11 Ekim 2011 Salı

9.BÖLÜM ALİM KİMDİR SADELEŞMESİ

Hakikatte alim yoktur.Ancak alim,tek ve kahredici olan Allah’tır.İşin aslı böyle olduğundan burada şekil yoktur diyenler vardır.Bu sözün anlamı ise;Şu gerçek ki,enbiya ve evliya gayb’den (bilinmeyenden) haber verdiler.Bedreddin hz.leri ise gayb’ı Hak’tan başka kimse bilmez diye buyurdu.Buradan devamla,gerçekte alim,tek ve kahredici olan Allah’tır demektedir.Burada sorun yoktur,çünkü Allah’a yakın olmaya kabiliyeti olan kimse için Hak’kın sıfatları o kimsede açığa çıkması mümkündür.Allah’a yakın olan Kamil’lerde sıfatullah açığa çıktığından kendilerine ait ilimleri yoktur,onlardaki ilim Hak’kın ilmidir. Bundan dolayı,yine gayb’ı bilen gerçekte Hak olmaktaktadır.Bu sözü kuvvetlendiren hadisi kutsinin ifadesi de şöyledir;Allah Teala buyurdu;Kulum,Nevafil ile bana yaklaşırsa onu severim,sevdiğim kulumun kulağı olurum ki onunla işitir,gözü olurum onunla görür,sonuç olarak, kulumun bütün azaları ben olurum.Buradan hareketle kul,Hak’ka yakın olursa,Hak’kın sıfatları,o kulda açığa çıkar.Bu sebeple arifler gaybı bilirler.Gerçekte zahir olan alimYüce Allah’tır.Bu yüzden arifte açığa çıkan ilim,Hak’kındır.Çünkü Hak’kın sıfatları görünmez, ancak aletleri ile belirmesi olur.Hak’kın sıfatlarının açığa çıktığı aletler, Rububiyetle ilgilidir. Şeyh’ül Ekber Hz.leri Fütühatında,yukarıda belirtilen kutsi hadisde Cenabı Hak,özel kuvvetlerden söz etti,Ruhani kuvvetlerden söz etmedi.Ruhani kuvvetlerin inmesi ile zat’ını indirmedi.Yani,Ruhani kuvvetlerden bir şeye zat’ı ile ilgi göstermedi.Çünkü ruhani kuvvetler ancak havaslara (seçkinlere) iner,onun için seçkinlere ihtiyaç duyar.Havas’da Allah’a ihtiyaç duyar.Cenabı Hak,kendisine ihtiyacı olan seçkinlere tecelli ederek,Hak’tan başkasına ihtiyaç hisseden ruhani kuvvetlere tecelli etmedi.Hak’ka ihtiyaç duyan,Hak’tan gayrıyı,Hak’ka ortak koşmasın.Abdülgani Nablusi Hz.leri aynı kutsi hadisi açıklarken şöyle der;Şüphe yoktur ve gerçektir ki,işitmek ve görmek iç suretlerdendir,çünkü işitmek ve görmek ruhun dimağa olan yansımasıdır.Zahir(açık) suretlerden değildir.Ancak kulak ve göz açık suretlerdendir. Allah, kulağı ve gözü olurum demedi.Eğer sen dersen,hadisin tamamına göre kulumun hareket ettiği eli,yürüdüğü ayağı ve söylediği lisanı olurum;Cevabında derim,el,ayak ve lisan ile belirtilen azalardan maksat,iç kuvvetlerdir,gerçek azalar değildir.Fakat bu azalardaki emanet edilen kuvvetlerin tek,tek belirtilen isimleri adı geçen azalardan gayri olmadığından,Cenabı Hak iç kuvvetleri el,ayak ve lisan ile tabir edip eli,ayağı ve lisanı buyurdu.Kulak ve göz bunların zıddıdır.Çünkü,kulak ve gözdeki emanet edilen kuvvetlerin özel durumları vardır ki,işitme ve görmedir.Cenabı Hak, işitme ve görme ile belirtip,göz ve kulağı olurum demedi.Belirtilen hadis,suretler arasındaki farkı kapsadığı gibi,aralarındaki bütünlüğü de kapsar.Resulu Ekrem efendimiz el,ayak ve lisan için misal verirken,bir sohbetlerinde,Cenabı Hak’kın eli için,ikiside sağ’dır buyurmuştur.Yani,iki eli de sağ el demiştir.Bu yüzden fark ve cem etti.(ayırdı ve topladı.)Allah Teala kendi suretiyle alemin suretini sadece işitme ve görme sözüyle fark etti.Yukarıda adı geçen hadisde cem etmesine rağmen...................................

Hiç yorum yok: