Şarabdan murat: Marifetullah ve Allah sevgisidir ki, aşk’dır. Aşk ile muhabbet aynı anlamdadır.
Meyhaneden murat: Mürşidi kamilin
gönlüdür ki, muhabbetullah hazinesidir.
Kadehden murat: Kamilin talip
olana telkin ettiği Allah ismidir. Yüce olan belirsizliği yönününden, ilahi
marifetlerin suret bulduğu kelimelerdir.
Mahbubdan murat: Mürşidi Kamildir. Çünkü
sevgili denilen mürşidi kamil, aşkı isteyene candır.
Zülüften murat: Kamil olan
mürşidin talibe tenezzül etmesiyle ona, cezb edici kelimeler söylemesidir.
Halden murat: Allah’da yok olma
halidir. Zat denizinde gark olduğunda gönlünün irşaddan tok olduğu haldir.
Yanaktan murat: Talip olana
göründüğünde, talibin gönlündeki iki cihan olan dünya ve ukba fikrini veya
sevgisini ondan gidermesi, belki de kendi vücudunu sevmesi halidir.
Yüzündeki hatların
Kur’an a benzemesinden murat: Ahlakı ilâhiyedir ki, Allah’ın ahlakı ile
ahlaklanın sözü hasıl olmuştur.
Beni aşfir çıkmak:
İnsan
da halk olunan bir sıfattır. Yecüc mecüc dür. İnsan da olan kötü sıfatların ve
bozuk fikirlerin bütünüyle açığa çıkmasıdır.
Deccalın görünmesi: İnsanda, aklı
meaşın ve dev olan kibir sıfatının ulvi değerleri işgal etmesi ile kötü huyların
görünmesidir.
Hz.İsa (as)’ın yere
inmesinden murat: Aklı
meadın yakın nuru ile zuhurundan ibarettir. Deccalı katletmesinin hikmeti ise
kişide hakim olan kötü huyları temizlemek ve o’nu bu huylardan kurtarmaktır.
Sadreddin
Konevi(ks) Hz.leri buyurdular; Deccal,
Dünya’nın hakikat mazharıdır. Onun içindir ki, sağ gözü kördür, Hak’kı göremez.
Hz.İsa (as),ahiretin hakikat mazharıdır. O’nun zuhuru ahiret anlayışının doğuş vaktidir. Çünkü aklı
meadın zuhur etmesi ile aklı meaş ölür.
Hz. Mehdi’den
murat: Aklı
kül ve ruhu azamın zuhurudur. Bu ruh seçkinlere üflenir, herkese olmaz. Hicr
suresi 39.ayette belirtildiği gibi..“O’na
ruhumdan ruh üfledim..” Bu ruh, Allah’ın halifesi olan mürşidi kamil
tarafından talibe üflenir. Buna ruhu Muhammedi de derler.
Dabbetül arz
çıkmak: Levvame
nefsin ibadetinin zuhurudur. Bir elinde Musa’nın asası diğer elinde Süleymanın
mührü olup, asa ile mü’minlerin yüzünü yıkayıp cennet ehli olduğunun beyan
edilmesi, mührünü kafir yüzüne vurup onun kafir olduğunu işaretlemesidir. Yani
nefsi levvamenin bir yüzü nefsi mülhimeye bir yüzü de emmareyedir. Bundan
dolayı şaki ve said yani kötülerden veya iyilerden olma imkanı vardır. Mülhimeye
tabi olursa iyilerden olur ve bu iyi halinin nişanı yüzünde belirir.
Güneşin batıdan
doğması: Ruhun
bedenden ayrılmasıdır. Çünkü cisimle alakalı olan ruhun ona olan ilgisi kesildi
ve dolanarak batıdan doğdu.
Her
zerrenin zahiri yine zerredir amma, batını arşı azimdir. Cümle mahlukat o zerrenin batınındadır. Yüce
Hak’kın arşı azime olan teveccühü ne ise her zerreye de öyledir. Görmez misin
insanın yüreğinde şu siyah noktanın içindeki sahranın azametini ki,
her köşesinde arş, kürs, ay ve yıldızlar mevcut olmasın. Mevcudun batını
böyledir. Tevhide dair bu nükteler Remzi Muhammed Efendi (ks) hazretlerinin
risalesinden alınmıştır.
Resulullah (sav)
buyurdu ki;
Allah evvela ruhumu yarattı. Allah
evvela Aklımı yarattı.
Allah evvela nurumu yarattı. Allah evvela kalemi
yarattı.
Bu
dört cevherin birçok isimle isimlendiğini açıklar. Bunlar: Ruhu evvel, nuru
evvel, aklı evvel, kalemi evvel, kavsi
evvel, ruhu azam, sırrı azam, ruhu musavvir, ruhu mahluk, ruhu izafi, ruhu kutsi,
ruhu nulvi, ruhu insani, ruhu hayati, ruhu rabbani, aklı kül, bahrı muhid, zatı
mucid, nuru basid, nurul envar, sırrıl esrar, vasılı usül, aklı akul, ezeli
azal, ruhu vahid, feyzi vahid, cevheri vahid, noktayı vahid, mahbubu hak, ahseni
takvim, berzahı Kübra, illeti gaye, müsammayı kül, insanı kamil, sırrı sübhan,mebdayı miad ve
kaf diye bunca isimlerle isimlenen hakikatı muhammediyedir ki, kenzi mahfinin
sırrı ve nuru ve on sekiz bin alemin çekirdeğidir. Nefs ruh ile zinde, ruh akıl
ile zindedir ve akıl Hak’kın elçisidir ve tercümanıdır. Akıl ilim ile zinde
olup ruh emrinin ve ruh sultanının veziri ve hizmetkarıdır….
Sadeleştiren
Mehmet Naci GÜNEY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder