11 Ekim 2011 Salı

42.BÖLÜM TEVHİD İLMİ KONUSUNUN SADELEŞMESİ

Şimdi şu belirtilen ve açıklananların hepsi tarikat üzerine bir öğüttür.Burada tevhidden amaç hal zevki olan tevhid değildir.Çünkü tevhid ehli,zikre devam etmek ve bu yolda çaba sarfetmekle sonuç aldılar ve zikri daim elde ettiler.Oysa hal zevki olan tevhid böyle değildir.
Daim zikir ile elde edilen haldir,makam değildir.Bu durum Mecnun ile Leylanın haline benzer,zamanın Melik’i,mecnunun haline acıyarak leylayı getirtip O’na gösterdiklerinde, Leyla,Ya Kays! Ben Leyla’yım bana bak dediğinde Mecnun;Benden başka Leyla varmıdır? deyip dağa kaçması gibidir.Zikir ehlide böyledir,ehli zikrin,zikri kendisine galip olduğu zamanda zakir,zikir ve mezkür bir olur.Zakir:zikr eden  Mezkür:Zikr edilen.Yani, zikr eden, zikir ve zikr edilen bir olur.Oysa makama mensub kişilerin durumu böyle değildir.Bu sebepledir ki Bedreddin Hz.leri tevhid makamı görenlerin durumu,hal olmayıp,onlar makam zevki sahipleridir demiştir.Varidat sahibi Bedreddin Hz.leri tevhid makamlarını daha önce geniş olarak açıklamıştı,burada ise tevhidi farklı bakış açısı ile vererek tevhidi üçe ayırmaktadır.Makam demek,O müşahedede durup zevk hasıl etmek demektir.Tevhid makamları,tarikat sahiplerinin bildiği tevhid gibi değildir.Tarikat sahiplerininin bildiği tevhidin çok üstünde olan bir şeydir.Tevhid yoluna girmiş bir salik bu duruma kendi zevki ile ulaşır.Bedreddin Hz.leri tevhid zikrini berrak ve parlak bir şekilde verdikten sonra tafsilatını şöyle açıklar:Sanki eşya Hak’ka bağlı O’na bitişiktir.Kayıtlı olanın mutlaka bağlanışı gibi eşyada Hak’ka bağlıdır demiştir.Bu durum Aynel yakîn makamına işaret eder.Bu makamda ikilik kalıntısı vardır. Fakat gerçekte ise,ikilik için subut bulma yani meydana gelme olmadığından bu durum şüphe ve zanna delalet eder.Akabinde bu halden yürüyüp uzaklaşmak gerektiğini söyler.Belki sözü ile Aynel yakînden,Hak’kal yakîne geçmeyi belirtmektedir.Belki O,O’dur,yani eşya Hak’tır.Fakat bu mertebe ve makamın özelliklerini verip açık etmek doğru olmaz.Çünkü bu makam zevk edilmezse bilinmez bu sebepten tatmayan bilmez demiştir.Yani Hak’kal yakin makamı sohbet ile tarif edilemez,belki kamil bir mürşidin yardımıyla hakikat olan makamları seyr etmek mümkün olabilir.Öyle bir kamil mürşit ki,O’nu bulan kesinlikle Hak’kı bulmuştur. Kamil olan mürşitlerin bazı delilleri vardır,bir delili şudur ki,eğer sen dünya ehli isen O’nunla yani kamil mürşitle beraber olduğunda senden tasa,kaygı ve keder kısaca dünya meşguliyetleri tamamen uzaklaşıyorsa O zat,mürşidi kamildir.Bundan başkaları sadece kamildir.Gece gündüz Allah’a ibadet etse de,hava da bile uçsa kamil değildir.Eğer sen Allah ehlinden biri isen O’na yani mürşidi kamile yöneldiğinde ve beraber olduğunda manevi  halinde çoşku artışı oluyorsa O da kamildir.Bir padişah Ebu Yezid Bestami Hz.lerinin türbeyi şeriflerini ziyaret ederken türbedara sorar;Şeyh hazretleri nasıl biriydi,kemalini nasıl bilirsin?
Türbedar cevabında der ki:O’nunla kim görüştüyse selamet bulmuştur.Padişah der ki,ileri vardın,Resulullah (sav) efendimizle Ebu Cehil de görüşmesine rağmen islamla şereflenemedi. Türbedar yine cevap verir:Ebu Cehil,Peygamber (sav) efendimizin peygamberliğine inanmadığından fayda göremedi.Ben böyle görmekten söz etmiyorum ki,belki görüpte O’nun büyük bir şahsiyet olduğuna iman edenler fayda gördü ve selamet buldu.Burası iyi anlaşılmalıdır.Sözün özü olarak insanı kamil ile buluşanın dünya derdleri yok olur,kişi ehlullahtan ise manevi halinde artış olur.Bağlanmanın faydası budur.Bağlanma dediğimiz hakiki bağlanma yani Hak’ka bağlanmadır,yoksa tarikat sahiplerinin şeyhini rabıta yapması anlamında değildir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi tevhid üç kısımdır.Bunlar:Hal tevhidi,Âyâni tevhid ve hakiki tevhiddir.
Birincisi,ilmi tevhiddir,ilmen yâkin olarak isimlendirilir.Bu tevhid kitaplardan ve ağızlardan öğrenilen tevhiddir.Ancak bunların alimi de Nebi (sav)’in varisleridir.Bir hadisinde (sav) efendimiz,ulemâ,nebilerin varisidir ve ümmetimin ulemâsı, beni İsrail nebileri gibidir buyurmuşlardır.
İkncisi:ayani tevhid buna tenbihi tevhid de denir.Emirlere uymak ile meydana gelir.Bir kamil mürşide intisab ederek,O’nun nefesi ve seyri süluk görmekle elde edilir.Bu üflenen nefesle aşk meydana gelir bu da emre dahil olmaktır.Bazen uykuda,Allah saliki uyarır,bu ikaz ilâhi tenbihtir ve emre dahildir.Bu uyarma ile O’nun kalbi bir mürşidi kamile meyl eder.Bu uyarı bazen inkarcılara da olur.
Üçüncüsü:Zevki tevhid,yani hakiki tevhiddir.Hak’kel yâkin makamı olup hepsinden yücedir. Bundan sonra talep edilen,makamı vehbiyedir ki,makamı velâyet,makamı sıdkiyyet ve makamı kurbete tenezzül olur.

Hiç yorum yok: