31 Aralık 2017 Pazar

Hamdülillah bizi kul etti bugün hem kamilân

ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ

ŞERHEDEN  (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN


                            Hamdülillah bizi kul etti bugün hem kamilân
                            Başı verdik hem melamiler İzine dinle can
      Ey can / ruh, ey iman kardeşim, anlatacaklarımı iyice dinle. Allaha hamdolsun, bu gün Melami olan ehli kemalin irşad edip eydınlatmasıyla gerçek kulluğa erişip, nisbet varlığımızın fenasına / yokluğuna arif olan kullar arasına dâhil olduk. Ve ehli kemal olan Melamilerin izinden yürüyüp başımızı verdik, yani fenafillâh keşfi irfanıyla ölmeden evvel öldük, deniliyor. Çünkü resulullah efendimiz; “Ölmeden evvel ölünüz” buyurmuşlardır.
                             Ol Melâmet hırkasından zahir oldu serteser
                            Sırr-ı Ahmed hem Muhammed hem ehad bir bir 'ıyan
      Resulullah (s.a.v) efendimizin gerek Ahmed, gerek Muhammed isimlerinin ve cenabı Hakk’ın ehad / teklik sırrı, Melâmet hırkasından zuhur edip, bir bir açığa çıkarak ayan oldu buyruluyor. Ki Hz. peygamber efendimizin Ahmet, Muhammed, Mustafa ve Mahmud isimleri hikmet tahtında olup resulullahın bu isimleri, cenabı Hakk’ın sırf zat olan ehad / teklik hüviyetinden zuhura gelen kemalat mertebelerini remzeder.
      Buna göre; Ahmed; sıdkıyet kemalatı olup ilmi hakikatı remzeder. Muhammed; mukarribun kemalatı olup ilmi marifeti remzder. Mustafa; nubüvet / peygamberlik kemalatı olup, kalbe gelen her yön ve her nevi tecellideki zat-ı ilâhi arınmışlığını remzeder. Mahmud; Hz.peygamber efendimize mahsus olup, başkalarının ancak resullahın müsadesi ile ziyeret edebildikleri makamı mahmud-u remzeder. Ki bunu ifadeyle Kuranda; “Gecenin bir bölümünde sırf sana mahsus bir nafile olmak üzere teheccüd ibadetini yap ki, belki Rabbin seni makam-ı mahmuda / övülmüş makama erdirir.” Buyrulur.
                            Ol güruh ehl-i tahkik şüphe yoktur hem güman
                            Feyz-i akdes hem mukaddes kenz-i mahfidir beyan
      Ehl-i tahkik; hakikat ehli, Feyz-i akdes; zat tecellisi, feyz-i mukaddes; sıfat tecellisi, kenzi mahfi; gizli hazine, demektir. Buna göre, o Melami güruhu / topluluğu öyle kimselerdir ki, onlar ehli hakikattırlar. Çok kimselerin müşahede edemediği feyz-i akdes olan Hakk’ın zat tecellisinin, feyzi mukaddes olan Hakk’ın sıfatı tecellilerinin ve kenz-i mahfi / gizli hazinelerin sırrı, o Melami güruhuna şeksiz şüphesiz apaçıktır, ayan beyandır.  
                                                            



                            Ehl-i tevhid meslek-i Ahmed heman
                            Hamr-ı vahded kim içer olur mestan
     Kısaca mesleki resul olarak ifade edilen Melamilik, resmiyette meslek-i resulu Ahmediyye-i melamiye olarak ifade edilir. Çünkü resulullah efendimizin Ahmed ismi, ilmi hakikata göre yokluk / fena ve Hak zuhurunda batın kulluğu remzettiğinden, Melamiler, makamatı tevhid müşahadesiyle nisbet varlığı fena / yok olmuş, nazarında vahdet-i zat zuhurundan gayrı bir şey olmayan ehl-i tevhid-i hakiki müminleridir. Bunu beyanla, her kim mesleki resul-u Ahmediyye yi melamiye de, zikri daim ve makamatı tevhid irfanıyla nisbet varlığının yokluğunda zuhur eden vahdet-i zatı müşahade hamrından / içkisinden içerse, o kimse zevki ilâhi ile mestan / sarhoş olur, buyruluyor.      
                            Fırka'-i naci melâmi meşrebidir Hilmi'ya
                            Sır içinde nefs-İ vahid görünür mahv-i gayran
       Fırka-i naci; kurtulmuşlar fırkası, mahv-i gayran; masivayı, Allah’tan gayrısını fena / yok etmek, demektir.

Resulullah efendimiz; “Hırıstiyanlar şu kadar fırkadır hepsi ehli nardır / ateş ehlidirler. Yahudiler şu kadar fırkadır hepsi ehli nardır / ateş ehlidirler. Müslümanlar yetmiş üç fırkadır, yetmiş ikisi dalalette biri hidayet üzeredir. Onlar fırka-ı naci dirler.” Buyurmuşlardır ki, Malik Ef. Hz. de Hilmi lakabıyla kendini muhatap ederek bizlere; Ey Hilmi hadisi şerifte ifade olunan fırka-ı naci (kurtulmuşlar fırkası) Melami meşrebine mensub olmaktır. Ki cümle varlıkta mevcut olmasına rağmen, cahillere gözükmemekle sır içinde nefsi Bir / vahid olan rabbimiz ancak, Melamilere görünür. Çünkü Melamiler, Hakk’ın gayrısı olan cümle masivayı mahv edip fenaya / yokluğa erenlerdir, diyor.   

Hiç yorum yok: