18 Haziran 2011 Cumartesi

ÖNSÖZ

Cenab-ı Hak; insanlığı, onların arasından seçtiği peygamberler vasıtasıyla uyarmış, insanların hakkında neyin iyi ve faydalı, neyin kötü ve faydasız olduğunu, peygamberlere yaptığı vahiyle bildirmiştir. Ahir zaman Peygamberi Hz. Muhammed s.a.v Efendimizin zuhuruyla, insanlığa peygamberlerin gelmesi tamamlanmıştır.
Hz. Resulullah Efendimizin bu alemden unsur bedeniyle ayrılmasından sonra tebliğ ve irşad; velayet yoluyla insan-ı kamil olan veliler tarafından ifa edilmiştir. Kıyamete kadar da edilecektir.
İnsan-ı kamil olan bu veliler, her zaman ve bu gün dahi, kamil olmayan, nakıs / eksik insanlar tarafından istismar edilmiş ve edilmektedir. Her köşede, bu şerefli irşad görevini yapan mürşid-i kamilin taklitçileri mevcut olup, Hak talipleri ve aşıklarının ilahi sevgiliye vuslat yolunun üzerinde oturup, onları şaşırtmaya devam etmektedirler. Unutulmamalıdır ki, gerçeği, hakikisi olan bir şey taklit edilir. Hz. Resulullah Efendimizin zuhurundan evvel, onun yaşadığı coğrafyada sahte peygamberlik vakası yoktu. Hz. Peygamber’in zuhur edip müminlerin teveccühüne mazhar olmasıyla beraber sahte peygamberler de çıktı ve halen çıkmaya devam etmekteler.
İşte velayetle irşad makamı olan mürşid-i kamil’lik; ehil olmayan sahte mürşidler tarafından, her zaman olduğu gibi bugün de suiistimal edilmeye devam ediliyor. Bunlar, çeşitli organizasyonlarla halka zamanın insan-ı kamili olarak tanıtılıp, siyasi, ekonomik vb. beşeri menfaatler sağlanıyor.
Mazhar oldukları kemalat ve marifet irşadıyla insanlığı aydınlatan Muhiddin Arabi, Mevlana Celaleddin, Hacı Bektaş, Yunus Emre, Hacı Bayram, Niyazi Mısri ve Pir Seyyit Muhammed Nur Hazretleri... gibi mürşid-i kamil olan veliler zincirinin altın halkalarından biri olan Hasan Fehmi Tezdoğan Hazretlerinin zuhuruyla özellikle Anadolu Melamiliği üzerinde derin tesirleri olmuş ve halen olmaktadır.
Hasan Fehmi efendinin dedeleri Aslen Bursa’nın tomat nahiyesindendirler. Rumelinin fethiyle ataları Rumeliye göçüp iskan olunmuştur. Atalarının kurduğu şimdiki Makedonya devletinin iştip vilayetine bağlı Muşansa köyünde 1885 yılında doğan Hasan Fehmi Tezdoğan Hazretleri, balkan harbinden sonra atalarının kurduğu yurdu bırakıp İzmir’e yerleşmiş ve 1951 yılında İzmir’de vefat etmiştir.
Şerhine memur olduğumuz Hasan Fehmi Tezdoğan Divanı’nın şerh edilmesi (açıklanması), 10 Ramazan’da başlayıp, dört ay sonra 09.02.2005 tarihinde tamam oldu.
Hz. Peygamber Efendimiz “Peygamberler günah işlemez fakat hata yaparlar.” Buyurmuştur. Peygamberler dahi hata yapabildiğine göre, bizlerin hataları kim bilir ne kadardır! Her tevil, tefsir ve tabir hataya ihtimalli olup, başka bir şekilde de yorumlanabilir. Biz mazhariyetimiz nispetinde gayret ettik ve bu Hasan Fehmi Divanı Şerhi, hatalarıyla doğrularıyla meydana geldi. Umarım ki, ehl-i aşka, meslek-i Resul-ü Melamiyye muhiplerine ve müntesiplerine faydalı olur.

Başta, yüksek ahlak ve kemalatı ile gece ve gündüz hiç üşenmeden bizlerin müşküllerini halleden, yetişmemde en büyük katkısı olup, madden ve manen elimden tutarak bugünlere ulaşmamda sayılamayacak kadar emeği ve fedakarlığı olan Demir Ali Serbest Efendi’ye;
Meslek-i Resul-ü Melamiyye ruhaniyetini, zevk ve neşesini Prizren’deki Abdülmalik Hilmi Hazretleri’nin tekkesinde irşad olup yetişerek, nasiplendiği bu yüce ruhaniyeti Salihli’ye taşıyıp bizleri de irşad eden mürşid-i kamil, Türk-İslam aşığı ve mücahidi Kemal Zurnacı Hazretleri’nin ve geçmiş bütün büyüklerimizin ruhaniyetine;
Ve cümle ehl-i zikre, ehl-i tevhide ithaf ediyorum.


Hiç yorum yok: