ŞİİR:ABDULMALİK HİLMİ
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN
ŞERHEDEN (AÇIKLAYAN): NEJDETŞAHİN
Gün-be-gün
artmaktadır sevda-yı aşk
Benliğimi durmayıp
yakmaktadır sevda-yı aşk
Sevdayı aşk:İlâh-i aşk’la maşuk olan Hakk’a
kavuşma arzusu, sevdası demektir. Ki günbe
gün, yani ziyadeleşen Allah aşkının harareti beni maşuktan ayıran nisbet benliğimi yakmaktadır, buyruluyor.
Ah ile suzandedir
mecrûh-ı dil
Kimle yâri seyreder
gelmektedir sevdayı aşk
Suzan:Yakan, yakıcı, Mecrûh-ı dil:İnandırıcı ikna edici sözlerle yaralanmış, yaralı
kalb demektir. Ki kâmil’in ikna edici güzel sözlerinden oluşan irşadla yanık ve
yaralı gönlüm, aşkı sevda ile yâri / ilâh-i sevgiliyi seyreder, deniliyor.
Terk-i can terk-i vatan
etti derûn
Mâsivâyı münkati
etmektedir sevda-yı aşk
Aşk ve sevda tesiriyle, canımı ve kendime nisbet ederek benim
zannetiğim cümle nisbet varlık vatanını
terk ettiğim gibi, Hak’tan gayrıden / masivadan
münkati olup kesildi derunum, yani
özüm, demektir.
Zülfünün zincirine kayd
oldu can
Hâl-i Mecnun'a
eriştirmektedir sevda-yı aşk
Zülüf:Sevgilinin sarkıp ta yüzünde görünen
saçlarıdır. Zülüf, zatı ilâhi zuhurunun, sıfat-ı ilâhi yüzünden isimler
tecellisi olarak âşık tarafından müşahade edilmesidir. Bunu beyanla, ilâh-i
sevgilinin zincir gibi olan zülüflerineaşk-ı sevda ile tutulup kayd olmakla,canım / özüm mecnunun ahvaline dönüşüp erişti. Buyruluyor ki, herkeste
yaratılıştan var olan aşk, masivadan / gayrıyetten ilâh-i sevgili olan leyla’ya
yönelir de ilâhi aşka dönüşürse, o âşıkın halimecnunluğa
erişir.
Âteş-i aşka heves etli
gönül
Bu cihandan nefreti
tezyid eder sevda-yı aşk
Tezyid: Ziyade ettirme arttırma demek olup, gönlüm İlâh-i aşk’a heves ettiğinden beri, aşk ateşi bu gayrıyet ve masiva cihanına / dünyasına olan nefretimi tezyid eder(arttırır),
buyruluyor. Ki daha evvelki beyitlerin açıklamasında beyan edildiği gibi,
burada ifade edilen cihan-ı dünya, kul’u Hak’tan ayıran her şeydir.
Bülbülüm vahded güline zar u zar
Car taraf pervaz durur
sevda-yı aşk
Car: Dört, Pervaz:Uçmak,
yükselmek demektir. Buna göre, benim bülbül gibi aşk ile zar-u zar ederek
feryadı figan etmekliğim, vahdet / bir’likgül’ü
içindir. Ki vahdet gülü meratibi tevhidin keşfi irfanı ile vahdeti vücuda
ulaşan Muhammed (s.a.v.) kulluğudur. Car (dört) tarafa pervaz olmak ise, Cenab-ı
Hakkı tecelli zat, tecelli sıfat, tecelli esma ve tecelli af’al olan dört
tecellileri ile müşahade etmektir.
Buna göresevdayı aşk ile zaru zar ederek, feryadı figan ettiğim vahdet gülü olan Muhammedi kulluğuna, car (dört) taraf olan Hakk’ın dört tecellisini müşahedeyle pervaz olurum, yani uçar yükselirim
deniliyor.
Terk-i diyar etti Malik
aşkıla
Gece gündüz ahıla
kalmaktadır sevda-yı aşk
Malik Efendi Hz, gerek kendinde ve gerekse
kendinden başka olan cümle varlıkların oluşturduğu nisbet varlık diyarını / yurdunu, ilâh-i aşk ile terk ettiğini beyan
ediyor. Ve gece gündüz, yani her
zaman her an ilâhi sevgiliye kavuşma derdi ile ah etmektir benim bahsettiğim sevdayı
aşk diyor. Allah her şeyi en iyi bilendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder