11 Ekim 2011 Salı

42.BÖLÜM:ALLAH’I GÖRME KONUSUNUN SADELEŞMESİ

Eğer sen insan budur hayvan budur ağaçlar budur vesaireye hakikatte Hak’kın gayrısıdır dersen,şunu bil ki,biz Hak’kın aynıyız.Yani Hak’kın ayniyetiyiz.Sakın gayrıdır deme.Zira gayriyet;Tevhidi efal,tevhidi sıfat ve tevhidi zatta şirktir.Şirkin bu pislik ve kirinden nefsini hakikat yoluyla Yani tevhidi hakiki ile temizleyip arındır.
Hazreti Pir;Hicaplanma bu insanla atadır sana bürhana;Beyitinin anlamını şöyle vermektedir: Şimdi sen insanın beşer olan beden yönüne,hissiyatına,akliyesine ve alemin suretine bakarak, ondan görünen ve açığa çıkan bir vücud sahibi Hak’tan perdelenme.Çünkü insan Hak’kın vücuduna delildir.Hak,bu suretle sana birçok ihsanlarda bulunmaktadır.Hak’kın zatı,şu gözle görülen,duyularla anlaşılan ve akla dayanan bütün delillerde tecelli etmiştir.Çünkü maşuk için perde yoktur.O’nun yüzünde örtü de yoktur.Eğer O’nu görmekten yoksun isen, bil ki,bu senin cehaletindendir.Bu cahillik sana körlük vermiştir.Şibli (ks) hz.leri buyurmuşlardır:Önceki halimde sevdiğimi örtüye bürünmüş ve görünmesine bu örtü engel olmaktadır zannederdim. Bir zaman sonra cehaletimi giderdim. Zatına meyl ettiğimde gözlerimi açarak cemalini gösterdi.Bundan sonra benim gibi kör ve cahil olanları nasihat yoluyla uyandırmak istedim. Dedim ki,sevgilinin yüzünde örtü ve perde yoktur,apaçık zahirdir.O’nu görmeyen yoktur. Herkes O’nun yüzünü görür.Ancak gayriyet onun cemaline perde olur.Yani bizdeki körlük ve cehalet O’nu görmeye engeldir. Mesela, sultan kıyafetini değiştirsede onu bilen yine tanır, bilmeyen tanımaz.Şeyh Rasulan Hikemiyatında buyurur:O’nu görmekten sana perde olan cehaletindir.Cahilliğinden dolayı fark edemiyorsun.Yoksa sende ariflerin gördüğü gibi görmektesin.Ancak Hak’kı dünyada ve ahrette görmek Rububiyet mertebesi ile olur.Yani gören ve görülen hepsi açıktadır, mevcuttadır.Rububiyetten başka mertebede görme gerçekleşmez.Cenabı Hak bir kutsi hadisinde buyurur:Nurun güzelliği ile güzellik bulan ve nurlanan,imanı ise tevhidle parlayan kimseler ancak O’nu görebilir,Onlar daima O’nun huzurunda bulunurlar.Yine bir kutsi hadisde cenabı Hak şöyle buyurur:Hak her şeyin aynı olduğundan mahcup olmazlar.Bu makamda Şeyh Ebubekir Şibli (ks) söylediği sözü,Hz.pir Şeyh,Rüsulanı Dimeşki hz.lerinin tercümesini yaptığı eserinde şöyle tercüme etmiştir. Kudret,irade,ilim,hayat,semi,basar ve kelam gibi Allah’ın sıfatları sende zahirdir,oysa sen bilmiyorsun.Bilmediğin için onları senin kendi cüzi sıfatların olduğunu zan edersin.Bu sıfatları kendine nisbet ettiğinden dolayı inancında Allah’a ortaklık koşmuş olursun. Halbuki,yüce Allah onları sana kat’i ve açık birer delil olarak ihsan etmiştir.Aşikare ve kat’i olan bu delillerde ve açık olan her şeyde zahir olan hâlık ismidir.Sen,“ene’l Hak” demekle Hâlık ismini kendine nisbet etmeye muktedir değilsin.Kadir benim,mürid benim ve âlim benim vb.dediğin gibi‘ene’l Hak’ demeği kadir olamazsın. İşte Hak’kı halktan ayıran bu isimdir.Konuşmak da insanı diğer yaratılmışlardan ayıran özelliktir.Bunun için Firavun,Musa (as)’a sordu:Rabbül âlemin nedir?Musa (as) bu soruya şöyle cevap verdi:Hâlık ismi ile halktan ayrılandır.Musa (as) devam ederek;Alemlerin Rabbi öyle bir zatı uluhiyettir ki,sizi ve sizden evvelki babalarınızı halk edendir.Buradan da anlaşılıyor ki,eğer bu delilerle şuhud edersen senin için bir şey kalmaz.Sıfat,ef’al ve eserlerin hepsini Hak’ka nisbet edersen ve kendinden tamamen fani olursan yani kendi varlığının ve bütün mevcudatın yokluğunu anlarsan vücudundan gerçek olarak ölürsün ve sen bu makamda Hak aşıkı olursun.Bu manada aşıkların sultanı olan Ömer Fâriz haz.leri Tâiye adlı eserinin doksan sekizinci beytinde şöyle buyurur:“Ey insan bende tamamıyla yok olmadıkça bana aşık olamazsın,Ben sende zahir ve tecelli etmedikçe de,sen bende yok olamazsın.”Bu sözü Şeyh Rasulânı Dimeşki tercümesinde Hz.pir efendimiz şöyle ifade eder:Senin efalin benim efalim,senin sıfatın benim sıfatım ve zatım olmayınca bana aşık olamazsın.Senin zatın benim zatım,senin sıfatın ve efalin,benim sıfatım ve efalim olmayınca bende yok olamazsın.Şeyh Rasulan el Muhibbu Bir eserinde şöyle der:Gerçek ve sadık aşık,kalbi masiva ile meşgul olmayandır. Çünkü bir kişinin masivaya sevgisi olduğu sürece Allah’a muhabbeti noksan olur.
Fergâni’de şöyle bir ifade vardır;Allah’tan başkasına sevgiler galip olduğu sürece gerçek sevgi ve eseri olan vuslat yani kavuşma gerçekleşmez.Hastalık yapan sevgiler terk  edilip, gayriyet sebepleri ortadan kaldırıldığında ancak vuslat yani kavuşma gerçekleşebilir. Görünenlerin yokluğu,mecaz olan vücutların izole edilmesi ve sendeki varlık nisbetlerin ortadan kaldırılması ve de kendinden tamamen yok olman ile gerçek sevgi ve vuslat doğar.
Hâfızu şöyle der:“Ey sâki(içki sunan) kadehi devir ve bana da sun.”Burada sâkiden murad; Müşahede ile kayıtlı olan Hak’kın güzelliğidir.Kadehden amaç ise:Hak’kın yüzüdür.Görünen ve kayıtlı olan güzelliği suretlerde açığa çıktığından,Yüce Hak mutlakiyetiyle bunlardan temizdir.Şimdi şöyle mana gelir ki:hem baş gözünle hem de kalp gözünle Hak’kın yüzüne  yönel çünkü bütün yaratılanlarda zahir olan O’nun güzelliğidir.Gerek zahirde gerekse batında çeşitlenen ve kategorilerle ifade edilen Hak’tır.Hak’ka ulaşmaya vesile olan şu dolu kadehi iç.
İç ki,Cenabı Hak,kutsi hadisinde söylediği manada sana tecelli etsin.Bu kutsi hadis;bana nevafil ile yaklaşan kulumu severim,sevdiğim kulumun kulağı olurum ki onunla işitir,gözü olurum onunla görür,eli olurum onunla tutar,ayağı olurum onunla yürür,sonuç olarak, kulumun bütün azaları ben olurum.Bundan dolayı aşıkların sultanı İbni Fariz hz.leri Tâiyesinin baş kısmında buyurur:Şiddetli hararetle vasıflanmış sevgi içkisini içimdeki gören içirtti.Kadehimdeki,kâmilin cemalidir.Güzelliği ve yüzü zahirde apaçık tecelli etmiştir.Yani  insanı kamil yüzüdür.
                                  
                                     İçki tutkunluğu daim olan ayrılmaz
                                     Heran her bakışta o ayılmaz
                                     Sevgi şarabından içmekte doyulmaz
                                     Kadeh ve tasla asla kanılmaz.

Hak ile halk görün,olursun zatla Rahman sözünün manasını Hz.pir şöyle verir;Allah ile seyrinde,Hâlık isminin sende zuhuru ve seninle mevcud olması yönüyle Hak ol.Çünkü hakikatte isim müsemmanın (isimlenen) aynıdır.Yaratıcının eseri olma yönüyle de halk ol.
Allah’taki bu seyrinle Rahman olursun,yani zamanın kutbu olursun.Çünkü kutup Rahman ile tabir olundu.Bu beyitte belirtilen kutbun rahman ile tabir edilmesi zahir işaret edilerek amaç mazhariyettir.Yani Rahmanın mazharı olursun denmektedir.Zamanın kutbu,Rahmanın mazharıdır.Bunu bir hadisi şerifi ile Nebi (sav) şöyle ifade eder:“Ben Rahman kokusunu yemen yönünden almaktayım”Bu sözüyle Nebi (sav) zamanındaki kutba işaret etmiştir.O zamanın kutbu Sahvâni’l Karâni’l Yemâni Hz.leri idi.Yüce Allah’ta,Rahmanı Yüce kitabında şöyle tarif eder: Tâhâ suresi 5.ayet:O Rahman arşı kaplamıştır.Yani ismi Rahmandır ki, O’nun sureti kutuptur,arştadır.Arş ile murad edilen arşı azimdir ki,ulvi ve süfli alemleri içine alır.Kapladı(istevâ);Tasarruf ve hükmetti demektir.Buradan da anlaşılıyor ki,Rahman isminin mazharı ve sureti olan kutup,ulvi ve süfli alemde tasarruf ve hükm eder.Yani Rububiyetin hükmü,uluhiyetin tasarrufu ve cüzi varlıkların icadı,Rahman isminin yönelmesiyle olur.Arş üçtür:
1.cisi arşı kerimdir:Hak’kın zuhur ettiği yerdir ve her şeyi kaplayan arşı uluhiyettir.
2.cisi arşı azimi meciddir:Bu halifedir.Çünkü bu arş,esmayı kendinde toplamış ve bütün isimleri kuşatmıştır.
3.cüsü arşı’l azimdir:Feleki âzamdır.Cümle emir,irade ve dünya düzeni Onun tasarrufundadır.
Gıda ver halka Hak’tan,olunsun ruhu reyhana:Hz Pir bu beytin manasında der:Halkın gıdasını ver demek,halkın yardım ve gıdaları Hak’kın vücududur.Çünkü fitile zeytin yağı gıda verir ve yardımda bulunur.Bundan dolayı bütün kainat ve içindekilerin vücutları Hak’kın vücudundan ayrı değildir.Bu kainat O’nun vücudu ile ayakta durmaktadır.Böyle bir müşahedenin zevkiyle rahat olursun.Bütün alemler senden yardım ve irşad görürler,bundan dolayı reyhan yani rahmet olursun ve senden hiçbir kimseye nefsani itirazlar olmaz.Miskü esfer misali kokulu  olursun.
                 Hüve ile biz bulunmasa                 Olan olmazdı hem kat’a
                 İbâdız kullarız hak’ka                    Hem Allah’tır da mevlanâ
                 Onun aynı dahi biz bil                    Dediğimde biz insana
                 Hicablanma bu insanla                   Atâdır sana bürhana
                 Dahi Hak ile halk görün                 Olursun zatla rahman
                 Gıda ver halkına Hak’tan               Olunsun ruhu reyhana.

Hiç yorum yok: