11 Ekim 2011 Salı

8.BÖLÜM CİN’LER KONUSUNUN SADEŞLEŞMESİ

Bedreddin Hz.lerine göre cin,sana hayal aleminde görünür.Sana’dır denmesinin amacı,ahiret aleminden olan huriler,köşkler ve diğerleri duyularda gerçekleşmeyip,hayalde gerçekleşmiş olmasıdır.Yani cin,beş dış duyumuzda değil,hayal aleminde gerçekleşir.cin ismi,hayal alemine delildir ve dış duyulardan gizlidir anlamındadır.Çünkü cennetler ve cinler,arap diline göre dış duyulardan perdelidir anlamındadır.Bu sebepden cinler misal alemindendir.Cin
görenler,cinleri dış duyuları ile gördüklerini zannederler.Halbuki gerçek böyle değildir,yani cinler dış duyularla görünmezler.Hz.Pir şerhinde şöyle devam eder;Cin gördüğünü zanneden kişiye cin,sonradan isabet etmiştir.Ayrıca,cin gördüğünü zanneden cinci hoca,bunları misal suretleri ile görmüşlerdir.O cinler,suretle görünürler,vücutları belli bir hacimde olduğundan o suret,cisimlenmiş olarak görünür.Bazı zamanlarda da bir suret ve cisimle ortaya çıkmazlar. Yani bazen kesif bazende latif suretlerle görünürler.Cin gördüğünü söyleyen cinci hoca gibi kimseler,onları misal suretleriyle görürler,dış duyuları ile görmezler.Hayal ile görürler.Cinleri gerçek anlamda,yanılmayan,doğru olan kimseler görür.O kişi ile beraber olanlar ise göremezler.Cinler,sureti cismani ve dış duyularla görünmüş olsalardı,yanılmayan, doğru (musib) ve görücü(rai) olandan başka kimselerinde görmüş olması gerekirdi.
Hayal kuvveti ile gördü demek,hayal kabiliyeti geniş olan kişi çeşitli suretlerle hayal eder ve gördüğünü zanneder.Nebi(sav)’e,Cibril(as)’ın gelmesini bazı zamanda huzurda bulunanlar göremezdi.Cibril(as)’ın sureti misal üzere olduğu halde Nebi(sav) görürdü.Huzurda olup da hayal kuvveti yüksek olan kişiler de görürdü.Çünkü İbni Abbas bir defa dedi:Ben bir şey gördüm ya Resulallah,Nebi(sav),cevaben;gördüğün Cibril(as)’dır,vahiy ile geldi dedi.Şu da bir gerçektir ki,Cibril(as)’ı misal suret ile gören bir kimse ölmez.Bu durum,kişi amâ olmayıncaya kadar geçerlidir.İbni Abbas hicretten üç sene önce doğdu,Hikmet,fıkıh ve tevil bilmesi için efendimiz ona dua etti.Onun için,ümmetin hayırlısı ve tercümanı oldu.
İmam-ı Nişaburi,İbn-i Abbas’ın tefsirinden kendi tefsirine kısa alıntılar yaptı.İbn-i Abbas iki defa Cibril(as)’ı görmüştür.Ömrünün sonuna doğru gözleri iltihablanarak sulanmıştır.Onüç yaşında iken Nebi(sav) vefat etmiştir.Bazı zamanlar Cibril(as) erkek insan suretinde gelirdi ve huzurda bulunanlar onu görürdü fakat Cibril olduğunu nebi(sav)’den başka kimse bilmezdi.Yani her bir gaybı kimse bilmez,ancak Allah Teala bilir.İlmi ona ait olan gayb ile,bir kimseyi bilgilendirmez ve gaybdan haberli yapmaz.Şeyhül Ekber Hz.leri Fütühatında şöyle der;Mekke ile ırak arasında birkaç gün mesafede büyük bir meşelikte bir hayvan bulunur ki,karı şeklinde olup,arap lisanı ile konuşur.O sahrada bulunan arap kabileler her bir senede özel bir günde, meşeliğe ellerinde mızrakları ile gelerek geçitlerde nöbet tutarlar.Onlardan bir kısmı ise dağınık olarak gezerler,gezerken de bağırırlar,hayvanı meşelikten çıkarmak için gürültü yaparlar.Gürültü ile meydana çıkan hayvan geçitlere doğru koşmaya başlar,geçite geldiğinde burada bekleyenler tarafından öldürülür.Eti kabileler arasında paylaşılarak yenir ve gaybdan haberli olurlar.                                                    

Hiç yorum yok: