ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN
Aşkıla döner
felekden her tabak
Zikr-i
Hakk'ıla gezer her bir ayak
Felek: Her gök seyyaresinin
gezdiği âlem, demektir. Ki cümle iş ve oluşlar, gezgenlerin / feleklerin
devranı hep aşk ile olduğu gibi, hareket edip yürüyen her bir ayak, yani kul’un
cümle faaliyetleri de hep aşk’la olur, buyruluyor.
Ki zahiren, görünen ve görünmeyen cümle âlemler ve insanın kendisi
yaratılıp halkedilmiş olduğu için halk’tır. Yani yaratıp halkeden Allah’ın
zuhuru olan halk’tır. Bu halk zuhurunun aşk’la olmasını ifadeyle Cenab-ı Hak; “Ben
bir gizli hazine idim bilinmekliğime muhabbet ettim (âşık oldum) ve halkı
yarattım” (Kutsi hadis) buyurur. Ki, Arapça muhabbet kelimesi sevgiyi,
aşkı ifade eder. Bu itibarlayaratılmış ve her an yaratılmakta olan her bir
şeyin zuhuru sebebi, yaratıp halkettiği halk tarafından Allah’ın bilinmekliğini
sevip âşık olmasındandır.
Bu yaratılan halk içinden, ancak insan yaratılış amacına uygun olarak Rabbini
bilip müşahede etmeye ve rabbine kavuşmaya müsait yaratılır. Ve her insanda
rabbine kavuşma potansiyeli vardır. Fakat hangi insan mürşidi kâmilin zikri
daim ve meratibi tevhid irşadına mazhar olursa o, yaratılıştan kendisinde var
olan Hak’tan gayrıya olan muhabbet ve aşkı Allah aşkına yani ilâhi aşka dönüşür.
Ve o insan, ilâhi aşk ile Rabbini bilip Rabbini müşahade ederek Rabbine kavuşur
ve kâmil bir insan olur. Ki insanı kâmil, Allah’ın habibim / sevgilim dediği
Hz.Muhammed kulluğunun mazharı olduğundan, insanı kâmil’de Allah’ın yarattığı
halk tarafından bilinmek aşkı kemaliyle zahir olur, açığa çıkar.
Bu itibarla yüce Allah;“Her şey insan içindir, insan ise benim
içindir” (Kutsi hadis) buyurur. Ki her şeyin, yani yerlerin göklerin ve
feleklerin yaratılıp devretmelerinin sebebi insanı yaşatmak içindir. İnsanın
Allah için yaratılmasının sebebi ise, insanın bu imtihan âleminde ilâhi aşk
mazharıyetiyle Rabbini bilip, Rabbine kavuşan kâmil insanda Allah’ın muhabbet
ve aşkının açığa çıkıp zahir olması içindir. Ki Allah aşkı, tüm zamanlarda
insanı kâmil ile zahir olup devam ettiğinden felekler, yerler gökler ve
arasındakiler Allah aşkıyla ayakta durur. Ve her şeyin yaratılışı Allah aşkı
ile her an devam ediyor. Bunu beyanla, Pir Seyyid Muhammed Nur Hz;“Yeryüzünde
kâmil insan var olduğu müddetçe kıyamet kopmaz, son insanı kâmil bu âlemden ayrıldıktan
sonra kıyamet kopar” buyurmuştur.
Allah’ın habibi / sevgilisi olan Muhammed-i kulluğu zuhura getiren
insanı kâmil’in yaratılışı, meslek-i Resul’de zikri daim uyanıklığı, Allah aşkı
ve Rabbin makamları telkini irşadıyla tüm zamanlarda devam ettiği için, Malik
Efendi; Rabbin her bir makamını feleğin bir tabakası olarak vasfederek, ilâhi Aşk ile döner felekden her tabak, diyor. Ve zikr-i
Hakk'ıla gezer her bir ayak buyuruyor. Yani insan zikri daim uyanıklığı ve
Allah aşkı ile rabbin makamlarını müşahade marifetine ulaşır, demektir.
Hep bu
devran sırr-ı aşkın devridir
Leyle-i
miracda aşk oldu Burak
Bu devranın, yani yaratılışın ve
Allah’ın makamlarının devri zuhurunun hep ilâh-i aşk ile olmasının sırrına bir
insan, leyle-imiraç (miraç gecesi) burağı olan ilâhi aşk mazharıyetiyle
ulaşabilir, buyruluyor. Çünkü Hz. Resulullah (s.a.v) Efendimiz’in miraç
yolculuğundaki aşkı, Burak ile teşbih edilir.
Oldu berdar
aşkıla Mansur dahi
Oynadır başını aşkıla uşşak
Berdar: İdam olmak demektir. Hallac-ı Mansur, ilâhi aşk’ın
cezbesiyle “ene’l Hak – ben Hakk’ım”
dedi. Ve ilâh-i aşk’ın cezbe hali geçmiş olmasına rağmen tövbe etmediği için
Mansur, idam edildi. İşte bunu ifadeyle Mansur’un berdar olması, yani idam
edilmesi dahi aşk ile olmuştur deniliyor.
Bunun izahı şöyledir; Mansur’un ene’l Hak
demesi ilâh-i aşk’ın heyman mertebesi tesiri ile olmuştur. Fakat Mansur bu aşk
halinden çıktığı, yani aşkın heyman mertebesi tesirine mazhar olmadığı halde
enel hak demeye devam ettiği için idam edildi. Bu konuda Pir Seyyid Muhammed Nur
Hz; “Hallac-ı
Mansur ‘Ene’l Hak’ (Ben Hakk’ım) dedi. Sonra halk ona “Sen nasıl Hak olursun,
tövbe et.” dediler. Fakat Mansur tövbe etmeyip “Ene’l Hak” demekte ısrar etti
ve idam edildi. Mansur, hem şeriata hem de hakikate aykırı olduğundan
cezalandırıldı. Şeriat âlimlerinin ve ehl-i hakikat olan mürşidi ve dayısı
Cüneyd-i Bağdadî Hazretlerinin fetvalarıyla idam edildi.”diyor. Yani
bazılarının söylediği gibi Hallac-ı Mansur sadece şeriat ulemasının fetvasıyla
değil, ehl-i kemâl ve hakikat âlimlerinin de fetvasıyla idam edildi.
Çünkü Mansur, “Ene’l Hak” dediği zaman
aşkın heyman tesiriyle kendinde değildi. Onun dilinden ve mazhariyetinden
Cenâb-ı Hak, “Ene’l Hak” dedi. Fakat sonra Mansur, kendine geldiği halde “Ene’l
Hak” demekte devam ve ısrar etti. Aşkın heyman haline vâkıf olan Cüneyd-i
Bağdadî ve ehl-i kemâl, Mansur’u ikaz ettiler. Fakat Mansur, ehl-i kemâlin ve
mürşidi olan Cüneyd-i Bağdadî’nin ikazını dikkate almadı, hata etti ve idam
edildi. Mansurun durumunu ehlullah, ateşteki kızgın demirle şöyle
misâllendirmişlerdir; “Demir, ateşin
hararetiyle ateşte dura dura kıpkırmızı kor olur ki, o zaman demir ‘ben ateşim’
dese doğrudur,’ çünkü demirde o an ateşlik galip olduğundan demir değdiği yeri
yakar. Fakat demir soğuduğu zaman da ben ateşim der ise bu doğru değildir.
Çünkü demirde ateşin galibiyeti kalmamıştır ve değdiği yeri
yakamaz. Demir bu haliyle, ben ateşim demekte ısrar ederse ateşliğini ispat
edemez. Onun hali demirliktir, demire ise ateş denilmez.”
Velhâsıloldu
berdar aşkıla Mansur dahi, oynadır başını
aşkıla uşşakbeyanıy ile mansuru idama götüren Allah aşkına
cümle âşıklar mazhar olup, bu aşk ile âşıklar ilâh-i sevgili adını zikrederek
başlarını salladıkları gibi, ilâh-i aşk’la başlarını feda ederler, deniliyor.
Mecnun oldu
Kays dahi Leyla için
Aşk-ı
Yusufla Züleyha ne oldu bak
Mecnun:Hak âşıklarına verilen isimdir,Leyla: Hak âşıkları-nın uğrunda mecnun
oldukları ilâhi sevgili’dir. Ve kays
isimli âşık, Leylâ’ya / ilâh-i sevgiliye olan aşkın tesriyle mecnun oldu,
deniliyor. Ve devamla yusufun aşkıyla zelihaya bak neler oldu buyruluyor. Ki,
Züleyha ve Zeliha aynıdır. Zeliha, Mısır Meliki’nin karısı olup, köle olarak
kendilerine satılan Hz. Yusuf’a (as) âşık oldu. Bu aşkı yüzünden Zeliha mısır
eşrafının / kodamanlarının hanımlarının tenkid ve kınamalarına muhatap oldu.
Fakat sonra Hz.Yusuf mısıra melik / hükümdar olunca, Zeliha Yusuf’a kavuşup
onunla evlendi. Yusuf (a.s) Caneb-ı Hakk’ın Cemâl yüzünün güzelliğini remzeder.
Zeliha ise Hakk’ın Cemâl yüzüne âşık olanı remzeder.
Bunu beyanla Malik Efendi Hz;
Mecnun oldu Kays dahi Leyla için, Aşk-ı Yusufla Züleyha ne oldu bak, diyor.
Aşkıla
devran ediptir Hilmi'yâ
Cümle
âşıklar aşktan oldu sebak
Sebak:Ders demektir. Malik Efendi Hz. Hilmi mahlâsı
ile kendini muhatap tutarak bizlere hitaben; Ey Hilmi, Gelmiş geçmiş
cümle âşıklar meslek-i Resul seyri süluku olan âli prensipler keşfi
marifetine, ilâhi aşk ile eriştiler.Ve hep ilâhi
aşk ileAllah’ın makamları olan derslerinin
kemâlat ve marifetiyle kâmil insan oldular, buyuruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder