11 Ekim 2011 Salı

SON SÖZ

Hazreti Pir bu eser için,O Allah’a hamd olsun ki, kendi fazilet ve keremiyle varidat kitabını muhakkiklerin sultanı ve bereketin babası olan Bedreddin Hazretlerinin kalbine ilham ve hediye etmiştir.Kıymeti ve makamı yücedir ki, Semanın sayfalarında nur ile yazılmaya yaraşır şanı ulu bir kitaptır.Sözleri ile meth etmiştir.Ön söz kısmında da belirttiğimiz gibi                                                               
Niyazi Mısri (ks) hz.lerinin bu eser için övgüsünü aşağıdaki mısralarla vermiştik.
                              “Bedreddin Muhyiddin ettiler ihyayı din
                                Derya Niyazi Füsus enharıdır Varidat”
Bizler de ne kadar övsek bu ilham yüklü kelimelere ulaşmamız mümkün değildir.Semanın sayfalarında nur ile yazılmış bu eseri,bazı zahir alimleri anlıyamadıkları için kötülemişler, Bedreddin hazretlerini zındıklıkla hatta kafirlikle suçlamaya kadar gitmişlerdir.Diğer taraftan bazı guruplar da O’nu,Osmanlıya baş kaldıran bir devrimci tavrıyla tanıtmaya çalışmışlardır. Bu eseri okuyan ve anlayan kişilerin Bedreddin hz.lerinin kişiliğinin bu tanımlara uymadığını kesin olarak ortaya koyacaklardır.Bu nedenle Bedreddin hz lerinin yaşamından bir bölüm sunmada yarar olacağı kanısındayım.
     Bedreddin hazretlerinin zamanı Osmanlı devletinin fetret devrine rastlar.İki Türk hükümdarı olan Yıldırım Beyazıt ile Timur arasında  1402 de geçekleşen Ankara şavaşında Yıldırım Beyazıt yenik olarak çıkar ve Yıldırım intihar eder.Bu savaştan sonra Osmanlı, kardeş kavgalarını yaşayan döneme girer.Bu kardeşler:Şehzade:Mehmet,Süleyman,Musa, Mustafa,Ertuğrul ve İsa çelebilerdir.Etrafındaki kişilerin kışkırtmalarıyla aralarında saltanat sevdasıyla savaşlar başlar.Bu sırada Tebriz’de Timur’un himayesinde bulunan Bedreddin hz.leri,Efendisi Hüseyin Ahlâti’nin ölümü üzerine Türkiye’ye döner.Bu arada hükümdarlığını ilan eden Musa Çelebi,Bedreddin hz.lerinin halk üzerindeki etkisini görerek O’nu kazaskerlik görevine atar.Bu görev devletin şeyhülislamlığı ve baş hakimliği anlamına gelmektedir.
Kardeşler arasındaki savaşları Mehmet çelebi kazanır ve padişahlığını ilan eder.Bedreddin Hz.lerini çekemeyenler O’nu padişaha zurnalliyerek asılmasına sebep olurlar. Bedreddin hz.leri aslında Siyasetle ilgilenmemiş,tek görevi,Melamet neşesini halk arasında yaymaya çalışmış olmasıdır.Bu bilgiler birçok tarih kitaplarında mevcuttur.
     Cenabı Hak’kın ilhamına mazhar olmuş arif ve kamil bir şahsiyet olan Bedreddin hz.lerini siyaset yaparak Osmanlı’ya karşı gelmekle suçlamak insafsızlık olsa gerektir.O’nun kimliği araştırılmadan,incelemeden bu yargıya varılmıştır.Arif ve kamil kişilerin üst kimliği daima Melamilik olmuş,bu kimlikle iftihar etmişler,başka kimliklere ise hiç itibar etmemişlerdir.
Bedreddin hz.leri gibi arif ve kamil şahsiyetleri kötülemek veya zan altında bırakmak,onları kötüleyen kişilere zarar verir bu böyle biline………..  
                             Bize düşen görev bu ve benzeri eserleri okuyup onları anlamaya çalışmak olmalıdır.Çünkü bu eserler ilham kanalıyla yazılmış olup,insanı yaratılış gayesine ulaştıracak rehberliği yapmaktadır.Yaratılışın yüce gayesi ise kişinin yaratıcısı ile buluşması ve O’na kavuşmasıdır.Cenabı Hak zariyat suresi 56.ayette: “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” demektedir.İbadet ise kişinin yüce yaratıcısı ile buluşmasıdır.  
                               Bize bu eseri ulaştıran ve bizi bu eserle tanıştıran kişilerden Allah razı olsun. Bu alemden geçenlerin ruhu şad olsun.Sağ olanlara Allah fazlı keremiyle ihsanda bulunsun.Bizlere de bu eserin anlayış ve hikmetini bağışlasın amin….                                            

                                                                                                        MEHMET NACİ GÜNEY

Hiç yorum yok: