve o kişiye fayda sağlamaz. Bunu ifadeyle Hz. Ali
(kv) şöyle buyurmuştur; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">"Haberiniz olsun! Muhammed'in dostu,
kan bağı itibariyle uzak da olsa Allah'a itaat eden kimsedir. Muhammed'in
düşmanı da kan bağı itibariyle yakın bile olsa Allah'a asi olan kimsedir."</i></b></span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Manevi yönden ehli beyt
olanlar:</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunlar genellikle <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">suffa ashabı</b> olanlar ve Resulullah’ın irşat ile görevlendirdiği
sahabeler idiler. Ki bunların en meşhur ve çarpıcı örneği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Selman’ı Farisi </b>Hz.leridir. Çünkü Resulullah Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Selman
benim ehli beytimdir.”</i></b> dediği gibi, diğer bir beyanında; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Selman
bedendir, ben selmandan”</i></b> buyurmuşlar-dır. Ki bu hadisi şerifin anlamı; <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>‘Selman eski cahiliye iman ahlâk ve
tabiatını terk etmekle benden oldu, Selman’da Muhammed-i, iman ve ahlâk,
Muhammed-i idrak galip ve hakim olduğundan ben salmanda oldum. Selman’da
görünen tabiat, ahlâk, idrak ve marifet kulluğunda ben var ve mevcudum.’</u> </i>demektir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ki Hz. Selman, Resulullah’ın yaşadığı
coğrafya ve Resulullah Efendimizle en ufak hiçbir soy kan akrabalığı olmayan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Faris-i,</b> yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İran’lı</b> bir göçmen olduğundan, manevi evladı Resul’un en çarpıcı
olanlarındandır. Bu itibarla bir insan hangi ırk’tan olursa olsun, hangi
zamanda ve coğrafyada yaşarsa yaşasın, eğer o kimse <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ruh-u Muhammed’e</b> mazhar ise, o kişi manevi evladı resul’dür, manevi
ehlibeyttir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="color: black; font-family: "Arial",sans-serif; mso-color-alt: windowtext;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bunu beyanla hangi ırktan olursa olsun, hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın
her mümin, ruh-u Muhammed mazhariyetiyle manevi evladı resul olmaya müsait ve adaydır.</span><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hem soy hemde manevi
ehli beyt olanlar:</span></u></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunlar; <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>“Pençe-i Al-i aba / yüce abanın (örtünün) altındaki beş kişi”</u></i><u>
olan Hz. Muhammed, (sav) Hz. Ali, Hz. Fatma. Hz Hasan ve Hz. Hüseyin’dir.</u>
Ve bunların hem soy hem de manevi hasletlerine mazhar olan Muhiddin Arabi, pir
Seyyit Muhammed Nur vb. gibi olan evlatlarıdır. Ve Resulullah’ın amcası olup
Uhut Harbinde şehit olan Hz. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hamza</b>
gibi mümin akrabalarıdır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunu beyanla <u>bir kimsenin soyunun
şerif ya da seyit olması ancak ve ancak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ruh-u
Muhammed mazhariyeti ve ahlâkı Resul</b> kulluğu ile fayda verir ki, Resulullah’ın
ahlâkı Kuran ahlâkıdır.</u> Çünkü Hz. Ayşe validemize; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bize Resulullah’tan bahset.</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">”</i> dediklerinde Hz. Ayşe; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Siz
Kur’an-ı okuyun Resulullah’ın ahlâkı Kuran ahlâkıdır.”</i></b> demiştir. Ki kuran
ile çelişen ve uyuşmayan her türlü ahlâk itikat ve davranış, ehli beyitte /
evladı Resulde asla ve katiyen olmaz.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunu beyanla Hz. Resulullah Efendimiz, Kuran
ile ehli beytin birbirine endeksli ve birbirinden ayrılmayan iki değer olduğunu
ifade ederek; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Kuran’la ehli beyit cennetin Kevser havuzunda birleşirler.”</i></b>
demiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla; Kur’an ahlakını içeren
Muhammed-i kulluğa ulaşmamış fakat secere (soy sop silsile) ile <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">seyit - şerif</b> olmak o kimseye ve
etrafına asla fayda vermez. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ancak seceresi
yani soyu sopu ister Asyalı, ister zenci, ister Avrupalı vb. ırklardan olursa olsun
bir kimseye ancak Kuran’a dayanan Muhammed-i kulluk fayda verir. Ve ancak Kur’an
kulluğu kişiyi manevi ehli beyit / manevi evlâdı Resul arasına dâhil eder.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bunun
için Kuran’daki;<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">”...akrabamı / ehli beytimi sevmeniz dışında bir şey istemiyorum…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Şura, 23)</i> beyanı ile sevmemiz istenilen
ehli beyit, Kuran ahlâkına ve Muhammed-i kulluğa mazhar olan manevi evladı Resuldür.
Çünkü bunlar her zamanda ve her coğrafyada daima bulunurlar. Ve bir mümin
bunlarla arkadaş olur da onların kulluğuna dâhil olursa, o mümin de evladı
resule karışarak manevi ehli beyit olur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunu beyanla Hz. Peygamber Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Benim
ehli beytim Nuh’un gemisi gibidir, her kim onlara dâhil olursa tufandan
kurtulur.”</i></b> buyurmuşlardır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Allah’tan niyazımız, bizleri de manevi ehli
beyit, evladı Resul arasına dâhil edip onlara karıştırmasıdır.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br /></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-1225510057078917492019-07-11T06:12:00.000+03:002019-07-12T12:30:49.494+03:00Türkiye Cumhuriyeti “TEVHİD” temel’i üzerine kurulmuştur.<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Allah’a hamd, resulu Hz. Muhammed<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(s.a.v) efendimize ve evladı resule selâm olsun, Rabbim bizleri de evlâdı resul arasına dahil etsin. </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Zaman zaman gündeme getirilerek, Türkiye Cumhuriyeti şu etkenle veya falanca iradeyle kurulmuş denilerek, Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğünün tartışmaya açıldığını müşahade ediyoruz. Ve toplum olarak devletimizin kuruluşu konusunda kafamız karıştırılıyor. <u>Bu kafa karışıklığı, kişisel özgürlükler, insan hakları vb. değerler altında yapıldığı gibi, 20 inci yüz yılın son çeyreğinden beri bazı dinci mahfiller ve dinciler tarafından da yüksek sesle söylenerek yapılmaktadır.</u> </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kur’an ve vahiyden kopuk, Hz. Peygamber Efendimizin ahlak ve öğretisinden uzaklaşmış olan sözde alim sözde dervişlerin ve mollaların gayret ve katkıları ile Osmanlı devleti geri kalmış, sonra dağılıp yıkılmıştır. </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Böyle medrese ve tekke ehli olan din adamlarından, gerek </span><u>haçlı istilâcılara</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> karşı yapılan i</span>stiklâl savaşı</u> </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">sırasında, gerekse Türkiye cumhuriyeti kurulurken, gerekse Türkiye cumhuriyeti devleti kurulduktan sonra, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye cumhuriyetini kuran kadrolar çok eziyet çekmişlerdir. Ve onların önderliğiyle kurulan Türkiye cumhuriyeti devleti ve Türk milleti hâla bu zihniyetten son derece zarar görmektedir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kur’an ve vahy dışı bu zihniyet; Türkiye cumhuriyetinin kuruluşunu engellemek için </span>Haçlılarla dahi işbirliği yapıp,</strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> haçlı istilâcılarla savaşan milli kuvvetleri ve onun lideri </span>GaziAtatürk’ü </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">din dışı ilân etmişlerdir. Ve utanmadan sıkılmadan verdikleri bu fetvalarını haçlı istilâcıların uçaklarıyla Türk milletine havadan atarak dağıttırmışlardır. Bu zihniyet mensupları, haçlı istilâcıların denize dökülmesiyle kurulan Türkiye cumhuriyetinin yıkılması, Türk milletinin bölünüp parçalanması için </span>bu gün dahi Haçlılarla işbirliği yapmaktadırlar.</strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla, Türkiye cumhuriyetinin kurucu kadroları bu meseleyi çok doğru ve isabetli bir şekilde teşhis ederek, Haçlılarla işbirliği yapan ve Osmanlı Devletini yıkan bu zihniyetin yetiştiği,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span>medrese ve tekkelerdeki Arapçacılığı ve ezberciliği ön gören </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">eğitim sistemini terk ederek, medreseleri tekkeleri lağv edip kapatmıştır. Bunların yerine modern ve medeni dünyanın eğitim metotlarını uygulamışlardır. </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Medrese ve tekkelerin Kur’an dışı hurafe yüklü faaliyetlerinden, şeyhlik, mollalık, hoca efendilik, mürşitlik, dedelik, babalık vb. ünvânlarla beşeri menfaat sağlayan bu zihniyet, cumhuriyeti ve inkılaplarını da din dışı ilan etmişlerdir. Bunlar, cuma namazlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde geçerli olmadığını söylemişler ve halen günümüzde de böyle söyleyenleri vardır. Seksenli yıllarda büyük bir cemaatin lideri, gazetelere yaptığı beyanatlarda; </span><u>“Türkiye Cumhuriyetinin devletinin dar-ül harp” (İslam diyarı olmayan ve harp edilmesi gereken bir ülke) </u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">olduğunu beyan etmiş ve günlerce gazetelerde yazı serisi olarak yayınlanmıştır. İşte bu zihniyet Osmanlı Devletini çökerttiği gibi, bu gün İslam dünyasının gözbebeği olan, Kuran’ın tavsiyesine ve Hz. Peygamber’in uygulamalarına en uygun sistem olan cumhuriyetle yönetilen devletimizin de en büyük ve tehlikeli düşmanıdır.</span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Çünkü bu ülkeyi din adına </u></span><u>dar-ül harp</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> ilan etmek; bazı gafil şahıs ve gruplar tarafından, sanki küçük ve önemli bir mesele değilmiş gibi görülür veya gösterilir. </span>Fakat bu zihniyet, dar-ül harp ilanının arkasından verdiği fetvalarla, darül harp olduğundan her Müslümanın Türkiye Cumhuriyeti devletinin yıkılması için cihat/mücadele etmesi gerektiği ifade edilir. Türkiye Devleti, dar-ül harp olduğu için, devlete vergi verilmemesi gerektiği söylenir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dar-ül harp olduğu için, devletten çalmayı, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malını gasp etmeyi, ganimet olarak görürler. Ve kendilerine helâl ederek yerler.</u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu zihniyet, </u></span><u>dar-ül harp şartları (savaş halinde ki şartlar) </u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">olduğundan </span>savaştayız ve savaşta yalan söylemek günah olmaz deyip,</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> cumhuriyetimizi kuran ve ayakta tutan kurum ve şahıslara, cumhuriyeti savunan kimselere, ilim adamlarına ve kurumlara çeşitli </span>yalanlarla iftiralar atarlar.</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> </span>Ve türlü hile ve desiselerle bu vatanseverleri din dışı ilan ederler.</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> Bu zihniyet, Türk milletinin evlatlarına kendi devletleri olan Türkiye Cumhuriyetini düşman ve harp edilmesi gereken bir devlet gibi gösterirler. Ve, dava hizmet gibi isimlerle bu gayelerini süsleyerek bu uğurda dar-ül harptır diyerek </span>faizcilik yapmayı,</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> gerektiğinde </span>içki içmek, zina yapmak, yalan söylemek</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> gibi açık </span>haram ve günahları işlemenin helal olduğunu taraftarlarına ilan ederler. </u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">Ve devletimizi ayakta tutan şahıs ve kurumları hasım olarak teşhir ederler. Özellikle yeryüzünde Hz. Peygamber Efendimizin ismi ile anılan yegâne ordu olan, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve </span>Mehmetçiğe, (Muhammedçiğe)</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> bu milletin evlatlarını düşman hale getirirler. </span></u></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl bu zihniyetin, din adına yaptığı olumsuz faaliyetleri sayılamayacak kadar çok olmuştur ve halen olmaktadır. Halbuki </span><u>bu gün yeryüzünde cumhuriyet olup, seçme ve seçilme hakkının her vatandaşına eşit bir şekilde verildiği, Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye cumhuriyeti devletinden başka bir İslam devleti yoktur. </u></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>İslam dünyasında ismi cumhuriyet olan devletler vardır. Fakat bu devletlerin arka planında herkesin seçme ve seçilme hakkının olmadığı ya aşiret, ya kabile veya bir diktatörlük mevcuttur. Bu itibarla, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşu ve işleyişi Kur’an’a ve Hz. Peygamber Efendimizin uygulamalarına en uygun olanıdır. Böyle olduğu için Türk milleti, bu gün İslam dünyası içinde her bakımdan en ileridir.</u></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Atatürk ilke ve inkılâpları, cumhuriyet rejiminin devamını ve Türk Milletinin bütünlüğünü esas alır. Çünkü </span>son haçlı seferini </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">püskürttüğümüz </span>İstiklal Savaşı </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">zaferle neticelenip Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduktan sonra, </span>sınırları dışında olan halkların, gerek iltica yoluyla gerekse mübadele yoluyla<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(nüfus değişimleriyle) Türkiye’ye kabul edilmelerinde ırk, soy farkı aranmayıp, sadece Müslüman olmaları dikkate alınmıştır. Arnavut, Boşnak, Çerkez, Gürcü, Kürt, Arap, Laz, Pomak, Yörük, Türkmen vb. halklar içinden <u>“Eşhedü en Lâilâheillâllah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu”</u> diyenler, yani sadece Müslüman olanlar, Türk milletinin asli unsurunu oluşturmuştur. Azınlık, yani asıl unsur olmayanlar ise, gayri Müslimler yani Müslüman olmayan Rum, Ermeni, Yahudi gibi halklar kabul edilmiştir.</strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Hatta anadolu’daki öz be öz Peçenek Türklerinden olan ortodoks </u></span><u>Türkler, Hıristiyan oldukları için Yunanistan’a gönderilmişlerdir.</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> Cumhuriyetin ilk yıllarında, Atatürk’ün sağlığında, bugün Moldovya’da halen yaşayan Hıristiyan </span>Gagavuz (Gök oğuz)</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> Türklerinin,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Türkiye cumhuriyetine gelip yerleşme talepleri, </span>Hıristiyan oldukları için kabul edilmemiştir.</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> </span></u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Türkiye cumhuriyeti kurulmadan önce anadolunun orta kesimlerindeki nüfusun % 30 u, ege ve Marmara bölgelerinde ise yaklaşık % 60 ı, hırıstiyan ve gayrı Müslim halklardan oluşuyordu. </span>Bugün ağızlarımızı doldurarak ‘Türkiye cumhuriyeti nüfusunun % 99’nun Müslüman olduğunu’ söylüyorsak, Türk Milletinin aslını ve hamurunu <u>“Eşhedü en Lâilâheillâllah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu”</u> imanını taşıyan tevhid dininin müminleri oluşturuyorsa, bu Atatürk ve cumhuriyeti kuran kadroların gayret ve ferasetleriyle olmuştur. </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bazılarının nefretle, bazılarının ise alaycı ifadelerle amaçlarından saptırılarak anlatılan Atatürk ilke ve inkılâpları, iyice araştırılıp analiz edildiğinde, </span>tevhid müminlerinin aslını oluşturduğu Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü sağlamaya yönelik müthiş yenilikler olduğu anlaşılır.</strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> <u>Mesela, bazı kesimlerin hafife aldığı ve </u></span><u>‘gardırop devrimciliği’</u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> diyerek alay ettiği kılık-kıyafet inkılâbı, aşiretçilik, kabilecilik ve sülalecilik ifade eden giysilerin giyilmesini engellemeye yöneliktir. Yani filancaların, filanca oğullarının aşiret-sülale kimliğini ifade eden ve millet bütünlüğüne zarar veren kılık-kıyafetleri kaldırılıp, bunların yerine medeni dünyanın ahlâka uygun modern kıyafetlerini herkesin giymesi özendirilerek, tevhid imanı taşıyan Türk milletinin bütünlüğü sağlanmıştır.</span></u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> Yine soyadı inkılâbıyla, </span>falanca oğulları, fişmanca oğulları gibi aşiret, sülale yapılanmalarını ifade eden unvanlar yerine, her aileye bir soyadı verilerek millet bütünlüğü gözetilmiş ve sağlanmıştır. </strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">Harf inkılâbı ise; o zamanlar Rus esareti altındaki Türklerle alfabe birliğini sağlamaya yönelik olarak yapılmıştır. Çünkü tüm İslam dünyasında arap alfabesi kullanılırken Rus’lar türk milletinin alfabe birliğini bozarak kendi esareti altındaki Türkleri Lâtin alfabesine geçirmişlerdir. Bunun üzerine Atatürk ve arkadaşları Türk dünyasındaki alfabe bütünlüğünü korumak için, Türkiye cumhuriyetini Lâtin alfabesine geçirmişlerdir. Fakat bir müddet sonra Ruslar Türkiye cumhuriyetinin bu kararından sonra esareti altındaki türk dünyasını lâtin alfabesinden kiril alfabesine geçirerek türk dünyasındaki alfabe bütünleşmesini engellemişlerdir.</span></u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl Cumhuriyet Devrindeki </span>Atatürk ilke ve inkılâplarının daha birçok yararıyla, tevhid imanı taşıyan Türk Milletinin bütünlüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin devamlılığı sağlamaya yönelik devrimlerdir.</strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Daha evvelde açıkladığımız gibi, Hz. Peygamber Efendimiz cahiliye Arap geleneği olan aşiret, kabile yönetimlerini ve saltanatı kaldırıp, yerine şuraya, yani meclise danışarak meclisin önerdiği kişinin yönetimin başına getirilmesini uygulamıştır. Çünkü Kur’an’daki<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span>“İş ve yönetim konusunda onlarla da şuraya git.” </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">(Al-i İmran, 159) </span>“İşleri, yönetimleri aralarında bir şuradır.” </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">(Şura, 38) </span>“Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri onlara, ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder.” </strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">(Nisa, 58) ayetlerinin de açıkça beyan ettiği gibi, Hz. Peygamber Efendimiz kendisinden sonra devleti idare edecek olanın halk tarafından seçilmesini, ehil olanların yönetime getirilmesini ve adaletle hükmetmesini tavsiye etmiştir. <u>Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hasan’a kadar buna riayet edilmiş, yönetime şuranın/meclisin yani halkın seçtiği ehil kimseler getirilmiştir.</u> </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Fakat Muaviye, Kur’an’ın emri ve Hz. Peygamber Efendimizin tavsiyelerine riayetle seçkin sahabeler tarafından uygulanan; şuraya / meclise danışıp ehil olanın iş ve yönetim başına getirilmesi sistemini yıkmış ve kaldırmıştır. Aşiretçilik ve kabilecilik olan padişahlığı getirip, </span>cahiliye Arap geleneğini ihya ederek oğlu Yezidi padişah veliahdı ilan etmiştir.</strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> <u>Bu uygulamaya itiraz eden Peygamber Efendimizin cümle müminlere emaneti olan </u></span><u>Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt </u></strong><strong><u><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">başta olmak üzere seçkin sahabeleri şehit etmiş, kimi sahabeleri ise sürgün etmiştir.</span></u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> İslam dünyasında daha sonra kurulan devletler de Kur’an’ın emir ve Peygamber tavsiyelerini değil de, Muaviye’nin kabile yönetimi kurallarına göre birer aşiret devleti olarak kurulmuştur. </span></strong></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;">
<strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span>Bu aşiret yönetimi Atatürk’ün liderliğiyle, Türkiye cumhuriyeti devleti kurulana kadar, yani<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>% 99 u <u>“Eşhedü en Lâilâheillâllah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resuluhu” </u>imanı taşıyan Türk milletinin asli unsurunu oluşturduğu, İslâm dışı halkların ise azınlık sayıldığı Türkiye cumhuriyeti devleti kurulana kadar devam etmiştir.</strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;"> Bu itibarla, milletimizin kafasını karıştırarak yok şu unsur, yok bu tesirlerle Türkiye cumhuriyeti oluştu diyenler bilmelidirler ki, Türkiye cumhuriyeti </span><u>tevhid temelleri </u></strong><strong><span style="font-weight: normal; mso-bidi-font-weight: bold;">üzerine kurulmuştur. Vesselam.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></strong></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-83120458475088738692019-05-31T21:36:00.000+03:002019-05-31T21:36:03.153+03:00İsmi ne şeker, ne Ramazan olan FİTRE BAYRAMI ve FİTRE sadakasının hikmeti<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yarattıkları
içinde sadece insana Hakk’a vuslat / kavuşma <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">fıtratını</b> lütuf ve ihsan eden Allaha hamdolsun. Resulu Muhammed (sav)
ve ehli beyte selam olsun, Rabbim bizleri onların meclisinden mahrum etmesin.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Fitre
</u></b><u>veya <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">fıtır </b>olarak ifade
olunan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">fitre sadakasını </b>vermek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Fitre bayramını </b>idrâk etmek <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vacip</b> ibadetlerdendir.</u> Fitre
sadakasını vermek ve fitre bayramı namazını kılıp bayramı kutlamayı beyanla Cenab-ı
Hak Kuran’da; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefsini/benliğini temizleyip/arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir.
Rabbini zikretmiş ve namazı kılmıştır o.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ala,14-15)</i> buyurur. Ki, bu ayetler fitre sadakası ile temizlenen
kulun felâh ve kurtuluşa ulaşma sevinci ile neşelenerek, zikrullah mazhariyetiyle
bayram namazını kılmalarını ifade eder. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 414.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Fitre bayramı; Bu yeryüzü âlemine doğmakla/doğuşla
alâkalı bir bayram olup, halk arasında şeker ya da Ramazan bayramı olarak
adlandırılır. Ki, bu bayramı şeker veya ramazan isimleriyle ifade etmek yanlıştır.</u>
Çünkü oruç aylık ibadettir ve ramazan oruç ayıdır. Nasıl ki günün beş vakti ile
namaz kayıtlı ise, ömür vakti ile hac kayıtlı ise, yıl vakti ile zekât kayıtlı
ise, oruçta Ramazan ayı vakti ile kayıtlı bir ibadettir. Bu sebepten ramazan
ayı bayram ayı değil, oruç ayıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 414.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>Bu itibarla hicri takvimin on iki ayından birisi olan ramazan ayının
girmesi ile gündüz, yani imsak ile iftar arasında özrü olmayan her mümin’in,
ister o gün niyet etsin isterse niyet etmesin oruç tutması farzdır. Çünkü ayla
kayıtlı olan bir ibadet, günlük niyetlerle sıhhat bulmaz. Yani günlük niyet
aylık ibadet olan orucu bağlamadığından, ramazan ayı içerisinde bir mümin eğer
özrü olmadan o gün oruç tutmaya niyet etmedim diye yiyip içerse haram işlemiş
olur. <o:p></o:p></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hicri takvime göre <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ramazan ayı, arefe günü akşam namazının vaktinin girmesiyle biter. Ve akşam
namazıyla yeni ay olan şevval ayına girilir. Bu itibarla eğer bayram ay ismi
ile ifade edilecekse, şevval ismi ile ifade etmek icap eder.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Velhasıl,
<u>fitre bayramını hemen oruç ayı ramazanın arkasından gelen ayın başında
olmasından dolayı Ramazan bayramı, bayramlarda tatlı yenilmesinden dolayı şeker
bayramı olarak ifade edilmesi çok ucuz, yüzeysel ve tefekkürden mahrum tutarsız
bir anlayıştır. Bu tutarsız anlayış, bayramların ledduni hikmetinden gaflet ve
cahil olunmasının beyanıdır.</u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeriata
göre Fitre bayramı, fitre sadakasını verdikten sonra kutlanılan bir bayram
olduğu için, fitre sadakasının muhakkak bayram namazından önce verilmesi
gerekir.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> Fitre /<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Fıtır, bu yeryüzü âlemine doğup ta hayatta
olmak anlamını ifade ettiğinden, fitre hayatta olup yaşayan bir insanın vücudunun
sadakasıdır. Bundan dolayı bu yeryüzü âlemine doğan bir günlük bebeğin dahi fitre
sadakası verilir. Yani fitre sadakası fakir veya zengin, bu âlemde hayatta olup
yaşayan herkesin vermekle yükümlü olduğu vücut varlığının sadakasıdır.</b> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Bazıları,
yüzeysel basit ve tefekkürden mahrum bir mukayase ile fitre sadakasını,
zekattaki gibi zenginlik sınırına ulaşan zenginler tarafından verilmesi gerektiğini
söyleseler de bu doğru değildir.</u> Çünkü bu âleme doğmuş ve bu yeryüzünde yaşayan
bir kimsenin, yaşamasının bedeli olan bir sadaka olduğu için fitre, zengin
olsun olmasın hayatta olup yaşayan herkes tarafından az veya çok yaşamasının
bedeli niyetiyle, nakit veya ayni olarak verilir. <u>Bu sebepten çocukların
hatta yeni doğmuş bir günlük bebeğin dahi fitresi verilir.</u> Bu itibarla
fitre sadakasının hesaplanması, zekâttaki zenginlik hesabı gibi olmayıp, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Cenab-ı Hakk’ın bir kimseye verdiği vücudunun
hacmi ile eş değerdeki bir topraktan elde edilecek arpa, buğday veya üzüm hurma
vb. mahsul ile ölçülerek yapılır.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Mesela, <u>yaklaşık bir insan bedeni kadar
topraktan elde edilecek arpa buğday, o zamanın fiyatları ile kaç para ederse o
fiyat, o yılın fitre bedeli olur. Ki, bu hesaplamaya göre bir insan vücudu
kadar topraktan, yaklaşık 2,9 kg arpa, 1.5 kg buğday, 2.9 kg üzüm ve hurma elde
edilebilir kabul edildiği için, bu miktarlardaki arpanın, buğdayın, üzümün,
hurmanın vb. mahsulün o zamanın fiyatlarıyla kaç para ederse, bu para arpaya
buğdaya vb. mahsule göre verilecek o yılki fitre bedelini oluşturur.</u> Fakat
her infakta olduğu gibi bu hesaplamalarla sınırlı kalınmayıp, istenilen oranda daha
kıymetli mahsuller ölçü alınarak daha fazla da verilebilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
itibarla fitre sadakası; yaşayan bir kulun vücut varlığının sadakası olup,
zenginler tarafından fazla fazla verilebildiği gibi, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>fakir muhtaç olan müminlerin de bir zeytin tanesi de olsa, bir
bardak su da olsa fitre niyeti ile muhakkak vermeleri gereken bir sadakadır.</u>
<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre bu sadakayı bayram namazından
önce veren zengin veya fakir her mümin, bayram namazını kılarak herkesle
bayramlaşarak üç gün bayram neşesi ile tatlı yer tatlı konuşur. Büyüklerin
elini öperek onları ziyaret eder, küçüklere bahşişler verilerek büyük küçük
cümle müminler bayram sevincini paylaşırlar. Bu sevinci ifadeyle yeni elbiseler
giyilerek, şarkıların türkülerin neşeli olanları ve oyun havaları söylenerek
oyunlar oynanır. <u>Hatta bazı Türk yurtlarında özellikle Türkistan ana
yurdundaki bayram kutlamalarında, cami’lerin mescit’lerin üstüne ve duvarlarına
davul zurnalar yerleştirilir. Ve bayram namazı kılındıktan hemen sonra bu davul
ve zurnalar eşliğinde tüm cemaat oyun oynayarak camiden çıkarlar. Ve cami
avlusunda herkes oyunlar oynayarak bayramın ruhaniyetine uygun kutlamalar
yaparak bayramlaşılır. Vesselam.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Buraya
kadar bahsettiklerimiz fitre sadakasının ve bayramının şeriat yönüne, yani zahirine
ait değerlendirmelerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Fıtır sadakası ve bayramı, mana yönü ile değerlendirildiğinde
ise, birçok hikmetler ve ledduni sırlar içerir: </b>Bunu beyanla Hz. Resulullah
(sav) Efendimiz’in İbni Abbas’a <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Vücudunu kayırma”</i> </b>demesi üzerine,
İbn-i Abbas; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ya Resûlullah, vücudum kusur mudur?”</i></b> dedi. Resûlullah
Efendimiz de cevaben; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Vücut günahı hiçbir günahla mukayese
olunmayan bir günahtır.”</i></b> buyurmuştur. Ki, bu hadisi şerifte ifade
edilen vücut, et ve kemikten ibaret olan insan bedeni değildir. Bu vücut; Kulun
cehaletle var olduğunu zannederek kendine nispet ettiği ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gizli şirk</b> olan vücudu varlığıdır. Bunu ifade ile Hz. Resulullah Efendimiz;<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ben
ümmetimin açık şirkinden değil gizli şirkinden korkarım.”</b></i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>buyurmuştur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre; leddun-i yönüyle fitre
sadakası, kulun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“vücut günahı”</i></b> olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gizli şirk”</i></b> ten temizlenmesini ve
arınmasını ifade eder. Bu sebepten fitre bayramı namazında imamlar Fatiha’dan
sonra, zammı süre olarak genellikle <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefsini / benliğini temizleyip / arındıran
gerçekten kurtuluşa ermiştir.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ala,
14)</i> ayeti veya benzeri ayetleri okurlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte bu temizlik ve arınma, zahiri olarak
yani şeriata göre sadaka verilerek yapılır. Ve sadakalar kulun bedenini ve
malını temizler, fakat kul’un gizli şirk pisliğini temizleyemez. Bunu beyanla Kuran’da;
<b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…müşrikler pistir…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">(Tevbe,
28)</span></i><span style="mso-bidi-font-weight: bold;"> </span>buyrulur. Ki Şirk
pisliği, aynı zamanda Kuranı Kerim’deki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah kendisine ortak/şirk koşulmasını
affetmez”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Nisa-48-116)</i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>ifadesinde olduğu gibi, affedilmeyen
bir günahtır. Ve affedilmeyen günah olan şirk için yine kuranın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Allah’a
şirk koşma, çünkü Allah’a şirk koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Lukman, 13)</i> beyanından anlaşıldığı gibi
büyük zulümdür. İşte <u>hiçbir günahla mukayese olunmayan vücut günahı, büyük
zulüm, affedilmeyen günah ve pislik olan şirk’ten kulun temizlenip arınmasının
çaresi tevhittir. Ve Hadisi şerifte buyrulduğu gibi, nasıl açık ve gizli
olmakla şirk iki kısım ise, tevhit te <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şeriat
tevhidi</b> ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tevhidi hakiki</b> olmak
üzere iki kısımdır.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şeriat tevhidi,</b> kelimeyi tevhidi kalbi ile tasdik edip dil ile
söylemekten ibarettir. Ki bir kimse, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">La
ilahe illallah Muhammeden Resulullah<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> /
Allah’tan başka ilâh yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir.”</b></i> kelimesini
kalbiyle tasdik edip dili ile söylemekle açık şirkten (müşriklikten) arınır. Ve
şeriat tevhidine girerek, gayrı Müslimlikten (İslam dışılıktan) kurtularak,
İslam dininin mümini olur. Bunu ifade ile Cenab-ı Hak, Şeriat tevhidinin
dışında kalmış olan ehli kitaba, yani Hırıstiyan ve Yahudilere hitaben; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“De
ki ey ehli kitap sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze/kelimeye gelin. Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah‘ı bırakıp
ta birbirimizi rab’ler edinmeye-lim”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">
(Ali İmran, 64)</i> buyurur ki, bu ayetin muhtevası tevhittir. Çünkü ehli kitap
ve müşrikler Hz. Resulullah’a iman etmediklerinden, yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Muhammeden Resulullah<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">- Muhammed
Allah’ın elçisidir.”</b></i> demedikleri için, hatem / son peygamber olan Hz Muhammed’in
(sav) tebliğindeki tevhit’ten mahrum kalıp, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">la ilahe illallah<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">–Allah’tan
başka ilâh yoktur.”</b></i> diyemiyorlar. Ve onlar Allah’ı beşer’e yani insana
benzettiği için, Allah’a açıkça şirk koşuyor ve müşrik oluyorlar. Bunu ifade
ile Kuranda; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Yahudiler Üzeyir Allah’ın oğludur dediler, Hıristiyanlarda Mesih,
Allah’ın oğludur dediler…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Tevbe,
30)</i> buyrulur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte
böyle açık şirk ehli olan gayrı Müslim (İslam dışı) müşrikler, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah‘ı bırakıp
ta birbirimizi Rabb’ler edinmeyelim…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Ali İmran, 64)</i> Kur’an-ı Kerim’in davetine uyarlarsa, onlarda Hz
Muhammed’in tebliğine uymuş olup <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Lailahe illallah Muhammeden Resulullah”</i>
</b>ikrarı ile tevhit dininin mümini olurlar. Ve açık şirkten kurtulup, şeriat’ın
tevhidine dâhil olurlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Böyle
şeriat tevhidine dâhil olup ta açık şirkten arınan bir kul, gizli şirkten ise kurtulmuş
olmaz</u>. Kul’un gizli şirkten kurtulması için, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>tevhidin hakikatine</u></b><u> daim zikir uyanıklığı ve meratibi
ilahi olan tevhit makamları müşahedesi ile ulaşması gerekir. Ki, ancak o zaman
kul <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tevhidi hakiki irfanı</b> ile gizli
şirk’ten arınıp kurtulur.</u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Vücut günahı olan gizli şirkten kul’u
temizleyerek kurtaran tevhidi hakikiyi ifadeyle Hz Peygamber Efendimiz; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">'<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">'El
fakr’u fahri, el fakru fahri, el fakru fahri / <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>fakirlik benim iftiharımdır, fakirlik benim
iftiharımdır, fakirlik benim iftiharımdır.”</b></i> buyurmuştur ki, <u>bu hadisi
şerifte beyan edilen fakirlik, mal mülk fakirliği değildir. Çünkü Hz. Resulullah
(sav) maddi yönden zengin bir kimse idi ve ticarat yapan bir tüccardı. Hiç
fakir kimse sermayesi olmadan tüccarlık yapabilir mi? Yapamaz. </u>Ayrıca
Kuran’da; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Seni fakir buldu da zengin etmedi mi?”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Duha, 8)</i> beyanı vardır. Pir Seyit Muhammed Nur Hz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Resulullah
efendimiz için, bazı kimseler madden fakirdi, yok hasırda yatardı, ekmek bulur
katık bulamazdı derler. Bunların hepsi uydurma, yalan olup Hz. Peygambere
iftiradır.”</i></b> diyor. Velhasıl <u>Hz. Resulullah Efendimize madden fakirdi
demek, yukarıdaki ayeti inkar etmek olur ki, Hz. Peygamberin iftihar ettiği fakirlik,
tevhidi hakikinin fenafillah keşfi irfanıyla, gizli şirk ve vücut günahı olan
nispet varlığının fenası / yokluğu olan fakirliktir.</u> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu fakirliği Hz. Resulullah’ın üç defa
tekrar etmesi ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">nisbet varlığın üç
tesir ile kulda gizli şirk oluşturmasındandır.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu
tesirin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">birincisi,</b> kulun kendine ve
âleme nispet ettiği fiiller yönündendir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İkincisi,</b>
kendine ve âleme nispet ettiği sıfatlar yönündendir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Üçüncüsü</b> ise kendine ve âleme nispet ettiği vücut yönündendir.
Velhasıl <u>Hz. Resulullah nispet fiilinin, sıfatlarının ve vücudunun olmaması
itibarıyla fakirdi ve bu fakirliği ile iftihar etti</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">. <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte bir kimse bu varlıklar Hakk’ın iken,
cehaletle bunlara sahip çıkıp cümle faaliyette Allah Fail iken ben Fail’im,
cümle sıfatta Mefsuf Allah iken, ben Mefsuf’um, cümle varlıkta cenabı Hak Mevcut
iken, cehaletle kendi nispetlerini var zannetmesi onun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vücut günahıdır.</b> Ve kul’un <u>cehaletle var zannederek işlediği
vücut günahını, tevhid-i hakiki irfanı ile fena / yok etmesi, onun ledduni
yönden fitre vermesi olup, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gizli şirk”</i></b> pisliğinden arınıp</u> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefsini
/ benliğini temizleyip / arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ala, 14)</i> <u>beyanındaki ledduni hikmet gereğince
temizlenmesidir. Ve ilmi hakikate göre fitre sadakasının verilmesidir.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte böyle h<u>akikate göre fitre veren
bir kul ancak bayram namazının hakikatine ulaşıp, rabbi<i style="mso-bidi-font-style: normal;">ne</i> vuslat neşesi ve zevki ilahi ile zevklenerek bayram eder.</u> Ki
böyle irfana mazhar olan arif ve kâmil bir kulun nazarında Hakk’ın hüsnü
cemalinden (güzel yüzünden) başka bir müşahede olmaz. Çünkü onun kendi nispet
varlığı fena / yok olduğundan o yokluğuyla Hakk’ın mevcuttaki zuhuru
müşahedesine erişir. Ve Kuran’ın; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Siz yüzünüzü nereye çevirirseniz çevirin
Allah’ın yüzü oradadır.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Bakara,
115)</i> beyanı mazhariyetiyle o, her nereye baksa Hakk’ın veçhinden / yüzünden
başka bir şey görmez. Ve daima rabbin hüsnü cemali (güzel yüzü) müşahedesi ile bayram
yapar. Ki bunu ifadeyle Hacı Bayramı Veli Hz; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">“El fakru fahri el fakru
fahri”<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Demedi mi âlemler fahri<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Fahrinin zikrin fahrinin
zikrin<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Mahv u fena da buldu bu
gönlüm<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bayramım imdi bayramım
imdi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Yâr ile bayram kıldı bu
gönlüm </span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">diyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Ayrıca
Bu bayramın üç gün olması Rabbin vechinin zat, sıfat ve ef’al tecellileriyle
kuluna gözükmesinden dolayıdır.</u> Ki, bu üç tecelli müşahedesine ulaşan bir
kul, ebediyen cümle âlemlerde rabbini müşahede bayramının neşe ve zevki ile
yaşar. Allah her şeyi en iyi bilendir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Fitre sadakasının ve bayramının ledduni
hikmetin dair açıklama burada hatalarıyla beraber tamamlanmıştır. Fitre sadakasının
ve bayramının hakikatine ulaşmayı ihsan etmesi niyazıyla âlemlerin Rabbine hamd,
Hz. Muhammed’e (sav) ve evladı resule selam olsun. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-tab-count: 4;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nejdet Şahin <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-12749752001627417512019-04-23T21:50:00.002+03:002019-04-23T21:51:56.833+03:00MISRİ NİYAZİ DİVANI VE ŞERHİAşağıdaki linke tıkladığınızda açılacaktır<br />
<br />
<a href="https://drive.google.com/file/d/1CwH0Lr7N52YDK4EnU4_SQktqNKTuh5CS/view?usp=sharing">MISRİ NİYAZİ DİVANI VE ŞERHİ</a>vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-70274068097661529942019-03-06T20:00:00.002+03:002019-03-06T20:00:42.533+03:00(Mevlid, Regaip, miraç, berat, kadir) KANDİL GECELERİNDEKİ HİKMETLER<br />
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Hamt, Son peygamber Hz Muhammed’e (sav) <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>vahiy ettiği İslam dinin zahiri ve batını ile
kullarına ihsanda bulunan Allah’a mahsustur. Selama layık olan, cümle
peygamberlerin imamı Hz. Muhammed ve evladı resuldür.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Kuran’da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah katında/indinde din İslam’dır…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ali İmran-19)</i> buyrulur. Ki Âdem (as) den Hz Muhammed’e <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(sav) kadar, insanlığa tebliğ ve irşat da
bulunan peygamberlerin öğretip tebliğ ettiği din İslam’dır. İslam dininin ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şeriat</b>la ilgi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zahir </b>(dış) yönü, bir de hakikati ile ilgili <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">batın </b>(iç) yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ledduni</b>
yönü vardır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>İslam’ın şeriatıyla ilgili zahiri ilimler;</u> namazda kıyam şöyle
olacak, secde böyle olacak, zekât şu şartlarda oluşur, orucun bozulup
bozulmadığı durumlar gibi ibadetlerin dış yönünü ve insanlar arasındaki hak
hukuk ve sosyal münasebetleri düzenler. Her mümin, İslam’ın zahiri olan şeriata
uygun olarak ibadetlerini ifa eder ve sosyal ilişkilerini buna göre düzenler.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>İslam’ın ledduni hakikati yönüne
ait ilimler</u> ise, ibadetlerin batını yani içeriği ile alâkalı olan
ilimlerdir. Meselâ hadisi şerifte <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Namaz müminin miracıdır”</i></b> buyrulur. Ki
bu miracın nasıl olduğu ve kul tarafından nasıl yapılabileceğini, Hac ibadeti Allah’ın
evini ziyaret olduğundan, Haccın hakikatinin ne olduğunu, zekât oruç vb. diğer
ibadetlerin batını, yani içi içeriği ile münasebetlidir. <u>Ki, dinin zahir ve
batını değerlerine riayetle ancak olgun hakiki bir mümin olunup <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insan-ı kamil makamına</b> ulaşılır.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu itibarla İslam dininin müminleri,
dinin zahir yönü ile kulluk yapmakla beraber dinin batınına taallûk eden yani
içeriği ile ilgili olan ibadetleri yapmakla da mükelleftirler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bir kul dinin sadece zahiri ile yetinir
de batınını ihmal ederse o kimsenin kulluğu yetersiz ve eksik olur. Eğer bir
kul, ben dinin batını / içeriği ile alâkadarım benim kalbim temiz ve niyetim
iyidir gibi ahvâl ile dinin zahiri olan şeriatını ihmal ederse, o kimsenin de
kulluğu yetersiz ve eksik olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bunu beyanla din’de kulluğun kemal
bulması ve bir kimsenin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanı kâmil makamına</b>
ulaşabilmesi, İslam’ın hem zahir hem de batın irşadı ile (aydınlanmasıyla)
ancak mümkündür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Buna göre;<u> dinin ledduni hakikatinden
nasipli olan arif ve ehli kemâl, şeriata uygun kulluğa kesinlikle riayet etmekle
beraber İslam’ın, zahir ve batın yönüne vakıf bir kulluk ifa ederek yaşarlar</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">.</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu sebeptendir ki İslam’ın batını ile daha
alâkalı ibadetlerden olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kandil
geceleri</u>,</b> dinin sadece zahiri ilimlerini tahsil etmiş olan hocalar ve âlimler
tarafından o gecelerin ledduni hakikatine uygun olarak değerlendirilemez. Ve
her kandil de gündüz oruç tutmak, gecesinde ise müminlere kaza namazı, nafile
namazı ve tespih namazı kılmak, o gece uyumamak gibi hep aynı şeyleri yapmalarını
söylerler. Ki bu aynı elinden rahatsız olana, başı ağrıyana, apandist ameliyatı
gereken vb. değişik dertleri olan hastaların hepsine aynı reçete ile şifa
dağıtmak gibi bir tuhaflıktır. <u>Oysa <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bu
gecelerin her birisi diğerinden farklı manevi zenginliklerle doludur. Ve her
kandil gecesi ayrı ayrı ledduni anlam ve hikmetler içerir.</b></u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Kandil geceleri yıl içinde içerdiği hikmetlere uygun olarak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mevlit, regaip, miraç, beraat </b>ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kadir</b> olarak isimlendirilmiş olup, hicri
takvime göre o yıl içindeki kandiller sırası ile mevlit kandili ile başlar,
sonra regaip, miraç ve berat kandilleri ile devam ederek, kadir kandili ile
tamamlanır vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p> </o:p></span></b><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> <u>MEVLİD KANDİLİNDEKİ
HİKMETLER</u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Hicri takvimin Rebiul evvel ayının 12 sinde kutlanan mevlit kandili, isminden
de açıkça anlaşıldığı gibi, Hz. Muhammed’in (sav) bu yeryüzü âlemine <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">unsur bedeni</b> ile doğmasını ifade eder.
Ki mevlit Arapça bir kelime olup Türkçe <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">doğum
/ doğuş</b> demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu doğuş, peygamber efendimizin babası Abdullah ve annesi Âmine
validemizden beşer yani unsur bedeni ile doğması olup, sıradan ve alâlâde bir
doğuş değildir. Ve bu doğuşla beraber zahiren, yani aleni olarak birçok harikulade
(olağanüstü) hadiseler olmuştur. Ki o zaman, İran’a bağlı bir yerleşim olan Mekke’de
tahakkuk eden bu doğumla beraber, İran’da Mecusilerin (Ateşe tapanların) bin yıldır
sönmeyen ateşi sönmüş, krallarının sarayı yıkılmıştır. Suriye’de Save nehrinin
bin yıldır kuru olup su görmeyen yatağı sularla dolup taşarak akmıştır. Hz. Resulullah’ın
doğumu esnasında doğuma yardımcı olan kadınlar da açıkça birçok harikuladeliklere
(olağanüstü hadiselere) muhatap olmuşlardır. Âmine validemiz ise, doğumla
beraber <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Biri doğuda biri batıda biride Kabe’nin damında olmak üzere üç bayrak
dikildiğini gördüm”</i></b> demiştir. Velhasıl, Hz. peygamber efendimizin doğumunda
daha başka birçok açıkça olağanüstü hadiseler olmasına rağmen, bazıları
bunlardır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Mevlidin ledduni hikmetler açısından
önemi ise şöyledir</u>: Hadisi şerifte <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah evvela benim nurumu yarattı”</i></b>
Başka bir Hadiste ise <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Âdem su ile toprak arasında iken ben nebi
idim”</i></b> buyrulur. Bu ve benzer beyanlardan anlaşıldığı gibi Hz. Resulullah
Efendimizin her bir varlıktan ve cümle âlemlerden önce yaratılmış olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vücudu nur-u Muhammed</b> kimliği ve
şahsiyeti vardır. <u>Ve nuru Muhammed Hz. âdem’le beraber cümle peygamberlerde
hidayet davetçiliği olarak zahir olmuştur. Bütün peygamberler nuru Muhammed
mazhariyeti ile insanlara yol gösterip onları irşat etmişlerdir. </u>Ve her
peygamber nuru Muhammed’in <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">unsur, </b>yani
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">beşer / insan bedeniyle </b>bu yeryüzü âlemine
doğacağını haber vermişlerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte rebiul evvel ayının 12 sinde vukuu bulan
mevlit / doğum <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Nur-u Muhammed’in, unsur
yani insani bedeniyle buluşup, bu yeryüzü alemini şereflendirmesini ifade eder.</u></b>
Ve bu doğum İslam âleminde mevlit kandili olarak Müslümanlar tarafından çeşitli
hidayete yönelik ibadet ve etkinliklerle zahiren açıkça kutlanır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">İslam’ın ledduni hakikatine ulaşmış olan
arif ve ehli kemal ise, bu kandili hem zahirine hem de batınına uygun bir
kullukla, Ruh-u Muhammed kulluğuna mazhariyet gayreti ile yaşayarak sadece bir
gece değil, her zamanda ve her yerde kutlarlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Cümle peygamberlerde zahir olan
nur-u Muhammed, Hz. Resulullahın unsur bedeniyle bu yeryüzünden ayrılmasından
sonra da devam etmiştir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Âlimler peygamberlerin varisidir.”</i> </b>Hadisi
şerifindeki hikmet gereği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İmamı azam,
imamı Şafii, imamı malik, imamı hanbel, İmamı gazali, Muhiddini Arabî, Mevlana,
Hacı Bektaşi Veli, Niyazi Mısri, Pir Seyyid Muhammed Nur vb.</b> gibi peygamber
varisi olan âlim ve ehli kemalin tebliğ ve irşadında. Ve bunların vekili olan
zamanın kâmil mürşidinin irşat ve tebliğinde Nur-u Muhammed açığa çıkarak devam
etmiş, günümüzde de devam etmektedir. Ve kıyamete kadar yeryüzünde hidayet
davetçiliği olarak devam edecektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Her zaman bu yeryüzü âleminde mevcut
olan bu hidayet davetçisi âlim ve kâmil mürşidlerin irşat ve yol
göstermeleriyle, İslam dininin zahiri ve batını parlayıp yeryüzünde insanlığı
aydınlatmış, halen de aydınlatmakta ve kıyamete kadarda aydınlatacaktır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>İşte yeryüzü olan bu imtihan aleminde “peygamber varisi” velilerin ve
kâmil mürşidin her zamanda var olup, onların irşadıyla Hidayeti nuru Muhammed’in
açığa çıkması</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <u>Muhammedi doğuşun,
yani mevlid kandilinin ledduni hikmetini ifade eder.</u></b> <u>Kâmilin irşadından
istifadelenmek ise; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mevlid kandiline
erişip kandilin ruhaniyetine dahil olmayı ve Muhammedi kulluğa ulaşma arzusunu ifade
eder.</b></u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bunu ifadeyle Hz. Resulullah Efendimiz: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Beni
ararsanız varisim olan âlimleri bulun ben orada bulunurum,”</i></b>
buyurmuşlardır. Allahu âlem.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> <u>REGAİP KANDİLİNDEKİ HİKMETLER</u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Regaip
kandili hicri takvime göre recep ayının ilk haftasında kutlanır. Regaip rağbet
manasına gelen bir kelime olup, zahiren Hz. Muhammed’in (sav) ana rahmine
düşmesini, yani annesi Amine validemizin Hz. Muhammed’e hamile kalmasını ifade
eder.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kuran’ın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ve Rabbine rağbet et”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (İnşirah suresi-8)</i> beyanı gereği Regaip;
mana yönüyle kulun cenabı Hakk’a yönelerek, Allah’a rağbet etmesi demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Ki Akıl baliğ olan her insan, bu yeryüzü
olan imtihan âleminde Rabbini bulup rabbine rağbet ederek rabbine kavuşmaya
müsait bir potansiyel ve kabiliyette yaratılmıştır. Ve her insan yaratıcısı
olan Rabbini tanıyıp ona yakın olduğu nispette felaha, yani kurtuluşa erer ve
yaradılış yüce gayesine uygun bir kulluk ifa etmiş olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Fakat her insan bu tabiat âleminden
tattığı lezzet ve hoşnutluklara yönelerek onu Rabbinden ayıran dünyasını
oluşturur. Bunu beyanla Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.leri; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Dünya ehli olmak mal mülk
zengini olmak değildir, Karun gibi nice zenginler vardır dünya ehli değildir,
kapı kapı dolaşan nice fakir vardır dünya ehlidir. Çünkü <u>kulu Rabbinden
ayıran her ne ise, o dünyadır</u>.”</i></b> buyurmuştur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla, kulun bu yeryüzünde
tattığı ve onu Rabbinden ayıran dünya muhabbetlerini terk ederek, mürşidi kâmilin
telkin ettiği her nefeste zikri daimle kalbinin Allah’a yönelmesi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>o kulun, Allah’a rağbeti ve regaip kandilinin
hakikati ruhaniyetine ulaşmasıdır.</u></b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Kalbi zikrin aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mayayı Muhammed</b> olması itibarıyla kalbin
Allah zikri ile buluşması, o kulun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kalbinin
mayayı Muhammed’le mayalanmasıdır.</u></b> Ki, Muhammed mayası olan Allah
zikrinin kalpte kabararak o kulu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vücudu
nuru Muhammed</b> mazhariyetine kadar yükseltir, Allahu âlem.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hz. Resulullah Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Recep
Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”</i></b>
buyurmuştur. Ki bu ayların bu değerlerle ifade edilmesi, o ayların içindeki kandil
gecelerindendir. Yani recep ayının Allah’ın ayı olması, Şaban ayının Hz. Resulullah’ın
ayı olması, Ramazanın ise ümmetin ayı olması, bu aylarda kutlanan kandil
gecelerindeki hikmetleri icabındandır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu itibarla Regaip Kandili’nin Recep ayının ilk haftasında olmasının
hikmeti gereğince, regaip’in hakikati manasına ulaşan bir kul, kalbindeki zikri
daim mazhariyetiyle her nerede ve ne zamanda olursa olsun Allah’la beraber
olur. Bunu beyanla Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.leri: <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Zikir salikinin kıblesi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“seme vechullahtır </b>(nereye dönerseniz
dönün Allah’ın yüzü ordadır)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">”</b> Bakara-115)
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Çünkü o her nereye yönelse ve nerede
olursa olsun daima Allah der”</b></i> demiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kalbi Muhammed mayası olan zikrullah </b>(Allah zikri)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>ile şereflenen bir kul, rabbinden onu
alıkoyan dünya sevgilerini terk edip gönlü muhabbetullah’la yani Allah sevgisi
ile dolarsa ancak, regaip kandilinin ledduni hakikati manasına ulaşmış olur. Ve
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>böyle bir kul her zamanda ve her
yerde regaip ruhaniyeti ile yaşar.</u> </b>Vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p> </o:p></span></b><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> <u>MİRAÇ KANDİLİN’DEKİ
HİKMETLER</u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Miraç
kandili hicri takvime göre recep ayının son haftasında kutlanır. Çünkü <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Recep
Allah’ın ayıdır…”</i></b> hadisi şerifinde beyan edilen recep ayında Hz.
Resulullah Efendimizin miracı gerçekleşmiştir. Ki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Miraç; </u></b><u>kulu Rabbinden ayıran ve kulun dünyası olan cümle masivadan
/ gayriyetten kurtulup, kulun rabbin katına yükselerek rabbine vuslat edip kavuşmasıdır.</u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hz. Peygamber Efendimizin miracı<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> cismani ve ruhani</b> olmak üzere ikidir: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Cismani Miraç</u></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">; Bu miraç kuran’da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bütün varlıkların tespihi o
kudretedir ki kulunu gecenin birinde mescidi haramdan çevresini
bereketlendirdiğimiz mescidi aksaya yürütmüştür, bu ayetlerimizden bir kısmını
o kulumuza göstermek/onu ayetlerimizden biri olarak göstermemiz içindir…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(İsra-1)</i>Ayetiyle beyan edilir. Ki bu
Mucize olarak gerçekleşen ve Hz Peygamber efendimizin âlemleri şereflendirmek
için yaptığı miraçtır. Bu miraç sadece ve sadece, Hz. Resulullah Efendimize
mahsustur. Çünkü Hz Peygamber efendimizin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nur-u
vücudu âlemlerin aslı olduğu için,</b> âlemler varlıklarını muhtaç olduğu o
yüce şahsiyeti görüp onunla yani Hz. Muhammed (sav) ile şeref bulmak
istediklerinden, bu cismani miraç mucize olarak vukua gelmiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Ruhani miraç:</u></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> Hz. Resulullah Efendimizin bu miracı Necm
Suresinde; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın beraberliği gibi belki ondan
da yakın. Böylece vahiy etti kuluna vahiy ettiğini, kalp yalanlamadı gördüğünü”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Necm-8…11) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ant olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü”</b>(Necm-18)</i>
“ Ayetleriyle Beyan olunan Miraçtır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hz. Resulullah’ın bu Ruhani miracını tüm
Peygamberler yaptığı gibi cümle İnsanı Kâmil olan Veliler de yaparlar. <u>Çünkü
bu Ruhani Miraç, kulun kendinin ve eşyanın hakikatine yönelip Rabbine vasıl olup
kavuşmasıdır.</u> Ki Her kim kendine ve cümle âleme nispet ettiği varlığın
yokluğuna, yani eşyanın fenasına Allah’ın makamlarının müşahedesiyle arif
olursa o kul, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kendinde ve cümle eşyada
mevcut olan Rabbine kavuşarak miraç yapar.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Her
insanın miraca ulaşma potansiyel ve kabiliyeti olmasına rağmen bazı kullar, kendine
ve cümle eşyaya vücut nispet ederek Rabbinden gaflet edip, cehaletiyle onu Rabbinden
ayıran dünya perdesini oluşturarak dünya ehli olur. Böyle bir kimse kurandaki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…O
zahirdir…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Hadid-3)</i> Hz. Peygamber
Efendimizin ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">”Rabbiniz apaçıktır. O’nu örtecek hiçbir şey yoktur”</i> </b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Beyanlarına
rağmen, Rabbini göremeyip onu müşahede edemez ve miracın hakikati hikmetine
ulaşamaz. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Halbuki Hz. Resulullah Efendimiz, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah’ım
bana bu eşyanın içyüzünü öğret”</i></b> buyurmuştur. Ki, eşyanın mahiyetini
bilmesine rağmen Hz. Resulullah bu beyanında, kinaye ile ümmetinin yani
bizlerin eşyanın hakikatine arif olmamızı tembih ediyor. Çünkü kendisine Rabbini
nasıl bildin diye sorulduğunda Hz. Peygamber Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rabbimi eşya ile bildim”</i> </b>demiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl
her insanda var olan Rabbine kavuşma potansiyelinin açığa çıkıp o kulu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">miraç</b> keyfiyetine eriştirmesi mümkündür.
Ancak bunun için o kulun evvela mevlit kandilinin ledduni manası olan nur-u
Muhammed mazharı zamanın kâmil mürşidinin irşat aydınlığına kavuşup, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah’ın
ayı”</i></b> olan recep ayındaki regaip kandilinin ledduni manası gereğince, kâmilin
telkiniyle kalbi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mayayı Muhammed</b>
olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zikri daimle</b> şereflenmesi
gerekir. Ki, sonra yine recep ayında, miraç kandilinin ledduni anlamı gereğince
o kul, ancak mürşidi kâmilin telkin ettiği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tevhit
mertebelerini </b>(Allah’ın makamlarını)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
müşahedeyle masivadan </b>(Allah’ın gayrısınden)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> kurtularak, rabbine vasıl olup kavuşarak Miraca mazhar olur.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
ruhani miraç, kulun yokluğunda Hakk’ın varlığı ile var olmak olduğundan, miraca
ulaşan kulun müşahedesinde Hak’tan gayrı bir şey olmaz. Bu itibarla Hz.
Resulullah Efendimizin; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Recep Allah’ın ayıdır.”</i></b> beyanındaki
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">hikmet</b> gereği miraç kandili recep
ayında tüm İslam âleminde zahiren çeşitli etkinliklerle kutlanır. Fakat<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> arif ve ehli kemal tarafından her zaman da,
<u>Ruhani miraç keyfiyeti olarak Rabbine vuslat zevki mazhariyetiyle yaşanarak kutlanır.</u></b>
Allah u âlem.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><o:p> </o:p></span></b><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> <u>BERAT KANDİLİNDEKİ
HİKMETLER</u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hicri takvime
göre Şaban ayının on beşindeki berat kandili, zahiren şeriat ehillerince günahlardan
af olunarak berat etmek olarak değerlendirilerek kutlanır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Ki
berat kandilinin ledduni hakikatı ise şöyledir: Kurandaki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ha mim o ayan beyan/apaçık
gösteren kitaba yemin olsun ki biz onu <u>mübarek/kutlu/bereketli bir gecede</u>
indirdik hikmetlerle dolu her iş ve oluş o <u>gece de</u> ayırt edilir
katımızdan bir emir olarak hiç kuşkusuz biz Resuller göndeririz senin Rabbinden
bir rahmet olarak Hiç kuşkusuz o gereğince duyan gereğince bilendir”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Duhan suresi-1..6)</i> Beyanlarında geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>“mübarek/kutlu
gece”</u></i></b>den maksadın, berat gecesi olduğunu ehli kemal belirtmiş ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Mübarek gecede inen </b>den maksadın ise,
Nur-u Muhammed (sav) olduğunu ifade etmişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Ve
birinci ayetteki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ha” </b>ve<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> “Mim”</b> harflerinden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ha”</b>nın Cenabı Hakk’ı, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Mim”</b> in ise, Muhammed’i remiz ettiği
ifade edilerek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hak tecelli ederek
Muhammedi zuhura getirdi</b> veya <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hak,
Muhammed yüzü ile göründü </b>diyerek, bu ayetlere mana vermişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bizim de aynen katıldığımız bu arif ve
ehli kemal beyanları ışığında değerlendirildiğinde berat gecesi; Mevlit
kandilinde Nuru Muhammed aydınlığı zuhurunu bulan kulun, Regaip’te kalbine telkin
olunan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zikrullah Muhammed mayasının</b> kabarıp,
onun zahir ve batın bütün duyularını / hislerini kaplayarak, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kulluğunda Nur-u Muhammed’in hakim ve
galip olmasının berat’ını</u></b> ifade eder. Çünkü Berat bir rüşt olgunluk
erişimidir. Bu rüşt yani kemâlât; kulun Nur-u Muhammed mazhariyetine ulaşıp Muhammedi
bir kullukla yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Muhammed’çe
yaşamasıdır</b>. Ki bu aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Şaban benim ayımdır,”</i></b> hadisi
şerifindeki hikmetin, Muhammedi kulluk marifetinde açığa çıkıp etrafını
aydınlatışıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Berat
gecesinde Hz. Peygamber Efendimiz secdede iken, yüksek ve duyulacak bir sesle <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Azabından
affına, gazabından rızana, senden yine sana sığınıyorum, ben seni layıkıyla
övemem sen kendini övdüğün gibi yücesin”</i></b> buyurarak, bu duayı <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hz. Ayşe validemizden</b> etrafına yayıp
duyurmasını istemiştir. Ehli kemal olan arifler, bu duası ile Hz. Resulullah’ın
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“azabından
affına”</i></b> dediğinde ilmi şeriat’a göre, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gazabından rızana”</i></b>
dediğinde ilmi tarikat gereğince, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“senden yine sana”</i></b> dediğinde ilmi
hakikat, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ben seni lâyıkıyla övemem sen kendini övdüğün gibi yücesin”</i></b> dediğinde
ise ilmi marifet hikmetince Allah’a sığındığını beyan etmişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu
itibarla, berat kandilinin ledduni manasına ulaşan bir kul şeriat, tarikat,
hakikat ve marifetin sırlarına aşina olur. Ve o kul, Muhammed-i kulluk marifetiyle
Cenabı Hakk’ın halk zuhurunu, yani vahdetinin kesreti olan tecellilerini müşahede
eder. Ve ayetteki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gece ayıt edilir”</i></b> beyan
gereği, marifetiyle vahdetin kesretini oluşturan her tecelliyi yerli yerinde
ayırt ederek tanır. İşte Böyle berat kandilinin hikmetine ulaşmış Muhammed’çe
yaşayan bir kul’da <u>Berat marifeti, ayın bedir yani ayın tam yuvarlak dolunay
olarak açığa çıktığı zaman ki gibi parladığından, berat kandili Şaban ayının 15
inde kutlanır.</u> (Hicri takvimdeki ayların 15 i bedir olarak ifade edilir)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </i>Allah her şeyi en iyi bilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> <u>KADİR GECESİ KANDİLİNDEKİ HİKMETLER</u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Kuran-ı
Kerim’in, Allah’ın zatından levhi mahfuza inzal olduğu (indirildiği) gece olarak
kabul edilen Kadir kandili; hicri takvime göre Ramazan ayının yirmi yedinci
gecesinde tüm İslam âleminde müminler tarafından, çeşitli hayra yönelik
etkinlilerle kutlanır. Çünkü Kuran’ın, bu ayda indiği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ramazan o aydır ki; insanlara
kılavuz olan, iyi kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kuran, onda
indirilmiştir…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Bakara-185)</i>
beyanıyla sabittir. Yine Kurandaki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Biz onu kadir gecesinde indirdik. Kadir
gecesinin niteliğini sana gösteren nedir. Kadir gecesi bin aydan daha
hayırlıdır. Melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle o gece her iş için inerde iner.
Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar.</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Kadir suresi-1..5 )</i> beyanlarındaki
hikmet gereği kuranın, Ramazan ayının kadir gecesinde <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Zatı ilahiden levhi mahfuza</b> indiği genel bir kabuldür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ehli kemal, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Levhi mahfuz’un</b> Hz. Muhammed’in (sav) gönlü olduğunu ifade ederek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kadir gecesi, Resulullah efendimizin
gönlüne kuran’ın toptan indiği gece olduğunu</u> </b>beyan etmişlerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hiç
şüphesiz insanın, cenabı Hak tarafından yaradılışının bir gayesi vardır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ve kuranda insanın yaratılış gayesi; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ben
cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım."</b> (Zariyat-56)
</i>olarak beyan edilir. Bu ayette ifade edilen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ibadet,”</i> </b>kulluktur. Ve sahabe
İbni Abbas (ra); <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Bu ayetteki ibadetten <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>/ kulluktan
maksat ehli tevhit ve Arif olmaktır.”</b></i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>diye yorumlamıştır. Yine bu ayet hakkında Pir Seyyid Muhammed Nur’un
halifelerinden Prizrenli Hacı Kamil Tosko Hz.leri; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bu ayetteki kullukta üç hikmet
vardır, birinci hikmet ameli Salih’tir, ikinci hikmet yakaza ki, zikri daim uyanıklığıdır.
Üçüncü hikmet ise tevhidi mabuttur.”</i> </b>demiştir. Ki bu üç hikmet
şöyledir:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ameli Salih,</b> Allah’ın Kur'an-ı Kerimde
yapın ve yapmayın dediği, kulun yapmasından ve yapmamasından razı olduğu cümle
emirleri ve yasaklarıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yakaza</b>
ise, Cenabı Hakk’ın emirlerine ve yasaklarına riayetle beraber, kulun zikri
daim uyanıklığıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Tevhidi
mabut</b> ise kulun, ibadet ettiği ve zikrettiği Allah’a, Tevhidi Hakiki irfanıyla
bu âlemde vuslat edip kavuşmasıdır. Bu aynı zamanda insanın yaradılışının ideal
amacı olup, şahadet âlemi olan bu yeryüzüne gelişimizin yüce gayesidir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.leri <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Kuran
şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olan dört ilim ve yedi mertebe üzerine
inzal olmuştur”</i></b> buyurur. Bir kulun, yaratılışının yüce amacına ulaşıp Rabbine
kavuşması, bu Kuran kaynaklı dört ilim ve yedi mertebe olan Allah’ın
makamlarının irşadı ile mümkündür. Ki, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bu
irşatla aydınlanan kulun gönlüne <u>kadir gecesinin ledduni hikmeti gereğince
sırrı kuran inzâl olur. Ve o kulun gönlü kuran sırrı ile dolar.</u> </b>Böyle
bir kimse aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kuranın sırrı ve
Kuranın ikizi olur.</b> Çünkü hadisi şerifte; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Kuranla insan ikiz kardeştir.”</i></b>
buyrulur. İkiz kardeşlik kardeşlerin ikisinin de aynı özellikleri taşımalarıdır.
Kuran’la ikiz olma özelliklerine akıl baliğ olan her insan potansiyel olarak
sahiptir. Fakat bu potansiyel özellikler insanı kâmil harici herkeste pasif
olup ancak insanı kâmilde aktiftir. Bunun için kuranın ikizi ancak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanı kâmil</b>dir ve kuranın sırrı ondan
zahir olur. Hz. Ali kv. sıffın isyanında <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ben konuşan Kuran’ım”</i></b> demekle, işte
bu gerçeğe işaret etmiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
itibarla kadir gecesinin ledduni hikmetleri, kadir suresinin ayetlerinin içinde
mevcuttur. Ki buna göre ayette beyan olunan<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">“bin aydan daha hayırlı kadir gecesi,”</i>
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></b><u>gönlüne kuranın <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sırrı inzal olan bir kulun, insanı kamil
makamına ulaşmasını ifade eder.</u> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Çünkü,
Ayette geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bin ay”</i></b> seksen üç yıl olup dolu dolu yaklaşık bir insanın yeryüzü
âlemindeki ömrünün beyanıdır. Bir kimse ömrü müddetince hangi ibadet ve
kullukları yaparsa yapsın, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gönlüne
açılan</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sırrı kuran</b> mazhariyetiyle
onun “<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kadir gecesini idrak etmesi</b>”
ve insanı kâmil makamına ulaşması, bir ömür boyu yaptığı ibadet ve kulluktan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“daha hayırlıdır,”</b> demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Sonraki
ayetlerde;<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle o gece her iş için inerde iner.
Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar.”</i></b>
Buyrulur. Ki insanı kâmilin marifetinden gizli hiçbir tecelli olmaz. Çünkü o
her tecellinin Rabbinden geldiğine arif olduğu gibi, tecellinin Allah’ın hangi
mertebesinden geldiğini de müşahede ederek tanır. Hakk’ın ikiliği olmayan
tecellileri, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Bir’</b>lik mertebesinden
geldiğinden bu tecelli ayette <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ruh”</i></b> olarak, kulluğa ait tecelliler
ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Melekler”</i></b>
olarak beyan edilmiştir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Tan yerinin ağarması”</i></b> ise, Kulun bu
âlemden ölümle ayrılıp ahiret olan beka âlemine geçmesini ifade eder. Bu
itibarla kadir gecesi mahiyetine haiz insanı kâmilin nazarında, istisnasız her
bir iş ve oluş, Rabbin tecelli ederek açığa çıkmasıdır. O, yeryüzünde olduğu
müddetçe yani, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Tan yeri ağarıncaya kadar”</i></b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ruh ve Melek”</i></b> tecellilerinin
tesiri irfanıyla yaşar. Ve insanı kâmil, Allah’ın hangi mertebesinden olursa
olsun o zuhur eden her bir tecellinin Rabbin hangi makamından olduğunu
tanıyarak, Rabbinden başka bir şey müşahede etmez. Ve melekler gibi rabbin emir
ve yasaklarına itaat eder, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl, böyle Kamil bir kul aynı
zamanda peygamber efendimizin; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Ramazan ümmetimin ayıdır”</i></b>
Sözündeki hikmet gereği, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gönlüne dolan sırrı
kuran idrakiyle </b>Hz. Muhammed’in (sav) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Has</u></b>
ümmeti olmakla da şereflenmiş olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Her
yıl İslam âleminde coşkuyla ve çeşitli hayra yönelik etkinliklerle kutlanan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Mevlit, Regaip, Miraç, Berat ve Kadir
gecesi</b> kandillerinin ledduni hikmetlerine dair açıklama, hatalarıyla
beraber tamam olmuştur. Her şeyi en iyi bilen ancak Allah’tır. Selam Hz.
Muhammed’e (sav) ve ehli beyte/evladı resule olsun. Rabbim bizleri onların
yürüdüğü yoldan ayrılmaktan muhafaza etsin. Velhamdülillahirabbilalemin.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nejdet
ŞAHİN<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Perşembe
13 ağustos 2009<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-2066300527110170682018-09-21T00:00:00.001+03:002018-09-21T00:00:04.151+03:00MUHARREM AYI, KERBELA, ŞEHİTLER ŞAH-I HZ. HÜSEYİN<br />
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamt, resulü
Muhammed Mustafa’ya (sav) ve evlatlarına / ehli beytine selâm olsun. O evlâdı
resul ki, her zamanda mevcut ve sağ olup insanlığı aydınlatmaktadırlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yüce
Allah’ın Kuran’daki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“İş ve yönetim konusunda onlarla da şuraya
git / onlara danış / istişare et...”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">
(Al-i İmran-159) Ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“işleri, yönetimleri
aralarında bir şuradır/ aralarında istişare iledir…”</b> (Şura-38)</i> Beyan ve
buyruğu gereğince Hz. Muhammed; insanların kabileler, aşiretler tarafından
yönetilmesini kaldırıp <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“şurayı /
meclisi”,</b> yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>halkın meclisini</u></b>
kurmuş ve o meclisin kararları doğrultusunda yönetim oluşturmuştur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yine <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Şu bir gerçek ki, Allah size
emanetleri onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde
adaletle hükmetmenizi emreder.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Nisa-58)</i>
Allah’ın emri doğrultusunda Hz. Peygamber Efendimiz; belli aşiret mensuplarına
değil liyâkata yani işin ehli olan kişilere değer vermiş ve her işin başına
ırkı, cinsi, rengi ne olursa olsun ehil olanları getirmiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çünkü
Hz. Resulullah’ın zuhuruna kadar aşiret, kabile reisleri toplumu yönetiyor ve onlar
ne derlerse o oluyordu. Aşiret reislerinin kendilerinden sonra oğulları emir,
reis, padişah oluyor ve bu şekilde halk idare ediliyordu. İşte Hz. Peygamber Efendimiz,
Allah’ın emri doğrultusunda bu yönetim şeklini kaldırdı ve hiç bir kimsenin
soyundan, aşiretinden dolayı üstün olmayacağını ilan etti. Ve her türlü
emanetin ehil / lâyık olanlar tarafından tasarruf edilmesini buyurduğu gibi, kendisi
de bizzat uyguladı. Ve böylece Allah’ın elçisi Hz. Muhammed, cahiliye Arap
geleneği olan kabileciliği ve aşiretçiliği kaldırdı. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu uygulama Hz. Peygamber Efendimiz’den
sonra Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hasan’ın altı ay süren
emirliği / başkanlığı müddetince devam etti. Ve bunların hiç birisi,
kendisinden sonra oğlunu kardeşini veya kendi aşiret ve soyundan geleni kendi
yerine emir / başkan yapmamıştır. Hatta Hz. Ali yaralı olup vefat etmeden önce
kendisine; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Oğlun Hasan’ı emir seçelim mi”?</i></b> Diye sorduklarında Hz. Ali
cevaben; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Benim oğlum olduğu için seçmeyin, lâyık ve ehil ise öyle seçin”</i> </b>demiştir.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Bu itibarla <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şuranın / meclisin,</b> yani halk meclisinin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ehil / lâyık</b> olanı seçmesiyle emirül Mümin’in (devlet başkanının)
tespit edilmesi, yüce Allah’ın kuran kaynaklı açık emri olduğu için Hz.
Resulullah Efendimiz; kendisinden sonra halkı yönetecek olan emir / başkan şu
veya bu kişi olsun demedi. Halbûki o zaman, Hz. Peygamber kendisinden sonraki emir
/ başkan olarak hangi sahabeyi ifade etse idi o kimse tereddütsüz emirül mümin,
yani devletin başkanı olurdu. <o:p></o:p></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Halk meclisinin ehil / lâyık olanı
seçme uygulaması, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Muaviye</b> emir / başkan
oluncaya kadar devam etmiştir. Ki, Allah’ın emri olan ve Hz. Resulullah’ın, Hz.
Ebubekir’in, Hz. Ömer’in, Hz. Osman’ın, Hz. Ali’nin ve Hz. Hasan’ın uyguladığı seçici
halk şurasını / meclisini Muaviye kaldırıp lâğvettiği gibi; <u>ehli kemal ve ehli
irfan olan sahabe ve müminlerin itirazlarına rağmen Muaviye, oğlu olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yezit’i</b> kendisinden sonra emir / padişah
yaptı. Ve Resulullah Efendimizin kaldırdığı cahiliye geleneği olan aşiretçiliği
kabileciliği tekrar ihya edip diriltti. Muaviye; buna karşı gelen Resulullah’ın
sahabelerini ve müminlerin kimilerini şehit, kimilerini de sürgün ettirdiği
gibi, Hz. Hasan’ı da karısına zehirlettirdi.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu şekildeki oldubitti ile <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Muaviye oğlu</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yezit’in</b> emir / padişah olmasını kabul etmeyen küfe halkı, emir el
mümini (müminlerin reisini) seçmek üzere toplayacakları halk meclisine başkanlık
yapması için, Hz. Hüseyin’i küfe şehrine davet ettiler. Ve Hz. Hüseyin’in ve beraberindekilerin
can mal güvenliğini sağlamayı da taahhüt ettiler. Fakat küfeliler, maalesef bu
taahhütlerini yerine getiremediler. Ve Hz. Hüseyin’le beraberindekiler, toplanacak
olan halk meclisine başkanlık (reislik) etmek için Medine’den küfeye giderken <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kerbelâ</b> mevkiinde, Muaviye’nin padişah
olarak atadığı oğlu Yezit’e bağlı zorba katiller tarafından şehit edildiler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kısaca özetlediğimiz ve İslâm
dünyasında derin bir üzüntü ve keder hisleriyle malûm olan bu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kerbelâ </b>hadisesi, çok kimselerce çok
değişik açılardan değerlendirilmiş ve hâlen de değerlendirilmektedir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Günümüzde
de her hicri takvim yılının <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">muharrem </b>ayında
bu kerbelâ hadisesi çeşitli etkinliklerle yâd edilip anılmakta, oruçlar tutulup,
perhizler yapılıp, aşure dağıtılarak ziyaretler yapılmakla beraber, Hz. Hüseyin
ve ehli beytin şehit edilişleri vaazlar ve sohbetler yapılarak tekraren
hatırlatılır. Ayrıca, küfe halkının Hz. Hüseyin’e yaptıkları koruma taahhütlerini
yerine getirememe üzüntüsüyle kendilerini döverek / dövünerek yas etmelerini, günümüzde
de bazı müminler devam ettirerek kendilerini dövüp kendilerine eziyet edip kanlarını
akıtmak gibi abartılı yas törenleri de düzenlerler.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bazıları
ise; Camilerde vaaz-ı nasihat edip Cuma hutbelerinde hutbe verirken, sanki bu
yas törenlerine alternatif olarak, ‘<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Hz. Âdem’le
Havva validemiz muharrem ayında Arafat ta buluştular; Hz. Nuh tufandan bu
muharrem ayında kurtuldu; Yunus as. Balığın karnından bu ayda karaya çıktı’</i>
vb. gibi peygamber kıssalarını ön plana çıkarıp, kerbelâ hadisesinden de etliye
sütlüye dokunmadan kısaca bahsederler. Bunlar vaazlarında, o zaman Şam şehrinde
vali olan Muaviye’nin emirül mümin Hz. Ali’ye isyan eden bir asi olmasını; Muaviye’nin
Hz. Hasan’ı karısına zehirleterek öldürüp şehit ettiren bir azmettirici olmasını
da söylemedikleri gibi; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“De ki bu tebliğime karşılık sizden yakın
akrabamı / ehli beytimi sevmeniz dışında bir şey istemiyorum…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Şura- 23) </i>Kuran beyanı ile yüce
Allah’ın sevmemizi buyurduğu ehli beyti Hz. Hüseyin ile beraber katledenlerin baş
katilinin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Muaviye oğlu Yezit</b> olduğundan
da hiç bahsetmeden, güya kerbelâyı da kısaca anlatıyorlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Maalesef günümüzde baktığımızda, her hicri
yılın muharrem ayında Hz. Hüseyin ve ehli beytin şehit edildiği kerbelâ etkinliği
olarak müşahede edilen manzara, aşağı yukarı böyledir. Oysa kerbelâ hadisesinin
zahiri ve tarihi yönü haricinde leddûn-i manevi yönüne bir bakılsa, nice
hikmetler olduğu müşahede edilir. Ki biz kerbelâ hadisesini <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">leddûn-i hikmetleri</b> açısından
değerlendirmeye çalışacağız. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre; rivayet olur ki, Hz. Ali ile
Hz. Fatma ilmi tevhidi hakikiden, yani tevhidin hakikat yönünden bahisle kendi
aralarında sohbet ederken, onları dinleyen oğul Hz. Hüseyin; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ey
benim anam babam siz ne konuşuyorsunuz ki ben dinlediğim halde hiçbir şey anlamıyorum”.
</i></b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Deyince Hz. Ali;<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“biz
annenle bir ilim tahtında ki buna kuşdili derler. Bu lisanla konuştuğumuz için
sen konuştuklarımızı anlamadın. Eğer bu ilmi öğrenmek istersen dedene (Hz.
resulullaha) git bu durumu söyle”</b></i> diyor. Ve rivayet olunur ki Hz.
Hüseyin ağlaya ağlaya resulullah efendimize gidip durumu anlatınca Hz.
peygamber; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“var babana selâmımı söyle sana bu Kuşdili olan ilmi öğretsin”</i></b>
buyuruyor. Ve babasına gelen Hz. Hüseyin selâmı söyleyip keyfiyeti anlatınca
Hz. Ali, teveccüh açıp bir defa da mesleki resul seyri süluku’nun tamamını Hz.
Hüseyin’e telkin edip onu irşat ediyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hz. Ali’nin kuşdili olarak ifade ettiği
ilim, tevhidi hakiki ilmi irfanı olup bu ilim kuranda; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“leddun ilmi”</b> (Kehf-65) olarak beyan edilir. <u>İmi leddûn açısından
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">muharrem ayı;</b> Hz. Ali’nin imamı
olduğu velâyet makamını remzeder. Leddun-i yönden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kerbelâ:</b> İnsanı velâyet makamı keşfi irfanına eriştiren mesleki
resul seyri sülukunu ifade eder. Ledduni açıdan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kerbelâ da şehit olmak</b> ise: Velâyet irşadı ile şehitlik mertebesine
ulaşmayı remiz eder.</u> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kuran’ı Kerim’de şehitlik mertebesini ifadeyle,
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ant
olsun eğer Allah yolunda <u>öldürülür</u> veya <u>ölürseniz,</u> Allah’ın bağışlaması
ve rahmeti onların topladıklarından daha hayırlıdır. <u>Ölseniz</u> de <u>öldürülseniz</u>
de mutlaka Allah’ta / Allah katında Haşr olacaksınız / toplanacaksınız.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Ali imran-157,158)</i> Buyrulur ki bu kuran
beyanından açıkça anlaşıldığı gibi şehitlik; Allah yolunda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>ölenler</u></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>öldürülenler</u></b></i>
olmakla iki kısımdır; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah yolunda öldürülenler;</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">”</i> kılıç şehidi olup, bu şehitler din
vatan uğruna canını feda edip öldürülerek şehitlik makamına yükselenlerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Allah yolunda ölen”</span></i></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"> şehitler
ise; bu yeryüzü olan imtihan âleminde <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ölmeden evvel ölenlerdir.”</i></b> (Hadisi
şerif) Bunu beyanla Hz. Resulullah Efendimiz, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“İnsanlar gaflettedir öldükleri
zaman uyanırlar.”</i></b> deyince, meclisteki bazı sahabelerin; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ya Resulullah
ölümle uyanacağımız gafletten kurtulmak için ne yapalım?”</i></b> sorularına
cevaben Hz. Peygamber Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<u>Ölmeden evvel ölün.</u> Sizin gibi yer,
içer, gezer fakat ölmeden evvel ölenlerden birini size göstereyim mi? Ebu Bekir’e
bakın o, onlardandır.”</i></b> Buyurmuşlardır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte
her kim bu imtihan âleminde <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ölmeden evvel ölürse”</i></b> o, Şah’ı Hz.
Hüseyin olan şehitler katına / mertebesine yükselir. Çünkü şehit, şahit olmak
demek olup, bu şahitlik kul’un kendinde ve cümle eşyada mevcut olan<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">
“Allah’ta / Allah katında Haşır olması, toplanmasıdır.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Ali imran-158)</i> Ve insanın rabbin
cemalini müşahede ederek şahit olmasıdır. Bu şahitlik / şehitlik için, zamanın
kâmil mürşidinin irşadıyla Hz. Ali’nin imam olduğu velâyet mertebesi keşfi
irfanına ulaşmak icap eder. Ki buna ulaşmak için <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kerbelâyı </b>remiz eden fenafillâh makamlarının fenayı efal, fenayı
sıfat ve fenayı zat keşfi irfanıyla kulun kendine nispet ettiği varlığını fena
edip yokluğa eriştirmesi gerekir. Ve her kim nispet varlığını fenaya / yokluğa
eriştirirse o kişi, Hz. Ali’nin “<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">kuşdili</i></b>” dediği tevhidi hakiki irfanına,
yani tevhidi ef’al, tevhidi sıfat ve tevhidi zat keşfi irfanıyla rabbine kavuşup,
rabbin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vahdet-i cemaline </b>şahit / şehit
olur. Ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ölmeden evvel ölen”</i></b> şehitlerle beraber Hz. Hüseyin’in şah ve
sancaktarı olduğu şehitler mertebesine dâhil olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla şehitler şahı Hz. Hüseyin’e
yakın olup onun ruhaniyetini hoşnut etmek, muharrem ayında peygamber kıssalarını
anlatmak, perhizler yapmak veya kendini dövmekle değil, şehitlik makamına
yükselerek şehitler Şah’ı Hz. Hüseyin sancağı altına dâhil olmakla mümkündür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Bunun için bir insan; leddun-i
yönden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">muharrem </b>velâyet irşad-ı
aydınlığına <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kerbelâ</b> seyri süluku ile
erişip, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ölmeden evvel ölürse</b> ancak şehitlik
makamına yükselir. Ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hz. Hüseyin’e</b> yakın
olup onun ruhaniyetini hoşnut eder.</u> Vesselam. Her şeyi en iyi bilen ancak Allah’tır.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Nejdet Şahin<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>25Aralık2010 cumartesi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 63.8pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-26281683466322732892018-09-03T13:30:00.002+03:002018-09-03T13:30:43.293+03:00HAC İBADETİNİN ŞERİATA VE HAKİKATE GÖRE AÇIKLANMASI<br />
<h2 style="text-align: justify;">
<span lang="X-NONE" style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Vahdetinden / Birliğinden cümle âlemleri ve âlemlerdeki
her şeyi yaratan ve yarattıkları içinde, insanın kendisine kulluk yapmasına muhabbet
edip âşık olan âlemlerin Rabbi</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">ne </span><span lang="X-NONE" style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">hamd</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">,</span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;"> </span><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">r</span><span lang="X-NONE" style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; font-weight: normal; mso-bidi-font-style: italic; mso-bidi-font-weight: bold;">esul’u Muhammed’e (sav) ve
ehlibeyte selam olsun. Onların meclisinden ayrı olmaktan rabbim bizleri
muhafaza etsin.<o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span lang="X-NONE" style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hac;</b> lügat anlamı itibarıyla hürmete ve
tazime layık yerleri ziyaret etmek demektir. Bu ziyaret esas yani farziyet
açısından değerlendirildiğinde <u>hac, vakti içerisinde Arafat ismindeki alanda
bulunmak ve beytullahı yani Allah’ın evini ziyaretle tavaf etmekten (Beytullahın
etrafını yedi defa dolaşmaktan) ibarettir.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu itibarla <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">haccın farzı ikidir; <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Birincisi:
</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Vakti içerisinde arafat’ta
vakfe yapmak.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">İkincisi
</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">ise; kabe’yi yani beytullahı
(Allah’ın evini) tavaf etmektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Hac, hem bedenle hem de mal ile kulun ömründe bir defa yapması farz olan
bir ibadet olup, yapılması Kuran’daki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Hac, malum / bilinen aylardadır. Kim o
aylarda haccı kendisine <u>farz kılarsa</u> hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe
sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Bakara - 197)</i> ayeti ve benzer ayet beyanları ile sabittir. Hac
ibadetini ifa edebilmek için kulun beden sağlığının yerinde olması gerekli
olduğu gibi mali, yani ekonomik açıdan da kulun zengin olması gerekir. <u>Bu
itibarla sağlığı ve ekonomik durumu elverişli olmayan kimselerin Hacca
gitmeleri farz değildir</u>. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Haccı farz kılan yukarıdaki
ayet beyanından açıkça anlaşıldığı gibi, hac ibadetinin vakti <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“malum
/ bilinen aylardadır.”</i></b> (Bakara - 197) İfadesi ile belirtilmiştir. Ki,
bu malumunuz olan ve sizce bilinen hicri takvimin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>şevval, zilkade </u></b>ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>zilhicce</u>
<u>aylarıdır</u> </b>demektir. <u>Çünkü hac farz olmadan önce o toplum şevval,
zilkade ve zilhicce aylarını haccın vakti zamanı olarak kabul edip bu üç ayda
hac ibadetini yaptıkları için ayette, Haccın zamanı sizin malumunuz olan, yani
sizce <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bilinen aylardadır,</b>”</i> buyruluyor.</u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Birçok âlimler bu ayların hac
ayı olması hususunda görüş birliği içinde olup aralarında hiç bir ihtilafları
yoktur. Ancak bazı mezhep âlimlerinin, bu hac aylarının şevval ayı ile başlayıp
zilkade ayı ile devam ederek zilhicce ayı ile son bulmasında hem fikir
olmalarına rağmen, hac vakti, hangi günde biter / sona erer mevzusunda ihtilaf
etmişlerdir. Yani haccın farzı olan Arafat vakfesini yapmanın, zilhiccenin
hangi günü ile son bulduğu konusunda aralarında görüş farklılığı vardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Buna göre Hanefi mezhebi âlimleri; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Şevval, zilkade ayları ile <u>zilhicce
ayının onuncu</u></b><u> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gününe kadar</b></u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kurban bayramının birinci gününe kadar</u></b> Arafat vakfesi
yapılır demişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Şafi mezhebi âlimleri ise; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>şevval
zilkade ayları ile zilhiccenin dokuzuncu gününe</u>, </b>yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kurban bayramı arefe gününe kadar</u></b>
Arafat vakfesi yapılabilir demişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Maliki mezhebindekiler; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>şevval
zilkade ve zilhicce ayının sonuna kadar bu üç ay içinde, yani kurban
bayramından sonra da</u></b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>zilhicce
ayının bitimine kadar</u> </b>Arafat vakfesi yapılabilir buyurmuşladır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Görüldüğü gibi şevval, zilkade ve zilhicce aylarının hac ibadetinin
vakti zamanı olmasında mezhepler arasında hiçbir ihtilaf yoktur. Ancak vaktin
sonu, bitimi konusunda görüş ayrılığı vardır. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Günümüzdeki uygulamada haccın vakti, bu üç
ayların tamamında tatbik edilmeyip, bu ayların son gününe sarkıtılıp gün’le sıkıştırılarak
uygulanıyor</u>. Ki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bu uygulama geçmiş
yıllarda o günün şartlarına göre doğru bir uygulama olmasına rağmen, bu günkü
şartlara göre yanlış bir uygulamadır.</b> Günümüzdeki bu yanlış uygulamanın
geçmiş zamanlara göre doğruluğunun izahı ise şöyledir: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>Eski zamanlarda modern ulaşım araçları olmadığından, hac yolculuğunun
tamamı veya bazı bölümleri yaya veya at, deve, eşek ve katır gibi hayvanlarla
yapılıyor ve aylarca sürüyordu. </u>Bu sebeple dünyanın çeşitli yerlerinden
hacca gelenlerin, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Beytullah’ın / Allah’ın
evi’</b>nin olduğu Mekke şehrine intikallerindeki yolculuğun, yaya veya
hayvanlarla yapılmasından veya doğal afet veya yol güvenlik sebeplerinden
aksamalar yaşanıyordu. Bu sebeplerden dolayı o günkü amir ve idareciler,
dünyanın çeşitli yerlerinden gelen hac kafilelerini Mekke de, hac vaktinin sonu
kabul edilen zilhiccenin dokuzuna kadar yani kurban bayramının arefe gününe
kadar bekletiyorlardı. Ve o, son güne kadar Mekke’ye ulaşıp gelebilenleri
toplayıp güvenlik tedbirlerini de alarak, Mekke den yaklaşık 25 km uzaklıkta
olan Arafat’a vakfe yapmaya götürüyordu. Ve bu en son günde güvenlik tedbirleriyle
Arafat’a giden kafileye yetişemeyenler, haccın vakti geçtiği için hacı
olamayıp, genellikle gelecek yılda hac yapmak üzere Mekke de bekliyor veya
bekletiliyorlardı. Ve gelen yılda yine emniyet tedbirleri alınmış kafile ile
hac ibadetini yapıp hacı oluyorlardı. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Çünkü
eşkiyalar hac kervan ve kafilelerini basıp canlarına ve mallarına kast
ettiklerinden, çöl şartlarında açık bir arazi olan Arafat mevkiine bir kimsenin
yalnız veya küçük guruplar olarak asayiş tedbiri olmadan gitmesi, o günlerde
çok tehlikeli olduğu için böyle bir uygulama o zamanlar için doğru ve isabetli
bir uygulama idi.</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Tarihi gerçek olarak
herkes bilir ki, yüce Türk milleti yüz yıllarca hac kervan ve kafilelerinin
emniyetini sağlayıp hacılara zarar vermemeleri için, Arap aşiret ve
kabilelerine altını ve parayı hediye adı altında haraç olarak dağıtmıştır. Onbeşinci
yüzyılın başından itibaren 1915 yılına kadar, 500 yıl düzenli bir şekilde her
yıl hac mevsiminde, Edirne ve İstanbul dan altın ve değerli eşyalardan oluşan
hediye ismi altındaki haracı götüren <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“sürre
alayları”</b> tertip edilerek, törenlerle uğurlanıp bu arap kabilelerine
gönderilmiştir. Buna rağmen yine de bazen hac kervanları ve kafileleri baskına
uğrayıp zarara görmüştür. Ki bu gün dahi Mekke’den 25 km uzak ve çölde açık
arazi olan Arafat mevkiine bir kimsenin yalnız gitmesi, tehlikelidir. İşte bu
ve benzer tarihi ve sosyal sebeplerden dolayı bu günkü haccın tatbik edilişi,
geçmiş zamanlarda isabetli doğru bir uygulama olmasına rağmen bu günkü
şartlarda da aynen cehaletle devam ettirildiği için,</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <u>bu günkü hac ibadeti<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>uygulaması
insanların ölmesi, yaralanıp sakatlanması zulmüne dönüşmüştür.</u> </b>Bu
yanlış ve doğru olamayan uygulama yüzünden zamanımızda, her hac döneminde
ezilerek, çiğnenerek yüzlerce mümin hayatını kaybediyor. Bu ölümler ancak 500
1000 2000 3000 kişi gibi kitlesel boyutta olduğu zaman dünya kamuoyuna
yansıdığından, her hac döneminde haccın yanlış tatbik edilmesi sebebiyle <u>ölen
yüzlerce kişinin ölümleri bilinmiyor ve duyulmuyor.</u> Halbuki haccın tatbiki,
Kuran’ın açık beyanı olup, mezheplerin ve âlimlerin sadece son günü için
ihtilafa düştükleri üç aya yayılarak uygulansa, hac’da her yıl yüzlerce mümin
ezilerek ölmediği gibi, ülkemizde ve İslam ülkelerindeki hac kontenjanı
meselesi kökten hâl olup, sağlığı ve ekonomisi düzgün olan her mümin Allah’ın
farz kıldığı hac ibadetini rahatlıkla yerine getirir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu
haccın yanlış uygulamasında ısrar edilmesi nedendir bilemem, fakat kuran dışı
ve İslâmın ruhuna ters bir uygulama olduğu apaçıktır</span></u></b><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">.</span></u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeriat yönü ile hac ibadeti,
İslam dünyası açısından sosyal, ekonomik, siyasi vb. zahiri çok faydalı toplumsal
bir ibadet olması ile beraber, bu ibadeti ifa edenlere de sayısız olumlu tesir
ve fayda sağlar. Ki bu hac ibadetinin zahiri yararları, konunun uzmanları
tarafından her vesile ile çeşitli açılardan çokça ifade edildiğinden, biz
haccın zahiri yönüne ait değerlendirmeyi burada bitiriyoruz.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Haccın ledduni hikmet yönü </u></b><u>ile
değerlendirilmesi ise şöyledir:</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hac, hürmete ve tazime layık olanı
ziyaret olması itibarıyla <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Beytullahı,
yani Allah’ın evini ziyarettir</u></b>. Ki bir eve yapılan ziyaret evin kendisi
için yapılmaz, ancak o evin sahibine yapılır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu itibarla Hakikate göre Allah’ın evini
yani beytullahı ziyaret etmekten maksat, kulun o <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">evin</b> sahibi olan rabbinin cümle eşyadaki mevcudiyetini müşahedeye
erişmesi olup bu ziyaret, Hakk’ın kendi vahdetinden yarattığı halk kesreti
zuhurunu / açığa çıkışını kulun müşahede etmesidir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">İşte böyle bir müşahede yakınlığıyla marifetullah
zenginliğine mazhar olabilen bir kul ancak, Haccın ledduni hakikatine mazhar
olur. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ve <u>Hakk’ın kesret / çokluk
zuhurunda, rabbini müşahede tavafıyla,</u> ledduni hakikat üzere haccı ifa
eder.</b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Cenabı
Hak Kuran-ı Kerim’de kullarını Hac ibadetini yapmaya davet ederek; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İnsanlar
içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek,
yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.” </b>(Hac - 27)</i> buyurur.
Ki bir kulun Hakk’ın bu davetine icabet ederek hacı olabilmesi için, zahiren Mikât
mahalli denilen sınırda ihram giyerek <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Lebbeyk
Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerike leke lebbeyk, innel hamde ve niğmete leke
vel mülk, la şerike lek.”</b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> / </i>Yani,<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> Allah’ım çağrına icabetle geldim emrine
amadeyim, senin şerikin / ortağın yoktur. Emrine amadeyim emret, hamt / öğünmek
ancak sana mahsustur, nimeti veren sensin mülk senindir. Senin şerikin, benzerin
ve ortağın yoktur.”</i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>Diye telbiye
getirerek, Hakk’ın hac davetine icabet ile Arafat vakfesine ulaşması, hakikate
göre kulun zamanın Hakk’a arif olanlar arasına karışması demektir.<u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla Ledduni hikmet açısından
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mikat
mahalli;</b> zamanın Mürşidi Kamil’ini bulup onun irşadıyla ehli zikir ve ehli
irfan meclisine dahil olmaktır. <o:p></o:p></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">İhram
giymek</span></u></b><u><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"> ise;
kamilin irşadı ile kulun kendinin ve cümle eşyanın yokluğu / fenası keşfine
ulaşmasıdır. İşte böyle yokluk keşfi irfan ihramını giyen bir kul, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Lebbeyk Allahümme lebbeyk” / </b>çağrına
icabet ederek geldim Allah’ım, yokluğa / fenafillaha ulaşmış kulluğumla ve
cümle emrine ve yasaklarına riayetle emrine amadeyim.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“lebbeyke la şerike leke lebbeyk” /</b> tevhidi efal, tevhidi sıfat ve
tevhidi zat keşfi irfanı ile idrak ederek vakıf oldum ki, senin ortağın olmadığı
gibi, senden başka varlık yoktur şuuru ile sana amade geldim. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“İnnel hamde ve niğmete leke vel mülk la
şerike lek”</b> / Senin ortağın ve senden gayrı bir varlık olmadığı için,
medhedilip övülmeye ancak sen layıksın. Mazhar olduğumuz maddi ve manevi
nimetler senden olup, hepsi senin tecellilerindir, diyerek. Böyle bir anlayış
ve şuur telbiyesi ile arif olan kul, </span></u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">ariflerin Hakk’ın
zuhurunda cem oldukları</span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Arafat’ı</b> yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">arifler otağını ziyaret ederek</b>, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">o da arifi billâh arasına karışıp</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">daimi olarak Hakk’ı müşahede vakfesini yapar. <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Şeriata göre Arafat vakfesinin Cuma
gününde yapılması <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Haccül ekberdir</b> (büyük
hac’dır) ve Cuma günü vakfe yapanlara <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Haccül
ekber</b> denir. Ki, cuma kelime olarak toplanma yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">cem</b> olma demektir. <u>Hakikat ta haccül ekber ise; kendinin ve
cümle âlemin yokluğunda zahir olan hakkın tecellisinde kulun batın olmasıdır.</u>
Yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Arafat olan arifler otağını bulan
kulun, Hakk’ın zuhurunda yokluğuyla batın olarak cem olması, haccül ekberdir</b>.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Şeriata göre zahiren yapılan hac’da,
Arafat vakfesini yapan bir kul, Arafat’tan sonra diğer vacip ve sünnet
ziyaretlerini yaparak tekrar Mekke’ye gelir ve bu defa <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>beytullahı / kabeyi örtüsü kalkmış olarak tavaf ederek,</u></b> farz
tavafını yapar ve hac ibadetini tamamlayıp hacı olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Arafat’tan dönüşle beytullahı
örtüsü kalkmış bir şekilde tavaf ederek haccı tamamlamanın ledduni hikmet açısından
izahı şöyledir: <u>Zamanın mürşidi kamilini ve onun meclisini bulmakla <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mikat mahalline</b> ulaşarak, kâmilin
irşadıyla <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ihramın</b> ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">telbiyelerde</b> ki yokluk / fena irfanı
ile <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Arafat vakfesine</b> mazhar olan
arif bir kuluna, Rabbin kulu ile arasındaki perdesini kaldırıp ona kesret
alemindeki tecellilerle yüzünü göstermesidir. Ve bu müşahede ile o kul, cümle
varlığın aslı olan yedi sıfatın cüz’üne mazhariyetle, Hakk’ı yedi defa tavaf
ederek haccül ekberi (büyük haccı) tamamlar.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Tavafın
yedi defa yapılmasının hikmeti ise, hakkın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">yedi
sıfatı subutiyesi tecellisine kulun kemal ile mazhar olması içindir.</b> Çünkü
Her insanda hayat, ilim, irade, kudret, görmek, işitmek, konuşmak ve kudret
olan Allah’ın yedi sıfatı subutiyesi mevcuttur. Kul bilse de bilmese de bu
sıfatlara mazhardır. Kulun bu mazhariyeti bilip arif olması için ondaki <u>i<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">lim sıfatının tevhidi hakiki ilmi irfanı ile
şereflenmesi gerekir.</b></u> Ki o zaman o kul sıfatların kemaline mazhar olur.
İşte bu da mikat mahalli olan zamanın kâmili mürşidine erişip onun irşadı ile
mümkündür. Ve Kamil’in irşadıyla cümle varlığın aslı olan Hakk’ın sıfatlarının
kemaline mazhar olan bir kul, cümle varlıktaki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Rabbin zuhurunu, her yerde daimi olarak müşahede tavafını yaparak,
Haccül ekber kulluğu ile her zamanda ve her âlemde var olur.</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Haccın zahiri bazı uygulamalarına ve ledduni hikmetine yönelik
değerlendirme noksanlarıyla beraber son bulmuştur. Her şeyi en iyi bilen yüce
Allah’tır. Velhamdülillahirabbilalemin. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nejdet Şahin <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>20 Ramazan 2009 Eylül<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Salihli<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-26283665288859103822018-06-10T08:47:00.001+03:002018-06-10T08:47:47.116+03:00İsmi ne şeker, ne Ramazan olan FİTRE BAYRAMI ve FİTRE sadakasının hikmeti<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Yarattıkları
içinde sadece insana Hakk’a vuslat / kavuşma <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">fıtratını</b> lütuf ve ihsan eden Allaha hamdolsun. Resulu Muhammed (sav)
ve ehli beyte selam olsun, Rabbim bizleri onların meclisinden mahrum etmesin.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Fitre
</u></b><u>veya <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">fıtır </b>olarak ifade
olunan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">fitre sadakasını </b>vermek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Fitre bayramını </b>idrâk etmek <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vacip</b> ibadetlerdendir.</u> Fitre
sadakasını vermek ve fitre bayramı namazını kılıp bayramı kutlamayı beyanla Cenab-ı
Hak Kuran’da; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefsini/benliğini temizleyip/arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir.
Rabbini zikretmiş ve namazı kılmıştır o.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ala,14-15)</i> buyurur. Ki, bu ayetler fitre sadakası ile temizlenen
kulun felâh ve kurtuluşa ulaşma sevinci ile neşelenerek, zikrullah mazhariyetiyle
bayram namazını kılmalarını ifade eder. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 414.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Fitre bayramı; Bu yeryüzü âlemine
doğmakla/doğuşla alâkalı bir bayram olup, halk arasında şeker ya da Ramazan
bayramı olarak adlandırılır. Ki, bu bayramı şeker veya ramazan isimleriyle
ifade etmek yanlıştır.</u> Çünkü oruç aylık ibadettir ve ramazan oruç ayıdır. Nasıl
ki günün beş vakti ile namaz kayıtlı ise, ömür vakti ile hac kayıtlı ise, yıl vakti
ile zekât kayıtlı ise, oruçta Ramazan ayı vakti ile kayıtlı bir ibadettir. Bu
sebepten ramazan ayı bayram ayı değil, oruç ayıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 414.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>Bu itibarla hicri takvimin on iki ayından birisi olan ramazan ayının
girmesi ile gündüz, yani imsak ile iftar arasında özrü olmayan her mümin’in,
ister o gün niyet etsin isterse niyet etmesin oruç tutması farzdır. Çünkü ayla
kayıtlı olan bir ibadet, günlük niyetlerle sıhhat bulmaz. Yani günlük niyet
aylık ibadet olan orucu bağlamadığından, ramazan ayı içerisinde bir mümin eğer
özrü olmadan o gün oruç tutmaya niyet etmedim diye yiyip içerse haram işlemiş
olur. <o:p></o:p></u></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hicri takvime göre <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ramazan ayı, arefe günü akşam namazının vaktinin girmesiyle biter. Ve akşam
namazıyla yeni ay olan şevval ayına girilir. Bu itibarla eğer bayram ay ismi
ile ifade edilecekse, şevval ismi ile ifade etmek icap eder.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Velhasıl,
<u>fitre bayramını hemen oruç ayı ramazanın arkasından gelen ayın başında
olmasından dolayı Ramazan bayramı, bayramlarda tatlı yenilmesinden dolayı şeker
bayramı olarak ifade edilmesi çok ucuz, yüzeysel ve tefekkürden mahrum tutarsız
bir anlayıştır. Bu tutarsız anlayış, bayramların ledduni hikmetinden gaflet ve
cahil olunmasının beyanıdır.</u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Şeriata
göre Fitre bayramı, fitre sadakasını verdikten sonra kutlanılan bir bayram
olduğu için, fitre sadakasının muhakkak bayram namazından önce verilmesi
gerekir.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> Fitre /<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Fıtır, bu yeryüzü âlemine doğup ta hayatta
olmak anlamını ifade ettiğinden, fitre hayatta olup yaşayan bir insanın vücudunun
sadakasıdır. Bundan dolayı bu yeryüzü âlemine doğan bir günlük bebeğin dahi fitre
sadakası verilir. Yani fitre sadakası fakir veya zengin, bu âlemde hayatta olup
yaşayan herkesin vermekle yükümlü olduğu vücut varlığının sadakasıdır.</b> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Bazıları,
yüzeysel basit ve tefekkürden mahrum bir mukayase ile fitre sadakasını,
zekattaki gibi zenginlik sınırına ulaşan zenginler tarafından verilmesi gerektiğini
söyleseler de bu doğru değildir.</u> Çünkü bu âleme doğmuş ve bu yeryüzünde yaşayan
bir kimsenin, yaşamasının bedeli olan bir sadaka olduğu için fitre, zengin
olsun olmasın hayatta olup yaşayan herkes tarafından az veya çok yaşamasının
bedeli niyetiyle, nakit veya ayni olarak verilir. <u>Bu sebepten çocukların
hatta yeni doğmuş bir günlük bebeğin dahi fitresi verilir.</u> Bu itibarla
fitre sadakasının hesaplanması, zekâttaki zenginlik hesabı gibi olmayıp, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Cenab-ı Hakk’ın bir kimseye verdiği vücudunun
hacmi ile eş değerdeki bir topraktan elde edilecek arpa, buğday veya üzüm hurma
vb. mahsul ile ölçülerek yapılır.<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Mesela, <u>yaklaşık bir insan bedeni kadar
topraktan elde edilecek arpa buğday, o zamanın fiyatları ile kaç para ederse o
fiyat, o yılın fitre bedeli olur. Ki, bu hesaplamaya göre bir insan vücudu
kadar topraktan, yaklaşık <st1:metricconverter productid="2,9 kg" w:st="on">2,9
kg</st1:metricconverter> arpa, <st1:metricconverter productid="1.5 kg" w:st="on">1.5
kg</st1:metricconverter> buğday, <st1:metricconverter productid="2.9 kg" w:st="on">2.9 kg</st1:metricconverter> üzüm ve hurma elde edilebilir kabul
edildiği için, bu miktarlardaki arpanın, buğdayın, üzümün, hurmanın vb. mahsulün
o zamanın fiyatlarıyla kaç para ederse, bu para arpaya buğdaya vb. mahsule göre
verilecek o yılki fitre bedelini oluşturur.</u> Fakat her infakta olduğu gibi bu
hesaplamalarla sınırlı kalınmayıp, istenilen oranda daha kıymetli mahsuller ölçü
alınarak daha fazla da verilebilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
itibarla fitre sadakası; yaşayan bir kulun vücut varlığının sadakası olup,
zenginler tarafından fazla fazla verilebildiği gibi, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>fakir muhtaç olan müminlerin de bir zeytin tanesi de olsa, bir
bardak su da olsa fitre niyeti ile muhakkak vermeleri gereken bir sadakadır.</u>
<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre bu sadakayı bayram namazından
önce veren zengin veya fakir her mümin, bayram namazını kılarak herkesle
bayramlaşarak üç gün bayram neşesi ile tatlı yer tatlı konuşur. Büyüklerin
elini öperek onları ziyaret eder, küçüklere bahşişler verilerek büyük küçük
cümle müminler bayram sevincini paylaşırlar. Bu sevinci ifadeyle yeni elbiseler
giyilerek, şarkıların türkülerin neşeli olanları ve oyun havaları söylenerek
oyunlar oynanır. <u>Hatta bazı Türk yurtlarında özellikle Türkistan ana
yurdundaki bayram kutlamalarında, cami’lerin mescit’lerin üstüne ve duvarlarına
davul zurnalar yerleştirilir. Ve bayram namazı kılındıktan hemen sonra bu davul
ve zurnalar eşliğinde tüm cemaat oyun oynayarak camiden çıkarlar. Ve cami
avlusunda herkes oyunlar oynayarak bayramın ruhaniyetine uygun kutlamalar
yaparak bayramlaşılır. Vesselam.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Buraya
kadar bahsettiklerimiz fitre sadakasının ve bayramının şeriat yönüne, yani zahirine
ait değerlendirmelerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Fıtır sadakası ve bayramı, mana yönü ile değerlendirildiğinde
ise, birçok hikmetler ve ledduni sırlar içerir: </b>Bunu beyanla Hz. Resulullah
(sav) Efendimiz’in İbni Abbas’a <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Vücudunu kayırma”</i> </b>demesi üzerine,
İbn-i Abbas; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ya Resûlullah, vücudum kusur mudur?”</i></b> dedi. Resûlullah
Efendimiz de cevaben; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Vücut günahı hiçbir günahla mukayese
olunmayan bir günahtır.”</i></b> buyurmuştur. Ki, bu hadisi şerifte ifade
edilen vücut, et ve kemikten ibaret olan insan bedeni değildir. Bu vücut; Kulun
cehaletle var olduğunu zannederek kendine nispet ettiği ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gizli şirk</b> olan vücudu varlığıdır. Bunu ifade ile Hz. Resulullah Efendimiz;<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ben
ümmetimin açık şirkinden değil gizli şirkinden korkarım.”</b></i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>buyurmuştur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre; leddun-i yönüyle fitre
sadakası, kulun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“vücut günahı”</i></b> olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gizli şirk”</i></b> ten temizlenmesini ve
arınmasını ifade eder. Bu sebepten fitre bayramı namazında imamlar Fatiha’dan
sonra, zammı süre olarak genellikle <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefsini / benliğini temizleyip / arındıran
gerçekten kurtuluşa ermiştir.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ala,
14)</i> ayeti veya benzeri ayetleri okurlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte bu temizlik ve arınma, zahiri olarak
yani şeriata göre sadaka verilerek yapılır. Ve sadakalar kulun bedenini ve
malını temizler, fakat kul’un gizli şirk pisliğini temizleyemez. Bunu beyanla Kuran’da;
<b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…müşrikler pistir…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">(Tevbe,
28)</span></i><span style="mso-bidi-font-weight: bold;"> </span>buyrulur. Ki Şirk
pisliği, aynı zamanda Kuranı Kerim’deki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah kendisine ortak/şirk koşulmasını
affetmez”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Nisa-48-116)</i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>ifadesinde olduğu gibi, affedilmeyen
bir günahtır. Ve affedilmeyen günah olan şirk için yine kuranın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Allah’a
şirk koşma, çünkü Allah’a şirk koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Lukman, 13)</i> beyanından anlaşıldığı gibi
büyük zulümdür. İşte <u>hiçbir günahla mukayese olunmayan vücut günahı, büyük
zulüm, affedilmeyen günah ve pislik olan şirk’ten kulun temizlenip arınmasının
çaresi tevhittir. Ve Hadisi şerifte buyrulduğu gibi, nasıl açık ve gizli
olmakla şirk iki kısım ise, tevhit te <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şeriat
tevhidi</b> ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tevhidi hakiki</b> olmak
üzere iki kısımdır.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Buna göre <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şeriat tevhidi,</b> kelimeyi tevhidi kalbi ile tasdik edip dil ile
söylemekten ibarettir. Ki bir kimse, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">La
ilahe illallah Muhammeden Resulullah<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> /
Allah’tan başka ilâh yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir.”</b></i> kelimesini
kalbiyle tasdik edip dili ile söylemekle açık şirkten (müşriklikten) arınır. Ve
şeriat tevhidine girerek, gayrı Müslimlikten (İslam dışılıktan) kurtularak,
İslam dininin mümini olur. Bunu ifade ile Cenab-ı Hak, Şeriat tevhidinin
dışında kalmış olan ehli kitaba, yani Hırıstiyan ve Yahudilere hitaben; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“De
ki ey ehli kitap sizin ve bizim aramızda aynı olan şu söze/kelimeye gelin. Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah‘ı bırakıp
ta birbirimizi rab’ler edinmeye-lim”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">
(Ali İmran, 64)</i> buyurur ki, bu ayetin muhtevası tevhittir. Çünkü ehli kitap
ve müşrikler Hz. Resulullah’a iman etmediklerinden, yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Muhammeden Resulullah<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">- Muhammed
Allah’ın elçisidir.”</b></i> demedikleri için, hatem / son peygamber olan Hz Muhammed’in
(sav) tebliğindeki tevhit’ten mahrum kalıp, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">la ilahe illallah<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">–Allah’tan
başka ilâh yoktur.”</b></i> diyemiyorlar. Ve onlar Allah’ı beşer’e yani insana
benzettiği için, Allah’a açıkça şirk koşuyor ve müşrik oluyorlar. Bunu ifade
ile Kuranda; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Yahudiler Üzeyir Allah’ın oğludur dediler, Hıristiyanlarda Mesih,
Allah’ın oğludur dediler…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Tevbe,
30)</i> buyrulur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte
böyle açık şirk ehli olan gayrı Müslim (İslam dışı) müşrikler, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Allah’tan
başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah‘ı bırakıp
ta birbirimizi Rabb’ler edinmeyelim…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Ali İmran, 64)</i> Kur’an-ı Kerim’in davetine uyarlarsa, onlarda Hz
Muhammed’in tebliğine uymuş olup <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Lailahe illallah Muhammeden Resulullah”</i>
</b>ikrarı ile tevhit dininin mümini olurlar. Ve açık şirkten kurtulup, şeriat’ın
tevhidine dâhil olurlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Böyle
şeriat tevhidine dâhil olup ta açık şirkten arınan bir kul, gizli şirkten ise kurtulmuş
olmaz</u>. Kul’un gizli şirkten kurtulması için, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>tevhidin hakikatine</u></b><u> daim zikir uyanıklığı ve meratibi
ilahi olan tevhit makamları müşahedesi ile ulaşması gerekir. Ki, ancak o zaman
kul <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tevhidi hakiki irfanı</b> ile gizli
şirk’ten arınıp kurtulur.</u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Vücut günahı olan gizli şirkten kul’u
temizleyerek kurtaran tevhidi hakikiyi ifadeyle Hz Peygamber Efendimiz; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">'<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">'El
fakr’u fahri, el fakru fahri, el fakru fahri / <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>fakirlik benim iftiharımdır, fakirlik benim
iftiharımdır, fakirlik benim iftiharımdır.”</b></i> buyurmuştur ki, <u>bu hadisi
şerifte beyan edilen fakirlik, mal mülk fakirliği değildir. Çünkü Hz. Resulullah
(sav) maddi yönden zengin bir kimse idi ve ticarat yapan bir tüccardı. Hiç
fakir kimse sermayesi olmadan tüccarlık yapabilir mi? Yapamaz. </u>Ayrıca
Kuran’da; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Seni fakir buldu da zengin etmedi mi?”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Duha, 8)</i> beyanı vardır. Pir Seyit Muhammed Nur Hz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Resulullah
efendimiz için, bazı kimseler madden fakirdi, yok hasırda yatardı, ekmek bulur
katık bulamazdı derler. Bunların hepsi uydurma, yalan olup Hz. Peygambere
iftiradır.”</i></b> diyor. Velhasıl <u>Hz. Resulullah Efendimize madden fakirdi
demek, yukarıdaki ayeti inkar etmek olur ki, Hz. Peygamberin iftihar ettiği fakirlik,
tevhidi hakikinin fenafillah keşfi irfanıyla, gizli şirk ve vücut günahı olan
nispet varlığının fenası / yokluğu olan fakirliktir.</u> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu fakirliği Hz. Resulullah’ın üç defa
tekrar etmesi ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">nisbet varlığın üç
tesir ile kulda gizli şirk oluşturmasındandır.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bu
tesirin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">birincisi,</b> kulun kendine ve
âleme nispet ettiği fiiller yönündendir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İkincisi,</b>
kendine ve âleme nispet ettiği sıfatlar yönündendir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Üçüncüsü</b> ise kendine ve âleme nispet ettiği vücut yönündendir.
Velhasıl <u>Hz. Resulullah nispet fiilinin, sıfatlarının ve vücudunun olmaması
itibarıyla fakirdi ve bu fakirliği ile iftihar etti</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">. <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte bir kimse bu varlıklar Hakk’ın iken,
cehaletle bunlara sahip çıkıp cümle faaliyette Allah Fail iken ben Fail’im,
cümle sıfatta Mefsuf Allah iken, ben Mefsuf’um, cümle varlıkta cenabı Hak Mevcut
iken, cehaletle kendi nispetlerini var zannetmesi onun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vücut günahıdır.</b> Ve kul’un <u>cehaletle var zannederek işlediği
vücut günahını, tevhid-i hakiki irfanı ile fena / yok etmesi, onun ledduni
yönden fitre vermesi olup, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gizli şirk”</i></b> pisliğinden arınıp</u> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Nefsini
/ benliğini temizleyip / arındıran gerçekten kurtuluşa ermiştir.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ala, 14)</i> <u>beyanındaki ledduni hikmet gereğince
temizlenmesidir. Ve ilmi hakikate göre fitre sadakasının verilmesidir.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte böyle h<u>akikate göre fitre veren
bir kul ancak bayram namazının hakikatine ulaşıp, rabbi<i style="mso-bidi-font-style: normal;">ne</i> vuslat neşesi ve zevki ilahi ile zevklenerek bayram eder.</u> Ki
böyle irfana mazhar olan arif ve kâmil bir kulun nazarında Hakk’ın hüsnü
cemalinden (güzel yüzünden) başka bir müşahede olmaz. Çünkü onun kendi nispet
varlığı fena / yok olduğundan o yokluğuyla Hakk’ın mevcuttaki zuhuru
müşahedesine erişir. Ve Kuran’ın; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Siz yüzünüzü nereye çevirirseniz çevirin
Allah’ın yüzü oradadır.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Bakara,
115)</i> beyanı mazhariyetiyle o, her nereye baksa Hakk’ın veçhinden / yüzünden
başka bir şey görmez. Ve daima rabbin hüsnü cemali (güzel yüzü) müşahedesi ile bayram
yapar. Ki bunu ifadeyle Hacı Bayramı Veli Hz; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">“El fakru fahri el fakru
fahri”<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Demedi mi âlemler fahri<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Fahrinin zikrin fahrinin
zikrin<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Mahv u fena da buldu bu
gönlüm<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bayramım imdi bayramım
imdi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Yâr ile bayram kıldı bu
gönlüm </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">diyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Ayrıca
Bu bayramın üç gün olması Rabbin vechinin zat, sıfat ve ef’al tecellileriyle
kuluna gözükmesinden dolayıdır.</u> Ki, bu üç tecelli müşahedesine ulaşan bir
kul, ebediyen cümle âlemlerde rabbini müşahede bayramının neşe ve zevki ile
yaşar. Allah her şeyi en iyi bilendir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Fitre sadakasının ve bayramının ledduni
hikmetin dair açıklama burada hatalarıyla beraber tamamlanmıştır. Fitre sadakasının
ve bayramının hakikatine ulaşmayı ihsan etmesi niyazıyla âlemlerin Rabbine hamd,
Hz. Muhammed’e (sav) ve evladı resule selam olsun. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-tab-count: 4;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nejdet Şahin <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-60129428612995244562018-05-12T09:56:00.000+03:002018-05-13T20:07:13.423+03:00 ORUÇ’UN ledduni hikmeti <br />
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Allah’a hamd Resulu Muhammed Mustafa (s.a.v)
ve evladı Resul’e selam olsun. Cenabı mevlâm bizleri de evladı Resule dâhil
edip onlardan mahrum etmesin.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kur’an’ı kerimdeki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ey iman edenler, oruç sizden
öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize yazıldı / farz kılındı… Umulur
ki korunursunuz.” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Bakara- 183)<o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">Ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan,
iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kuran, onda indirilmiştir. O
halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde
bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için
kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri
tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister.
Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">
(Bakara-185) </i>ayetler beyanından da açıkça anlaşıldığı gibi Ramazan ayına
erişen her kulun, eğer bir özrü yoksa onun oruç tutması farz olan Allah
emridir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
oruç, gecenin bitimi olan imsak vaktinden gündüzün bitimi olan akşam vaktine
kadar yemek, içmek, cinsi münasebet vb. orucu bozan şeylerden kesilmek ve
onlara yaklaşmamak şeklinde tutulur. Ki bu oruç hakkında yeteri kadar malumat
ulamayı zahirin, yani dinin dışı olan şeriat âlimlerinin kitaplarında ve
ilmihallerde mevcuttur. Ve <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>bu orucu
Ramazan ayı müddetince tutmak, bir özrü olmayan her mümine<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> farzdır.</b></u> <o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Farsça bir kelime olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">oruç,</b> Arapça <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">savm</b>
demektir. Savm yemekten içmekten kesilmek, hareketsiz kalmak ve her şeyden
elini eteğini çekmek anlamlarını taşır. Savm, kuranda susmak (konuşmaktan
kesilmek) olarak ta ifade edilmiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Oruç / Savm ibadeti, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">leddun-i hikmeti</b> itibarıyla değerlendirildiğinde ise, sadece
ramazan ayında değil kulun var olduğu her zaman diliminde ve yaşadığı her mekânda
tutması ve yapması gereken bir ibadettir. Çünkü leddun-i hakikata göre oruç; <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>İnsanın gafletten uyanıp onu rabbin’den
ayıran masivadan(Allah’tan gayrı olanlardan) imsak edip kesilerek, rabbi’ne
vuslat ile / kavuşmakla iftar etmesidir.</u></i> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
itibarla, masivanın / gayriyetin insanı rabbinden ayırıp alıkoyan dünyasını
oluşturmasını ifadeyle Pir seyyid Muhammed nur Hz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Dünya ehli olmak mal mülk
zengini olmak değildir, Karun gibi nice zenginler vardır dünya ehli değildir,
kapı kapı dolaşan nice fakir vardır dünya ehlidir. <u>Çünkü kul’u rabbinden ayıran
her ne ise, o dünyadır”</u></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </i>buyurmuştur.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">Ki bir kulun bu dünyasını, onu rabbin’den
ayıran cümle âlemlerdeki tüm eşya ve varlıklar ile nefsi / kendi oluşturur. Bu
hakikata işaretle Hz. peygamber efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Kim kendini / nefsini bilirse o rabbini
bilir”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </i>buyurdukları gibi,
başka bir hadisi şerifte <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rabbımı eşya ile bildim”</i></b> diyor. Ki
Hz. Resulullah efendimiz bu beyanlarıyla, kendimize ve eşyanın hakikatine arif
olmamız ile ancak rabbimize arif olup rabbimize kavuşabileceğimizi bize tembih
ediyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Manevi vücudun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">hafa, ruh, nefs, kalp ve sır </b>olmak üzere <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">beş</b> makamı / mertebesi vardır. Ve <u>oruç; hakikati hikmeti itibarıyla
manevi vücudun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hafa </b>mertebesi mahiyeti
ile ayniyetlik içerir.</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">Hafa</span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">; kelime anlamı
itibarıyla gizli, gizlilik demektir. Ki bu hafa yani gizlilik; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…</i></b></span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">O
zahirdir / apaçıktır…”</span></i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(Hadid-3)</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">
Hz. Peygamber Efendimizin ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">”Rabbiniz apaçıktır. O’nu örtecek hiçbir şey
yoktur”</i> </b></span><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">Beyanlarına
rağmen, kulun enfus ve afakında, yani kendinde ve cümle eşyada mevcut ve apaçık
olan rabbini, cehaleti yüzünden müşahede edemeyişinden hâsıl olan gizliliktir.
Ki Hakk’ı gizleyen bu perde, kulun dünyası olan mâsiva / gayrıyet perdesidir.
İşte <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>hakikat göre; kul ile rabbi arasındaki
masiva / gayrıyet perdelerine imsak (kesilme) yapılırsa, oruç ledduni hikmete
uygun olarak tutulmuş olur.</u></i> Ve böyle bir hikmetle oruçlu olan bir kul,
var olduğu her âlem ve mekânda onu rabbinden ayırıp alıkoyan her bir şeyden
yani gayriyetten imsak edip kesilmekle, kendinde ve cümle eşyada mevcut olan, <u>rabbini
müşahede ve rabbine vuslat (kavuşmak) ile iftar etme mutluluğuna ulaşır.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">Bunu beyan ile Hz. Resulullah (s.a.v); <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Oruçlunun
iki sevinci vardır, biri iftar ettiği zamandır, ikincisi Rabbine vuslat ettiği
zamandır”</i></b> buyurmuşlardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu hadisi şerifte ifade edilen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“iftar zamanındaki sevinç,”</i></b> nefsin
sevinci olup, Ramazan ayında tutulan orucun iftar anındaki yemek içmekle
oruçluda oluşan sevincidir. Ve bu sevinç, nefsin tabiattan tattığı lezzetlerden
hâsıl olan bir sevinçtir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;">Hadisi şerifte ifade edilen diğer <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>“oruçlunun
Rabbine vuslat sevinci”</u></i><u> </u></b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ise; orucun ledduni hakikatine ulaşan kulun,
bu âlemde rabbine vuslat edip kavuşmasıyla hâsıl olan sevincidir. Ve bir kul
için bu sevinçten daha alâ ve daha ziyade onu mutlu edecek bir keyfiyeti
olamaz, çünkü bu keyfiyet; kulun Hakk’a kavuşmasıyla hâsıl olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zevkullah</b> ile zevklenmesidir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl; <i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>Bir insan Ramazan orucunu muhakkak kesinlikle tutmakla beraber, onu
rabbin’den ayırıp alıkoyan dünya gayriyetinden imsak edip rabbine kavuşmakla
iftar ederse, o zaman ledduni hikmete mazhar ve daim orucunu tutmuş bir kullukla,
her zamanda ve mekânda rabbin katında olur ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“rabbine vuslat sevinciyle”</b> rızıklanır.</u></i> Allah her şeyi en
iyi bilendir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 14.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Nejdet Şahin<o:p></o:p></u></b></span></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-27084389223515626742018-04-13T19:18:00.002+03:002018-04-13T19:18:57.478+03:00(Mevlid, Regaip, miraç, berat, kadir) KANDİL GECELERİNDEKİ HİKMETLER<br />
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Hamt, Son peygamber Hz Muhammed’e (sav) <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>vahiy ettiği İslam dinin zahiri ve batını ile
kullarına ihsanda bulunan Allah’a mahsustur. Selama layık olan, cümle
peygamberlerin imamı Hz. Muhammed ve evladı resuldür.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Kuran’da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah katında/indinde din İslam’dır…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Ali İmran-19)</i> buyrulur. Ki Âdem (as) den Hz Muhammed’e <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(sav) kadar, insanlığa tebliğ ve irşat da
bulunan peygamberlerin öğretip tebliğ ettiği din İslam’dır. İslam dininin ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">şeriat</b>la ilgi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zahir </b>(dış) yönü, bir de hakikati ile ilgili <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">batın </b>(iç) yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ledduni</b>
yönü vardır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>İslam’ın şeriatıyla ilgili zahiri ilimler;</u> namazda kıyam şöyle
olacak, secde böyle olacak, zekât şu şartlarda oluşur, orucun bozulup
bozulmadığı durumlar gibi ibadetlerin dış yönünü ve insanlar arasındaki hak
hukuk ve sosyal münasebetleri düzenler. Her mümin, İslam’ın zahiri olan şeriata
uygun olarak ibadetlerini ifa eder ve sosyal ilişkilerini buna göre düzenler.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>İslam’ın ledduni hakikati yönüne
ait ilimler</u> ise, ibadetlerin batını yani içeriği ile alâkalı olan
ilimlerdir. Meselâ hadisi şerifte <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Namaz müminin miracıdır”</i></b> buyrulur. Ki
bu miracın nasıl olduğu ve kul tarafından nasıl yapılabileceğini, Hac ibadeti Allah’ın
evini ziyaret olduğundan, Haccın hakikatinin ne olduğunu, zekât oruç vb. diğer
ibadetlerin batını, yani içi içeriği ile münasebetlidir. <u>Ki, dinin zahir ve
batını değerlerine riayetle ancak olgun hakiki bir mümin olunup <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insan-ı kamil makamına</b> ulaşılır.</u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bu itibarla İslam dininin müminleri,
dinin zahir yönü ile kulluk yapmakla beraber dinin batınına taallûk eden yani
içeriği ile ilgili olan ibadetleri yapmakla da mükelleftirler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bir kul dinin sadece zahiri ile
yetinir de batınını ihmal ederse o kimsenin kulluğu yetersiz ve eksik olur.
Eğer bir kul, ben dinin batını / içeriği ile alâkadarım benim kalbim temiz ve
niyetim iyidir gibi ahvâl ile dinin zahiri olan şeriatını ihmal ederse, o
kimsenin de kulluğu yetersiz ve eksik olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bunu beyanla din’de kulluğun kemal
bulması ve bir kimsenin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanı kâmil makamına</b>
ulaşabilmesi, İslam’ın hem zahir hem de batın irşadı ile (aydınlanmasıyla)
ancak mümkündür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Buna göre;<u> dinin ledduni
hakikatinden nasipli olan arif ve ehli kemâl, şeriata uygun kulluğa kesinlikle
riayet etmekle beraber İslam’ın, zahir ve batın yönüne vakıf bir kulluk ifa
ederek yaşarlar</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">.</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu sebeptendir ki İslam’ın
batını ile daha alâkalı ibadetlerden olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kandil
geceleri</u>,</b> dinin sadece zahiri ilimlerini tahsil etmiş olan hocalar ve âlimler
tarafından o gecelerin ledduni hakikatine uygun olarak değerlendirilemez. Ve
her kandil de gündüz oruç tutmak, gecesinde ise müminlere kaza namazı, nafile
namazı ve tespih namazı kılmak, o gece uyumamak gibi hep aynı şeyleri yapmalarını
söylerler. Ki bu aynı elinden rahatsız olana, başı ağrıyana, apandist ameliyatı
gereken vb. değişik dertleri olan hastaların hepsine aynı reçete ile şifa
dağıtmak gibi bir tuhaflıktır. <u>Oysa <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bu
gecelerin her birisi diğerinden farklı manevi zenginliklerle doludur. Ve her
kandil gecesi ayrı ayrı ledduni anlam ve hikmetler içerir.</b></u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Kandil geceleri yıl içinde içerdiği hikmetlere uygun olarak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mevlit, regaip, miraç, beraat </b>ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kadir</b> olarak isimlendirilmiş olup, hicri
takvime göre o yıl içindeki kandiller sırası ile mevlit kandili ile başlar,
sonra regaip, miraç ve berat kandilleri ile devam ederek, kadir kandili ile
tamamlanır vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>MEVLİD KANDİLİNDEKİ
HİKMETLER</u></span></b><u><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> <o:p></o:p></span></u></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Hicri takvimin Rebiul evvel ayının 12 sinde kutlanan mevlit kandili, isminden
de açıkça anlaşıldığı gibi, Hz. Muhammed’in (sav) bu yeryüzü âlemine <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">unsur bedeni</b> ile doğmasını ifade eder.
Ki mevlit Arapça bir kelime olup Türkçe <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">doğum
/ doğuş</b> demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu doğuş, peygamber efendimizin babası Abdullah ve annesi Âmine
validemizden beşer yani unsur bedeni ile doğması olup, sıradan ve alâlâde bir
doğuş değildir. Ve bu doğuşla beraber zahiren, yani aleni olarak birçok harikulade
(olağanüstü) hadiseler olmuştur. Ki o zaman, İran’a bağlı bir yerleşim olan Mekke’de
tahakkuk eden bu doğumla beraber, İran’da Mecusilerin (Ateşe tapanların) bin yıldır
sönmeyen ateşi sönmüş, krallarının sarayı yıkılmıştır. Suriye’de Save nehrinin
bin yıldır kuru olup su görmeyen yatağı sularla dolup taşarak akmıştır. Hz. Resulullah’ın
doğumu esnasında doğuma yardımcı olan kadınlar da açıkça birçok harikuladeliklere
(olağanüstü hadiselere) muhatap olmuşlardır. Âmine validemiz ise, doğumla
beraber <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Biri doğuda biri batıda biride Kabe’nin damında olmak üzere üç bayrak
dikildiğini gördüm”</i></b> demiştir. Velhasıl, Hz. peygamber efendimizin doğumunda
daha başka birçok açıkça olağanüstü hadiseler olmasına rağmen, bazıları
bunlardır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Mevlidin ledduni hikmetler
açısından önemi ise şöyledir</u>: Hadisi şerifte <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah evvela benim nurumu
yarattı”</i></b> Başka bir Hadiste ise <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Âdem su ile toprak arasında iken ben nebi
idim”</i></b> buyrulur. Bu ve benzer beyanlardan anlaşıldığı gibi Hz. Resulullah
Efendimizin her bir varlıktan ve cümle âlemlerden önce yaratılmış olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vücudu nur-u Muhammed</b> kimliği ve
şahsiyeti vardır. <u>Ve nuru Muhammed Hz. âdem’le beraber cümle peygamberlerde
hidayet davetçiliği olarak zahir olmuştur. Bütün peygamberler nuru Muhammed
mazhariyeti ile insanlara yol gösterip onları irşat etmişlerdir. </u>Ve her
peygamber nuru Muhammed’in <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">unsur, </b>yani
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">beşer / insan bedeniyle </b>bu yeryüzü âlemine
doğacağını haber vermişlerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İşte rebiul evvel ayının 12 sinde vukuu bulan
mevlit / doğum <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Nur-u Muhammed’in, unsur
yani insani bedeniyle buluşup, bu yeryüzü alemini şereflendirmesini ifade eder.</u></b>
Ve bu doğum İslam âleminde mevlit kandili olarak Müslümanlar tarafından çeşitli
hidayete yönelik ibadet ve etkinliklerle zahiren açıkça kutlanır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">İslam’ın ledduni hakikatine ulaşmış
olan arif ve ehli kemal ise, bu kandili hem zahirine hem de batınına uygun bir
kullukla, Ruh-u Muhammed kulluğuna mazhariyet gayreti ile yaşayarak sadece bir
gece değil, her zamanda ve her yerde kutlarlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Cümle peygamberlerde zahir olan
nur-u Muhammed, Hz. Resulullahın unsur bedeniyle bu yeryüzünden ayrılmasından
sonra da devam etmiştir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Âlimler peygamberlerin varisidir.”</i> </b>Hadisi
şerifindeki hikmet gereği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">İmamı azam,
imamı Şafii, imamı malik, imamı hanbel, İmamı gazali, Muhiddini Arabî, Mevlana,
Hacı Bektaşi Veli, Niyazi Mısri, Pir Seyyid Muhammed Nur vb.</b> gibi peygamber
varisi olan âlim ve ehli kemalin tebliğ ve irşadında. Ve bunların vekili olan
zamanın kâmil mürşidinin irşat ve tebliğinde Nur-u Muhammed açığa çıkarak devam
etmiş, günümüzde de devam etmektedir. Ve kıyamete kadar yeryüzünde hidayet
davetçiliği olarak devam edecektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Her zaman bu yeryüzü âleminde mevcut
olan bu hidayet davetçisi âlim ve kâmil mürşidlerin irşat ve yol
göstermeleriyle, İslam dininin zahiri ve batını parlayıp yeryüzünde insanlığı
aydınlatmış, halen de aydınlatmakta ve kıyamete kadarda aydınlatacaktır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><u>İşte yeryüzü olan bu imtihan aleminde “peygamber varisi” velilerin ve
kâmil mürşidin her zamanda var olup, onların irşadıyla Hidayeti nuru Muhammed’in
açığa çıkması</u><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <u>Muhammedi doğuşun,
yani mevlid kandilinin ledduni hikmetini ifade eder.</u></b> <u>Kâmilin irşadından
istifadelenmek ise; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mevlid kandiline
erişip kandilin ruhaniyetine dahil olmayı ve Muhammedi kulluğa ulaşma arzusunu ifade
eder.</b></u> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bunu ifadeyle Hz. Resulullah Efendimiz:
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Beni
ararsanız varisim olan âlimleri bulun ben orada bulunurum,”</i></b>
buyurmuşlardır. Allahu âlem.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>REGAİP KANDİLİNDEKİ HİKMETLER<o:p></o:p></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Regaip
kandili hicri takvime göre recep ayının ilk haftasında kutlanır. Regaip rağbet
manasına gelen bir kelime olup, zahiren Hz. Muhammed’in (sav) ana rahmine
düşmesini, yani annesi Amine validemizin Hz. Muhammed’e hamile kalmasını ifade
eder.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kuran’ın <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ve Rabbine rağbet et”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (İnşirah suresi-8)</i> beyanı gereği Regaip;
mana yönüyle kulun cenabı Hakk’a yönelerek, Allah’a rağbet etmesi demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Ki Akıl baliğ olan her insan, bu
yeryüzü olan imtihan âleminde Rabbini bulup rabbine rağbet ederek rabbine kavuşmaya
müsait bir potansiyel ve kabiliyette yaratılmıştır. Ve her insan yaratıcısı
olan Rabbini tanıyıp ona yakın olduğu nispette felaha, yani kurtuluşa erer ve
yaradılış yüce gayesine uygun bir kulluk ifa etmiş olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Fakat her insan bu tabiat âleminden
tattığı lezzet ve hoşnutluklara yönelerek onu Rabbinden ayıran dünyasını
oluşturur. Bunu beyanla Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.leri; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Dünya ehli olmak mal mülk
zengini olmak değildir, Karun gibi nice zenginler vardır dünya ehli değildir,
kapı kapı dolaşan nice fakir vardır dünya ehlidir. Çünkü <u>kulu Rabbinden
ayıran her ne ise, o dünyadır</u>.”</i></b> buyurmuştur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu itibarla, kulun bu yeryüzünde
tattığı ve onu Rabbinden ayıran dünya muhabbetlerini terk ederek, mürşidi kâmilin
telkin ettiği her nefeste zikri daimle kalbinin Allah’a yönelmesi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>o kulun, Allah’a rağbeti ve regaip kandilinin
hakikati ruhaniyetine ulaşmasıdır.</u></b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Kalbi zikrin aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mayayı Muhammed</b> olması itibarıyla kalbin
Allah zikri ile buluşması, o kulun <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kalbinin
mayayı Muhammed’le mayalanmasıdır.</u></b> Ki, Muhammed mayası olan Allah
zikrinin kalpte kabararak o kulu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">vücudu
nuru Muhammed</b> mazhariyetine kadar yükseltir, Allahu âlem.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hz. Resulullah Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Recep
Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”</i></b>
buyurmuştur. Ki bu ayların bu değerlerle ifade edilmesi, o ayların içindeki kandil
gecelerindendir. Yani recep ayının Allah’ın ayı olması, Şaban ayının Hz. Resulullah’ın
ayı olması, Ramazanın ise ümmetin ayı olması, bu aylarda kutlanan kandil
gecelerindeki hikmetleri icabındandır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Bu itibarla Regaip Kandili’nin Recep ayının ilk haftasında olmasının
hikmeti gereğince, regaip’in hakikati manasına ulaşan bir kul, kalbindeki zikri
daim mazhariyetiyle her nerede ve ne zamanda olursa olsun Allah’la beraber
olur. Bunu beyanla Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.leri: <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Zikir salikinin kıblesi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“seme vechullahtır </b>(nereye dönerseniz
dönün Allah’ın yüzü ordadır)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">”</b> Bakara-115)
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Çünkü o her nereye yönelse ve nerede
olursa olsun daima Allah der”</b></i> demiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl,
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kalbi Muhammed mayası olan zikrullah </b>(Allah
zikri)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>ile şereflenen bir kul,
rabbinden onu alıkoyan dünya sevgilerini terk edip gönlü muhabbetullah’la yani
Allah sevgisi ile dolarsa ancak, regaip kandilinin ledduni hakikati manasına
ulaşmış olur. Ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>böyle bir kul her zamanda
ve her yerde regaip ruhaniyeti ile yaşar.</u> </b>Vesselam.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>MİRAÇ KANDİLİN’DEKİ
HİKMETLER<o:p></o:p></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Miraç
kandili hicri takvime göre recep ayının son haftasında kutlanır. Çünkü <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Recep
Allah’ın ayıdır…”</i></b> hadisi şerifinde beyan edilen recep ayında Hz.
Resulullah Efendimizin miracı gerçekleşmiştir. Ki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Miraç; </u></b><u>kulu Rabbinden ayıran ve kulun dünyası olan cümle masivadan
/ gayriyetten kurtulup, kulun rabbin katına yükselerek rabbine vuslat edip kavuşmasıdır.</u><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Hz. Peygamber Efendimizin miracı<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> cismani ve ruhani</b> olmak üzere ikidir: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Cismani Miraç</u></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">; Bu miraç kuran’da <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bütün
varlıkların tespihi o kudretedir ki kulunu gecenin birinde mescidi haramdan
çevresini bereketlendirdiğimiz mescidi aksaya yürütmüştür, bu ayetlerimizden
bir kısmını o kulumuza göstermek/onu ayetlerimizden biri olarak göstermemiz
içindir…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(İsra-1)</i>Ayetiyle
beyan edilir. Ki bu Mucize olarak gerçekleşen ve Hz Peygamber efendimizin âlemleri
şereflendirmek için yaptığı miraçtır. Bu miraç sadece ve sadece, Hz. Resulullah
Efendimize mahsustur. Çünkü Hz Peygamber efendimizin <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nur-u vücudu âlemlerin aslı olduğu için,</b> âlemler varlıklarını
muhtaç olduğu o yüce şahsiyeti görüp onunla yani Hz. Muhammed (sav) ile şeref
bulmak istediklerinden, bu cismani miraç mucize olarak vukua gelmiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>Ruhani miraç:</u></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Hz. Resulullah Efendimizin bu miracı Necm
Suresinde; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın beraberliği gibi belki ondan
da yakın. Böylece vahiy etti kuluna vahiy ettiğini, kalp yalanlamadı gördüğünü”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Necm-8…11) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ant olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü”</b>(Necm-18)</i>
“ Ayetleriyle Beyan olunan Miraçtır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Hz. Resulullah’ın bu Ruhani miracını tüm
Peygamberler yaptığı gibi cümle İnsanı Kâmil olan Veliler de yaparlar. <u>Çünkü
bu Ruhani Miraç, kulun kendinin ve eşyanın hakikatine yönelip Rabbine vasıl olup
kavuşmasıdır.</u> Ki Her kim kendine ve cümle âleme nispet ettiği varlığın
yokluğuna, yani eşyanın fenasına Allah’ın makamlarının müşahedesiyle arif
olursa o kul, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kendinde ve cümle eşyada
mevcut olan Rabbine kavuşarak miraç yapar.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Her insanın miraca ulaşma potansiyel ve
kabiliyeti olmasına rağmen bazı kullar, kendine ve cümle eşyaya vücut nispet
ederek Rabbinden gaflet edip, cehaletiyle onu Rabbinden ayıran dünya perdesini
oluşturarak dünya ehli olur. Böyle bir kimse kurandaki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…O zahirdir…”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Hadid-3)</i> Hz. Peygamber Efendimizin ise,
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">”Rabbiniz
apaçıktır. O’nu örtecek hiçbir şey yoktur”</i> </b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Beyanlarına
rağmen, Rabbini göremeyip onu müşahede edemez ve miracın hakikati hikmetine
ulaşamaz. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Halbuki Hz. Resulullah Efendimiz, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah’ım
bana bu eşyanın içyüzünü öğret”</i></b> buyurmuştur. Ki, eşyanın mahiyetini
bilmesine rağmen Hz. Resulullah bu beyanında, kinaye ile ümmetinin yani
bizlerin eşyanın hakikatine arif olmamızı tembih ediyor. Çünkü kendisine Rabbini
nasıl bildin diye sorulduğunda Hz. Peygamber Efendimiz; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Rabbimi eşya ile bildim”</i> </b>demiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl
her insanda var olan Rabbine kavuşma potansiyelinin açığa çıkıp o kulu <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">miraç</b> keyfiyetine eriştirmesi mümkündür.
Ancak bunun için o kulun evvela mevlit kandilinin ledduni manası olan nur-u
Muhammed mazharı zamanın kâmil mürşidinin irşat aydınlığına kavuşup, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Allah’ın
ayı”</i></b> olan recep ayındaki regaip kandilinin ledduni manası gereğince, kâmilin
telkiniyle kalbi <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">mayayı Muhammed</b>
olan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zikri daimle</b> şereflenmesi
gerekir. Ki, sonra yine recep ayında, miraç kandilinin ledduni anlamı gereğince
o kul, ancak mürşidi kâmilin telkin ettiği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">tevhit
mertebelerini </b>(Allah’ın makamlarını)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
müşahedeyle masivadan </b>(Allah’ın gayrısınden)<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> kurtularak, rabbine vasıl olup kavuşarak Miraca mazhar olur.</b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
ruhani miraç, kulun yokluğunda Hakk’ın varlığı ile var olmak olduğundan, miraca
ulaşan kulun müşahedesinde Hak’tan gayrı bir şey olmaz. Bu itibarla Hz.
Resulullah Efendimizin; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Recep Allah’ın ayıdır.”</i></b> beyanındaki
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">hikmet</b> gereği miraç kandili recep
ayında tüm İslam âleminde zahiren çeşitli etkinliklerle kutlanır. Fakat<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> arif ve ehli kemal tarafından her zaman da,
<u>Ruhani miraç keyfiyeti olarak Rabbine vuslat zevki mazhariyetiyle yaşanarak kutlanır.</u></b>
Allah u âlem.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>BERAT KANDİLİNDEKİ
HİKMETLER</u></span></b><u><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></u></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Hicri takvime
göre Şaban ayının on beşindeki berat kandili, zahiren şeriat ehillerince günahlardan
af olunarak berat etmek olarak değerlendirilerek kutlanır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Ki
berat kandilinin ledduni hakikatı ise şöyledir: Kurandaki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ha mim o ayan beyan/apaçık
gösteren kitaba yemin olsun ki biz onu <u>mübarek/kutlu/bereketli bir gecede</u>
indirdik hikmetlerle dolu her iş ve oluş o <u>gece de</u> ayırt edilir
katımızdan bir emir olarak hiç kuşkusuz biz Resuller göndeririz senin Rabbinden
bir rahmet olarak Hiç kuşkusuz o gereğince duyan gereğince bilendir”</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"> (Duhan suresi-1..6)</i> Beyanlarında geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><u>“mübarek/kutlu
gece”</u></i></b>den maksadın, berat gecesi olduğunu ehli kemal belirtmiş ve <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Mübarek gecede inen </b>den maksadın ise,
Nur-u Muhammed (sav) olduğunu ifade etmişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Ve
birinci ayetteki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ha” </b>ve<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> “Mim”</b> harflerinden <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Ha”</b>nın Cenabı Hakk’ı, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“Mim”</b> in ise, Muhammed’i remiz ettiği
ifade edilerek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hak tecelli ederek
Muhammedi zuhura getirdi</b> veya <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hak,
Muhammed yüzü ile göründü </b>diyerek, bu ayetlere mana vermişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bizim de aynen katıldığımız bu arif ve
ehli kemal beyanları ışığında değerlendirildiğinde berat gecesi; Mevlit
kandilinde Nuru Muhammed aydınlığı zuhurunu bulan kulun, Regaip’te kalbine telkin
olunan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">zikrullah Muhammed mayasının</b> kabarıp,
onun zahir ve batın bütün duyularını / hislerini kaplayarak, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kulluğunda Nur-u Muhammed’in hakim ve
galip olmasının berat’ını</u></b> ifade eder. Çünkü Berat bir rüşt olgunluk
erişimidir. Bu rüşt yani kemâlât; kulun Nur-u Muhammed mazhariyetine ulaşıp Muhammedi
bir kullukla yani <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Muhammed’çe
yaşamasıdır</b>. Ki bu aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Şaban benim ayımdır,”</i></b> hadisi
şerifindeki hikmetin, Muhammedi kulluk marifetinde açığa çıkıp etrafını
aydınlatışıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Berat
gecesinde Hz. Peygamber Efendimiz secdede iken, yüksek ve duyulacak bir sesle <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Azabından
affına, gazabından rızana, senden yine sana sığınıyorum, ben seni layıkıyla
övemem sen kendini övdüğün gibi yücesin”</i></b> buyurarak, bu duayı <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Hz. Ayşe validemizden</b> etrafına yayıp
duyurmasını istemiştir. Ehli kemal olan arifler, bu duası ile Hz. Resulullah’ın
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“azabından
affına”</i></b> dediğinde ilmi şeriat’a göre, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“gazabından rızana”</i></b>
dediğinde ilmi tarikat gereğince, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“senden yine sana”</i></b> dediğinde ilmi
hakikat, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ben seni lâyıkıyla övemem sen kendini övdüğün gibi yücesin”</i></b> dediğinde
ise ilmi marifet hikmetince Allah’a sığındığını beyan etmişlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bu
itibarla, berat kandilinin ledduni manasına ulaşan bir kul şeriat, tarikat,
hakikat ve marifetin sırlarına aşina olur. Ve o kul, Muhammed-i kulluk marifetiyle
Cenabı Hakk’ın halk zuhurunu, yani vahdetinin kesreti olan tecellilerini müşahede
eder. Ve ayetteki <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gece ayıt edilir”</i></b> beyan
gereği, marifetiyle vahdetin kesretini oluşturan her tecelliyi yerli yerinde
ayırt ederek tanır. İşte Böyle berat kandilinin hikmetine ulaşmış Muhammed’çe
yaşayan bir kul’da <u>Berat marifeti, ayın bedir yani ayın tam yuvarlak dolunay
olarak açığa çıktığı zaman ki gibi parladığından, berat kandili Şaban ayının 15
inde kutlanır.</u> (Hicri takvimdeki ayların 15 i bedir olarak ifade edilir)<i style="mso-bidi-font-style: normal;"> </i>Allah her şeyi en iyi bilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><u>KADİR GECESİ KANDİLİNDEKİ HİKMETLER<o:p></o:p></u></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Kuran-ı Kerim’in, Allah’ın zatından
levhi mahfuza inzal olduğu (indirildiği) gece olarak kabul edilen Kadir kandili;
hicri takvime göre Ramazan ayının yirmi yedinci gecesinde tüm İslam âleminde
müminler tarafından, çeşitli hayra yönelik etkinlilerle kutlanır. Çünkü
Kuran’ın, bu ayda indiği <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan,
iyi kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kuran, onda indirilmiştir…” </i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">(Bakara-185)</i> beyanıyla sabittir. Yine
Kurandaki; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Biz onu kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin niteliğini sana
gösteren nedir. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh, Rablerinin
izniyle o gece her iş için inerde iner. Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp
gider o, tan yeri ağarıncaya kadar.</i></b><i style="mso-bidi-font-style: normal;">
(Kadir suresi-1..5 )</i> beyanlarındaki hikmet gereği kuranın, Ramazan ayının
kadir gecesinde <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Zatı ilahiden levhi
mahfuza</b> indiği genel bir kabuldür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ehli kemal, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Levhi mahfuz’un</b> Hz. Muhammed’in (sav) gönlü olduğunu ifade ederek, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>kadir gecesi, Resulullah efendimizin
gönlüne kuran’ın toptan indiği gece olduğunu</u> </b>beyan etmişlerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hiç
şüphesiz insanın, cenabı Hak tarafından yaradılışının bir gayesi vardır. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ve kuranda insanın yaratılış gayesi; <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ben
cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım."</b> (Zariyat-56)
</i>olarak beyan edilir. Bu ayette ifade edilen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“ibadet,”</i> </b>kulluktur. Ve sahabe
İbni Abbas (ra); <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Bu ayetteki ibadetten <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>/ kulluktan
maksat ehli tevhit ve Arif olmaktır.”</b></i><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>diye yorumlamıştır. Yine bu ayet hakkında Pir Seyyid Muhammed Nur’un
halifelerinden Prizrenli Hacı Kamil Tosko Hz.leri; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bu ayetteki kullukta üç hikmet
vardır, birinci hikmet ameli Salih’tir, ikinci hikmet yakaza ki, zikri daim uyanıklığıdır.
Üçüncü hikmet ise tevhidi mabuttur.”</i> </b>demiştir. Ki bu üç hikmet
şöyledir:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ameli Salih,</b> Allah’ın Kur'an-ı Kerimde
yapın ve yapmayın dediği, kulun yapmasından ve yapmamasından razı olduğu cümle
emirleri ve yasaklarıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Yakaza</b>
ise, Cenabı Hakk’ın emirlerine ve yasaklarına riayetle beraber, kulun zikri
daim uyanıklığıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Tevhidi
mabut</b> ise kulun, ibadet ettiği ve zikrettiği Allah’a, Tevhidi Hakiki irfanıyla
bu âlemde vuslat edip kavuşmasıdır. Bu aynı zamanda insanın yaradılışının ideal
amacı olup, şahadet âlemi olan bu yeryüzüne gelişimizin yüce gayesidir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.leri <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Kuran
şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olan dört ilim ve yedi mertebe üzerine
inzal olmuştur”</i></b> buyurur. Bir kulun, yaratılışının yüce amacına ulaşıp Rabbine
kavuşması, bu Kuran kaynaklı dört ilim ve yedi mertebe olan Allah’ın
makamlarının irşadı ile mümkündür. Ki, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">bu
irşatla aydınlanan kulun gönlüne <u>kadir gecesinin ledduni hikmeti gereğince
sırrı kuran inzâl olur. Ve o kulun gönlü kuran sırrı ile dolar.</u> </b>Böyle
bir kimse aynı zamanda <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Kuranın sırrı ve
Kuranın ikizi olur.</b> Çünkü hadisi şerifte; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Kuranla insan ikiz kardeştir.”</i></b>
buyrulur. İkiz kardeşlik kardeşlerin ikisinin de aynı özellikleri taşımalarıdır.
Kuran’la ikiz olma özelliklerine akıl baliğ olan her insan potansiyel olarak
sahiptir. Fakat bu potansiyel özellikler insanı kâmil harici herkeste pasif
olup ancak insanı kâmilde aktiftir. Bunun için kuranın ikizi ancak <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">insanı kâmil</b>dir ve kuranın sırrı ondan
zahir olur. Hz. Ali kv. sıffın isyanında <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ben konuşan Kuran’ım”</i></b> demekle, işte
bu gerçeğe işaret etmiştir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu
itibarla kadir gecesinin ledduni hikmetleri, kadir suresinin ayetlerinin içinde
mevcuttur. Ki buna göre ayette beyan olunan<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;">“bin aydan daha hayırlı kadir gecesi,”</i>
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></b><u>gönlüne kuranın <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sırrı inzal olan bir kulun, insanı kamil
makamına ulaşmasını ifade eder.</u> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Çünkü,
Ayette geçen <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Bin ay”</i></b> seksen üç yıl olup dolu dolu yaklaşık bir insanın yeryüzü
âlemindeki ömrünün beyanıdır. Bir kimse ömrü müddetince hangi ibadet ve
kullukları yaparsa yapsın, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gönlüne
açılan</b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">sırrı kuran</b> mazhariyetiyle
onun “<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">kadir gecesini idrak etmesi</b>”
ve insanı kâmil makamına ulaşması, bir ömür boyu yaptığı ibadet ve kulluktan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">“daha hayırlıdır,”</b> demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Sonraki
ayetlerde;<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle o gece her iş için inerde iner.
Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar.”</i></b>
Buyrulur. Ki insanı kâmilin marifetinden gizli hiçbir tecelli olmaz. Çünkü o
her tecellinin Rabbinden geldiğine arif olduğu gibi, tecellinin Allah’ın hangi
mertebesinden geldiğini de müşahede ederek tanır. Hakk’ın ikiliği olmayan
tecellileri, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Bir’</b>lik mertebesinden
geldiğinden bu tecelli ayette <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ruh”</i></b> olarak, kulluğa ait tecelliler
ise, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Melekler”</i></b>
olarak beyan edilmiştir. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Tan yerinin ağarması”</i></b> ise, Kulun bu
âlemden ölümle ayrılıp ahiret olan beka âlemine geçmesini ifade eder. Bu
itibarla kadir gecesi mahiyetine haiz insanı kâmilin nazarında, istisnasız her
bir iş ve oluş, Rabbin tecelli ederek açığa çıkmasıdır. O, yeryüzünde olduğu
müddetçe yani, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Tan yeri ağarıncaya kadar”</i></b> <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“Ruh ve Melek”</i></b> tecellilerinin
tesiri irfanıyla yaşar. Ve insanı kâmil, Allah’ın hangi mertebesinden olursa
olsun o zuhur eden her bir tecellinin Rabbin hangi makamından olduğunu
tanıyarak, Rabbinden başka bir şey müşahede etmez. Ve melekler gibi rabbin emir
ve yasaklarına itaat eder, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Velhasıl, böyle Kamil bir kul aynı
zamanda peygamber efendimizin; <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">“…Ramazan ümmetimin ayıdır”</i></b>
Sözündeki hikmet gereği, <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">gönlüne dolan sırrı
kuran idrakiyle </b>Hz. Muhammed’in (sav) <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><u>Has</u></b>
ümmeti olmakla da şereflenmiş olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-right: -23.05pt; tab-stops: bar -70.0pt center 25.0pt 40.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Her
yıl İslam âleminde coşkuyla ve çeşitli hayra yönelik etkinliklerle kutlanan <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Mevlit, Regaip, Miraç, Berat ve Kadir
gecesi</b> kandillerinin ledduni hikmetlerine dair açıklama, hatalarıyla
beraber tamam olmuştur. Her şeyi en iyi bilen ancak Allah’tır. Selam Hz.
Muhammed’e (sav) ve ehli beyte/evladı resule olsun. Rabbim bizleri onların
yürüdüğü yoldan ayrılmaktan muhafaza etsin. Velhamdülillahirabbilalemin.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Nejdet
ŞAHİN<o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Perşembe
13 ağustos 2009<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="tab-stops: 216.0pt; text-align: justify;">
<br /></div>
<br />vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-25029725770858798602017-12-31T23:19:00.000+03:002017-12-31T23:19:27.702+03:00 İzzeti Hak etti nümâ vârımızı<br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Arial TUR", sans-serif; font-size: 16pt;">ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ</span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"></span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";">ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN</span></b><br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"><br /></span></b>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> İzzeti Hak
etti nümâ vârımızı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Allah Allah
derken terlettirdi bizi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> İzzeti Hak;</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Allahın üstünlüğü, galibiyeti, <b>Nüma;</b> gösteren, gözüken, demektir. Zamanın
mürşidi kâmilinin telkin ettiği zikir, daim zikirdir. Ve zikri daim her nefeste
ve her zamanda nefes alınan her yerde yapılan zikir olup, hiçbir yer ve mekân, insanın
hiçbir ahval ve pozüsyonu her nefeste zikri daime engel olmaz. Bunu ifadeyle
kuran’da: <b><i>“Öyle recüller / erler / ruha mensub olanlar vardır ki, ne bir ticaret,
ne bir alış veriş Allahı zikretmekten namazı dosdoğru kılmaktan, zekâtı
vermekten alıkoymaz…”</i></b><i> (Nur-37) </i>buyrulur.
Ki bir insan, ancak her nefeste zikri daim ile Allahın makamlarının
müşahadesine ve kulluğun kemaline, yani insanı kâmil mertebesine ulaşır. Bunu
beyanla pir seyyid Muhammed nur Hz: <b><i>“iki ayaklı tekke olunuz”</i></b> diye
tembihte bulunur ki bu tembih, her nefeste zikri daim uyanıklığıyla tevhid mertebeleri
müşahadesinde olmamızın tembihidir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bazen
ehli zikir müsait olan mekânlarda, eskiden tekkelerde olduğu gibi cehri (açık
sesle) ve darbi (darbeli) olarak, yani açık ve vurgulu bir şekilde ayakta veya
oturarak halka oluşturup zikir yaparlar. Ki bu zikir, ayakta ya da oturarak
açık ve vurgulu bir şekilde yapıldığından ihvanları yorup terletir. Hatta bazıların
da zikrin cezbe hali, böyle cehri ve darbi olarak yapılan zikir anında hâsıl
olur. Ki bu cezbe hali, zikrullahın galibiyet ve üstünlüğünden, zikreden
kişinin müteessir olup etkilemesidir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bunu
beyanla, zikrullah uyanıklığı ve cezbesi ile kulluğumuzda <b>izzeti Hak,</b> yani Hakk’ın üstünlüğü ve galibiyeti gözüktüğü gibi, halkayı
zikir de <b>Allah Allah </b>diye zikrederken,
zikrullahın tesiri <b>terlettirdi bizi,</b>
buyruluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Seyrândan
seyrâne ol iletir gözü <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Allah Allah
derken terlettirdi bizi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">Abdurrahim fedai Hz. <b><i>“seyrimizin
ednası halktan Hakk’adır seyrimizin âlâsı ise Hak’tan halkadır”</i></b>
buyurmuşlardır. Ki mesleki resul seyri sülukunda gerek halk’ta hakk’ı, gerekse
Hak’ta halkı seyr etmeye gözü ileten, ancak ve ancak zikrullah uyanıklığıdır. Eğer
bir kalp zikri daim ile uyanmaz ise, o kalbin sahibi rabbin makamlarını hafızasıyla
ezberleyip zekâsıyla ifade edebilir. Fakat zikrullah uyanıklığı olmadan hafızadaki
ezber ve zekâ ile bir kimse, rabbini makamlarında müşahede marifetine asla
erişemez. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bunu
ifadeyle, <b>seyrandan seyrana</b> yani
rabbimizi makamlarındaki müşahedeye <b>gözü,</b>
ancak zikri daim uyanıklığı ulaştırıp <b>iletir,</b>
Demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> İzhâra mecâl
yok esrârımızı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Allah Allah
derken terletti bizi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Zikrullahın eriştirdiği
hoşnutluk ve zevkin <b>esrarını</b> <b>izhâra,</b> yani açıklayıp anlatmaya gücüm <b>mecalim </b>yetmez, deniliyor. Çünkü
zikrullah hoşnutluğu ve zevki anlatılmayıp, ancak tadılır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hilmi ya Allah
bilir râzımızı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Allah Allah
derken terletti bizi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Râz: </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">sır manasına olup, Malik Efendi Hz. Hilmi
lakabıyla; anlatılamayan ve ancak tadılan zikrullah zevki sırrını, en iyi ancak
Allah bilir diyor. Vesselam. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Abdülmalik Hilmi divanın
şerhi / açıklaması hatalarıyla beraber burada tamamlanmıştır. Biz kulların
bilgi ve irfanı, Hakk’ın tecellisine mazhar olduğumuz kadardır. Her bir şeyin
en doğrusunu en iyisini ancak Allah bilir. <o:p></o:p></span></div>
<span style="font-family: Arial, sans-serif; font-size: 12pt;"> </span>vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-64582133141795255542017-12-31T23:18:00.000+03:002017-12-31T23:18:02.958+03:00Nedir bu bir acayib işi <br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Arial TUR", sans-serif; font-size: 16pt;">ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ</span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"></span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";">ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN</span></b><br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"><br /></span></b>
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"><br /></span></b>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Nedir bu bir
acayib işi <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bahre vardık
beş kişi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">Malik Efendi Hz. <b>nedir bu acaip iş </b>diyerek, bizlere irfan
ve hikmet yüklü muamma, bilmece soruyor. Buna göre <b>bahir’</b>den yani denizden maksat, bu kesret âleminde her zaman var
olan zamanın mürşidi kâmilidir. Çünkü kâmilde zahir olan marifet, Hakk’ın ihsan
ve lütfu olan kemal tecellisi olduğundan, kâmilin irşadından açığa çıkan
marifet ve kemalatın bahir / deniz gibi haddi hududu olmaz. Bu itibarla <b>bahre varmak,</b> zamanın kâmilini bulmak
ve ona intisab ederek salik olmaktır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b>Beş kişi</b>’den maksat ise, cümle tabiatın
ve insanın suretinin / bedeninin aslını oluşturan hava, toprak, su ve ateş olan
dört unsur (asıl) ile beraber insanın ruh’udur / can’ıdır. Ki insan bu beş
hasletin toplamı olup, insanın içi dışı yani suret ve canı bu beş değerden
ibarettir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bunu
beyanla, dört anasır ve can’ımın oluşturduğu <b>beş </b>hasletten / değerden ibaret şahsım, zamanın <b>bahri </b>(denizi) olan mürşidi kâmile, <b>varıp,</b> onun âli prensipler telkini
irşadına teslim oldum, buyruluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Onun gark
oldu hepsi <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hayat buldu cümlesi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Cehalet
ve gafletle kendime nisbet ettiğim, beş hasletten ibaret şahsiyeti varlığımın <b>hepsi,</b> kâmilin telkin ettiği fenafillâh
keşfi irfanı ile yokluğa ulaşarak, Hakk’ın vahdet tecellisine <b>gark oldu.</b> Ve bekabillâh müşahedesine erişmemle
de kendimin ve âlemi halkın <b>cümlesi, </b>cenab-ı
Hak’la <b>hayat buldu</b>, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Çamurlan su
ayrıldı <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Çamur kurudu
su yürüdü</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hakk’ın beka vahdet / birlik tecellisine mazhar
olan bir kişi terakki ederek, Hakk’ı batında halkı zahirde müşahede yakınlığına
erişirse o kul, insan hayvan bitki taş toprak gibi cümle varlıkları. Ve iyi
kötü, yanlış doğru, mümin münafık, iman inkâr, evliya eşkıya gibi insana ait değer
ve vasıfları birbirinden ayırt ederek, vahdetin zuhuru olan kesret (çokluk)
olarak müşahede eder. Ki işte böyle bir müşahedeyle <b>çamurlan su ayrıldı, çamur kurudu su yürüdü </b>buyruluyor. Çünkü <b>çamur, </b>insanın suret beden varlığını, <b>su</b> ise insanın ilim irfan mazharı ruhani
manevi diriliğini remzeder. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;">
Kur’anda; <b><i>“</i></b></span><b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Hatırla
o zamanı ki Rabbin meleklere, "Ben, kupkuru bir çamurdan, değişken, cıvık
balçıktan bir insan yaratacağım." demişti. "Onu, amaçlanan düzgünlüğe
ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman…"</span></i></b><b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> </span></i></b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">(Hicr-28,29)</span></i><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> buyrulur. Bu ve benzeri
ayet beyanlarında açıkça ifade edildiği gibi, insanı oluşturan gerek beden (et
ve kemik) varlığı, gerekse ruh (can) varlığı Hak’tan yaratılmıştır. Buna göre, bedeni
Allah’ın mülkü olan <b>“çamurdan” </b>olan
insanın, ruh’u rabbin <b><i>“öz ruhundan üflenmedir.”</i></b> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Her
insan, suret / beden varlığının çamurdan olması itibarıyla aynıdır. Yani ister
peygamber olsun, ister evliya olsun, ister kâfir olsun, ister mümin olsun insanların
çamurdan olan beşer yönü itibarıyla aralarında fark olmaz. Ki bunu ifadeyle,<i> <b>“ De
ki: Ben sizin gibi beşerim ancak ilâhınızın ve ilahımın bir / vahid olduğu bana
vahyolunuyor...”</b> (Fussulet- 6, Kehf- 110)</i> buyrulur. Bu itibarla, beşer
yönüyle diğer insanlarla aynı olan peygamberlerin, ancak vahiy mazharı olmakla diğer
insanlardan farklılık arzetmeleri gibi, insanlar arasındaki farklılığı ilim ve irfan
farklılığı oluşturur. Bu itibarla, hiçbir insanın ilim ve irfanıyla diğer bir
insanınki aynı olmaz. Hele hele bedeninin Allahın mülkü olan çamurdan, ruh’unun
(canı’nın) ise rabbin ruh’undan üflenme idrakine ulaşan bir insanla, bu
idrakten mahrum diğer insanlar arasındaki ilim irfan farkı uçurum gibi derin
olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;">
Buna göre; vahdetin kesreti / çokluğu zuhuruyla, halkı zahirinde Hakk’ı
batında müşahedeyle marifetullah mazharı olan bir kullukla, marifetullahtan
mahrum, kendini çamur olan bir suretten ibaret gören nakıs / eksik kulluk arasındaki
fark ve ayrılık, beyitte <b>çamurla suyun
ayrılması</b> olarak beyan ediliyor. Ki, gaflet ve cehaletle aslı çamur olan
suretlere vücut nisbet etme kulluğunun, masiva / gayrıyet kuraklığında kuruduğunu
ifadeyle <b>çamur kurudu, </b>deniliyor. Ve
marifetullah mazharı kulluğun bekabillâha, yani Allahın hayatıyla dirilmeye yönelmesini
beyanla da, <b>su yürüdü</b> buyruluyor.
Allahu âlem. </span><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; tab-stops: 271.6pt; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> Devr ile geldi devredip gitti <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; tab-stops: 271.6pt; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">
Gâh ha Gâh mim görünür imdi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> <b>Devrile gelip devrile gitmek </b>demek, her
bir şey gibi Hakk’ın zatı mevcudiyetinden yaratılan insanın, ruhlar âlemine,
ruhlar âleminden babaya, babadan anneye, anneden bu yeryüzü olan imtihan
âlemine doğması ve bu âlemde mürşidi kâmili bulup salik olmaya <b>devredip gelmesi,</b> demektir. Ki insanın,
kâmilden seyri süluk görerek Hakk’a kavuşup, Hakk’ın asla zevâl bulmayan beka
tecellisiyle cemiyeti ilâhiye dâhil olması. Ve Hakk’ın kesreti halk zuhurunda cemiyeti
Muhammede ulaşması, o insanın hidayeti nuru Muhammed mazharı yaratılışla <b>gâh ha</b> yani cenab-ı Hakk’ı, <b>gâh mim </b>yani nur-u Muhammedi <b>görmeye devredip gitmesidir. <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Çünkü hidayetin baş mazharı Hz.resulullah efendimiz, <b><i>“Ben
Allahın nurundan müminler benim nurumdan yaratıldı.”</i></b><i> </i>Buyurmuştur ki, böyle hidayeti nuru
Muhammed yaratılışına mazhar bir müminliğe erişmek, gerek cemiyeti ilâhi icabı hep
Hak müşahadesini, gerekse cemiyeti Muhammed müşahedesini kapsayıp kendinde cem
edip topladığı için, Hidayeti nuru Muhammed yaratılışına erişen bir mümine <b>gâh Ha,</b> yani Hak, <b>gâh mim,</b> yani vücudu nuru Muhammed görünür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bu görünme, kalp makamı kemalatıyla kulun <b><i>“Eşhedüenlailaheillallah ve eşhedü enne
muhammeden abduhu ve resuluh - müşahade ederek şahidlik ediyorum Allahtan başka
ilâh yoktur, müşahade ederek şahitlik ediyorum ki Muhammed Allahın kulu ve
elçisidir”</i></b> kelime-i şahadetinin hakikatına ulaşmasıdır. Kelimeyi
şahadetin hakikatına erişen bir kul görmek, işitmek, koklamak, tatmak, dokunmak
olan beşi zahir. Akıl, vehim, hayal, hafıza ve idraktan ibaret olan beşi batın on
duyularıyla / hisleriyle, cemiyeti ilâhi keşfi gereği Hak’tan gayrı bir varlık
olmadığını müşahade şahitliğini, cemiyeti Muhammed keşfi gereği vücudu nuru Muhammedi
müşahade şahitliğini kalbinde cem edip toplar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bunu ifadeyle ehl-i kemal; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Âdemi safiyullah çekti
şahadet <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Hak ile Muhammed gördü
bir vücut.</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Demiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; tab-stops: 271.6pt; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Bu itibarla, bu âleme <b>devredip
gelen,</b> bu âlemde tüm zamanlarda var ve mevcut olan mürşidi kâmilden gördüğü
seyri süluk ile <b>devredip,</b> böyle bir
marifete erişen kulun, <i>“on hissimle
(duyularımla) müşahade ederek şahidim Allahtan başka / gayrı bir varlık yoktur.
Yine on hissimle müşahade ederim ki Muhammed Allahın elçisi ve kuludur “</i>
kelimeyi şahadetini hakikatı üzere idrak ve ikrar etmesini ifadeyle,<b> gâh ha </b>yani Hak, <b> gâh mim </b>ki vücudu nuru Muhammed <b>görünür imdi / </b>şimdi. Buyruluyor. <b><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Deniz oldu
küllisi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hiç oluptur hû
Hilmi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Külli:</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> hepsi, her şey, <b>hu;</b> Hakk’ın gaybı mutlak hüviyetinin ismi, anlamındadır. Gerek suret
gerek manevi olan her bir tecelli zatı ehadiyetten, yani Hakk’ın zat tekliğinden
gelir ve zahir olur. Ve görünen görünmeyen her tecellide mevcut olan zatı
ehadiyet müşahadesinde kaybolarak, (gayb olarak) hiç’liğe eriştiğini ifadeyle Malik
ef. Hz. Hilmi lakabıyla; Gerek unsur, gerek manevi tecellilerin <b>küllisi</b> gibi, <b>hiçliği</b> ile gaybı mutlak hüviyet <b>denizi</b> olan zat-ı ehadiyet deryasında <b>Hilmi hu oldu, </b>diyor. Allahu âlem. <o:p></o:p></span></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-11709779828918682582017-12-31T23:16:00.002+03:002017-12-31T23:16:39.611+03:00Cihana geldi bir tuhfe'i ilahi<br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Arial TUR", sans-serif; font-size: 16pt;">ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ</span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"></span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";">ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN</span></b><br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"><br /></span></b>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Cihana geldi bir
tuhfe'i ilahi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hacı Kemâl ki ol
ibn'ül fedai</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Cihan:</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> dünya, cümle âlem, <b>Tuhfe:</b> armağan, <b>Hacı Kemâl
ki ol ibnül fedai;</b> Pir seyyid Muhammed nur Hz.nin damadı olan, Abdurrahim
fedai’nin oğlu Hacı kemâl, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;">İstanbul, Üsküp, Selanik, İştip Manastır vb. Rumeli
ağırlıklı şehir ve kasabalarda yaptığı manevi fetihlerden ötürü, pir seyyid
Muhammed nur Hz.nin namı hemen hemen tüm Osmanlıda özellikle medrese ve tarikat
ehilleri arasında yayıldığından, pirizren şehrindeki müderrisler de Hz.pir’in
nam’ından haberdar oluyorlar. Ve prizrene gelişinde Hz.pir’i imtihan edip güç
duruma düşürmek maksadıyla, prizrenin tanınmış âlimlerinden oluşan bir meclis
oluşturup, bu meclise Hz.pir’i davet ediyorlar. Hz.pir bu meclise davetle
gittiğinde, çeşitli sorularla karşılaşıyor ve bu soruları cevaplıyor. Fakat
meclistekilerin bir şeyler öğrenmek için değil, onu sıkıştırarak kötü bir
duruma düşürmek maksadı ile sorduklarını anlayan Hz.pir: <b><i>“ey meclisi oluşturanlar hakikata
/ gerçeklere karşı inat edişiniz küfre ulaştı, ben burada daha fazla kalmam”</i>
</b>diyerek o meclisi terk ediyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hz.pir,
meclisi terk ettikten sonra o mecliste kalanlar, kendi aralarında konuşurken
genç ve cesur bir müderris olarak bilinen Abdurrahim fedai Hz.ne; <b><i>‘Her
zaman cesaretle konuştuğun halde, sen arap hocaya (Hz. Pir’e) karşı bir şey
söylemedin hiçbir şey konuşmadın sessiz kaldın. Neden sende bir şeyler söylemedin’</i>
</b>demeleri üzerine fedai Hz: <b><i>“Ne konuşaydım ki, arap hoca (Hz. Pir) hep
doğruları konuştu doğru olana itiraz edilmez’</i> </b>diye cevaplıyor. Ve o’da Hz.pir’in
arkasından Üsküp şehrine gidiyor. Ve Hz.pir’den irşadıyla kendisini
aydınlatmasını taleb ediyor. Fedai Hz.nin bu talebini kabul eden Hz.pir ona,<i> <b>“Sana
kızımı vereyim damadım ol”</b></i> teklifinde bulunuyor. Ve bu teklifi kabul
ederek, Hz.pir’in kızı ile evlenen Fedai Hz. Üsküp şehrine yerleşiyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Abdurrahim
fedai Hz. kısa zamanda terakki edip ihvanlar kendisinden çokça istifadeleniyor.
Hz.pir ile hacca giden fedai Hz. hac dönüşünde gemide vefat ediyor ve süveyş
kanalındaki <i>“aynı musa”</i> mevkinde deniz
sahiline defn ediliyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> İşte,
Abdurrahim Fedai Hz.nin oğlu olan hacı kemal Hz.ni ifadeyle; <b>Cihana geldi bir tuhfe'i ilahi Hacı Kemâl
ki ol ibn'ül fedai </b>buyruluyor. Yani, Allahın dünyaya armağanı olarak hacı Kemâl
geldi. O hacı Kemâl ki, Abdurrahim fedai’nin oğludur, buyruluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> Kemaliler ferid asr
olur peder hem <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Leb-i lâlden akar
tevhid zülâli<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Leb: </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">dudak, <b>lâl; </b>dil,<b> Zülâl: </b>berrak, tatlı, güzel, soğuk,
su, anlamında olup, <b>Kemaliler </b>den<b> </b>maksat ise, hem soy hemde manevi
ehlibeyt / evladı resul mazharıyetiyle hâsıl olan olgunluk kemalat demektir,
Allahu âlem. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Daha evvelki
beyitlerin açıklamasında etraflıca bahsedildiği gibi, 1- soyca, 2-manavi, 3-hem
soy hemde manevi yönden olmakla, üç kısım ehli beyt / evladı resul vardır. Hem
soy hemde manevi olan evladı resul Hz.Ali, Hz.Fatma, Hz.Hüseyin ve Hz.Hasandır.
Ve bunların hem soy hemde manevi hasletlerine haiz olan evlatlarıdır. Pir
seyyid Muhammed nur Hz. soyca ve menen evladı resul olduğundan, torunu Hacı Kemâl
Hz. de hem soy hemde manevi yönden ehli beyttir / evladı resuldür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Hem soy
hemde manevi evladı resul olanların arasından, her asırda / yüz yılda
müceddidler / yenileyiciler zuhur eder. Ve bu yenileyiciler, mesleki resul âli
prensiplerine ve makamatı tevhid telkinine yapılan ilaveleri ve eksiltmeleri
giderip tasnif ederler. Ve mesleki resul âli prensiplerini ve meratibi tevhidin
aslını, kemalat ve marifetleriyle parlatarak açığa çıkarırlar. Bu tasarrufları
itibarıyla müceddidler / yenileyiciler <b>asrın
ferdi</b> ve <b>asrın pederi </b>(babası)
olarak vasıflandırılırlar. Ki, bu vasıflara sahip olan Hacı kemal Hz.nin <b>leb-i lâlin’den</b> (ağzından dilinden) tevhid
sohbeti, <b>zülâl</b> yani berrak, tatlı,
güzel ve soğuk bir su gibi <b>akar,</b> deniliyor.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Fütuhatlar füsus takriri ol şahın <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Muhakkak aynıdır şeyhin
muradı</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Fütuhat, füsus: </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">şeyhül ekber muhiddin arabi
Hz.nin ehl-i kemal arasında çok meşhur olan <i>‘fütuhatı
mekkiye’</i> ve <i>‘füsusul hikem’ </i>adlı
iki eseridir.<b> Şah: </b>padişah,<b> Takrir: </b>anlatma, kararlaştırma,
demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Buna
göre, manevi padişah olan hacı kemal Hz; Şeyhül ekberin <b>fütuhat</b> ve <b>füsus</b> isimli eserlerini
öyle güzel yorumlayarak <b>takrir</b> edip anlatır
ki, muhakkak <b>şeyhül </b>ekber Hz.nin<b> muradıyla</b> hacı kemâl Hz.nin
anlattıkları <b>aynıdır.</b> Buyruluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ulum-ı evliyanın
matlaı ol durur <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ledün ilmine hace
hem de şeri<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Ulum: </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">ilimler, <b>evliya: </b>Allahın
dostları, velileri, <b>matlaı: </b>doğuş
olan yer, mahal. <b>Ledun ilmi:</b> mana,
ruhaniyet ilmi, marifetullah. <b>Şeri:</b>
şeriata ait, <b>hace;</b> hoca, demektir.
Ki hacı kemal Hz. Allahın dostlarına / <b>velilerine</b>
mahsus olan <b>ledun,</b> yani tarikat,
hakikat ve marifet ilimlerinin kaynağı olduğu gibi, <b>şeriat</b> ilimerinin de <b>hocasıdır,</b>
buyruluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Dahi fetva ile
takva ya cami <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ki zahir ile
batın kalbi hâvi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Fetva: </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bir meseleyle ilgili dini hüküm, <b>Takva:</b> günaha girmekten sakınmak, Allahtan ayrı kalmaktan ve gayrı
olmaktan korkmak, <b>Zahir: </b>dış, <b>batın</b>: iç,
iç ait, <b>Havi:</b> kapsayan.
Anlamındadır. Buna göre, dini meselelerde <b>fetvayı,</b>
yani hüküm vermeyi ve <b>takvayı, </b>yani
Allahtan gayrı olmaktan korkmayı kendinde <b>cem</b>
edip toplayan hacı kemal Hz.nin kalbi, İslam dininin gerek <b>zahirini</b> gerekse <b>batınına
havidir, </b>(kapsayandır) deniliyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Zebihın sırrına
varis hakikatte <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Peder maderce- çü? nesl-i pâk-i
pirâni<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Zebih:
</span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">kurban, <b>peder: </b>baba, <b>mader: </b>ana, demektir. Niyazi Mısri Hz: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Oldum İsmail gibi
teslimi hak etti hemin<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">İki yüzbin dahi yetmiş
beşte bir kuban bana<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Anladım zebh-i azime bir
işarettir bu koç<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Hem beşarettir gelen
Yahya ile mihman bana.</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Buyurmuşlardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Ki bu beyitte ifade edilen <i>bin iki yüz yetmişbeş</i><b> </b>rakamı, hicri takvime göre pir seyyid
Muhammed nur Hz.nin zuhur ettiği tarihtir. Yaklaşık iki yüz yıl öncesinden Hz.pir’in
bu âleme gelip teşrif edişini haber veren Niyazi mısri, Hz.pir için; <u>‘<i>bana kurban’</i></u><b> </b>olan bu zat <i><u>‘anladım
zebhi azime,’</u></i> yani büyük kurbana <i><u>‘bir
işarettir bu koç,’</u></i> (ruha mensub olan er kişi) diyor. Ve devamla, Hz.pir’in
zuhuruyla kendisine ‘<i><u>beşaret’</u></i> /
müjdeler getirici olduğu gibi, kendisinin <b><i>Yahya</i></b><i> sı,</i> yani hayat verip yaşatıcısı olduğunu ifadeyle, ‘<i><u>yahya ile mihman </u></i>(misafir)<i><u> bana’</u></i> buyuruyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Hz.pir
efendimizin Niyazi mısriye kurban / yakın olup, ona müjdeler getirerek hayat
vermesini ehl-i kemâl şöyle ifade eder. <i>‘Yaklaşık
iki yüz yıl, zararlıdır diye yasaklı olan Niyazi mısri Hz.ne ait bazı eserleri Hz.pir,
bu eserlerin bir zararı olmadığı gibi hepsinin doğru ve faydalı eserler
olduğunu devlet ricaline izah ile ikna eder. Ve bu eserler üzerindeki iki yüz
yıllık yasak kararını kaldırtarak, bu eserlerin yayınlanmasını sağlar.’</i> Ayrıca
Hz.pir ihvanlarına, Niyazi mısri Hz.nin divanını okumalarını tavsiye etmiş ve <b><i>“Niyazi
mısri yaşadığı asırda tevhidin şampiyonu idi”</i></b> buyurmuştur. Bu itibarla,
halen günümüzde dahi Hz.pir’in vekil ve ihvanları, Niyazi mısri nin eserlerini
baş üstünde tutarak bu eserlerden istifadelenirler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> İşte bu
şekilde Hz.pir, Niyazi mısriye kurban / yakın olup, onun marifet ve kemalatını
yansıtan eserlerinin yayınlanmasını sağlayıp, marifet ve kemalatını açığa çıkartmakla
Niyazi mısri Hz.ne Yahya (hayat verici) olmuştur. Allahu âlem.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Kıyametten sonra Yahya as. mın ölümü kesip kaldırarak,
ölümsüzlüğü yani ebedi hayatı getirmesi gibi, Hz.pir insanlığa ölümsüzlüğü yani
Hakk’ın ebediyeti ile beka ve ebediyet bularak bekabillâha ulaşamayı telkin etmekle,
ölümü kesip insanlığa Allahın bekası ile ölümsüzlüğe erişmenin irşadını yapmıştır.
Ki Hz.pir’in vekilleri bu irşadı halen yapmaktadırlar. Çünkü Hz.pir’in şahsında
tasnifi açığa çıkıp zahir olan mesleki resul telkini, fenafillâh ve bekabillâh
mekamlarının irşadından ibaret olup, her kim bu irşaddan nasiplenirse o kişi,
fenafillâh keşfi irfanıyla ölmeden evvel ölür ve bekabillâha ulaşıp, Allahın
ebediyetine karışarak ölümsüz olur. Bunu ifadeyle Yunus
Emre Hz; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <i>Âşık
yunus öldü diye salâ verirler <o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ölenler hayvandır âşıklar ölmez…</span></i><b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">Diyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Bu itibarla, hacı kemal Hz.nin dedesi
olan Hz.pir zuhuruyla, insanın cümle âleme ve kendine varlık nisbet etme
kısırlığı ve nakıslığını fenafillâh telkini ile keserek, bekabillâh irşadıyla
ölümsüzlüğe eriştirmekle insanlığa Yahya olup, (hayat verici) zebhi azim dir. (büyük
kurban koç’udur) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Bunu beyanla: <b>zebihın / kurbanın sırrına varis hakikatte Peder maderce- çü? nesl-i
pâk-i pirâni </b>buyruluyor. Ki gerek peder / babası gerek mader / anası ve
dedesi tarafından nesli pak, yani nesli ehlibeyt / evladı resul temizliğine
mazhar olan hacı kemal Hz; Hakikatta Hz.pir efendimizin şahsında açığa çıkan büyük
kurban koçluğuna (ruha mensub er kişiliğe) mazhar ve varistir, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> İmam-i pişvâ-yı
ehl-i tevhid <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Muhakkikler reisi
şeyh melâmi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Pişva: </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">başkan önder,<b>
muhakkikler: </b>hakikat ehilleri, anlamındadır. Hacı Kemal Hz. <b>tevhidi hakiki</b> irşadı yapan mürşidlerin,
<b>imamların</b> önderi olduğu gibi, <b>ehl-i hakikatın reisi</b> meslek-i resulu <b>melami şeyhidir,</b> buyruluyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ona teslim olan
la şek olur inan <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ledün ilmine vakıf nesl-i rahmani</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> La şek: </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">şüphe kalmamak manasınadır.<b> </b>Her kim <b>ilmi ledüne,</b> yani tarikat, hakikat ve marifete <b>vakıf,</b> <b>nesli rahman</b> ve
evladı resul olan hacı Kemal Hz.den zahir olan irşada <b>teslim olursa,</b> rabbini müşahade edip rabbine kavuşmakta ve insanı
kâmil mertebesine erişme konularında, <b>inan</b>
ki o kişinin hiçbir şüphesi kalmaz, deniliyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Onın medhine
acizdir lisanım <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Turâbi ol
ayağının eya Hilmi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Turâb:</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> toprak, demektir. Ayağının altında türab / toprak
olmak ise, Hz.pir’in şahsında tasnifi ve düzenlemesi açığa çıkan mesleki resul
âli pirensiplerini telkin eden mürşidi kâmili baş tacı yaparak. Onun telkini
irşadına toprak gibi yerle yeksan bir tenezzül ve tevazuyla teslim olmaktır. Ki
bunu ifadeyle Malik ef. Hilmi mahlâsıyla; Hz.pir efendimizin torunu olan hacı
Kemal Hz.ni her ne kadar <b>medhedip </b>övmüş
olsamda, ben onu medhedmiş olamam, <b>dilim</b>
onu anlatmaktan <b>acizdir,</b> diyor. Ve
devamla <b>ey Hilmi</b> sen hacı kemâl Hz.
karşısında, onun ayağının altındaki <b>türab
/ </b>toprak gibi tevazulu ve tenezzüllü <b>olmaya</b>
bak, buyuruyor. Allahu âlem.<o:p></o:p></span></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-55402851336129261092017-12-31T23:15:00.000+03:002017-12-31T23:15:03.621+03:00Gazel-i Hafız Tercemesi<br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Arial TUR", sans-serif; font-size: 16pt;">ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ</span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"></span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";">ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN</span></b><br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"><br /></span></b>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Gazel-i
Hafız Tercemesi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">Aslı Farsça olan Hafız Hz.nin bu ilâhisinin Malik Efendi
tarafından Türkçeleştirilmesidir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> Haberdar ol eya saki
bize sun ol mey-i bâkî</b></span><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Kolay evvel
göründü aşk çoğaldı meşgulüm kati<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Eya; </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">ey hitabı,<b> Saki; </b>içki,
şarap dağıtan, <b>mey-i baki; </b>sonsuzluk,
ebediyet içkisi, <b>kati;</b> kesinlikle,
anlamındadır. Ki kâmil olan bir mürşid, ebediyet sonsuzluk içkisinin mazharı
olup talip ve âşıklara kâmil o içkiden sunar da âşıklar o içki sarhoşluğuyla,
İlâh-i sevgiliye kavuşup sevgiliyle beka bulurlar. Bu itibarla, <b>ey saki,</b> ey halkı irşad edip mürşidlik
yapan kişi, eğer sen gerçek kâmil bir mürşid isen, <b>bize mey-i baki</b> olan sonsuzluk içkisinden <b>sunup</b> ikram et, buyruluyor. Ve devamla, önceleri, yani ilâh-i aşka
mensub olmadan <b>evvelki</b> kulluğum <b>kolaydı</b>. Hak aşkına mazhar olmakla ilâh-i
sevgiliyi müşahade edip ona kavuşma derdi <b>meşguliyetim
kati</b> (kesinlikle) artıp <b>çoğaldı,</b>
deniliyor. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Çünkü Hak aşığı olmayan bir kimse, müşahade edip vasıl olmak için ilâhi
sevgiliyi aramadığından, böylesinin kulluğu bu açıdan kolay olur. Fakat Hak
aşkına mazhar olan bir âşık, daima sevgiliden bahsedilip İlâh-i sevgili sohbeti
yapılmasını ister. Ve sevgiliden bahsedilmesi arzusuyla, daima ilâh-i
sevgilinin sohbet ve muhabbetinin yapıldığı meclisleri aramakla meşgul olur, vesselam.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hem ol nal'e kuzehden
ki bu gelmiş zülf’i müşkinden <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Saba ol turra açtı
dolu kan aşkdan gönlü</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Müşkin: </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">mis kokulu, <b>nale: </b>inilti, <b>kuzeh: </b>renk renk, çizgiler, <b>zülüf:
</b>sevgilinin yüzünde görünen saçı,<b>
sabâ: </b>hoş bir rüzgâr, <b>turra: </b>alın
saçı, kıvırcık saç lülesi, <b>kân: </b>bir şeyin
kaynağı, bir niteliğin bol bol bulunduğu kimse, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Buna
göre, ilâh-i aşk ve derd ile meşgul olup inlememin sebebi, sevgilinin yüzünde
görünen saçlarının renginden gelen mis kokulardır. Ve hoş bir rüzgâr, aşkın
kaynağı olan ilâh-i sevgilinin alın saçından o güzel kokuları gönlüme getirdi, buyruluyor.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Seccaden hamriyle
boyat sana derse mennân piri <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ki salik bihaber değildir bu menzil
resmiyle râhi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Seccade; </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">üzerinde namaz kılınan, secde edilen halı vb.
secde mahalli, <b>Hamr: </b>şarap, <b>Mennan piri: </b>Allahın bol bol ihsanına
mazhar olan ulu, kâmil insan, <b>bihaber:</b>
habersiz, <b>menzil: </b>varılan yer, <b>resm: </b>resim, <b>rah:</b> yol anlamındadır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bu itibarla mennan
piri, zamanın kâmil müşidi olup kâmil, Allahın ihsan ve bağışına mazhar olan
şahsı muhteremdir. Ki bunu ifadeyle kuranda; </span><b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">“Orada
kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş,
lütfumuzdan ilm-i ledün öğretmiştik.”</span></i></b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> (Kehf- 65)</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> buyrulur. Ki bu ayetteki yüce Allah’ın
<i>“<b>katından
rahmet vererek lütfederek ilm-i ledün öğrettiği</b> <b>kul’un,”</b></i> her zaman sağ ve mevcut olan <b>Hızır</b> (as.) olduğu rivayet olunur. Ki Hızır, ilm-i ledün (ilm-i
tevhidi hakiki) mazharı olan zamanın Kâmil mürşid’dir. Hızır’ın her zaman sağ
ve mevcut olması ise, velayet irşadçısı olan kâmil mürşid’in kıyamete kadar
yeryüzünde, tüm zamanlarda ve günümüzde irşadı ile insanlığı aydınlatıcı
olmasıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Pir
seyyid Muhammed nur Hz; <b><i>“Mürşidi kâmil bir kadeh içirdiğinde salik
fiilini (işini) fena / yok eder. İkinci kadehi içirdiğinde görüp işitmesini
(sıfatlarını) fena / yok eder. Üçüncü kadehi içirdiğinde ise vücudunu fena /
yok eder”</i></b> buyurmuşlardır. Bu itibarla, Hakk’ın ihsanı lütfuna mazhar <b>mennan piri </b>olan zamanın mürşidi
kâmilinin salike tevhidi efal, tevhidi sıfat ve tevhidi zat makamlarını telkin
etmesi, salike hamr yani ilâh-i aşk şarabını sunup içirmesidir. Ki ilâh-i aşk
şarabını kâmilden içmesiyle salik, kendinin zannettiği nisbet varlığını yok / fena
ederek, Hak aşığı olur. Ve Hak âşığı, kendi yokluğunda tecelli edip görünen
ilâh-i sevgilinin güzelliğini müşahade ederek, ilâh-i sevgiliye kavuşur. İşte,
saki olan Mennan piri kâmilin içirdiği aşk şarabının tesiriyle yokluğa erişip,
yokluğunda tecelli eden sevgilinin güzelliğini müşahade ve sevgiliye
kavuşmaktan hâsıl olan ilâh-i zevkler, hep aşk şarabının sarhoşluğudur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> <b>Seccade;</b>
Namaz kılınan ve genellikle halı kilim vb. gibi olup secde edilen yer veya mahâldir.
<b><i>“Namaz
müminin miracıdır”</i></b> Hadisi şerifi hikmetince namaz; hakikatı yönüyle
kulun yokluğunda rabbine kavuştuğu miraçtır. Ve namazın secdesi, yokluğun
zirveye ulaştığı kulluğu ifade ettiği için kuranda,<b> <i>“…secde
et ve yaklaş”</i></b><i> (Alak- 19) </i>buyrulduğu
gibi, hadisi şerifte <b><i>“Kulun Allaha en yakın olduğu an secde
anıdır”</i></b> beyan olunur. Ki secdenin remzettiği bu yakınlığa ilâh-i aşk
şarabının sarhoşluğuyla erişilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;">Bu itibarla, zamanın mürşidi kâmilıne intisab eden her salike
evvela, fenafillâh (Allahta yok olmak) ve resulullahın (s.a.v) ahlakı ile
ahlaklanmak hedefi ve meslek-i resul âli prensipleri telkin edilip. Sonra
salikin bu hedefe nasıl ulaşacağının irşadı yapıldığı için, kâmil mürşidin
irşadına mazhar olan bir salikin, kâmilin içirdiği aşk şarabı sarhoşluğuyla
kulluğun fenaya / yokluğa ulaşmasından, <b>bihaber</b>
(habersiz) olması mümkün değildir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bunu
beyanla: <b>Seccaden hamriyle boyat sana
derse mennân piri. Ki salik bihaber değildir bu menzil resmiyle râhi </b>buyrulması,
mennan piri olan kâmilin irşadıyla seccadeyi hamr’a yani ilâh-i aşk şarabına
boyayarak, ilâh-i aşk sarhoşluğuyla kulluğunu yokluğa / fenaya eriştirmek
olduğu için. Zamanın mennan piri olan kâmiline intisab ederek, mesleki resul
seyri sülukuna mazhar olan salikler, seccadenin aşk şarabıyla boyanmasından bi
haber, yani hebersiz olmazlar, demektir. </span><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Sana mahbub
konağından ne emniyet geçirmeğin <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ki canın feryad
ider daim tutunuz yükleri bağlı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Mahbub konağı: </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Sevgilinin evi, mekânıdır. Ve sevgili /
mahbub güzelliklerini konağında açıp gösterir. Ki ilâh-i sevgili olan cenab-ı
Hak, cümle âlemlerde ve her varlıkta mevcut olmasına rağmen, cemalini, yani
güzelliklerini âşıklar meydanı olan kâmilin meclisinde ve aşığın gönlünde gösterir.
Bu itibarla, sevgilinin konağı, âşıklardan ehlullahtan oluşan kâmilin
meclisidir. Ve o meclisten hâsıl olan sohbetlerde, ilâh-i sevgilinin
makamlarından ve türlü tecellilerinden bahsedilir. Bu yüzden her âşık, kâmilin meclisinden
onu alıkoyan engelleri, yükleri meşruiyet çerçevesinde kaldırırarak, her fırsatta
ilâh-i sevgilinin güzelliklerinin sergilendiği Hak âşıklarını ve âşıklar meclisini
arar. Çünkü aşığı ayakta tutup ona can olup can veren, ilâh-i sevgilinin
aşkıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bu itibarla,
bir kimse ben Hak aşığıyım dediği halde, mazereti olmaksızın âşıklardan ve
ehlullahtan oluşan kâmilin meclisine gitmiyorsa, o kimse Hak aşkına mazhar
olmamış demektir. Çünkü kâmilin meclisi, Hak âşıklarının sevgiliden bahsederek,
bülbül gibi şakıyıp figân ettikleri aşk meydanıdır. Ve her Hak aşığı, aşk
meydanı olan kâmilin meclisinin tutkunu, bağımlısıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bunu beyanla
ehl-i kemalden şöyle bir hikâye rivayet olunur: <i>‘Kuluçkaya yatan bir tavuğun altındaki yumurtalarının içine bir tane de
ördek yumurtası konulmuş. Günü gelipte civcivler doğduğunda, tavuk yavrularını
gezdirir. Fakat gezinirken bir su kenarına geldiklerinde ördek yumurtasından
doğan civ civ hemen suya dalıp yüzmeye başlar. Bunu gören anne tavuk yavrusunun
boğulacağı endişesiyle telaş ederek derhal o sudan çıkması için uğraşır. Oysa
ördek yavrusu fıtratı (doğuşu) gereği suya girince rahat ve mutlu olur.’</i> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> İşte bu hikâyede anlatıldığı gibi bir âşık,
bulduğu her meşru fırsatta ilâh-i sevgilinin güzelliklerini açığa çıkardığı ehlullah
ile sohbet etmek için kâmilin meclisine giderken, onun meclise dâhil olmasını
engelleyen tüm yükleri, engelleri kaldırır. Çünkü Hak aşığı Kâmilin meclisinde
rahat eder, o mecliste zahir olup açığa çıkan ilâh-i sevgilinin cemalinden güzelliğinden
mest u sekran olur. Fakat ilâh-i aşktan ve Hak aşığının ahvalinden habersiz
olan gafil ve cahil olan ehli nefs, âşığın ehlullah ve Hak âşıklarını
aramasını, her fırsatta kâmilin meclisine dâhil olmasını, parasını pulunu
varını yoğunu harcıyor, sapkınlık, şaşkınlık, mecnunluk vb. şekilde değerlendirirler.
Ki bu değerlendirmeler, aynı anne tavuğun, ördek yavrusunun suda boğulacağını
zannetmesi gibi gaflet ve cehalet yüklü anlayışla yapılan değerlendirmelerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bunu beyanla:<b> Bana mahbub
konağından ne emniyet geçirmeğin. Ki cahil feryad ider daim tutunuz yükleri
bağlı </b>buyruluyor. Ki ehli nefs olan cahil
ve gafillerin; ilâh-i aşk veya tevhidin hakikatı gibi dinin derinliğiyle
uğraşmak iyi olmaz, tut orucunu kıl namazını bak işine, o zaman sapıtmaz
şaşırmaz emniyette güvende olursun, anlayışıyla yaptığı kulluk gibi bir kullukla
ben, emin kâmil bir insan olamam. Ben, sevgilinin güzelliklerini zahir ettiği konağından,
yani kâmilin meclisinden beni alıkoyan engel ve yükleri kaldırır atarım da,
ilâh-i sevgilinin güzelliklerini sunduğu sevgilinin konağına girerim. Ben
sevgilinin konağından zahir olan güzelliklerine kayıtsız kalmam. Demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> <b> Karanlık gece korkudan deniz
girdabı mevcinden <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bizim halimizi ne
anlar sahilin bahri<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Girdap:</span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> suların dönerek akmasından oluşan
tehlike, <b>mevc: </b>dalga, <b>bahir: </b>deniz anamındadır. Pir seyyid
Muhammed nur Hz: <b><i>“Kuran şeriat, tarikat, hakikat, marifet olan dört ilim ve yedi makam
üzere inzâl olmuştur.”</i></b> Diyor ki İslâm dini, kuran kaynaklı şeriat,
tarikat, hakikat ve marifet ilimleri ile bir bütündür. Ve kuran kaynaklı bu
ilimlerin tahsili ile ancak bir insan yaratılışının yüce gayesine, insanı kâmil
makamına ulaşır. Bu ilimlerden sadece şeriata tabi olarak yapılan kulluk, insanı
yaratılışının yüce gayesine eriştirmeyen eksik bir kulluktur. Şeriatı olmadan,
tarikat veya hakikat marifet ehli olduğunu iddia etmek ise zındıklıktır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bu itibarla, bu
dört ilimden olan şeriat, dinin zahir dış yüzüdür. Ve kulluğun ibadetlerin şekil
olarak nasıl yapılacağını ve insanlar arasındaki münasebetleri düzenler. Dinin
batın yüzü olan tarikat, hakikat ve marifet ilimleri ise, zamanın mürşidi
kâmilinden tahsil edilir. Dinin batını, insanın yaratılışının yüce amacına
erişmesini, bu imtihan âleminde kendinde ve cümle âlemde mevcut olan rabbine
vasıl olmasını sağlar. Ve bu ilimlerin tahsili ile bir insan, ilâh-i aşka
ilâh-i derde mazhar olup ilâh-i sevgiliye kavuşur. Ki bu da, dinin hem zahirine
hemde batınına mazhar olan kullukla mümkündür. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">Bunu beyanla: <b>Karanlık gece korkudan deniz girdabı
mevcinden bizim halimizi ne anlar sahilin bahri, </b>buyruluyor. Yani </span><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">gecenin karanlığında, dalgalarla ve
girdabla uğraşarak denizde yolculuk yapanın hâlini, sahilde yani karada
yolculuk yapan bir yolcunun anlayamaması gibi. Vahdet-i ilâhi gecesinde ve
ilâh-i aşk denizinde yüzen Hak aşığının halini, dinin şeriat sahilinde kalıp,
kulluğu sadece dinin zahiri / dışı ile meşgul ve kayıtlı, kendinde ve cümle
âlemde mevcut olan Allahın vahdetinden gafil olup, ilâh-i aşk bahrine
giremeyenler ne anlar bizim halimizden, demektir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Muradımca olan
işler rezalet çıktı hep sonu <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Kaçar gizli kalır
ol sır ki mecmularda söylendi<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Muradımca olan işler </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">demek, insanın kendine nisbetle ve
nefsinin istekleri doğrultusında cehaletle yaptığı faaliyetleridir. Pir seyyid
Muhammed nur Hz. <b><i>“iblisin hem anası hemde babası cin kavminden olan can’dır. Can hem
erkekliği hemde dişiliği olan bir yaratık olduğundan, kendi erkekliğiyle kendi
dişiliğinin tenasülünden hamile kalıp, iblisi doğurmuştur.”</i></b> Diyor. Bu
itibarla, bu yeryüzü olan imtihan âleminde bir insanın kendi muradınca, yani nefsinin
istekleri yönünde kendi kendine ürettiği değerlerle kulluk yapması, insanın
zararına olup o insanın rezilliğidir. Ve bu tür faaliyetlerden şeytanlık
iblislik doğar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Çünkü insan, kendi için neyin hayır neyin zarar olacağını aciz kalıp bilemediğinden,
kendi kendine muradınca olan kulluk faaliyetleri insanı rezil edip, şeytanla
arkadaş eder. Kuranı kerimde<b><i>“İnsanlara kılavuz olan, iyi kötü ayrımıyla
hidayetten kanıtlar getiren Kuran, onda indirilmiştir…” </i></b><i>(Bakara- 185) <b>“Biz Kur’an’da mü’minler için şifa ve rahmet olan ayetler indiriyoruz…”
</b>(İsra- 82)</i> beyanlarından açıkça anlaşıldığı gibi, insanın kendi hakkında
ne yaparsa iyi olacağını ne yaparsa kötü olacağını, insan için neyin doğru ve
hayrına olduğunu bildiren kuran, insanlara hidayet yolunu göstererek insanlığın
doğru yolu bularak hidayete ulaşmaları için, müminlere ise şifa ve rahmet olarak
indirilmiştir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Hz.resulullah efendimiz,<i> <b>“Kuranla insan ikiz kardeştir”</b></i>
buyurmuşlardır ki, potansiyel olarak her insan kuranın kardeşidir. Ve kuran
kardeşliği ancak insanı kâmilde faal ve aktif olur. Kâmilin bu âlemde diğer
insanlardan sureta şekil olarak zahiri bir farklılığı olmadığı için, kâmil sırdır
gizlidir, Fakat samimiyet ve sadakatla arandığında muhakkak kâmilin irşadına
erişilir. Gelmiş geçmiş ehlullahın hepsi zamanın mürşidi kâmiline varıp, onun
irşadıyla aydınlanmayı insanlığa söyledikleri gibi, eserlerinde de
yazmışlardır. Mürşidin gerekliliği hakkında Kur’an’da
şöyle buyrulur; <b><i>“Musa genç arkadaşına dedi ki: İki denizin
birleştiği yere kadar hiç durmadan dinlenmeden yürüyeceğim yahut seneler ve
seneler harcayacağım.”</i></b><i> (Kehf-60)<b> “Orada kullarımızdan öyle bir kul buldular
ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan ilm-i ledün öğretmiştik.
Musa ona dedi ki; sana öğretilen ilmi / rüştü / kemalatı bana da öğretmen
şartıyla sana tabi olayım mı?”</b> (Kehf- 65, 66)</i> Bu ayet beyanlarında yüce
Allah’ın, <i>“<b>katından rahmet vererek ilm-i ledün</b> <b>lütfettiği kul’un”</b></i> her zaman sağ ve mevcut olan <b>Hızır</b> (as.) olduğu rivayet olunur. Ki
Hızırın, ilm-i ledün (ilm-i tevhidi hakiki) mazharı zamanın Kâmil mürşidi olup,
Hızır’ın her zaman sağ ve mevcut oluşu, kâmil mürşid’in tüm zamanlarda
günümüzde ve kıyamete kadar yeryüzünde varolup irşadıyla insanlığı aydınlattığının
izahı, evvelki beyitlerin açıklamasında ifade edildi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
Ki ayetteki <i>“<b>hiç durmadan dinlenmeden yürüyeceğim yahut seneler ve seneler harcayacağım.”</b>
</i>diyen Hz.Musa’nın, Hızır’a gidişindeki azim ve kararlılığı, cümle ehl-i
kemâl’in ve ehl-i irfanın mürşidi kâmil’i arayıp bulmasına daima örnek
olmuştur. Bunu ifadeyle pir seyyid Muhammed nur Hz.nin halifelerinden olan <b>Hasan Fehmi (tezdoğan) </b>Hz; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
<i>Ki ilmin kemâle ermek istersen<o:p></o:p></i></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;"> Musa
ol Yuşa’yla sen Hızr’a kavuş<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Deldir
kayığı hem katlet gulamı<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Harabede
kenzin setrine çalış <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Enbiyâ
rumuzun bilmek istersen<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;"> Bir kâmil mürşidin eline yapış… </span></i><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Diyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Yunus emre </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Hz.nin bu
konuda başka birçok beyanı olmasıyla beraber: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Müftüler kadılar geldiler <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Cümle kitapları kodular <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Sen bu ilmi nerden aldın dediler <o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Bir mürşidi kâmil’e varmadan olmaz…</span></i><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Diyor.<b><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Niyazi Mısri </span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Hz.nin de
başka birçok beyanları olmasıyla beraber:
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Mürşid gerektir bildire hakkı sana hakkel yakın<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;">Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş...</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;"> Buyurur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif"; mso-bidi-font-weight: bold;"> Gerek deyişlerinden örnek verdiğimiz Yunus
emre, gerekse Niyazi mısr-i, gerekse Hasan Fehmi ve burada isimlerini
zikredemediğimiz ehl-i kemal’in eserleri incelendiğinde, cümlesinin bu ayetler
ışığında kendi kendilerine değil, arayıp buldukları mürşid-i kâmil’den irşad olduklarını
açıkça görürüz.</span><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bunu
ifadeyle<b>
Muradımca olan işler rezalet çıktı hep sonu Haçan gizli kalır ol sır ki
mecmularda söylendi </b>buyruluyor. Yani kendi
heva ve isteklerimle olan kulluğumdan rezillik iblislik çıkacağını bilidiğimden.
Mecmualarda, yani gelmiş geçmiş cümle ehli kemalin eserlerinde yazmalarında
bahsettikleri, <b><i>“kuran ikizi”</i></b> zamanın mürşidi kâmili bana nasıl sır gizli kalabilir,
ben onu bulmakta azimliyim, kararlıyım, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> Kaçar buluşmak
istersen güzel hafızla ey Hilmi <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Cihanı külli terk eyle
sivayı sil süpür gayrı<o:p></o:p></span></b></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";">
<b>Hafız Hz.</b>nin Farsça olan bu meşhur gazelini, Türkçe şiirle zenginleştiren
Malik ef. Hilmi lakabıyla: Eğer <b>Hafızın</b>
suretinde zahir olup insanlığı aydınlatan marifet ve kemalat ile <b>buluşmak istersen,</b> nefsin hevası olan <b>cihana</b> meyletmeyi bırak, fenafillâh ve
bekabillâh makamlarının müşahadesiyle gayrıyeti ve ikilik olan <b>sivayı</b> da <b>terk ederek, sil süpür</b> diyor. Allahu âlem. <o:p></o:p></span></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8426488334260125069.post-55114475837745373042017-12-31T23:09:00.001+03:002017-12-31T23:09:33.393+03:00Canımın cananıdır aşkın beli <br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "Arial TUR", sans-serif; font-size: 16pt;">ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ</span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"></span></b><br style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;" /><b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";">ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN</span></b><br />
<b style="color: #333333; font-family: Arial, Tahoma, Helvetica, FreeSans, sans-serif; font-size: 14.85px; text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial TUR";"><br /></span></b>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Canımın
cananıdır aşkın beli <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Gönlüme hitab-ı Hak
erdi dahi</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Canân;</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> sevgili, <b>Beli;</b> evet demektir. Can’ın / ruh’un bedeni
ayakta tutması gibi, Hak aşığının canını ayakta tutanın ilâh-i aşk olduğunu
beyanla;<b> Canımın cananıdır</b> (sevgilisidir)
<b>aşkın beli </b>deniliyor. Ve devamla, <b>Gönlüme hitab-ı Hak erdi dahi</b>
buyruluyor. Yani, hikmet ve irfan yüklü <b>Hak
hitabı</b> olan ilham ve doğuşlar dahi, ilâh-i aşk’la gönlüme geldi demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> "Küntü
kenzen"sırrıyla âlem münceli <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">
Nur-ı Hak'tır
hem zuhuratı külii</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Münceli;</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> parlayan, demektir. <b>“Küntü kenzen”;</b> Bir hazineydim,
anlamında olup, yüce Allahın <b><i>“Ben bir gizli hazineydim bilinmekliğime
muhabbet ettim halkı yarattım”</i></b><i> (Kutsi
hadis)</i> beyanına işaret ediliyor. Ve âlemin parlaklığı, cenab-ı Hakk’ın <b><i>“bir
hazineydim”</i></b> kutsi beyanındaki <b>sırrın</b>
gereği olduğu ve görünenlerin <b>küllisi</b>
(tümü) Hakk’ın hazinesinden zahir olup açığa çıkan <b>nur’dur</b> deniliyor. Ki bunu ifadeyle kuranı kerimde,<i> </i></span><b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">“Allah
göklerin ve yerlerin nurudur…”</span></i></b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> (Nur- 35)</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> buyrulur.<b><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Sırr-ı sırdır hem
bu âdem sırrı bil <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Nur zatıdır
yüzünde hammâyıli<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Hamail;
</span></b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">Muska, manasına olup,
sırrı sırrın âdem sırrı olmasının izahı ise şöyledir. Üç cemiyet vardır ki
bunlar 1- cemiyeti ilâh-i. 2- cemiyet-i Muhammed. 3- cemiyet-i Âdem dir. Ki ifade
olunan birinci sır, cemiyeti ilâhi sırrıdır. İkinci sır cemiyeti Muhammed
(s.a.v) sırrıdır. Cemiyeti âdem ise âdem sırrıdır. Bunu ifadeyle hadisi
şerifte;<b> <i>“şu üç mescide sefer edin, bunlar mescidi haram, mescidi nebi, mescidi
aksa’dır”</i></b> buyrulur. Ki mescidi haram, mekkede beytullahın / Allahın
evinin etrafındaki mesciddir. Mescidi nebi, medinedeki resulullah efendimizin
kabrinin içinde bulunduğu mesciddir. Mescidi aksa ise, kudüsteki Hz.Süleyman
(as.) tarafından yapılan mesciddir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bu hadisi şerifin anlamı batıni ağırlıklıdır
ve tevil ile anlaşılacak olan hadislerdendir. Buna göre, mescidi Harama sefer
etmek, cehaletle var olduğu zannedilen cümle âlemin ve kendi nisbet
varlıklarından kulun, Hakk’a sefer ederek kendinin ve cümle âlemin fenası / yokluğu
keşfi irfanıyla Hakk’a vasıl olup, Hakk’ın zuhurunda hep Hak’la beka bularak
cemiyet-i ilâhiye dâhil olmasıdır. Her kim mesleki resul seyri sülukuyla böyle bir
müşahedeye erişirse o, mescidi harama sefer ederek cemiyeti ilâhiye dâhil olmakla
birinci sırra aşina olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Hz.
peygamber efendimiz; <b><i>”Allah evvela benim nurumu yarattı”</i></b>
dediği gibi, başka bir hadisi şerifte ise, <b><i>“Allah evvela bir cevher yarattı o cevherden
de cümle âlemleri yarattı”</i></b> buyurur. Ehl-i kemal, bu yartılan ilk
cevherin nuru Muhammed (s.a.v) olduğunu ifade etmişlerdir. Bu itibarla cenab-ı
Hak, zat-ı vahdetinden / bir’liğinden ilk olarak nuru Muhammedi, nuru Muhammed’den
de cümle âlemleri yarattığından nuru Muhammed, cümle halkı âlemin ve
varlıkların aslı evvelidir. Yaratılanların cümlesi ise tafsilatı Muhammed olup,
cümle halkı âlemi ayakta tutan nuru Muhammeddir. Bunu ifadeyle, kuranda<i> <b>“Ve
biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik”</b> (Enbiya- 107) </i>buyrulur.
Her kim mesleki resul seyri sülukuyla evvela nuru Muhammed’in, nuru Muhammed’den
cümle halkı âlemin yaratılış zuhuru müşahadesine ulaşırsa, o kimse mescidi
nebiye sefer ederek, cemiyeti Muhammed sırrına aşina olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Cemiyeti
Âdem ise, gerek cemiyeti ilâh-i sırrını, gerekse cemiyeti Muhammed sırrını kendinde
cem edip toplayan kemâlattır. Ve bu kemalata âdemiyet ve âdemi sır denir. Mesleki
resul seyri sülukuyla kim Hakk’ın sırrını ve Muhammed sırrını cem eden âdemi
sırra ulaşırsa o kul, cemiyeti âdeme dâhil olup mescidi aksaya sefer etmiş
olur. Bu itibarla, âdemiyet mesleki resulde zamanın mürşidi kâmilinin telkini
irşadıyla erişilen bir kemalat olduğu için, âdemiyet insanın sureti zatı
değildir. Ki bu aynı hamailin / muskanın dışının değil de içinin önem taşıması
gibidir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bunu beyanla, <b>sırr-ı sırdır hem bu âdem sırrı bil, nur
zatıdır yüzünde hammayıli </b>buyruluyor. Ki biri
cemiyeti ilâh-i sırrı, diğeri cemiyeti Muhammed sırrı olan iki sırrı cem etmek âdemin
sırrıdır bil. <b>“Allah göklerin ve
yerlerin nurudur…”</b> (Nur- 35) “ beyanı hikmetince yaratılan cümle suretler gibi
âdemiyet de, zatı ilâhi nurundandır. Ve âdemin suret yönü, hamailin / muskanın
dışı gibidir, buyrulyor. <b><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> Sırr-ı elif daldurur
gökler dahi <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Mim ü daldır
yerlere hem temsili</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Elif;</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Arap alfabesinin ilk harfi, <b>Sırr-ı
elif; </b>Hakk’ın uluhuyeti, yani Allahlığıdır. <b>Daldurur;</b> delil olur, demektir. <b>Mim;</b> Arapça bir harf olup Hz.Muhammed (s.a.v) efendimizi remzeder.<b> Dal; </b>Arapça bir harftir ve kulluğu
ifade eder. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Buna
göre, <b>sırrı elif;</b> cenab-ı Hakk’ın
görünen ve görünmeyen cümle âlemleri ihata eden uluhuyetidir, yani
Allahlığıdır. Ve elif harfinin sırrı olan Allah, fenefillâh ve bekabillâh
makamlarındaki zuhuruyla açığa çıkar ki, bu açığa çıkış aynı zamanda Hakk’ın, </span><b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";">“ben yerlere ve göklerime sığmam ancak
mümin kulumun kalbine / gönlüne sığarım”</span></i></b><i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> (Hadisi kutsi)</span></i><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> beyanının gerçekleşmesi olup, kulun kalbine Allahın sığmasıdır. Ki burada ifade
olunan sığma, fenafillâh ve bekabillâh makamları irşadıyla aydınlanan kulun
irfanı müşahadesine Hakk’ın sığmasıdır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b>Gökler;</b> ruhaniyet, ruh âlemleri
demektir ki, ruh göklerine fenafillâh ve bekabillâh olan Allahın makamlarını müşahade
marifetiyle ulaşılır. Bunun için elif sırrı olan fenafillâh ve bekabillâh
irşadı yapan zamanın kâmil mürşidinin delilliğine, yol göstericiliğine ihtiyaç
vardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b>Mim u
dal;</b> mim ve dal harflari demektir. Ve mim harfi Hz. Muhammedi, (s.a.v) dal
harfi ise insanı kâmil kulluğunu ifade eder. Bu itibarla zamanın kâmili,</span><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Muhammedi ahlâk ve tabiatı üzere bir
kulluğa mazhar olup, Muhammedi kullukla<b>
yeryüzünde</b> yaşar. Ve zamanın kâmilinden vahyin / kuranın haricinde bir
kulluk faaliyeti zuhur etmediği gibi, kâmilin her telkin ettiği âli prensip kuranın
denetimine açık olur. Çünkü kuran, Resulullah efendimizin ahlakıdır ve bunu
ifadeyle müminlerin annesi Hz.Ayşe validemize,<i> <b>“bize resulullahın ahlakından
bahset</b>”</i> dediklerinde, Hz.Ayşe <b><i>“siz kuran okuyun kuran resulullahın
ahlakıdır,”</i></b> buyurmuşlardır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: "Arial","sans-serif";"> Bunu beyanla, <b>Sırr-ı elif daldurur
(</b>delil olur)<b> gökler dahi, Mim ü daldır yerlere hem temsili </b>buyruluyor. Yani ruh
göklerine ulaşmanın delili, yol göstericisi, elif<b> </b>harfinin sırrı olan Allahın fenafillâh ve bekabillâh makamları
telkini irşadı yapan zamanın mürşidi kâmilidir. Zamanın kâmili, bu yeryüzünde
mim ve dal<b> </b>harflerinin remzettiği
Muhammedi kulluğu temsilen, her zamanda yeryüzünde var olup yaşar, demektir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> <b> Eşrafatıdır cihanın
nûrıla <o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Arş u kürsidir o nurla zinetli</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Eşraf;</span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> şerefliler, <b>zinet; </b>süs, bezek, demektir. Hz.peygamber efendimiz; <b><i>“Ben
Allahın nurundan müminlerde benim nurumdandır” </i></b>buyurur. Ki hidayeti
nuru Muhammed mazharı olup, yeryüzünde Muhammedi kullukla yaşayan bir mümin,
yaratılışının yüce gayesine ulaşmış olan insanı kâmildir. Ki yüce Allah, insanı
kâmil marifet ve kemalinde zahir olan Muhammed kulluğuyla bilinmekliğine
muhabbet edip âşık olduğu için, cümle âlemleri yaratmıştır. Bu itibarla, insanı
kâmilde zuhur eden hidayeti nuru Muhammed kulluğunun nuru aydınlığı, cümle
âlemlerin ve tüm varlıkların yaratılış ve var oluşlarını sağladığından, cümle
âlemler insanı kâmilin var olmasıyla şeref bulup zinetlenir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bunu ifadeyle <b>Eşrafatıdır cihanın nûrıla Arş u kürsidir o nurla zinetli </b>buyruluyor
ki, Hidayeti nuru Muhammed mazharı kâmilde zahir olan nur u aydınlık ile arş,
kürsi, cihan / dünya ve cümle âlemler şereflenip nurlanarak, var olup zinetlenirler,
demektir. </span><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Hilmi'ya aç gözini
âlemde bak <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Müminin mirati mü’min
sureti</span></b><b><span style="font-family: "Arial","sans-serif";"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<b><span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Mir’at; </span></b><span style="font-family: Arial, sans-serif;">ayna demektir. <b>Mümin</b> ismi, yüce Allahın esmayı
hüsnâsından, yani Allahın güzel isimlerindendir. Üç kısım imana mazhar mümin
vardır ki birincisi, taklidi imanla mümin olanlardır. Ve taklidi iman müminliği
en zayıf olan müminliktir. İkincisi istidlâl / delilli imanla mümin olanlardır
ki, bu iman mensubları Allahın eserlerini delil yaparak Allaha iman edenlerdir.
Bunların en âlimleri Allahın varlığına fillerini isimlerini sıfatlarını delil
yaparlar, fakat bu ilim erbabı zamanın kâmili mürşidinden zikri daim ve
makamatı tevhid irşadına mazhar olmadıklarından, her fiilin faili, her ismin
müsemması ve her sıfatın mefsufu olan Hakk’ın zatından gafil ve mahçup / perdeli
olurlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;">Müminlerin üçüncüsü, imanı kâmil müminleridir
ki bunlar, zamanın kâmil mürşidinin zikri daim fenafillâh ve bekabillâh makamları
telkini irşadı mazharıyetiyle, insanı kâmil mertebesine erişmiş müminlerdir.
Bunlar cümle âlemin ve kendilerinin yokluğunda asla zeval bulmayan Hakk’ın kemal
tecellisine mazhardırlar. Ki bunu ifadeyle Hadisi şerifte;<i> <b>“Mümin müminin aynasıdır / miratıdır”</b></i>
buyrulur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Ve <b>“mümin”</b> ismi, Allahın esmayı hüsnasından
yani, Allahın güzel isimlerindendir. Ki, yokluğunda Allahın bekasına ulaşarak, Hakk’ın
kemâl tecellisine mazhar olan Kâmil müminde Allah, mümin ismi ile tecelli
ederek kâmil imanı zahir ettiği için Kâmil bir mümin, Allahın mümin ismini
açığa çıkarıp zahir eden mirattır / aynadır. <o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="background: white; mso-layout-grid-align: none; mso-pagination: none; text-align: justify; text-autospace: none;">
<span style="font-family: Arial, sans-serif;"> Bunu
ifadeyle Malik Efendi Hz. Hilmi lakabıyla; <b>Hilmi'ya
aç gözini âlemde bak, Müminin mirati mü’min sureti </b>buyuruyor ki, ey Hilmi
Allahın mümin ismi ile tecelli ettiği yer, kâmil imana mensub olan insanı kâmildir.
Kâmil bir mümin, Allahın mümin ismini yansıtan bir mirattır / aynadır. Bu
imtihan âleminde aç gözünü, böyle müminlerden olmaya bak, demektir. Allahu
âlem. <o:p></o:p></span></div>
vahdetivucuthttp://www.blogger.com/profile/00987644256136643551noreply@blogger.com0