ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN
Masivayı sil gönülden et
vera
Gözünü dikme cihanda kıl
veda
Masiva: Allah’tan ayrı olan herşey, Vera: Korkmak, Cihan: Kâinat, cümle âlem demektir. Buna göre masivayı, yani Allah’tan gayrı olan her şeyi zikri daim ve tevhidi
hakiki irfanı ile silerek kalbinden
at. Ve daima masivanın / gayrıyetin kalbine yerleşmesinden vera et, kork. Nefsine hoş gelen ve sana gayrıyet olan bu cihandaki tabiat lezzetlerine gözünü
dikmekten ve tamah etmekten ebediyen ayrılıp, kılveda (veda et) demektir.
Ahiret
tarlasıdır dünya beğim
Vücudunu
toprak içre kıl zira
Hz.Resulullah
Efendimiz;“Dünya ahiretin tarlasıdır,
dünyada ne ekerseniz ahirette onu biçersiniz” buyurmuşlardır. Ki, insan
bu yeryüzü olan dünyada nasıl bir kullukla yaşarsa, ahirette o kulluğun
neticesine muhatap olur. Yani insan, bu dünyada iyi bir kul olup Allah’ın emir
ve yasaklarına riayet ederse, ahirette iyiliklere mazhar olur. İnsan tersini
yapar da, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmeyip Hz. Resulullah’ın,
velilerin ve âlimlerin tebliğ ve tavsiyelerine kulak tıkarsa ahirette
olumsuzluklara mazhar olur. Bunu ifadeyle
Kur’an-ı Kerim’de;“O gün, insanlar yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler
halinde ortaya fırlayacaklardır. Artık kim bir zerre miktarı hayır üretmişse
onu görür ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür.” (Zilzâl, 6…8) buyrulur.
Bu yeryüzü
olan dünya, aynı zamanda imtihan âlemi olup bu imtihan da başarılı olmanın
öncelikli şartı, insanın Allah’a karşı toprak gibi mütevâzi, alçak gönüllü ve
acizliğini bilerek tenezzüllü bir kul olmasıdır. Çünkü mütevâziliğin ve
tenezzülün zıddı, kendini beğenmek ve kibirli olmaktır. Ki, Allah bu vasıfları
taşıyan insanı sevmediğini beyanla; “Kibirlenerek
insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme çünkü Allah,
kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez.” (Lokman,18) buyurur.
Bu itibarla ahiret
tarlasıdır bu imtihan âlemi olan dünya beğim, kendini yüksek
görerek kibirlenme,Vücudu benliğini toprak içre kıl zira buyruluyor. Ki, toprak gibi mütevâzi ve
tenezzüllü bir kul ol, demektir.
İhliyar-ı mevt ile sen et vefat
Hırka-yı
vahdet içinde ol ziya
Mevt:Ölüm, yeryüzü olan dünyadan göçmek, İhtiyarı mevt: Kul’un kendi isteğiyle
ölmesi, Hırka-yı vahdet: Bir’lik /
vahdet hırkası demektir.
Bu itibarla mevt / ölüm iki kısım olup biri
ızdırari (mecburi), ölümdür. İkincisi ihtiyari mevt (kendi isteğiyle ölüm)
olup, kul’un kendi isteğiyle ölmesidir. Mecburi ölümyüce Allah’ın;“Her nefis / benlik ölümü tadacaktır…”
(Al-i İmran, 185)beyanı gereğince, bu âlemde yaşayan herkesin yeryüzü olan bu
dünyadaki ömrünün sona ermesiyle ölmesidir.
İkinci ölüm olan ihtiyari mevt (ölüm) ise,
daha evvelki beyitlerin açıklamasında da ifade edildiği gibi Kur’an’ın;“...nefislerinizi
/ kendinizi öldürün. Bu yaratıcınız katında sizin için daha iyidir…” (Bakara, 54) ve “Ölmeden evvel ölün”
(Hadisi şerif) beyanlarıyla ifade edilen ölümdür. Ki bu ölüm mecburi olmayıp,
kulun kendi isteği ile olduğu için ihtiyari mevttir. Yani kulun kendi isteğiyle
ölmesidir.
Hırka-yı
vahdet,
bir’lik hırkasıdır. Ki, kul’un kendi yokluğuyla Hakk’ın vahdet-i vücuduna, yani
Allah’ın bir’liğine ulaşıp, kavuşmasını ifade eder.
Bunu beyanla, Kur’an ve Hz. Peygamber Efendimiz’in buyruğu olan ihliyar-ı mevt (ölüm) ile sen vefat ederekhırka-yı
vahdet içinde ol ziya,deniliyor.
Yani sen ihtiyari ölüm ile “ölmeden evvel ölmekle” Allah’ın bir’lik
örtüsü olan hırka-yı vahdet içine
girerek, Hakk’ın vahdet-i bir’liği ile irşad olup aydınlanarak ziyalı ol, demektir.
Benliğinden
gece gündüz et hazer
Kendini azık
için kılma tama
Hazer:Zarar verecek şeyden korunmak kaçınmak, Tama: Hırs ile isteyip talep etmektir,Benlik: Kişinin cehaletle kendine
nisbet ederek var zannettiği vücudu varlığıdır.
Kim kendine Hak’tan ayrı bir vücud nisbet ederse o kişi,
Hz.Resulullah’ın ibni Abbas’a (ra) hitaben; “Vücut günahı hiçbir günahla
mukayese edilmeyen bir günahtır.” dediği günahı işlemiş olur. Çünkü vücut
günahı aynı zamanda, Hz. Peygamber Efendimiz’in;“ümmetimin gizli şirkinden
korkarım” buyurduğu ve yüce Allah’ın; “Şirkten başka olan günahı
affedebilirim, şirki affetmem.” (Nisâ, 48-116) dediği affedilmeyen
yegâne şirk günahıdır. Bu itibarla Şeyhül Ekber Muhiddin Arabî Hz; “Vücut
günahı günahların anasıdır” buyurur.
Bunu
beyanla; nisbet benliğinin oluşturduğu
vücud günahı olan gizli şirk’ten gece
gündüz et hazer, yani kaçarak kendini koru buyruluyor. Ve devamla, kendini / nefsini gıdalandırmak için bu
azıklara kılma tama, yani kendini /
nefsini Allah’tan gayrı olan şeylerin oluşturduğu gıdaların, azıkların lezzetinden alıkoy, bunlara
tama edip yönelme deniliyor.
Hilmi' yâ
Hakk'a teveccüh eylegil
Her nazarda
sırr-ı Hakkı kıl tıla
Teveccüh: Yönelmek, bir tarafa dönme, Tıla:Merhem, ilâç anlamlarındadır.
Kur’an-ı Kerim’de; “Doğu da batı da Allah’ındır, yüzünüzü nereye çevirirseniz Allah’ın
yüzü oradadır.” (Bakara, 115)buyrulur.
Ki bu vahiy beyanı doğrultu-sunda Malik Efendi Hilmi lakabı ile kendini muhatab
ederek bizlere; Ey Hilmi, kendinde
ve cümle âlemde mevcut olduğu halde sır
olup gözükmeyen Cenab-ı Hakk’a teveccüh edip
yönelerek, her nazardaHakk’ı kıl tıla,
diyor. Yani zikri daim ve tevhid-i hakiki irfanı ile her tecellide mevcut olan
Hakk’ı müşahade merhem ve ilâcıyla şifa bul, buyuruyor. Allahuâlem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder