11 Ekim 2011 Salı

14.BÖLÜM:EMANET KONUSUNUN SADELEŞMESİ

Ahzap suresi 72.ayetinde Yüce Allah buyurur:“Biz emaneti göklere,yere ve dağlara arz ettik.Fakat onlar da bu emaneti taşıyamayacakları korkusuyla yüklenmekten çekindiler,sonra bu emaneti insan acımasız ve bilgisiz olarak yüklenip taşıdı.”Hakikat ehli bu emanete marifet, yani Allah’ı bilmekten ibarettir dediler.Ancak bu emanetin Hak’kın sureti olma ihtimalini de belirttiler.Çünkü Adem Hak’kın sureti üzerinedir.Ademin sureti, Hak’kın suretidir.Hak’kın sureti ancak insanda bulunur.İnsandan başka bir yaratılmışta bulunmaz.Göklerde ve yeryüzünde emanete layık başka bir yaratılmış aramaya ihtiyaç yoktur.Gerçekte ise,onların bu emaneti yüklenmeleri söz konusu değildir.Maddesi itibarıyla insan bu emaneti yüklenen olmuştur.İnsanın acımasız ve bilgisiz olması da maddesi yönüyledir.Ancak,insan bu emaneti yüklenip ve bunu anlayınca bu suretin,Rahman sureti olduğunu bildi,bundan dolayı da adil ve alim oldu.Bu ayeti kerimenin tefsirinde hz.ti şarih Esseyyid Muhammed Nuru’l Arabi buyurur:Muhammed Nuru’l Melami Hz.ri tefsiri yaparken kendisini fakir olarak belirtmiştir.Fakirin anlamını ise,Şeyh’ül Ekber gavsiyesinde şöyle ifade eder.Yüce Rabbim buyurur ki:‘Yâ,büyük kutup!Benim katımdaki fakirlik,şeri hükümlerde yer alan maddi yoksulluk değildir. Belki bu fakirlik herbir şeye sahip olandır.Hz.ti şarihin bu ayeti açıklaması şöyledir:Yüce Allah buyurdu;‘inna’yani biz demesi, cemiyyeti Hakkiye ve cemiyyeti halkıyemizle demektir.O emanetten anlaşılması istenen ‘hilafetin sırrıdır.‘Hilafet sırrı ise,bütün ilahi isimlerin insanda toplanmasıdır.
Cenabı Hak,bakara suresinin 31.ayetinde buyurur:“Allah,Ademe eşyanın bütün isimlerini öğretti.”Bu öğreti sonucu tüm tanrısal isimleri ve halkiyet isimlerini Adem kendinde toplamış oldu.Hilafetin sırrı olan emaneti cem’iyetimizle göklere arz ettik,burada göklerden maksat ulvi yani yüce alemlerdir.Yeryüzüne arz ettik,yeryüzünden maksat ise süfli alemlerdir.Dağlara arz ettik,dağların anlamı ise,ulvi ve süfli alemlerde yaratılanlardır.İşte bu emanet arz edilince hepsi yüklenmekten çekindiler,ancak halkiyetleri yönünden bazısını taşıyabiliriz demek istediler.Ne zaman ki,Cenabı Hak,ilahi isimlerinin sırrı olan hilafet sırrını ‘kaleme’ arz etti,kalem sadece bedi(eşi,benzeri olmayan) ismini yüklendi.Yani bedi isminin mazharı (aleti)oldu.Levh’a arz etti,levh sadece bâis(dirilten) ismini yüklendi.Tabiata arz etti, tabiat batın(iç)ismini kabul etti.Heyula üzerine arz etti,heyula,ismi âhiri(son,gelecek) yüklendi.Suret,zahir(görünen) ismini.Cismi kül,hakîm(hüküm veren) ismini.Arş,muhit (kuşatan) ismini. Kürsî,şekür ismini.Atlas feleği,gani(zengin) ismini.Menazil feleği muktedir (herşeye gücü yeten) ismini.Keyvan yani zühre feleği Rab(mevcudata ait) ismini.Müşteri feleği alim (bilen) ismini.Behram feleği,Kâhir(yok edici) ismini,Yûha feleği,nur ismini.zühre feleği,Musavvir (suretler) ismini.Katip feleği,muhsi(iyilik veren) ismini.Ay,Mübin(açık,beyan olunan ve Hak ile batılı ayıran) ismini.Esir feleği,kabız(sıkıntı,darlık) ismini.Hava feleği,hay (diri) ismini.Su feleği,Muhyi(hayat veren) ismini.Toprak feleği mümit(öldüren) ismini. Madenler,Âziz (dost,sevgili,nadir) ismini.Bitkiler,Rezzak(gıda veren) ismini.Hayvan,Mudil (dalalet, sapmışlık) ismini.Melekler,kuvvet ismini. Cinler,Latif(şeffaf) ismini.insana arz edilince insan tüm isimleri kendinde toplayan anlamına gelen câmi ismini yüklendi.Bu sebebten insanın mertebesi refiid derecattır.(Derecesi ve itibarı yüksek olan) İnsanın zalim ve cahil olmasına gelince;Nasıl ki gece karanlığı bütün eşyayı saklar ve örterse,insanda kendisine verilen tüm tanrısal isimleri ve sırları saklar ve örter.İşte insan kendisine verilmiş olan bu ilahi isimleri ve sırların iç yüzünü bilmezse cahil yani bilgisiz,bu isimlerin ve sırların kendine ait olduğunu zan eder ve bunlara sahip çıkarsa emanete ihanet etmiş olacağından zalimlerden olur.İnsanın,sırrı hilafet olan tüm isim ve sırları kendisinde toplaması,insanın zuhurunun cem ve fark ile olduğu anlamına gelir.Şeyhü’l Ekber Fütühatında buyurur:Her nekadar ki,ayanı sabitemiz olan istidadımıza göre,Cenabı Hak bir çok emir ve ihsanda yani iyiliklerde bulunur ki,biz bu emir ve iyiliklerden perdeli isek bu isimlerin kendimize ait olduğunu zannederiz. Yani biz perdeli ve zan üzere isek ,alemlere ait isimleri kendimize göre isimlendirir ve sahipleniriz. Bu isimler;arş, kürs,akıl nefsi kül, tabiat, felek,cisim, arz,sema,su,hava,ateş, toprak,bitki, hayvan, insan ve can ki bunların hepsi,bir olan Allah içindir. O,aynı bir olan, kendisine mahsus yüce sıfat ve güzel isimlerin sahibi ancak övülmüşlerin alâsıdır. Gerçekte bilindi ki, evvel,ahir,batın ve zahir, övülenlerin yücesi olup,herşeyi bilen ve kuşatandır.İnsan ise acımasızdır.Adı geçen sıfat ve isimleri kendine ait kıldığından hakikatte insan bilgisizdir. Zalim ve cahillik vasıfları ondan uzaklaştığında,emaneti sahibine verir.Bu emri yerine getirmek kolaydır,avamın düşündüğü kadar zor değildir.İnsan,cem ve fark arasındadır denmesinin nedenine gelince:Esmayı kendisine nisbet ederse fark’ta,esmanın sahibi olan yüce Allah’a verirse cem’de olur.İnsan,hilafetin sırrı olan isimleri yüklenip örttüğünden zalim ve cahil oldu.İnsana zalim ve cahil denmesinin nedeni,fark ile cem arasında bulunmasındandır. Gerçekte de;dağlar,kum tepeleri ve cisimler uzaktan bakıldığında karanlık ve siyah görülür. Karanlıkta kesret denilen çokluğu görmek imkansızdır.Çünkü zulmet denilen karanlık ve karaltı kesreti kaplamıştır ve vahdet hakimdir.İnsan,ne zaman bunlara yaklaşır,ancak o zaman onları görmeye başlar.   
            Bu nedenle ki,Ariflerden gece doğanlar üzerine cem,gündüz doğanlar üzerine de fark galip olur.Cahil demek:Kesreti ayırmayıp fark da olmadığı sürece,o insanın durumu ;
Bakara suresi 115. ayette Cenabı Hak’kın buyurduğu hal üzere olur.
‘Feeynemâ tevellü fesemme vechullah’yani siz nereye dönerseniz dönün,Allah’ın yüzü
 oradadır.Görüşlerinde ve zevklerinde gerçek mevcut olan zat’tan başka birşey yoktur.
İşte bu müşahede ve hal üzere olan insana Cenabı Hak cahil dedi.Bu anlamdaki zulüm ve cahillik övülmüş ve beğenilmiştir.’Nereye dönerseniz dönün Allah’ın yüzü oradadır.’hal ve müşahedesinde bulunmak,insaniyet ve irfaniyet ve de hilafet sırrı olan tanrısal isimleri yüklenmek yani olgun insan olmak ancak Allah’ın yardımıyladır.
               İsmail Hakkı Hz.ri Ferahu’r ruh’unda der ki:Hilafet,gayriden değil ayniyetten olan vekilliktir.Bu vekillik,ya gizliliği ile övülmüş ya ölümüyle ve acizliğiyle ya da yerine geçenin şerefindendir,bunun için vekillik geleceğe yöneliktir.Yüce Allah yeryüzünde evliyaullah’ı yerine vekil bırakmasını Bakara suresi 30.ayette buyurur:”Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”bu ayetten de anlaşılmaktadır ki,Allah’ın dostları yeryüzünde onun halifesidir.
         Cenabı Allah,hilafetin sırrı ve isimleri olan emaneti,herbir felek istidatına göre belli isimlerle yüklenmiştir.İnsan ise câmi ismini yüklenerek yüksek derece ile ödüllendirilmiştir.
                    

Hiç yorum yok: