ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDET ŞAHİN
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDET ŞAHİN
Halimi şerh eylemek mümkün müdür
Şol
derunumdaki ateşlerindir
Hz.Mevlâna’ya ilâh-i aşkın nasıl olduğunu sorduklarında; “ben
olda bil” demiştir. Çünkü Allah aşkı tarif edilemez, ancak ilâh-i aşkın
hallerinden bahsedilir. Ve her kim aşk’ın nasıl olduğunu merak ederse o, aşk yoluna
girerek ilâh-i aşk mazhariyetiyle Hakk’a vasıl olup Hak’la beka bularak
ebediyete ulaşır.
Hz. Pir;“Allah kullarını; ‘Ben cinleri ve
insanları; ancak bana ibâdet / kulluk etsinler diye yarattım.’
(Zariyat,56) ayeti ile aşk’a davet eder”buyurur. Ki Cenab-ı Hakk’ın bu aşk davetine icabet etmiş
olan Malik Efendi Hazretleri de, mazhar olduğu
derunundaki ilâh-i aşk ateşini (hararetini)ifade ederek, âşıklığımı şerh eylemek (açıklamak) mümkün değildir, diyor.
Rahatımı terk edüben ah
eder
Can u gönlüm hep figanla
doludur
Ehli nefs olan bir kul, nefsin hevasına (arzularına) uyarak nefsin
isteklerini yerine getirmekle rahat, huzurlu ve mutlu olacağını zanneder. Ki,
nefsin isteklerini yerine getirmek, kul’u asla mutlu yapmaz. Çünkü nefs, kul’un
masivaya yani Hakk’ın gayrısına vücut nisbet etmesiyle hâsıl olan dünyaya ve
tabiat nimetlerine meyleder. Oysa kul’un yaradılışının yüce gayesi; İlâh-i aşk
mazhariyetiyle rabbi’ne kavuşma huzur ve mutluluğunu bulmasıdır.
Bunu ifadeyle ilâh-i aşk tesiriyle nefsin isteği olan dünya gayrıyetini
ve tabiat nimetleri ile rahat etme
anlayışını terk ettiğimden beri, canım /
ruhum Hakk’a vuslat (kavuşmak) derdi ile ah ettiği gibi, gönlüm
derd-i ilâhi feryad ve figanı ile doldu, buyruluyor.
Bu cihan
geldi bana çok dar durur
Düzlüğünü
dost cemali gösterir
Kur’an-ı Kerim’de; “Yeryüzündeki
herkes / her şey fanidir, yokluktadır. Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin
vechi / yüzü bakidir.” (Rahman,26-27)
buyrulur. Bu ve benzer ayet beyanlarından açıkça anlaşıldığı gibi, bizim
var olduğunu zannettiğimiz “herkes / her şey” yok olacak değil,
her anda “fanidir / yokluktadır.”
Her anda var olan ise “Baki,” yani ölümsüz olan “Rabbın
celâl ve kerem yüzüdür.” Ki kerem,cemâl
tesirindeki Allah’ın güzel isimlerinden olup, ikram edici anlamındadır. Ve kerem ismi ile açığa çıkan ikram,
Allah’ın kuluna hüsnü cemâlini
(güzel yüzünü) göstermesinin ikramıdır.
Celâl
ve Cemâl, tesiri geniş olan Allah’ın ana
isimleridir. Rab ismi iseRububiyet tesiriyle mevcudatla zahir
olup gözüken Hakk’ın Beka, yani
ölümsüz ebedi olan yüzüdür. Ki rububiyetle zahir olan ve Hakk’ın beka yüzünü
oluşturan her isim, Celâl ve Cemal tesiri ile zahir olur. Celâl ismi tesirindeki Mudil
ismi dalâleti, yani doğru yoldan sapma azgınlığını meydana getirir. Ki,
mudil’in baş mazharı şeytandır. Cemâl tesirindeki
Hadi ismi hidayeti, yani doğru yol
üzerinde kul olmayı meydana getirir ki, hadi esmasının baş mazharı Hz. Muhammed
(sav) dir.
Bunu ifadeyle ayette beyan edildiği gibi her şeyin faniliğinde /
yokluğunda baki olan Rab, Celâl tesirindeki dalâlet zuhuruyla dünya gayrıyeti
perdesini / hicabını oluşturduğundan, her tecellide mavcut ve apaçık olmasına
rağmen rabbimiz gözükmez. Fakat âlemlerin Rabb’i olan Allah kerem, yani ikram
ediciliğiyle zahir olduğu mürşidi kâmil’in hidayet irşadıyla Hak âşıklarına
hüsnü cemâlini / güzel yüzünü gösterir. Bunun için kâmil’in meclisini, Hak Cemali’nin
âşıkları oluşturur. Kâmil’in meclisinde Cemâl-i İlâh-i müşahade irfanı zahir
olduğundan, Hak âşıkları o mecliste rahat eder ve daima kâmil’in meclisini
ararlar.
Bunu ifadeyle, dost cemâlinin,
yani Allah’ın cemâli’ni gösterdiği düzlük
olan kâmil’in meclisindeki irşad aydınlığı haricindeki (dışındaki) cihan tecellileri, bana dar gelir, Yani beni
sıkar ve beni rahat ettirmez, deniliyor.
Pirimiz Seyyid Muhammed Nur durur
İki âlem
gussasından kurtarır
Gusse: Üzüntü, tasa, gam demektir.Pir Seyyid Muhammed Nur Hazretlericümle
ehli kemâl’in zamane pir’i dir. Çünkü daha evvelki beyitlerin açılamasında
ifade edildiği gibi, mesleki Resul-u
Ahmediyyeyi Melamiyye tasnifi Hz. Pir Efendimiz’in şahsında açığa çıkmış ve
halifelerinin telkin ve tebliğiyle meslek-i Resul irşadı zamanımızda halen
devam etmektedir. Ki ancak bu irşadla bir insanın dünya ve ahiret iki âlem
gussasından, yani keder ve tasasından kurtulabileceğini beyanla; Pirimiz Seyyid Muhammed Nur’dur, bizi
ancak Hz.Pir ile zahir olan meslek-i Resul irşadı dünya ve ahiret İki âlem gussasından / üzüntüsünden kurtarır, buyruluyor.
Hilmiyâ divan-ı mestan gidiyor
Şeyh Hulusi himmetini bekliyor
Malik Efendi
Hazretleri Hilmi lâkabıyla; Zamanın
mürşidi kâmili Recep HulusiHazretleri’nin irşadıyla hâsıl olan aşk-ı ilâhinin divanesi ve mestanesi olarak, daima şeyh
Hulusi Hz. nin himmet ve yardımını arayıp bekliyorum diyor. Her şeyi en iyi bilen Allah’tır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder