31 Aralık 2017 Pazar

Yanarken cevlane gidüben ah ah

ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ

ŞERHEDEN  (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN

                          Yanarken cevlane gidüben ah ah
                          Giderken virane deyü ben ah ah
      Cevlan; yönelme yönelerek dolaşma, viran; yıkık, harabe, Ah; dert ve hasretlik ifadesidir. İlâh-i aşk ateşiyle yanık bir halde cevlan edip dolaşırken, ilâh-i sevgilinin hasreti ve derdiyle ah ettiğim gibi, ilâh-i aşk tesiriyle nisbet varlığım fena bulup viran olurken de, sevgiliye kavuşma hasreti ve derdiyle ah deyu (diyerek) inlerim, deniliyor.           
                          Ruz u şeb devrane daluben ah ah
                          Uyumaz oldum hem de yanu (ben) ah ah
      Ruz; gündüz, şeb; gece manasınadır. Derd-i ilâhi ile derdlenen bir âşık, dert ve müşküllerine gece gündüz cevap çare arayıp durur. Ve bu şekilde müşküllerine çare aradığı nisbette dertlerinden arınıp terakki eder. Bunun için meslek-i resul saliklerine, müşküllerini meclise arzedip ihvanlara sormaları tembih edilir. Ki Hz.pir’in halifelerinden Hasan Fehmi (Tezdoğan) Hz; “Müşkülünüzü gece ve gündüz her fırsatta sorup halledin, Dertli / müşküllü uyumayın” buyurmuşlardır.
     Bunu beyanla, ruz u şeb yani gündüz ve gece ilâh-i dert devranıyla uyumaz olduğum gibi, hem de ilâh-i sevgili hasretiyle yanıp ah ederim, buyruluyor.      
                          Varıla başımı kurban saluben ah ah
                          Titrerdi bu cismin bigâne ah ah
     Bigâne; ilgisiz, alakasız, kayıtsız, anlamındadır. Cümle nisbet varlığımla beraber başım, ilâh-i sevgilinin güzelliğine kurban olup fenaya / yokluğa ulaştığı gibi, bu cismi bedenim ilâh-i sevgili derdiyle titreyip, ağyare (sevgili harici olanlara) ah ederek bigâne / ilgisiz kaldı, buyruluyor.                                                                    





                          Ağlar iken gönlümün içerisi ah ah
                          Kendi kararımda çağlayuben ah ah
     Ben gönlümün içerisinde / derinliğinde ilâh-i derd ile ağlayıp, kendi kararımda çağlayuben ah ederim buyruluyor. Ki gönlümdeki Hak aşkı mazharıyetiyle kendi kendime çağlayıp ilâh-i sevgili hasreti derdiyle ah ederim, demektir.
                          Deyyarda iken dadı burağuben ah ah
                          Dar u diyarı cümle geçüben ah ah
       Deyyar; yurt sahibi, dad; vergi, ihsan, burağuben; Burak gibi olan ben, demektir. Burak; Hz.resulullahın miraç yolculuğundaki arkadaşı olup, ehl-i kemal ilâh-i aşkı burak olarak ifade ederler.
       Kuranda; “Mallarınız ve çocuklarınız / evlatlarınız fitnedir / imtihandır…” (Tegâbün- 15) buyrulur ki, kişinin cehaletle kendine nisbet ettiği vücudu, aile efradı, mal ve mülk varlığı o kimsenin deyyarını, yani yurdu dünyasını oluşturur. Ki bu dünya yurdu kulu kendinde ve cümle eşyada mevcut olan Allahtan gaflet ettirdiği için, insan kendinin ve cümle âlemin varlığını rabbinden ayrı olduğunu zanneder. Ve dünyasını oluşturan bu değerlerin kulu rabbinden ayırmasıyla insanlar, her an imtihan olmaktadır.
Bunu beyanla Kur’an’da; “O kimseler gibi olmayın ki, Allah’ı unuttular da Allah da onlara nefislerini / kendilerini unutturdu. İşte fasıkların / yoldan çıkmışların ta kendileridir onlar.” (Haşr- 19) Başka bir ayette ise “Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana / hüsrana uğrayanların ta kendileridir.” (Münafikun- 9) buyrulur. İşte insan deyyarı, yani dünya yurdunu oluşturan bu değerlerden ancak, ilâh-i aşk ve ilâh-i derd mazharıyetiyle geçip kurtulur. Ki bu değerlerden insanın geçip kurtulması, kişinin cehaletle kendine nisbet ettiği cümle varlıkların fenafillâh keşfi irfanıyla fenaya / yokluğa ulaşmasıdır.     
     Bunu beyanla, Allahın dadı / ihsanı olan Burak’la, (ilâh-i aşk mazharıyetiyle) deyyar olan yurdu dünyamdan, yani cehaletle cümle varlıkları kendime ve Allahtan gayrısına nisbet etmekten, ilâh-i sevgilinin hasreti derdiyle ah ederek geçip kurtuldum, buyruluyor.       
                          İnler iken Balkan'da gezünen ah ah
                          Hilmi deyü divane oluben ah ah

     Balkanlar; eski Yugoslavyanın büyük bir kısmı ile Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiyenin Trakya bölgesini de içine alan coğrafi bölge, demektir. Bu itibarla, balkanlarda yaşamış olan Malik Efendi Hz. Hilmi mahlasıyla; Allah aşkından gafil olanlar beni deli divane olarak görseler de, ilâh-i sevgilinin aşk ve derdine mazhar olan Hilmi, balkanlarda ilâhi sevgilinin güzelliği hasretiyle ah ederek yaşayıp gezinir, buyuruyor.  

Hiç yorum yok: