21 Ağustos 2011 Pazar

ÖNSÖZ




     “İzhep fi ehli rum / Rum eline git”emri ile Mısır ülkesinden Türk yurduna on yedi yaşında gelerek, Nur-u Muhammed (s.a.v.) ile etrafını aydınlatan Pir Seyyid Muhammed Nur Hz.nin, irşadına mazhar olan Recep Hulusi. Ve Abdülmalik Hilmi ve Emin Durguti ve Süleyman Kolari ve Kemal Zurnacı hazeretları vasıtası ile Salihli’yi ve bizleri’de bu irşad’tan nasiblendiren Allah’a Hamdolsun.
      Selam, Hz.Muhammed (s.a.v) şahsında cümle peygamberlere. Ve velayet imamı Hz. Ali (k.v) şahsında cümle ehli beyt ve Evliyaya olsun. Hadi olan Allah’ım onların yolundan bizleri ayırmasın.
      Evvela sohbetlerinde Abdül Malik Hilmi Hz.nin engin marifet ve kemalâtı ile hâsıl olan hikmetlerinden, Abdulmalik Hilmi divanındaki şiirlerden / ilâhilerden bahisle bizleri irşâd eden, Türk islâm mücahidi kâmil-i mürşid, Kemâl efendi Hz.nin aziz ruhaniyetine. (Kemâl zurnacı D-1927 Ö-1990) Bu eseri yüksek lisans tezi olarak hazırlayarak Osmanlıcadan lâtin harflere çevirip zamanımız ehl-i aşkı ile buluşturan sayın Prof. Hüseyin Özcan beye. Arapça ve osmanlıcadan hâsıl olan müşküllerime, ilmi donanımıyla yaptığı katkılardan dolayı, Âlim ve kuran hafızı sayın avukat Ömer ulusoy beyefendiye. Bu ve benzer eserlerin oluşumuna katkı sağlayan cümle ihvanlara manevi kardeşlerime. Bu çalışmalara benim zaman ayırmamı sağlayan, her türlü maddi ve manevi yardımları yaparak bu çalışmalarda bana katlanıp tahammül eden sevgili aile efradıma. Ve tüm emeği geçenlere teşekkürü borç bilirim.
      Pir seyyid Muhammed nur Hz. “Kuran şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olan dört ilim ve yedi mertebe üzere inzâl olmuştur.” Diyor. Ki bu yedi mertebeyi / makamı ifadeyle kuranda; “Biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve şu büyük Kur’an’ı verdik.” (Hicr, 87) buyrulur. Bu yedi tekrarlanan ayet, cümle peygamberlerde ve insanı kâmil velilerin şahsında zuhura gelmekle hâsıl olan bir “tekrar”dır. Ki bir insan bu “tekrarlanan yedi ayet,” yani yedi tevhid mertebesi olan Allah’ın makamları keşfi marifetiyle kemale ulaşıp insanı kâmil olur. Ve Allah her peygamberi bu insanı kâmil veliler arasından seçer.
       Bu itibarla, bir şiir’in zahiren edebi değeri her ne kadar yüksek olursa olsun, şiir her ne kadar ahenkli ve güzel olursa olsun ilâhi olamaz. Ancak, Allah’tan ve Allah’a ait değerlerden bahseden bir şiir ilâhidir. Ve her ilâhi de hikmetli olmaz, ancak meratibi tevhid marifetine uygun olan şiir ve ilâhiler hikmet içerir. Ki meratibi ilâhi Allah’ın makamlarıdır. Ve bu makamlar, zamanın mürşidi kâmilinden mesleki resul seyri süluku irşadı olarak tahsil edilir.
        Abdulmalik Hilmi Hz.nin divanındaki şiirlerin tamamı, mesleki resul seyri süluku merifet ve kemalatını içeren hikmetli ilâhilerden oluşur. Ve kuranın inzâl olduğu “şeriat, tarikat, hakikat ve marifet olan dört ilmi” ve tekrarlanan yedi ayet” olan meratibi tevhid, yani Allah’ın yedi makamının irşadı aydınlığını beyan eder.
        Bu itibarla, mesleki resul seyri süluku görüp tahsil edenler, meratibi tevhid olan Allah’ın makamlarının keşfi irfanı ile ilâhilerin içerdiği hakikat ve hikmeti, tevil ve yorumlarıyla şerh edip açığa çıkarırlar. Ki kul tarafından yapılan her tevil, tefsir ve yorum hataya ihtimalli olup başka şekilde de tevil edilip yorumlanabilir. Hatasızlık kusursuzluk, tüm eksiklikten ve noksanlıklardan münezzeh olan Allah’a aittir.
Bizim de acizâne Abdulmalik Hilmi divanını (şiir kitabını) şerh edip açıklama amacımızın özü’nü, Kuran ahlâkı olan Muhammedi kulluğa erişme gayreti oluşturur. Bu niyet ve gayretle oluşan ‘İrfan kaynağı Abdulmalik Hilmi divanı şerhi / açıklaması,’ okuyanın vahyin aydınlığına ve Muhammed-i kulluğa ulaşmasına vesile olmasını, yüce Allah’tan niyaz ederim.
                         
                                                                          Nejdet Şahin                                                           


Hiç yorum yok: