11 Ekim 2011 Salı

23.BÖLÜM ENBİYA ,MÜRŞİT VE ÇOCUKLARI SADELEŞMESİ

Enbiya ve mürşitlerin çocukları anne ve babalarına benzer.Anne ve baba çocucuğunun olgunluk kazanması için onu korkutur,hayal ve vücudu olmayan oyuncaklarla,bazen de yalan sözlerle aldatır.Örneğin:Oğlum,sen okula gider ve okursan,sana padişahların atı gibi at alacağım şeklinde veya buna benzer tarzda fakat mevcutta olmayan şeylerle özendirerek,onun okumasına katkı yapmak ister.Hakikatül hakayık’ta,mislihüm zamirini avamla ilgilendirip; Akıllarına göre, peygamberlerin babalığı ve çocukları,avamın baba ve çocuklarına benzetildi.
Enbiyanın şefkat ve sevgisi,baba çocuk ilişkisine benzer,fakat avamın, çocuklara verilen sözlere güçleri yetmediğinden vaadleri karşılıksız çıkar.Alimler ve fıkıhçılar dediler:İki kişinin arasını yapmak yani onları barıştırmak amacı ile,çocuk ve kadın için,ayrıca savaş sırasında yalan söylemenin sakıncası yoktur.Bu tür yalanlar bizler için uygun olsa bile,kati şekilde yalan,peygamberlerin hali ve şanından değildir.Çünkü enbiya,sadıklık,eminlik ve masumluk gibi vasıflarla süslenmiştir.Yukarıda belirtildiği şekilde yalan,peygamberlerden çıkmaz.
Sözün kısası,gerçek amacı ve son söz olarak:Peygamberler,korku ve ümit için söylenenler yanında,onların gizli anlamları bulunduğunu belirtmiştir.Yani,korku ve ümit için ifade edilenlerin gizli anlamları vardır.Fakat dinleyici durumunda olanlar gerçek manayı başka şekilde hayal ederler.Ancak,arifler,gerçek anlamı bilirler. Örneğin:Bir kimseye şöyle yaparsan sana nurdan iki kuş hediye edilir,Şeklinde bir söz söylense,ariflere göre bundan ilim ve marifetten iki mesele murad edilir der,fakat dinleyici ise mertebesine göre bu görülen kuşlardan zanneder.Böyle olmayabilir,belki enbiyanın bildikleri gibidir,selam onların üzerine olsun…
Sözün özü olarak,ahiret aleminde,yapılan işler misali olarak suret ve şekil alır.Kur’an ile yüklü ve kelam hafızları için söylenen hadisi şerif vardır:”Gerçek Kur’an ile yüklenmiş,oku denilir.”Çünkü sana,her bir harf için derece vardır.Bundan dolayı,harflerin ruhaniyeti cennet derecelerinin suretiyle şekillenir.Başka bir hadisi şerifte:İmametül Bahili’nin oğlundan rivayet edilmiştir.Rasulullah(sav)’den işittim diyerek buyurur:Bakara ve Ali İmran surelerini okuyunuz,çünkü bu iki sure kıyamet gününde iki bulut gölgeleri gibi veya kuşun iki kanadı açılmış gibi gelirler ve bu iki sureyi okuyanlara gölge ederler ve onlardan cehennemi ve zebanileri kovarlar veya onlarla mücadele ederler.İbni Bahili,kovmak ve mücadele etmek sözlerinden şüphededir,şöyleki,bu kelimelerden hangisini işittiğinden emin değildir.Yani kovdu kelimesinden şüphededir.Bu hadisi şerifi Müslim,sahihinde,rivayeti,nakil silsilesine göre vermiştir.Yine bu hadisin açıklamasında,Sadreddin(ks) buyurur:Kuşun iki kanadını,harf ve kelimelerin ruhaniyetine benzetmiştir.İki bulutu ise,ehadiyetül cem sureti olarak vermiştir. Anla..
Belirtilen manaya karşı benzer,rüyadır.Çünkü rüyada görülenlerin suretleri zahirdeki gibi değildir.Yani görüldükleri gibi değildir yoruma ihtiyaç vardır.Fakat kesret yaşantısında bunlar karşı gelmediğinden,rüyanın anlamını etraflıca düşünerek delil ve manasını öğrendiler ve bildiler.Fakat şunu da bilmediler ki,gerçek ahiret alemi de bunun gibidir.Belki Dünya hayatının hepsi misaldendir.Misal içinde misaldir ve hayaldir,hayal içinde hayal.üç misal alemi belirtildi;Dünya,berzah ve ahiret.Bu üç misal de hayal durumundadır.Üç alemde,misal içinde misal ve hayal içinde hayaldir.Peygamberlerin yolunda ağyare yer verilmez.O’nların indinde yar’dan yani Allah’dan başkasına pay yoktur.Ağyar,amâda(bulut) baki kaldılar.Ancak evliya keşf ile enbiyanın büyük yolculuğuna arif olup bildiler.Zanlardan meydana gelen yaratılmışlar,düşüncede yine zan olarak kaldılar.oysa,fen ilimlerinin yolu zanlardan oluşmaz.Bunu fark etmeyen bilmez.Avam bu farkı ayırabilecek kabiliyette olmadığından yol için şüphededir,marifetten yoksundurlar.

Hiç yorum yok: