Abdulmalik Hilmi Hz.nin
Osmanlı alfabesiyle yazılmış olan divanı, (şiir kitabı) Kemal zurnacı Hz.de
mevcut iken. Kemâl efendi bu divanın Osmanlıcadan lâtin harflere çevrilerek,
zaten bazı ilâhilerini / şiirlerini ezberden okuyan Hak âşıklarına ve Türk
kültürüne kazandırmak amacıyla, o zaman genç bir akademisyen olan Sayın doç.
Hüseyin özcan’a yüksek lisans tezi hazırlamak ve kitap olarak basılması
için veriyor. Ve kitabın basılmasının yayınlanmasının maddi külfetini Kemal ef.
Hz.nin kendisi üstlenmek üzere anlaşıyorlar. Benim Kemal efendinin bu
teşebbüsünden haberim vardı. Fakat bu dünyadaki ömrü bu divanın basılmasına
yetmeyen Kemâl ef. Hakk’a yürüdüğü için, bu kitabın hazırlanması yarım kalıyor.
Hüseyin Özcan üstüne düşen görevi başarıyla yerine getirip yüksek lisans tezini
hazırlayıp kabul ettirmesine rağmen kitap basılamıyor.
Bu faaliyetleri Kemâl ef.
Hz. Kendisi yürüttüğünden, bizler bu teşebbüsün hangi aşamada olduğunu kemâl
efendi Vefat ettiği için bilemiyorduk. Bir gün, bir resmi daire ziyaretinde
kendisini gıyaben bildiğim fakat şahsen görmediğim genç akademisyen Sayın
Hüseyin Özcan beyle karşılaştık. Ve Hüseyin Özcan bize eserin hazır olduğunu,
Kemâl efendi vefat ettiği için maddi yetersizlikten basılıp kültür hizmeti
veren kütüphanelere ve Türk dünyasına dağıtımının yapılamadığını söyledi.
Bizler de acizâne bu hizmet için gerekli her türlü maddi imkânı sağlarız,
yeterki Kemâl ef. İle olan anlaşmanız aynen tahakkuk edip tamamlansın dedik. Ve
böylece Abdulmalik Hilmi divanı (şiir kıtabı) basıldı.
Hüseyin özcan bey bu divanın
(şiir kitabının) gerekli yerlere ulaştırılmasını sağladığı gibi, bizler de Batı
Trakya Türklerinin şehit lideri Sayın Sadık Ahmet ve Sancak Türkleri
meclis başkanı Sayın Süleyman ugylanin beylere. Ve Sadık Ahmet’in
önerisiyle Türk tarihi araştırmaları vakfı ile temas kurup, bu kitabın Kemal
ef. Hz.nin istek ve arzusu gereği, Türk dünyasına dağıtımının yapılması üzere
gönderdik. Yurt içinde ve yurt dışında ulaşabildiğimiz Melami meşrebini
devam ettiren gurup ve şahıslara da, divanı hediye ettik.
Bu imtihan âleminde tanışmakla
şereflenerek irşad olduğum kâmil mürşidlerden üzerimde en fazla etki ve tesiri
olan olan Kemal ef. Hz.dir. Kemal ef. Abdulmalik Hilmi Hz.nin kendi imkânı ile
yaptırdığı rahoves şehrindeki tekkede yetişip, yüksek derecede manevi eğitim
alarak irşad olmuştur. Ve irşad olduğu bu eğitim ve ruhaniyet ile bizleri de
irşad eden Kemal ef. Vasıtası ile bizler, Abdulmalik Hilmi Hz.ni ve onun
ilâhilerini ve eserlerini tanıdık. Ayrıca Abdulmalik Hilmi’nin yaptırdığı tekke’de
görevli son mürşidi kâmil olan Süleyman kolari Hz.nin, sohbetlerinde ilâhilerinden
ve hikmetlerinden bahsetmesi de Abdulmalik Hilmi Hz.nin ruhaniyet ve
kemalatından bizlerin haberdar olmamıza yardımcı oldu.
Ve Abdülmalik Hilmi Hz.nin
yüksek marifet ve kemalatını içeren, kur’an ve Muhammed-i kullukla ayniyet
ifade eden ilâhilerini şerh edip açıklamaya kendimi memur hissederek çalışmaya
başladım. Yüce Allahın yardımıyla bu çalışma, hata ve eksikleriyle beraber
tamamlandı. Ve Abdülmalik Hilmi divanı şerhi / açıklamasını bitirmek nasip
oldu.
Bu çalışmalar esnasında iki defa rüyamda
gördüğüm Kemal ef. Hz.nin uyarısına ve yardımına şöylece muhatap oldum:
Birincisinde “bana Abdülmalik divanını göstererek ‘bir daha gözden geçirmemi
söyledi’, bunun üzerine neresinde hangi hata var dediğimde ‘yüz’ü gözden geçir
dedi.’ Ve uyanınca yüzüncü sayfayı açtığımda hatayı gördüm ve gereken
düzenlemeyi yaptım.
İkincisinde ise mütebessim güleç bir
ifadeyle; “kitabı bitirdinmi? Dedi, bende
bitirdim dedim, Arapçayı da yaptınmı? (arapça şiiri de açıkladınmı /şerh
ettinmi) Dedi, bende Arapçayı da yaptım dedim, bunun üzerine sana mısırlı
doktordan selam getirdim dedi. Ben de ve aleykümselâm dedim. Ve basılmış olan
kitabın kapağını açıp genç ihvanlarımızdan Kadir Halıcıya, basılmış olan kitap
kapağının iç tarafında ne yazıldığını okumasını söyledim. Kadir Halıcı bana ve
Kemal efendiye hitaben; basım aşamasındaki yasal düzenlemelerden ve izinlerden
bahsediyor, dedi. Bunun üzerine; bizim ticari bir amacımız olmadığı için bu
düzenlemeler bizi bağlamaz dedim. Ve Kemal efendide beni tasdik ederek doğru
söylüyor zaten liste yapıldı dedi.” Uykudan uyanınca divandaki Arapça olan
kırkyedinci ilâhiyi gözden geçirdiğimde, bir beyitin yorumundaki fazlalığı
gördüm ve gerekli düzenlemeyi yaptım, elhamdülillah.
Gayret kul’dan başarı ise Allah’tandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder